MONICA BELLUCCI (Veronica) Umbria, İtalya’da Città di Castello’da doğdu ve büyüdü.
18 yaşında Perugia Üniversitesindeki hukuk eğitimine başladıktan sonra Bellucci’nin mankenlik kariyeri de başladı. Yıllar içerisinde Oliviero Toscani, Fabrizio Ferri, Helmut Newton, Bruce Weber, Richard Avedon ve Peter Lindberg gibi harika fotoğrafçılarla çalıştı ama kalbi her zaman sinemada olmuştu çünkü orada kendini tamamen ifade edebiliyordu. Oyunculuk kariyeri Francis Ford Coppola’nın “Dracula”sındaki dikkat çeken küçük bir rolle başladı.
Bugün kendisi Amerika ve Avrupa’nın en yetenekli yönetmenleriyle çalışmış dünyaca tanınan oyuncularından biri. Bellucci en son Altın Küre adayı, Giuseppe Tornatore’nin yönettiği yabancı film “Baaria”da ve Robin Wright Penn, Keanu Reeves ve Alan Arkin’la beraber rol aldığı Rebecca Miller filmi “Private Lives of Pippa Lee”de oynadı. Amerika’da, Bellucci aksiyon gerilim “Hepsini Vur”da Clive Owen ve Paul Giamatti ile; Terry Gilliam’ın “Çılgın Kardeşler”inde Heath Ledger ve Matt Damon’la; Spike Lee’nin “She Hate Me”de; Mel Gibson’ın ödüllü “Tutku: Hazreti İsa’nın Çilesi”nde”; Wachowski kardeşlerin yönettiği “The Matrix Revolutions” ve “The Matrix Reloaded”da ve Antoine Fuqua’nın “Güneşin Gözyaşları” filminde Bruce Willis’le oynadı. “Sihirbazın Çırağı”nın ardından Belluci’yi Rachel Wisz ve Vanessa Redgrave’le oynadığı “The Whistleblower” filminde izleyebiliriz.
Avrupa’da, Belluci’nin filmleri arasında şunlar yer alıyor: sophie Marceu’lu “Don’t Look Back,” Alain Corneau’nun Daniel Auteuil’li “The Second Wind,”i; Catherine Deneuve’le oynadığı “Taş Meclisi,”; Yine Daniel Auteuil’le birlikte rol aldığı “N,”; Vincent Cassel’li “Sheitan,”; Gerard Depardieu’lü “How Much Do You Love Me,”; Gabriele Muccino’nun yönettiği beğeni toplayan “Remember Me, My Love,”; Gaspar Noe’nun “Dönüş Yok”;u ve Altın Küre® adayı “Malena.”
Bellucci, 14 yıldır Fransız aktör Vincent Cassel’le birlikte. Çiftin 5 yaşında Deva isminde bir kızları var.
TOBY KEBBELL (Drake Stone) Shane Meadows ona “Dead Man’s Shoes” filminde Anthony rolünü verince çıkışını yaptı. Birleşik Krallık Bağımsız Film Ödüllerinde En Çok Gelecek Vaat Eden Yeni Oyuncu ödülüne aday gösterildi ve öğrenme zorluğu çeken bir genç bir adamı canlandırdığı duyarlı performansından ötürü büyük beğeni topladı.
2007’de Kebbell, Birleşik Krallık Bağımsız Film Ödüllerinde “Control” filminde canlandırdığı Rob Grotton rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü kazandı. Albert Finney ve Tom Wilkinson’la birlikte London Critics’ Circle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülüne de aday gösterildi. Geçtiğimiz yıl Kebbell, Tom Hards ve Gerard Butler’la birlikte rol aldığı Guy Ritchie filmi “RocknRolla”da canlandırdığı Johnny Quid rolüyle de bir BAFTA ödülüne daha aday gösterildi.
Kebbell’ı son olarak Mike Newell’ın yönettiği ve Herry Bruckheimer’ın yapımcılığını üstlendiği “Pers Prensi”nde Jake Gyllenhaal’la birlikte izledik. Ardından da Nicolas Cage’le birlikte rol aldığı “Sihirbazın Çırağı” geldi. Ayrıca Robert Redford’un yönetmenliğini ve yapımcılığını üstlendiği, James McAvoy ve Evan Rachel Wood’lu “The Conspirator” filminde de John Wilkes Booth rolünü canlandırdı.
