Bir Fasıl
Kurtubî dedi ki: Bâzı alimlerimiz, kabir yanında okunan Kur'an'-
la löiünün yararlandığına hurma dalı hadisini delil getirmişler. Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) bir hurma dalını ikiye
böldü bir kabrin üstüne dikti.
«Umulur ki bunlar kurumadan Allah onlarla Ölünün yükünü hafifletsin.» diye buyurdu.
Hattâbi dedi ki: Bu mesele ilim adamlarınca şu manaya yorumlanmıştır :
Eşya, yaradılışları yaş ve yeşil kaldıkça teşbih ederler. Hattabi de demiş ki: Hurma dalının tesbihiyle Allah ölünün yükünü hafifletirse müminin Kur'an okumasiyle tarik-i evlâ ile hafifletir.
Bu hadis, kabirler üzerinde ağaç dikme meselesinin aslıdır.
İbn-i Asakir, Hammad bin Seleme tarikiyle Katâde'den rivayet ettiğine göre, Ebû Berzete el-Eslemi (Radıyallahû anhüm) nakîedi-yormuş ki:
Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) bir kabrin yanından geçti. Sahibi azap içinde idi. Bir dal aldı, Kabre dikti ve şöyle buyurdu :
Umulur ki, bu dal yaş kaldıkça onu azaptan korusun.
Ebû Berzete de şöyle vasiyet ediyormuş: Öldüğüm zaman kabrime iki dal koyun...
Ravi dedi ki: O Kerman ve kümes arasında bîr çölde öldü, or-dakiler: Bu arkadaşımız kabrine iki dal dikilsin, diye vasiyet ediyordu. Fakat içinde yaş hiç bir şey olmadan bir çölde öldü, dediler. Onlar, böyle konuşurken Sicistan tarafından bir kervan geldi. Beraberlerinde hurma dalları vardı. Onlardan iki dal aldılar ve onunla beraber kabre koydular.
îbn-i Sa'd Müverrık'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: Büreyde, kabrine iki dalın konmasını vasiyet etti.
İbn-i Neccar'ın tarihinde Kesir bin Salim el-Heytirün hâl terce-mesinde şöyle yazılıdır ;
Kesir bin Salim kabri yıkıldığında tamir edilmemesini tavsiye etmiş, bu konuda şiddetli te'kitlerde bulunmuş ve demiştir ki: Allah (Azze ve Ceîle) yıkılmış kabirlere bakar, içindekilere merhamet eder, Ben istiyorum ki, onlardan olayım.
İbn-i Neccâr «Kesir bin Salim'in dediğine benzer, sahabelerden rivayetler vardır,» demiş. Sonra Abd bin Hamid tarikiyle... Vehb bin Münebbih'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: -
îrmiya Peygamber (Aleyhi's-selâm) içindekilerin azap gördugu bir Kabristan'm yanmdan geçti. Bir sene so»ra bir daha ordan geçti Baktı azapları sakinleşmiş. «Sübhanallah! Sübhanallah. Geçen aene burdan geçtim, bu ölüler azap içinde idi. Bu sene azapları sakinleşmiş, dedi. Birden gökten bir ses:
— Yâ îrmiya! Ya İrmiya! Kefenleri parçalanmıştı. Saçları dökülmüş kabirleri yıkılmıştı. Sen onlara bakıp onlara addın! Ben de kabirleri yıkılmış, kefenleri parçalanmış saçları dökülüşlere böyle ba-kıp rahmet ederim. 80
Ölü İçin En Güzel Olan Vakitler
Ebû Nuaym, İbn-i Mes'ud (Radıyallahû anh)'dan rivayet ettiğine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu .-
«Kimin ölümü Ramazanın sonuna denk gelirse O cennete girer. Kimin ölümü Arefe'nin sonuna denk gelirse o cennete girer, kim Sadaka verirken ölürse o cennete girer.»
îmam Ahmed, Hüzeyfe (Radıyallahû anhl'dan rivayet ettiğine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
Kim Allah rızâsı için «Lâilaheillallah» dese ve öyle vefat etse Cennete girer. Kim Allah rızası için bir gün oruç tutsa ve o gün vefat etse Cennete girer. Kim, Allah rızâsı için bir sadaka verse ve peşinde Ölse Cennete girer.
Ebû Nuaym, Hayseme'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: Birinin, Hac, Umre, Cihad ve Ramazan orucu gibi hayırlı bir amelde ölmesi eskilerin hoşuna giderdi.
Deylemi, Âişe (Radıyallahû anhâ)'dan rivayet ettiğine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«Kim oruçlu olarak Ölse kıyamete kadar oruçlu kabul edilir.»
