. Fakat «Maveraunnehır-Kasgar» la «Yedısu ve Do- Turkıstanda Mede- - . ’ ... A . , .
taraflarına geçtiler1'7). Evvelce Taciklerle meskûn olan Mâverâünnehrin birçok mühim şehirlerinin ahalisi, Çingiz fütuhatı sırasında Doğu- Tür- kistana, Çağataylılarla Ilhanlılarm savaşları şırasında Horasana sevko- lunmuşlardı. Bunların yerlerini Türkler doldurdular. Bu devirde de Mâverâünnehirde resmî dil türkçe idi; uygur ve arap yazıları kullanılıyordu.
• t » ».. ıı • 1 ıyansan» arasında medeni mücadeleler pelc
niyetler Mücadelesi . . ’ . . 10 . . .. ,
T mür B k kuvvetli bir surette devam etti. I 3-1 4.uncu asırda
bu mücadele bir taraftan Kaşgar ve Mâverâünnehirde İran unsurlarıyla müttefik olan medenî müslüman Türkler ve onlara dayanan «bek» 1er (ümerâ) ve bazı hanlar, diğer taraftan Yedisu ve Uyguristandaki budist ve hıristiyan Uy gurlara ve Yedisuyun medenî gayrimüslim Türklerine dayanan göçebeler ve Çingiz oğullarının ekseriyeti arasında pek şiddetle devam etti. Yani 1) İslâmlar, İslâmiyet ve müslüman medenî Türkler; 2) budizm ve şamanizme dayanan göçebe Türk-Moğol ananeleri şiddetle çarpışıyordu. Çağatay hanları merkezlerini bazan Taşkent,. Bukhara ve Karşı hududunda, bazan da «İle» ırmağı havzasında Almalıkta yahut daha doğuda Beş Balıkta bulunduruyorlardı. Türkistan böyle iki kuvvetin, iki medeniyet cereyanının arasında sallandı. 1334-1338 yılları arasında Almalık civarındav yaşıyan Çağatay hanları Buzan ve Cenkşi kendileri budist ve oğulları hıristiyan olup İslâm düşmanı idiler; Ispanyalı, Burgondiyalı ve İskenderiyeli hı- riştiyan misyonerleri himaye ediyorlardı. Almalıkta hıristiy86 87 88). (Yedisuda bulunan süryanî yazılı türk hıristiyan mezar taşlarının şimdiye kadar bulunan en son tarihlisi Işık Gölün cenup-doğu kıyısında bulunan 1330 tarihli kitabedir). Bu aralık Altın Orda, yani Goçı Ulusunda da Özbek Han ( 1 21 2-1240) müslüman olarak ulusundaki Türk ve Moğolun kâmilen müslüman olmasına sebep olmuştur. Bundan sonra Çağataylılardan tasavvuf yoluna girerek dervişlik eden, hattâ şeyh olan «Khalil Sultan» (=Khalil Ata», ki Khoca Bahâeddin bunun müridi idi), öteki adıyla «Kazan Han» -a) Türkistanın cenubunda ve «Tuğluk
— 1 03 —
Temür Han» (1348-1362) bu ülkenin şimalinde gayrimüslim unsuru tamamen yok ettiler. Böylelikle Çingizliler hâkimiyetinin Mâverâünne- hirde islâmiyetin ve İslâm medeniyetinin Türkistanın şimal bölümlerine de yayılmasıyla neticelendiğini görüyoruz. Fakat mesele bununla halledilmedi. Medeniyetler ve hayat tarzı mücadelesi artık her taraf için umumî din şeklini alan islâmiyetin mezhep ve tarikatları şiarı altında devam eftir Moğolların müslüman olmasına rağmen, devlet idaresi usulleri tamamen mecusî Türk-Moğol ananeleri yolunda devam etti. Moğolların takdire değer bir hizmeti de, Türkistanda Karahanlılar ve Kho- rezmşahlar zamanında devlet idaresi işlerine karışmağa başlıyan dini vcT şeriatı dünya işlerinden uzaklaştırmalarıdır. Müslüman hanlar ülkeyi, gayrimüslim olan babalarının devlet idaresi usulleriyle idare ediyorlardı. Fakat gayrimüslim şamanî ve budist unsurların resmen yenilmiş olması, ancak bunlara ve eski ananelere dayanarak yaşıyabilen «Khan» ların (yani Çingiz torunlarının) itibar ve nüfuzunu azalttı. Aynı zamanda Şimalî Türkistanın türk evliyaları kılavuzluğuyla gelişmekte olan sâde «Türk islâmiyeti» (Khalil Sultan ve evvelemirde türk meşayihi yolunu takip eden .Khoca Nakışbend Bahâaddin) ile ülkenin bilhassa Tacik- lerle meskûn olan cenup bölümündeki iran-islâm meşayihi, tacik ruhanî aristokrasisi (Khalil Sultan tarafından öldürülen Tirmiz şeyhleri) 89) ve onların «Iran islâmiyeti» arasında mücadele başladı. Bu mücadele siyaset sahasından çıkarak medenî sahaya döküldü ve Cenubî Türkis- tandaki Moğol beğleri tacik ruhanî aristokrasisi ile birleşti (Emîr Kaz- gan). Aynı zamanda Horasan ve Mâverâünnehirdeki şehirli Tacik ahalisi; arasında, hâkim Moğol sülâlesine ve askerî aristokrasisine karşı sı- nıfî mahiyette bir mücadele başladı ve 1365 te Semerkandda bir demokrat «Serbedarlar» cumhuriyeti kuruldu90). Öyle ki, umumî durum bu gibi karışık dinî, medenî ve smıfî mücadelelerden istifade etmesini T>ilen birisi için gayet uygun şartlar gösteriyordu. Daha ziyade müslüman terbiyesi alarak müslüman Tacik unsuruyla Türkleri telif edebilecek ye aynı zamanda hakanlık ananelerinden ziyade, mahallî halk menfaatlerine dayanabilecek «Moğol beği» cenubun kuvvetiyle şimali elde edebilirdi. Bundan sonra Türk-Moğol askerî zümreleriyle ve Çingiz neslinden gelen sülâle ile olan münasebetlerini de yoluna korsa, şimalin - (göçebelerin) kuvvetiyle cenubun tesirinden de kurtulur ve geniş fütuhat yapabilirdi. İşte bu durumda Barlas uruğundan «Temür Beg»
Dostları ilə paylaş: |