Alice Maud Krige (Morgana) 28 Haziran 1954’te, babası Doktor Lpuis Krige’in çalıştığı Upington, Güney Afrika’da dünyaya geldi. Ailed aha sonra Port Elizabeth’e taşındı ve Krige “çok mutlu bir aile” olarak tasvir ettiği bir ortamda büyüdü.
Krige, Grahamstown Güney Afrika’da Rhodes Üniversitesi’ne gitti a klinik psikolog olan annesi Pat’in yolundan gitme hazırlıkları yaptı. Psikoloji ve edebiyat dallarında lisans eğitimi aldı ve 1975’te mezun oldu. Fakat şansa ve kadere bakın ki tek kredilik seçmeli dersini doldurmak için drama dersini seçti. Bu deneyim onun hayatını değiştirdi ve Rhodes’tan drama dalında iftiharla mezun olarak Londra’ya taşında ve yeni bir kariyer yolu çizmeye başladı. Krige şöyle diyor: “Kendimi kaptırdım ve bu benim hayatımı ele geçirdi. Hayattaki görevim oldu.”
İngiltere’ye gittikten sonra Krige London’s Central School of Speech and Drama’daki 3 yılık eğitimine başladı. İlk profesyonel oyunculuk performansı 1979 yılında BBC’nin “Play for Today”inde canlandırdığı küçük bir televizyon rolüydü. 1980’de Krige ilk sinema filmini çekti: Oscar’larda En İyi Film ödülünü kazanan “Ateş Arabaları” filminde Sybil Gordon’ı canlandırdı (1981’de gösterime girdi). Daha sonra Charles Dickens’ın “İki Şehrin Hikayesi”nin 1980 yılındaki televizyon uyarlamasında rol aldı. Ardından da unutulmaz 1981 yapımı “Ghost Story” geldi. Yine 1981 Krige, Bernard Shaw’un “Arms and the Man”in West End tiyatro prodüksiyonunda rol aldı ve hem Plays and Players hem de Laurence Olivier Ödüllerinde Gelecek Vaat Eden Yeni Sanatçı onuruna layık görüldü. Erken gelen bu tiyatro başarılarının yaşandığı sırada, Krige prestijli Royal Shakespeare Company ile çalıştı ve “The Taming of the Shrew,” “Kral Lear” ve “Cyrano de Bergerac” oyunlarında oynadı.
RSC döneminden sonra Krige tekrar sinema ve televizyon dünyasına döndü. Kariyerini, iki alanın eklektik bir karışımı olarak tanımlayabiliriz. Birçok farklı filmde rol aldı. Bunlar arasında: “Kral David” (1985), “Bar Kelebeği” (1987), “Haunted Summer” (1988), “Code Name: Chaos” (1988) ve “Sabaha görüşürüz (1989) yer alıyor. Televizyon mini dizileri ise şöyle: “Ellis Island” (1984) ve “Wallenberg: A Hero’s Story” (1985).
Bu eklektik trend 1990’larda da devam etti. Krige sayısız bağımsız filmde ve küresel stüdyo projelerinde çalıştı. “Uzay Yolu 8: İlk Temas (1996)” filminde canlandırdığı Borg Kraliçesi rolüyle Saturn ödülü kazandı.
Krige bir on yılını daha iki alanda gerçekleştirdiği projelerle geçirdi. HBO’nun ödüllü dizisi “Deadwood”da genelev patroniçesi Maddie’yi canlandırdı, Booker ödüllü aynı adlı romandan uyarlanan BBS mini dizisi “Line of Beauty”de rol aldı.
Krige’in son filmleri arasında Sony gerilim filmi “Sessiz Tepe”; John Travolta, James Gandolfini ve Jared Leto’lu, ilk kez 2006 Tribeca Film Festivalinde gösterilen “Yalnız Kalpler” ve Bruce Beresford’un yönettiği, Morgan Freeman ve John Cusack’li “Kontrat”, Dimension’dan çıkan “Stay Alive” ve olgunlaşma sürecinin anlatıldığı bağımsız film “Ten Inch Hero” yer alıyor.
Krige, Rhodes Üniversitesi’nden edebiyat dalında fahri doktora aldı. Yazar/Yönetmen Paul Schoolman’la evil ve “gezgin” diye tariff ettiği bir yaşam tarzı sürüyor. Kocasıyla birlikte Amerika’da (Malibu, California) daimi bir evleri olsa da hayatları çoğu zaman yurt dışında yaşayarak ve çalışarak geçiyor.
