İ. -e -b
|
«u*
|
|
J-j
|
|
|
|
lL»
|
LT*'
|
|
1 jt.»
|
LS-Î
|
,jU. •Kı j J
|
■-.* t
|
|
3 3K
|
|
|
|
|
|
j, çf
|
|
|
|
JO
|
|
jL.» j,%
|
|
|
|
|
ÖV:>-
|
U SİA
|
S
|
fi.j
|
^ C-"“
|
Sı
|
er»
|
j ^ < S
|
Yani: Ordu (güzelliğiyle) ilkbahardaki güllerden toplanmış gibi idiyse de, basları öne eğilmiş olmak bakımından goncaya benziyorlardı. Bazdan beline hançer bağlamıştı; fakat söğüt ağaç, gibi titriyorlardı. Kimisi yayına okunu koymuştu; fakat bu, elif harfi üzerindeki uzatma işareti gibi sadece bir nakıştan ibaretti. Kimisi çeliğe bürünmüştü, ama aynadaki akis gibi, kalb ve ruhtan mahrumdu. Bazıları kızıllar giyinmiş- lerdileıdi ama, yüzleri düşman korkusu dolayısıyla sapsarı olmuştu. Bunlardan birisi hodbinlikten kılıcını çekse, bu kılıç onun kendi yüzünü ve
burnunu kesiyordu -’-10) . ■
Emîr, Semerkand kapısına gelen Rus ordusuna karşı çıkmak istemediğinden, ulemâ tarafından tekfir ve halk tarafından azledilmekte olduğunu görüp, mezbahaya getirilen koyunun rızasıyla çıkıo. bir defa görünüp kaçtı. Bunun terbiyesiyle yetişmiş olan Khudayâr Han da, daha ziyade ticaret isleriyle meşguldü. Khudayâr Hanın gevşekliğinden dolay. onun Ruslarla münasebetinden şüphelenen ahali, bilhassa Kıpçak- 'ar Abdurrahman Aftabacı idaresinde isyan ettikte, doğu tarafında Kas- garı idare eden Yakub Beğe gidip sığınmadı ye yahut Alay-Pamire, Afganistan» gitmedi. Doğrudan doğruya Taşkende gelerek, Ruslara iltica etti Ruslar da onu Orenburga sürdüler (sonra oradan kaçarak İran yolu ile Hicaza gidip, epeyce dolaştıktan sonra, Afganistanda Herat şehrine gelerek Kerrukh'ta öldü) 198')- Umumiyetle bu iki hükümdarın maiyeti;
Taşkent, Bukhara ve Khokandın tüccar sınıfı, mücadeleden bir netice
beklemiyordu. .
Türkistan tarihinde, dışardan gelen müstevli kuv- Vatanm Müdafaası- vet ve yahut bozkır boyları tarafından medenî Alimkul, Sadık ve ülkelerin işgali, her vakit, kolaylıkla yapılmıştır.
Abdülmelik Bütün ülkenin yabancı istilâsına karşı ciddî millî
müdafaası, ancak bozkırla ova ve göçebelerle şehirlilerin idaresini birleştirebilen şahsiyetler tarafından yapılabilmiştir. Umumiyetle Türkistanda ciddî, siyasî ve askerî teşkilât, ancak göçebelerden çıkıp medenileşen ve göçebelere dayanıp medenîleri, kalelere dayanıp göçebeleri elde edebilen' hükümetlerin teşkilâtı olmuştur. Rus istilâsı zamanında da, bu hal pek açık görüldü. Bukhara emîri 40.000 kişilik kuvvetiyle, Rusun 3000 kişilik kuvvetine karşı, birkaç saat, karşı koyamadığı halde; göçebeler arasındaki Ak Mescid kalesi, içinde yalnız 3000 kadar Özbek ve Kazak askeri olduğu halde, general Rerovsky’nin muntazam muhasarasına üç ^hâfta mukabele etti. Khokandın başkumandanı olan Kıpçak Alimkul ve askerleri Çim- kent, Türkistan (Yese) ve Taşkendin müdafaasında büyük fedakârlıklar gösterdi. 1864 yılı ilkteşrininin 3 ünde, General Çerniayevin Taşkendi muhasarası, muvaffakiyetle reddedildi. Çerniayev, bir çok telefat vererek, geri döndü. Bunu görerek ruhlanan Alimkul, «Türkistan»! (yerli müverrihin tabiriyle «Hazreti Sultan Ahnied Yesevî»yi) istirdat tecrübelerinde bulundu. Fakat .1865 mayısında Ruşlar bütün kuvvetleriyle Taşkent muhasarasına geldiklerinde, Alimkul, fazla cesaret göstererek (9 mayıs) topları bizzat kendisi idare ettiği zaman, maktul düştü. Bütün Khokandlıların ümidi Alimkulda olup, memleketin diktatörü o olduğundan, şehadeti halkın ve askerin mânevî kuvvetini tamamen kırdı; Taşkendin ve belki bütün Sır Deryanın Rus eline geçmesine sebep oldu. Nasıl ki 12 yıl sonra Kaşgar Hâkimi Ya- kub..Beğin. ölümü de, öyle netice vermişti. Khokandda da Kıpçak ümerasından Abdürrahman Aftabacı, Pulat Beği Abdullah Beğ ye Batır Töre, memleketin müdafaasında ellerinden gelen gayret ve cesareti gösterdiler. Bukharaya yardım için Khıyvadan bir kısım asker gön-
eskimiştir. En iyi eser V. Nalivkin, Kratkaya istoriya Kokandskago Khanstva, Kazan, 1886 (fransızcası Publications de l’Ecloe des langes örientales vivantes, 3. series, IV de neşredilmiştir) dır. Bu devrin tarihine ait yerli müelliflerin türkçe ve farsça olarak yazmış oldukları çok zengin eserlerden bugüne kadar ancak Molla Niyaz Muhammed Attar Khokandı’nin Târikh-i ŞâhrukhVsî 1885 te Kazanda' intişar etmiştir.