Ebû Nuaym, Câbir'den rivayet ettiğine göre Resûlullah llâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu :
«Kim Cuma günü veya Cuma gecesi ölse kabir azâbındai tulur. Kıyamet günü şehidlerin üniformasiyle gelir.»
Hümeyd «Tergib»inde, Sa'd bin Tarif el-Haffaf tarikiyle -caferden rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:
«Cuma gecesi ak bir gecedir; cuma günü de ak bir gündür. Kim Cuma gecesi ölse Allah ona ateşten bir beraet yazar. Kim de Cuma günü ölse ateşten kurtulur.» 81
Ölümden Hemen Sonra Cennete Girmeğe Vesile Olan Ameller
Nesâi ve îbn-i Hibban «Sahih»mde ve Merdeveyh ve Dâre-kutni Ebû Ümâme (Radıyallahû anhî'dan rivayet ettiklerine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«Kim, farz namazların sonunda âyetel-kürsiyi okusa Ölümden başka Cennet ile onun arasında perde olacak hiç bir şey yoktur.»
Beyhakî «Şuab»da aynisini Hz. Ali'den rivayet etmiştir. Yine Beyhaki, Salsal bin Delhemiş hadisinden bunu şu ibare ile rivayet etmiştir:
«Kim her namaz sonunda âyet-el kürsiyi okusa, onunla Cennet arasında ölümünden başka hiçbir şey kalmaz. Öldüğü zaman Cennete girer.» 82
Peygamberler Ve Onlar Gibi Olanlardan Başi Diğer Ölülerin Cesedi Çürür Ve Vücutları Kokuş
Buharı, Cündüp el-Beceli hadisinden tahric ettiğine görel (Öldükten sonra) insandan, ilk kokuşan tarafı karnıdır.
Ebû Nuaym, Vehb bin Münebbih'den rivayet ettiğine gört demiştir:
Bir kitapta okudum. Allah; «Eğer ben ölüler için kokuşmayı yazmış olmasaydım insanlar ölülerini evlerde hapsederlerdi,» diye buyurmuş.
îbn-i Asakir, Zeyd bin Erkâm'dan merfûan rivayet ettiğine göre, Cenâb-ı Hakk şöyle buyuruyor:
«Üç haslet ile kullarıma genişlik ihsan ettim. Hububata kurtu musallat ettim... Eğer öyle olmasaydı, onların idarecileri altın ve gümüşü stok ettikleri gibi hububata da stok ederlerdi.
Ölümden sonra cesedi çürütüyorum. Eğer öyle olmasaydı, hiç bir dost dostunu gömemezdi.
Kederlinin kederini ona unutturuyorum. Eğer böyle olmasaydı üzüntüsünden hiç kurtulamazdı.
Ebû Küabe'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
Allah ruhtan daha güzel hiç bir şey yaratmadı. Ruhun ondai çıktığı her şey mutlaka kokuşur.
Müslim, J5Î>û Hüreyre (Radıyallahû anh) 'dan rivayet ettiğine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
İnsanın âcbüzzeneb (kuyruk sokumu) kemiğinden başka her şeyi çürür. Kıyamet gününde yaradılış onun üzerine terkib edilir.
Müslim, Ebû Davud, Nesâi, Ebû Hüreyre (Radıyallahû anh)'dan rivayet ettiklerine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«Toprak insanoğlunun her tarafını yer, kuyruk sokumu müstesna, însan, ondan yaratılmış ve onun üzerine terkip edilecek...»
Mevâkıf Sârini, şöyle der:
Allah, beden parçalarını idam edip onları geri mi yaratır? Yoksa onları dağıtır bir daha onları birleştirir mi? diye sorulursa.
Cevap: Doğrusu, bu konuda hiç bir delil tesbit edilmemiştir. Bunun hakkında ne müsbet ne de menfî olarak hiç bir şey denilmez.
«Allah'ın »zâtından başka her şey helak olur» 83 mealindeki ayet-i kerime de i'dam olduğuna bir delil yoktur. Çünkü parçaların dağılması yok olması demektir. Bir şeyin helaki onun kazanılmış! sıfatlarından çıkmasıdır. Parçalar arasındaki birliğin kaybolması daj o şeyin sıfatlarını kaybetmesi demektir. Bu gibi dağılmalara örfeı fena denilir.
Demek, «Yeryüzünde olan her şey fanidir» mealindeki âyetten de idam olunduğuna delil çıkartılmaz.
Ebû Davud, Hâkim, Evs bin Evs'den rivayet ettiklerine göre, sûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
«Cuma günü bana çok salavat getirin. Çünkü salavatınızna arz edilir.»