Her tür karakteri kavramak konusunda doğuştan gelen bir yeteneğe sahip olan Jake Cherry (Genç Dave) Hollwyood’un uzun ömürlü oyuncularundan olacak. 13 gibi genç bir yaşta Jake, yetişkin oyuncuların özgeçmişine sahipti.
Cherry kariyerine 2 yaşındayken ağabeyine reklam filmi seçmelerine eşlik ederek başladı. 20 ulusal reklamda oynayan Jake’in yeteneklerinin sadece dışarıdan görülen kısmıydı bu.
Televizyon kariyeri, beğenilen yazar/yapımcı Greg Berlanti’nin “Kat Plus One”ıyla başladı. Ardından Lifetime’ın “Mucize Koşusu” filminde Mary Louise Parker’ın otistik oğlunu canlandırdı. Jake, Barry Josephson’ın “Head Cases” dizisinde de Chris O’Donnell’ın oğlunu canlandırdı. Dizinin yayın süresi Jake’e karakterlere ve yönetmen ve yapımcılarla çalışmaya büyük bir tutku beslediğini fark ettirecek kadar deneyim kazandırdı. Jennifer Aniston ve Frances McDormand’la birlikte rol aldığı “Benim Zengin Dostlarım” filminde yönetmen Shawn Levy’nin dikkatini çekince, büyük bütçeli Fox filmleri “Müzede Bir Gece” ve “Müzede Bir Gece 2”de rol aldı.
Beğeni toplaması orada son bulmadı. Efsanevi televizyon yönetmeni ve yapımcısı Ryan Murphy, Jake’in performansını F/X grubunun “Pretty Handsome” dizisinin pilot bölümünde ona başrolü teklif etti. Dizide Joseph Fiennes, Claire Forlani, Blythe Danner ve Christopher Egan’la birlikte rol aldı. Dizi kanal bulamamış olsa da Jake performansıyla beğeni topladı.
Jake’in bir rüyası da Jon Turteltaub ona telefon edip, Disney ve Jerry Bruckheimer prodüksüyonu “Sihirbazın Çırağı” filminde Nicolas Cage ve Jay Baruchel’le birlikte oynamasını ve Genç Dave rolünü canlandırmasını istediğinde gerçekleşti.
2009’da filmin çekimlerini tamamlayan Jake, başarılı yönetmen Dito Montiel’den bir telefon aldı. Montiel, Jake’e Hollywood’un ağır topları Al Pacino, Channing Tatum, Katie Holmes ve Tracy Morgan’ın oynayacağı bir sonraki filmi “Hiç Kimsenin Oğlu”nda Milk rolünü teklif etti. Film, 2011’de gösterime girecek.
OMAR BENSON MILLER (Bennet) dünyanın en çok izlenen televizyon dizisi “CSI: Miami”nin ve Horatio Crane’in olay yeri inceleme ekibinin en yeni üyesi. Miller’ın yeteneğini fark eden Jerry Bruckheimer, Miller için özel bir rol yaratmaya karar verdi. Miller, “Sihirbazın Çırağı” tamamlandıktan sonra diziye katıldı.
Miller’ın son filmlerinden biri, Universal Pictures dram filmi, Syracuse takımının hücum oyuncusu ve hümaniter Ernie David’in yaşam öyküsünün konu edildiği “The Express”. Miller filmed, Rob Brown ve Dennis Quaid’le birlikte oynadı. Büyük beğeni toplayan DremWorks filmi “Yangında Kaybettiğimiz Şeyler”de ise Halle Berry ve Benicio Del Toro ile birlikte rol aldı. Bu film, Jim Sheridan’ın 50 Cent ve Terrence Howard’lı filmi “Get Rich or Die Tryin’” den bu yana ilk dram filmiydi.
Miller, Hollywood’daki oyunculuk kariyerine Disney’nin kılık değiştirmeyi konu alan komedisi “Kızlar Yurdu” ile başladı. Çekimler, o hâlâ San Jose Eyalet Üniversitesinde sinema okurken yapıldı. Miller, sınıfının en iyi erkek oyuncusu seçilmişti. Mezuniyetinden hemen sonra Curtis Hanson’ın hit sinema filmi Eminem’li “8 Mil”de çok önemli bir rol kaptı. Toplama kadroda Mekhi Phifer ve Kim Basinger da vardı ve film dünya çapında 240 milyon dolar gişe hasılatı elde etti.
