Türkmenlerm Türkmenlere Kıpçak, Çağatay ve başka uruklar ^sjj karışmışsa da eski Türkmen âdetlerini ve anane
lerini saklamışlardır. Uruk bölümlerinde eski Oğuz boylarının ekserisi bulunur. Bugünkü Türkmenlerin esas temelini teşkil eden Türk unsuru bu ülkelerde, tarihçe tâyin edilemiyecek kadar eski zamandanberi yaşayıp gelmişler ve Milâttan önceki çağlarda Alan ve As gibi Aryanî kavimlerle komşu yaşıyarak bunlarla birlikte «Masagıt» heyetini teşkil etmişlerdir. Arap ve İran müverrihlerinde Oğuzların ölülerini Amu Deryaya iple asdıkları yani bunları suda defnettikleri ve bu ırmağı kutlu saydıkları hakkında kayıtlar vardır. Hekim Ata ve Korkut hikâyelerinde de Oğuzların Amu Deryaya ve Sır Deryaya taptıklarının izlerine tesadüf edilir91). Bu hususlar Türkmen-Oğuzların, tarihçe tâyini güç olan çağlardanberi Amu Derya havzalarında-yaşadıklarını gösteren diğer delilleri tasdik ediyorlar. Daha Strabön’da zikredilen «Sa- karaul» isminde bugünkü «Sakar» yahut «Sakar-Öğlı» kabilesi görülüyor 92). Dördüncü ve beşinci milâdî asırlarda İran kaynaklarında ve «Âvestâ» da «Khiyunit» yani «Hun» 1ar adı ile şimdiki Türkmenistan- da Kızıl-Avrat, Oğurça, Balkan, Kızılsu, Dihistan / ve Gürgen taraflarında yaşıyan Türk kütleleri («Sol» Türkleri), Araplar v geldiğinde yine oralarda idiler ve Zerdüşt mezhebini kabul etmiş bulunuyorlardı ö3). ^ed!nci „asrın 3^ yarısında daha Araplar gelmeden önce, Çinliler, Oğuzların Amu Deryanın yukarı mecrasında sağ kolu Kafirnihan nehri üzerinde oturanlarını «Hi-su» (yahut «Kie-su» ve «Ho-su») °4), Tiyanşanııı garbinde ve şimalinde oturanlarını «Kou-su» ,,,J) şeklinde okunan alâmetlerle kaydetmişlerdir. Araplar zamanında Herirud havzasında «Gur» ve Gazne taraflarında da Oğuzlar zikrediliyor; Kabil hükümdarları bunlardan aldıkları köleleri vergi yerine Araplara göndermişlerdir0G). Horasan şehirlerini koyun ve atla temin etmek oradaki Oğuz, Gur ve Khalaçlara aitti. Horasanın muhtelif bölgelerinde, o cümleden Khorezm şimalinde97), «Endkhûdh» (yahut diğer adıyla «Aşiıkh») civarında ve «Esferayin» in batısında ") bunlardan bazılarının daha ozaman yerleşmiş oldukları görülüyor. «Aşiıkh» m kendisi de türkmence bir kelime olsa gerektir. Karlık ve İChalaç gibi urukları da içine alan «Türkmen» topluluğunun «Oğuz» yahut «Guz» ve «Uz» adlarını hassatan taşıyan bölümü, Sır Derya şimalinde Kara-Tav (Qaraçuq), Ulu-Tav hududunda ve cenupta Gürgen, Astarâbâd hududunda yaşıyanları pek eskiden bir siyasî ziimre olarak temayüz etmiş, eskiden Kanglı ve Kıpçaklarla beraber oldukları halde «Hun» ( = «Quh») adıyla Çin sınırından Tuna boylarına kadar olan yerlerde dolaşmış; Türkistanda Araplar hâkim bulunduğu zamanda, bunların, bir bölümü Ural vilayeti üzerinden Cenubî Rusyaya ve diğer bolümü Horasan ürerinden İrana, hatta Ana- doluya kadar yayılmıştır. Halbuki. Türkmenîerin gayrısiyası kısmı sıfatıyla yalnız hayvan beslemekle barış içinde yaşıyanları, bugün olduğu gibi eskiden de, o siyasî kareketlere iştirak etmemiş ve Amu Derya, Sır Derya havzalarında oturmakta devam etmişlerdir. Mâverâünnehrin medenî ahalisiyle sıkı temasta bulunduklarından Araplar geldiğinde herkesten Önce islâmiyeti kabul etmişlerdir. Oğuz oldukları halde gayrı siyasî kalan uruklara daha ziyade «Türkmen» adı verilmiştir99). Şim- 5556575859 diki Türkmen heyetinde yine eski siyasî Oğuz yığınlarının İran ve Horasandaki vakayie iştirak ettikten sonra Moğollar ve Safavîler çağında eski yurtlarına dönüp gelmiş olanları da vardır. Türkmenler, 19 uncu asır vakayiinde olduğu gibi, şimdi de savaşçı bir kavim olarak kendi varlıklarını gösteriyorlar.
Bugün Rusyaya tâbi Türkmenlerden başka İranın Gürgân ve Astarâbâd vilâyetleriyle Afganistanm Herat, Meruçak, Andkhoy, Akça taraflarında tahminen iki-üç yüz bin kadar Türkmen nüfusu vardır.