temin için, idarede âzami merkeziyet ve diktatörlük sistemini mükemmelleştirmektir 374).
Rusların yeni müstemlekeleri olan Moğolistana ait Sovyet neşriyatı meyanmda «Garbı Moğolistan ve Uriankhay Ülkesi» adlı üç ciltlik eser bu bakımdan fevkalâde ehemmiyeti haiz ve ibretle okunmaya değer. Bunun daha tabına devam edilen üçüncü cildinde (s. 541-43), rus köylülerinin, Çin idaresinde bulunan Yukarı Yeniseydeki Uriankha Türklerini yerlerinden atarak topraklarını zorla işgal etmiş olmalarının haklı bir iş olduğunu isbata çalışılırken şöyle denilmiştir: «Rusyanm tarihi, Slav kavimlerinin tedricen Şarka muhaceret edip, medenî seviyeleri kendilerinden aşağı olan kavimleri temsil etmek safhalarını arzeder. Vaktiyle Finikeliler ile eski Yunanlıların, eski dünyanın her tarafına yayılarak medeniyet neşretmiş olmaları ne derecede tabiî ve meşrû ise, Slavların muhaceretleri ve temsil hareketleri de, o derecede tabiî ve meş- rûdur. Başka türlü düşünmek, dünyanın idare edildiği tabiat kanunlarından birini inkâr etmek demek olacaktır. O kanun da, zayıf olanın kendi yer ve mevkiini, yaratılışta ve mânen daha kuvvetli olana terketmesidir. Uriankhalar münkariz oluyorlar... bu, pek tabiîdir. Hayvanlar için de böyledir, onların da zayıf olanı ölüyor, temsil ediliyor ve yeni gelen kuvvetli unsura karışıp gidiyor. Rusîar... büyük imkânlara malik olan bu ülkeyi, bunu işletmesini ve ondan istifade eylemesini bilmiyen bir kavinin elinden almakta kendilerini haklı gördüler». Lenin’in sağ eli olan Artium da, 1920 martında: «Biz (Ruslar), Başkurt, Kazak ve Özbek çöllerini Amerikaya çevireceğiz, biz olmazsak buralarda demiryolları, Orenburg, Semipalat ve Almatı gibi şehirler olur muydu?» demiş ve bu yerlilerin vaziyetinin Amerika kızılderililerinin vaziyetine benzediğini açıkça söylemekten çekinmemiştir, işte Sovyetler böylece, bugün Avru- palılar tarafından bir ihmalkârlıkla ve bazan çok manasız bir istihza ile karşılanan «beş yıllık plân»larla Asyanm kendi ellerinde olan kısımla- nnı «amerikalılaştırmak» ve yerli 1 err_< KızılderiIilere çevirmek » işini plânlı bir surette ve âzamî bir hızla tahakkuk ettirmek istiyorlar. Istan- biılda oturduğu halde Sovyet imperyaîist siyasetine tapan bir Vrangel ordusu zabiti, Kniaz ve Prof. Trubetskoy başta olmak üzere, rus mütefekkir «euroasist»lerinin son kanaati olarak, Asyada ancak üç büyük kavmin dil ve kültürü yaşıyacağını^söylüyor; bunlar da: Rus, Çin, ve; Hind milletleri imiş; diğer bütün kavimler nihayet bu üç kavimden birisine katılmak ve ona temessül etmek mecburiyetinde kalacakmış; Rus-
ya milleti yılda üç milyon çoğalıyorsa, bunun iki yıllığını İrana, bir yılın: artışını da Afganistâna göndermek, oralarının tam olarak ruslaştınlma- sına kâfi gelecekmiş. Eğer Rusyada yaşıyan milletler ve Ruslar, bolşe- vikierin tasavvur ettiği gibi tek bir «Rusya milletine, bir tek «coğrafî milletle münkalip olurlarsa, eğer günün birinde Rus yayılma hareketlerinin merkezleri Kafkasyaya, Türkistana ve Moğolistana intikal eder ve Rus milleti daha geniş mikyasta yayılmaya muvaffak olursa, bu millet, birkaç nesil sonra biraz daha mogollaşmış ve kafkaslaşmış olacak ve rus dili de o nisbette bazı değişikliklere maruz kalmış bulunacaktır.
Rusların muhakkak olan'yeni yayılmalarına karşı mücadele etmek, bu «seli» (ruslarm tâbiriyle «stikheynoyr dvijenye»yi) durdurabilmek için en müessir çare, bugünkü Rusyanınjcenubî kısımlarını teşkil eden Ukraynada, Kafkasya, Türkistan “ve^ Moğclistanda yaşamakta olan ka- vimlerin, yani müstakbel rusîuk namzetlerimin siyasî ve medenî cihetten yükselişini, Rusa temessül etmıyecek, ona yem oltnıyacâk, onun büyü* meşine sebep olmıyacak, üstün hâyat istidadına malık milletler haline gelmeleri temin ^edilmelidir. Bütün Asyalıbhrm riyazi bir hakikat gibi bilmeleri icap eden keyfiyet şudur: Rus yayılması, bataklığa çevrilmeğe müstait, yumuşak Ve düz arazi üzerinde belli bir mecrası almadığından dolayı hep geniş geniş yerleri işgal eden ve onları bataklığa çeviren büyük bir su kuvvetine benzer, ki bu da, kurutma (melyorasyon) inşaatr yapmakla pek âlâ bir mecraya sokulup durdurulabilir; bu sayede bataklık sahasına dönmekte olan arazı de yeniden meydana çıkar. Her halde Rus yayılması, Asyalılarm ve küçük milletlerin gevşeklikleri sayesinde beslenen ve gittikçe bir d-v şeklini alan, daha doğrusu esbabı malûm ve muayyen med ve cezir hareketlerinden ibarettir.
Rus, haddizatında hiç de fena bir insan değildir. Onu, yakın ve. uzak komşuları için müthiş bir kâbus haline sokan, dört asırdânberi ona daima büyüme ve genişleme^imkânınv bâhşedjen imperyalısmidir; Ukrayna, Kafkasya ve Türkistan müstakil millet Ve devlet haline gelir ve Rus yayılmasının yolu kesilirse, o, bunların şimal tarafında zararsız bip komşu da olabilir. Bu keyfiyet taahkkuk etmediği takdirde, kendisinin- yeni yayılmaları için Tiflis, Taşkent ve Urumçı gibi yerleri birer hareket üssü ve <>üyük Eür o azıya devletinin üç pay tahtı* ve ana merkezi edinecek olan «Rusya milleti», Asyalılar için ve Asyada işleri plan bütüh büyük devletlere karşı muhakkak ulu ve müşterek bir tehlike teşkil edecektir.
Türkistamn devletler ve komşu milletler arası Türkistanın Devletler vaziyeti, onun istikbali için müsait olup olmaması ve Komşu Milletler meselesine gelince, bugün bu ülkenin Türk ve