139) İnkılâbmecmuası, Taşkent, 1922, N. 22. s. 29.
14°) F i s c h e r, Sibirskaya Jstoriya, Petersburg 1774, s. 444
Pamiatniki Sibirskoy İstoriyi XVIII. vaka.I; 163 Tob.rcıq, babası Sır- «dak Sultan, babası Eşim Han, babası Sıgay Han b. Yadık, b. Ebül-Sa‘îd Canıbek..
Cenup ve cenup-aoğu Başkurdüstanda da hükmü geçiyordu. 1 709 yılında Başkurdüstana («Nogay Yolu»na) geldiğinde kendisi ancak 26 yaşında bulunuyordu. Khıyva hanları da buna tabiydi. Aşağı Khorezmi bir vakit kendisi idare etmiş, sonra Kazak Sultanlarından «Üsek Sultanin neslinden «Ebülkhayır» ( -Abılay) ve kardeşi «Mamay» sultanlara bırakmıştı. Ebülkhayır ise şimdiki Ural ve Turgay vilâyetlerindeki uruklara hâkimdi; ve Cenubî Başkurdüstanı da kendi Hissesi biliyordu. Bununla beraber ayni kaynaklar, daha 1718 yılında, burada Batır Khan ve oğlu Qayıp Khandan bahsediyorlar. 17İ8 yılında bu Qayıp Khan ve Ebülkhayır Sultana Kalmuk reisi Quntayşı hücum etti. Qayıp Khamn yanında 30.000 kadar asker bulunuyordu. «Engüz» ırmağı üzerinde yapılan savaşta Qayıp ve Ebülkhayır kat î surette yenildiler. Qayıp Khan, yanında ancak iki kişi olduğu halde «Türkistan» (Yese) şehrine dönüp gelebildi1*-). Yayık Rus Kazaklan bu sırada Ebülkhayııın ve kardeşi Mamayın ülkelerine, hücum ediyorlardı. Hattâ 17 16 da Ruslara gönderilen şikâyet mektublarında bu Rusların Kho- rezmde Ürgence kadar hücum ettikleri yazılıyor 143). Qayıp Khan, Rus imparatoru Birinci Petroya elçiler göndererek barış arıyordu. İşte bu arada Kalmuk hanı «Şiven Rabtan»m asıl kuvvetleri, Sır Derya havzasın- da toplanan Kazak sultanlarına yeniden hücum ederek Mâverâünnehrı koruyan zinciri kırdı. 1720 yılında Sır Derya havzasındaki şehirleri, 172 3 te de Taşkendi Kazakların elinden aldı. Türkistanın son zaman tarihinde pek mühim olan bu devir, Kazaklarda en ağır bir zaman olarak «Aqtaban şuburundu», «Savran aynalgan», ALqa-Kol sulama» gibi mûciz ve mânalı sözlerle adlandırılmış ve uzun zamanlar için tarih başlangıcı sayılmıştır.
«Yedisu» ve «Arka»daki Kazak urukları mal ve mülklerini, ev barklarını bırakarak aç ve çıplak bir halde Zerefşan havzasına ve- aşağı Khorezme doldular. Mâverâünnehre gelenleri, buranın, Şıban şehzadelerinden. olup Kazak arasında «padişâh-ı Turan» olan «Receb Mehmed Sultan»ın idaresinde idiler. Mâverâünnehri, Astarkhanlılar sülalesinin son hükümdarı olatı Ebülfeyiz Han bin Subhankulu Han idare ediyordu. Rus imparatoru Petro tarafından Ebülfeyiz Hana gönderilmiş olan Raguzalı İtalyan Benevini, Recep Hanın 1 725 martında hattâ Bukhara üzerine yürümekte olduğu haberini işitmişti. Zerefşan havzası 155
tamamen yağma edildi. Bütün ekim yerleri, aç ve perişan Kazak uruklarının Kalmuklardart. kurtarabildikleri havyaniarma otlak oldu. Senevini, ozaman Bukhara memleketlerinin kıtlık ve yağma yüzünden tamamen iflâs ettiğini, her yerde yollarda eşkıya bulunup ahalinin fevkalâde heyecanlı bir zaman geçirmekte olduğunu kaydetmiştir156). Bukhara-Merv ve Bukhara-Khıyva araları da aynı durumda bulunuyordu. Semerkand şehri 1 723-1730 yılları arasında tamamen boş kaldı. Ebülfeyiz Han ne yapacağını bilemiyordu. Ahali içindeki heyecanın, uruk başkanları tarafından yapılan bir kışkırtma neticesi olduğunu zannederek, 41 6 kişiyi ziyafete çağırdı ve onları, o güne kadar Astarkhan hanları tarihinde misli görülmiyen bir ahmaklıkla, öldürttü. Khıyvada da durum tıpkı Bukharadaki gibi idi. Şıban Yadigâr oğullarının son mümessili olan Şir Gazi Han, 1722 yılında 14 uruktan ibaret olan Kho- rezm Mangıt-Nogaylarının isyanında öldürüldü. Bununla sülâle bitip, nüfuz ve itibarı olmıyan Kiçi Yüz Kazak hanları davet edilir, kovulur! öldürülür, tekrar başka biri dâvet edilir oldu. Şir Gazi Hanın ölüm yılında Kiçi Yüzden Ebülkhayır Hanın 157) kardeşi Saraygır Hanı, sonra diğer kardeşi Bahadır Hanı, 1727 de üçüncü bir Kiçi Yüz Kazak sultanı Elbars Hanı hanlandılar. Elbars Han iktidarlı bir zat idiyse de, Horasana çapul eden uruklara başlık etmekten başka bir iş yapamıyordu. Bukharadan dönen rus elçisi, hanların değil, «bozkır tüccarlarının pîşvası» olup Rusyaya tâbi olan ve Astarkhanda emlak sahibi bulunan Khıyvalı Subhan Kulı adlı bir tüccarın yardım ve himayesiyle memleketine dönebilmişti. Khıyva hanının dış siyaseti de bu tüccarın elindeydi. O güne kadar daha ziyade Sır Deryanın orta aşağı bölümlerinde yaşıyan Karakalpak oymakları, tamamile Aral gölü cenubuna döküldüler. Amu Derya deltasının sağ kıyısının Karakalpaklara ait olan yerlerinin çoğunu Kazak «Elim Oğlı» uruğu işgal etti. «Cappas» uruğu deltanın batısına .geçti. Aşağı Khorezm tamamen talandı.
Kazakların o güçlüklerle dolu t zamana ait hâtıraları çoktur. Bu çağı, Kazakların m âciz kelime've cümlelerle ifade ettiklerini söylemiştik. Bunlardan «ak taban şubürundu», «yalın ayak taban bozulup beyaz olana kadar halkın kaçması» demektir. «Savran aynalgan» yani «Sır Derya havzasındaki eski «Savran» şehri etrafında (Şamanı âdetine