îdermişti. Teke Türkmenlerinden Toktamış ve Ötemiş kabilelerinden yardım gelmişti.
Kazak sultanlarından meşhur Kinesarının oğulları Khokand tabii -olup, Karatav’da «Türkistan» şehri civarında konup göçerlerdi. Bunlardan Sadık Sultanın göstereceği kahramanlıklar, dillerde destan •olmuştur. Bu zat, kendi etrafına topladığı Kazak fedaileriyle beraber, Alimkula yardım ediyordu. Alimkulun ölümünden sonra da Taşkend; müdafaa etti. Bukhara askerlerinin İrcar ve Semerkant müdafaası sırasında Sadık Töre, Sır Derya havzasında' Rusların arkasına taarruz ediyordu. Zire Bulak müdafaasında Emir Muzafferin firarından sonra, yine Khıyyaîılar ve Türkmenlerle beraber, Ruslara karşı harbetti. Emir Muzaffer, Rusların her hangi taleplerine razı olacağını bildirdiğinde, Karşı hâkimi olan veliaht Abdülmelik Han, babasına karsı ■ isyan etti. Mangıt emirine düşman olan Kineges kabilesi beğleri Sehri- sebz «hâkimi, (yani mutasarrıfı) A.cımavh oymağından Hekim Bek ve oğlu,Baba Bek, Kitab «hâkimi» Taraklı oymağından Cüre Bek Dâdkhâh, Rusîar Semerkanda geldiğinde, emîri tepelemek için fırsattan istifade fikrinde oldularsa da, Semerkandı Ruslar işgal ettikten sonra, kendi başlarına Ruslara karşı muharebeye başladılar. İşgal edilen Semerkandı istirdat fikriyle muhasara ettiler. Semerkand vilâyeti Khıtay ve Kıpçak kabileleri, Çilek civarında Abdülgaffar nam reisleri idaresinde 25.000 kadar asker teşkil ederek, yine Rusların yollarını .kesmişlerdi. Bunların bir kısmı dâ Kineges beğlerinin Semerkandı muhasarasına yardım etti (2-7 hajziran 1 868). Semerkand ahalisi de199 muhasara edenlere muavenette fedakârlık gösterdlier. Sultan Sadık ise, bu sırada Kette Korgan da Rusların bütün mühimmatını ele geçirdi Kermine ve Bukhara askerleri Sultan Sadık tarafına geçmişti. Bu sırada emîrin ordusunda Sadık tarafına temayül pek bariz idi. Bütün Bukhara işlerini kendi eline almasını teklif eltiler. Fakat Sadık ikbalperest bir zat değildi. Bukhara zimamdarının tabiatını mütelevvin ve kararsız bildiğinden ve mürailiklerini de iyi tanıdığından, bu teklifi reddetti. Bukhara ' emîri Muzaffer Ruslarla birleşmiş olmasa idi, Abdülmelik Töre, Cüre Bek, Baba Bek, Abdülgaffar ve Sadık Sultanlar haziran ortasında Rusları tamamen yok edecekler ve, mister Schuler’in dediği gibi, Ruslardan Sibiryaya belki bir nefer bile dönemiyecekti. Emîr Muzaffer ve rus generali Abramov birleşerek, Abdülmelik Töre, Baba Bek, Cüre Bek ve Sadıkm harekatını tenkil edebildiler. Abdülmelik 400 adamıyla 22 ilkkânunda, Sadık 60 adamıyla 10 sonkânunda (yıl 1869) Khıyvaya geldiler. Afgan şehzadesi Abdürrahman Han da ora- ja gelmişti. Yirmi gün kalıp Bukharaya gitti. Bu mültecilere Konrat
-Rehmed Rahim fevkalâde hörmet gösterdi. Sadık Töre Khıyva müdafaasında bulundu. Khıyva, ,1873 te general Kaufmann’m idaresinde gönderilen rus ordusûTârafından işgal edildi, ve MehmedfRahim Han pa3rtahtmı kaybettiği gün, Rus çarının âli hâkimiyetini kabul ederek, Ruslarla bir muahede imzaladı. Khıyvalılar, Rusîara karşı gereği gibi ciddi mukabelede bulundular-’.Rusların işgalinden ve sulhun akdinden •jonra, Sadık Töre, Türkmenistana, oradan da Afganistan ve Pamir yoluyla Kaşgara gidip, \ akub Beğin ölümünden sonra da orasının müdafaasında büyük fedakârlıklar gösterdi. Ab d ül m elik Töre ile C-üre- Bek Dâdkhâh m amca zadelerinden Azim Bek de Kaşgara, Yakub Be- ge gelmişlerdiyse de nihayet, orasını terkederek Hindistan yoluyla İs- r an bu! a gelip, orada ikamet ettiler (Semerkand müdafaasında hiyanet eden Afgan prensi İskender Han da, Moskova-Londra yoluyla' 187 7 yılında İstanbula gelmişti. Abdülmelik, sonra Hindistana gidip, 1909 ynıncia orada Peşaver civarında öldii~',:;). Nur Ata civarındaki Öz- nekierden «Nazar Nayman» adında bir kahraman, Sadık Sultanın dostu idi. Bunlar ve Abdülmelik Töre hakkında Özbek ve Kazaklarda destanlar ve şiirler vardır. Bu destan ve şiirler, Rus hâkimiyeti devrinde 200 •
Dostları ilə paylaş: |