Yani: Nadandır diyerek çok (Özbek) kadın - kızları kenare âtıldı, bu key
fiyet milletin kalbinde fena izler bıraktı. Gençlerimizin koynünu «gök gözler» (yani mavi gözlü rus kadınları) doldurdu, «öz» lerden (yani Özbek kızlarından) gençlerin gönülleri bezdi. Zavallı kadın ve kızlarımız annesinden ayrılmış deve yavrusu (böte) gibi inliyorlar. Haykırır, ağlar, ah diye bağırarak sözler : Neden bu işe bir çare bulunmuyor ? Yüreklerimize ne zamana kadar böyle oklar yağ- dırılacaktır ? diyor. Avurpalıdan evlenmek, onlardan aile kurmak Özbek Elini ve ailesini bozmak demektir; böyle hareket hiçbir gence yakışmaz, Özbek kadın ve kızlarım korumak lâzımdır.
Mamafih rus kadınlarıyla evlenmek henüz bulaşıcı bir hastalık halini almış değildir. Birkaç yıl öncesine kadar rus mekteplerinde daha z»yade erkekler tahsil edip, kızlar az olduğundan, münevver gençler ekseriya kendi milletinden olan iimmî kızlarla evlenmiyorlardı. Şimdi ise tahsil gören türk kızları çoğalıyor. Münevverler de o nisbette kendi cinslerinden olan kızlarla evlenme meselesinde müşkülât çekmiyorlar.
Rus istilâsı zamanında Türkistanlıların ahlâkını en Ahlâk iyT öğrenenler: macar Vambery, rus seferlerine iş
tirak eden Amerikalı Mac Gahan, Schuyîer (Skay- ler) ve alman Radloff olmuştur. Radloffım Kazakların ve Mâverâün* nehir ahalisinin ahlâkı hakkında kendisinin Sibirya hatıratına dercet- hği 28s>) tavsifleri bugün de klâsik ehemmiyeti haizdir. Tabiî, rus istilâsı zamanının bazı hususiyetleri Radloff’u da yanlışlıklara sevketmiştir. O, Zerefşan havzasındaki Özbeklerin «Tacik ve Şart» tesirine fazlaca kapıldıklarını ve cesaretlerini kaybettiklerini söylerken, yanılmışîır. Bunu,