Sahabeler dediler:
Yâ Resûlullah sen yer altında çürüdüğün halde nasıl vatımız sana arz edilir? i
O (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki
— Allah peygamberlerin cesedi erini yere haram kılmıştır
îbn-i Mâce, Ebû Derda (Radıyallahû anh)'dan rivayet etti göre Resûlullah (SaUallâhû Aleyhi ve Seilem) şöyle buyurdu :
«Hiç kimse yok ki, bana salavât getirdiği zaman salavâtı tiğinde bana arz edilmesin.» Ben:
— Ölümden sonra da mı arz edilir yâ Resûlullah! dedim.
O {Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:
— Allah, yere peygamberlerin cesedlerini yemeği haramdır.
Mâlik bin Abdurrahman bin Ebû Sa'saa rivayet ettiğine ona ulaşmış ki:
Sel, Ensardan Amr bin Camuh ve Abdullah bin Amr'ın kabirlerini aşındırmıştı. Kabirleri su mecrasının kenarında idi. îkisi de Uhud'da şehid edilenlerden idiler ve bir kabre gömülmüştüler. Kabirleri başka tarafa taşınmak için kazıldı, cesedleri çıktığında bakıldı ki, cesedleri çürümemiştir, sanki dün ölmüştüler.
Onlardan birisi yaralanmıştı, elini yarasının üzerine koymuştu ve öylece defnedilmişti. Eli yarasından kaldırılıp yana bırakılınca yine yaranın üzerine döndü.
Kabirlerinin kazılması ile Uhud günü arasında otuz -altı sene geçmişti. ____
Beyhaki, «Delfiil»de bunu başka bir yönden rivayet edip «eli yarasından çekildi» sözünden sonra şunu da ilâve etmiştir: «sonra kan aktı. El yerine götürülündüğünde yine kan durdu.»
Rivayetin sonunda da şunu demiştir:
Muaviye, Kîzâme kuyusunu akıtmak istediği zaman Uhud'da ölüleri olan herkesi çağırdı ki ölülerini görsünler. Millet ölülerinin yanma çıktılar. Baktılar ki ölüleri diri ve sağa sola dönüyorlar. Kürek birisinin ayağına değdi kan aktı.
Ebû Said-i Hudri, dedi ki:
Bundan sonra hiçbir münkir artık inkâr edemezdi. Onlar daima toprağı kazıyorlardı. Birgün topraktan bir zırh çıkardılar. Misk kokusu kokuyordu.
Beyhaki, Vâkidi'den o da üstadlarmdan böyle nakletmiştir.
îbn-i Ebi Şeybe «Musannef»de senediyle Beni Seleme kabilesinden bazı adamlardan rivayet ettiğine göre şöyle demişlerdir:
Muâviye şehidlerin kabirlerinin yanmdan geçen çeşmenin mecrasını çevirdiğinde Abdullah bin Amr bin Haram ve Amr bin Ca-muh (Radıyallahû anhümaVnm kabirlerinin yanından geçti. Kabirleri açıldı. Millet kabirlerinin üzerine çağırıldı. Onları çıkardık, eği-liyordular. Sanki dün ölmüştüler. Üzerlerinde iki cübbe vardı. Yüzleri üzerine atılmıştı. Ayaklarının üstünde de bir miktar yer bitkisi vardı.
Beyhaki, TÖelâiTde bunu Câbir (Radıyallahû anh)'dan bitişik bir sened ile rivayet etmiştir ve şunu ilâve etmiştir:
«Kürek, Hamza'nın ayağına değdi, ayağmdan kan aktı.'
Taberâni, ibn-i Ömer (Radıyallahû anhüma)'dan rivayet ettiğine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
Allah için olan müezzin, kanı içinde deprenen şehid gibidir. Öldüğü zaman kabrinde kurtlanmaz. ,
Kurtubi dedi: Bu hadisin zahiri gösterir ki, yer Ailah için olan i müezzinin vücudunu çürütmez.
Abdürrezzak, -Musannef»de Mücâhit'den rivayet ettiğin şöyle demiştir:
Kıyamet gününde en uzun boylular müezzinlerdir: Onlar, kabirlerinde kurtlanmazlar.
İbn-i Mende, Câbir bin Abdullah'dan rivayet ettiğine gö\ sûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«Hamilü'l-Kur'an öldüğü zaman Allah yere vahyeder ki, onun vücudunu yeme...»
Yer de der ki: «Yâ Rabbi senin kelâmın onun göğsünde olduğu halde nasıl vücudunu yiyebilirim?»
îbn-i Mende dedi ki: Bu konuda Ebû Hüreyre ve Abdullah bin
Mes'ud'dan rivayetler vardır.
Mervizî, Katâde (Radıyallahû anh) 'den rivayet ettiğine gc le demiştir:
Bana ulaştı ki, yer, hiç hata işlemeyenin cesedine musallat 84
Dostları ilə paylaş: |