lam denizciliğine dayanabilecek mahiyette değildi.
Ümit Burnundan Hindistana yol açan Portekizliler Cenubî Hind «Vis Kırallığı» nı kurdular ve birinci vis kıral Fransisco d’Almeide ve halefi Alfonso d*Albuquerque birçok kıyı bölgelerini aldılar. Nihayet 1508 de arap gemicileriyle harbederek sonradan İran İktisadî hayatında mühim rol oynıyan «Hürmüz» ü ele geçirdiler. Bunlar bir asır kadar zaman kendi başlarına kaldılarsa da gittikçe kuvvetlendiler. 1602 de Holandalıların «Doğu Hind Kumpanyası» ve 1612 de de «İngiliz - Hind Kumpanyası» kuruldu. Portekizliler 1613 yılma kadar «Gua» ile «Hürmüz» ün her ikisine hâkim idiler. Böylelikle Hindistan ve Iran deniz ticareti Avrupalılara münhasır kaldı. Hindistan ticareti Portekizlilerin inhisarı altında iken, İngilizlerle Holandalılar Hindistana şimalden yol.bulmak teşebbüsünde bulundular. 1553 yılında «İngiliz Ticaret Kumpanyası» na mensup heyet yani Sibirya ırmakları üzerinden Çine yol ariyan «Chensİer» heyeti ile 1558 yılında Şimal Buz Denizinden Hazar Denizi - Bukhara vasıtası ile Hindistana yol ariyan «Jankinson» aynı, maksatla Şimalî Asyaya ve Orta Asyaya seferler yaptılar. Bunlardan İngiliz «AVillıam Merik» Sibiryanın en uzak köşelerine kadar geçip «Obi» havzası vasıtasıyla Çine İngiliz tüccarlarını göndermeğe muvaffak oldu. İngiliz sermayedarları şimalde daha ziyade rus tüccarlarını kullanmayı faydalı buluyorlardı. İngiliz ticaretine vasıtacılık eden rus «Stroganov» tüccar ailesi, daha 1517 yılında Sibirya ve Şimal ka- vimlerinden topladıkları ham eşyayı «Arkhangelsk» vasıtasıyla İngi- 1 izi ere veriyordu. Sonradan bütün Batı Sibiryayı elde eden bu aile bilfiil Moskova'dan' çok Londraya tabiydi. Bunların dış ticaret için Mos- kovadan aldıkları ilk imtiyaznameler, rus çarı Dördüncü İvan tarafından 1552, 155, 1560 yıllarında İngilizlerle ticaret hukukunu tasdik ederek verilen fermanlardır. Bu fermanlara göre, bu Ural - Rus «tüccarlar padişahı», kendi basma askerler bulundurabiliyordu. Stroganov- Jar 1517 de daha o vakit müstakil olan «Kazan Hanlığı» nm şimalinde «Qama» havzasında şehir ve kaleler yaptılar. Moskova Rusları daha i 6.ncı asrm ilk yarısında yine Avrupa emtiasının Mangıt - Nogay, As- farkhan, Kazan hududunda, bilhassa İngiliz çuhası ve silâh müstesna olmak üzere, demir mamulâtı satmak yolundaki faaliyetine vasıtacılık işini görerek, oralarının bütün ham eşyasını, derilerini kendisine çekerek iktisaden kendisine tâbi etmeği bilmişti. Nihayet Müthiş İvan ora- hırını siyaseten de tâbi edebildi. Şimaldeki Stroganovlar ise kendi ticaret kervanlarını korumak için o güne kadar Doğu Asyada kullaml- mıyan barutlu silâhlarla silâhlandırdığı «Rus Kozak» kuvvetiyle, şimalin ufak beğliklerini ve garbi «Sibirya Hanlığı» m yendikten sonra, oralara ticaret merkezleri sıfatıyla 1556 da «Perm» ve 1586 da «Tobolsk» şehrini kurdular. Rusya tarafından resmen işgali 1552 yılında tamam olan Kazanın, yani eski Bulgarin, tüccarlarıyla buradaki «Tacik» tesmiye olunan Ortaasya tacirleri, galiba bu hanlığın resmen müstakil olduğu devirde bile, Avrupa emtiasının tesiri altına düşmüşlerdi. Bu şehri ve vilâyetini idare eden Altın Orda tatar aristokrasisi ve askeri Kurundakilerle bir olup, aynı uruklara mensup idiler (Şirin, Barın, Argın, Kıpçak, Mamuk handan sonra Barın yerine Mangıt) ; bunlar şehrin (yani Kazanın) müdafaasına pek çok gayret sarfettilerse de, ülkenin verli tüccar unsuru galiba artık Arkhangelsk ve Nijni-Novgorodun İktisadî nüfuzunda idi. Bu tüccarların Ruslarla sıkı münasebetlerinden istifade ederek, Kazan hanları, Moskova ile olan siyasî işlerini ekseriya bunların vasıtasıyla görüyorlardı. Hanlığın işgalinden sonra Ruslar buralardaki tatar askerî zümrelerini toptan öldürüp Türk ve İslâm medenî eserlerini yıkıp yağma etmek hususlarında fazla gayret gösterdiler. Fakat yerli Kazanlılarm ticaret işleri mutazarrır olmadı. Belki az müddet sonra daha geniş bir ölçüde devam etti. Şehrin işgalinden altı yıl sonra Kazan tüccarlarından Burnaşev adında birinin Moskova tarafından Çine elçi olarak gönderildiğini, bundan sonra da Kazan tüccarlarını Mangıt ve Başkurt Ellerinde ve Sibiryada rus ticareti vasıta- cılığmda rolleri gittikçe artmış olarak görüyoruz. I 7.nci asrın başına doğru rus tüccarları Sibiryanın ve şimalî Türkistanın her yerine el uzattılar. 1618 yılında iîk rus, Sibirya yolu ile Pekine vardı. 1620 de Ruslar Yenisey havzasında yerleştiler. Tüfekle silâhlanmış olan bu ticaret ajanları hiçbir yerde ciddî bir mukabele görmediler. Yalnız Ruslar 1622 de kendileri gibi silâhlı olan ilk Asya kavmine, Batı Moğol (Oyrat)lara rastladılar. Bunlar bu jjilâhı, Avrupalı ve bilhassa Holandalı demz tacir îerinden satın almakta olan Çin ve Hindistan tüccarlarından alan «Mâve. ıâünnehir» vasıtalarıyla elde etmiş olsa gerektir. 1500 hududunda Çine seyahat eden osmanlı müellifi Ali E k b e t K hata y î, Kaîmuk ülkesi, onların ordusu ve saire hakkında güzel malûmat bırakmıştır; ona göre, Kalmuklar ancak yay, ok ile müsellâh olup, kendilerinde eslihai na- riye namına hiç bir âlet bulunmuyordu. Ali Ekbere göre, Kalmuklarda atlarını nallatmak için bile demir bulunmuyormuş. Demek bunlara Avrupa silâhı ancak Ali Ekberin seyahatinden sonra gelmiştir.