Miller, çeşitli roller canlandırabileceğini John Leguziamo’nun yönettiği ve oynadığı HBO dizisi “Undefeated” ile kanıtladı. Richard Gere, Jennifer Lopez ve Susan Sarandon’lı romantik komedi/drama “Aşka Davet” filmindeyse yeteneğinin daha yumuşak bir yanını gösterdi.
Miller, Spike’linin tarihi Buffalo Askerleri hakkındaki kompleks savaş draması “Miracle at St. Anna”sındaki performansıyla büyük beğeni topladı. Filmde maneviyatı çok yüksek, batıl inançları olan Er Sam Train’i, nam-ı diğer Çikolata Dev’i canlandırıyordu.
Miller, Evan Jones’la birlikte rol aldığı bağımsız sinema filmi “Gordon Glass” ile de ilk yönetmenlik denemesini yapıyor. “The Lion of Judah”la animasyon dünyasına adım atan Miller, domuz Horace yorumunun seyircilerce nasıl karşılanacağını heyecanla bekliyor.
GREGORY WOO (Sun Lok) batı Pasifik’teki Guam adasında doğdu. Babası Çinli annesi de Kamorro’lu. (Guam yerlisi) Anne babası öğrenciyken California Polytechnic Eyelet Üniversitesinde tanışan çift, Woo 3 yaşındayken San Diego’ya, Woo’nun 4. sınıfa kadar okuduğu yere taşındı. Woo, ilk kez o zaman oyunculuğun, sınıfın karşısında konuşma yapmanın hoşuna gittiğini fark etti.
Woo bir kez daha anne babasıyla birlikte Austin banliyösü Round Rock, Texas’a taşındı, babası IBM’de çalışmaya başladı. Ortaokul ve lisede Austin Zachary Scott Tiyatrosuna devam ederek dersler aldı ve oyunlarda oynadı.
Liseden mezun olduktan hemen sonra Woo New York’a taşınıp oyunculuk yapmaya karar verdi. Tam da 11 Eylül’den bir hafta sonra. American Academy of Dramatic Arts ve T. Schreiber Studio’da eğitim aldı. Woo, Broadway dışı tiyatrolarda rol kaptı ve yeraltı sanatçıları için çalıştı.
2004 yılında Woo, Asya-Amerikalı izleyicilerin beğenisine sunulan MTV Chi’de VJ’lik yapmaya başladı. 1 yıl sonra, iki yıl sürecek MTV Iggy adında bir program yaptı. Amerikalı olarak yetiştirilen Woo, bu sırada Çin kültürü ve mirasının yanı sıra Asya popunun da durumu hakkında birçok şey öğrendi.
Woo, 2008 yılında Nickelodeon’un “The Naked Brothers Band” dizisinin bir bölümünde yer aldı ama iki cümlelik diyaloğu, o bölümün konuğu olan efsane kaykaycı Tony Hawk’a verildi. Fakat bir sonraki yıl “Sihirbazın Çırağı” filminde Sun Lok rolüne seçildi. “Sihirbazın Çırağı”ndan sonra Woo, Los Angeles’a taşındı ve profesyonel oyunculuk kariyerine devam ediyor.
YAPIM EKİBİ HAKKINDA
Hollywood’un en yetenekli yönetmenlerinden biri olan JON TURTELTAUB (Yönetmen) sıcak, komik ve duygusal filmleriyle seyircinin dikkatini çekmeyi başarmıştır.
Turteltaub, dünya çapında 350 milyon dolar hasılat elde eden ilk filmin başarısından sonra tekrar “Büyük Hazine: Sırlar Kitabı” filminin yönetmen koltuğuna oturdu. “Büyük Hazine: Sırlar Kitabı” hazine avcısı Benjamin Franklin Gates’in güzel bir arşivciyle (Kruger) birlikte Abraham Lincoln suikastının ardındaki gerçeği ortaya çıkarmaya çalıştığı fantastik öyküyü devam ettiriyor. İkili, suikastın ardındaki gerçeğin suikastçı John Wilkes Booth’un günlüğünde eksik olan 18 sayfada yattığına inanıyor.
Hikâye, karakter ve mizahla daima yakından ilgilenen Turteltaub sekiz stüdyo sinema filmini de Walt Disney Company için çekti. Buna 2000 yılı hit filmi, Bruce Willis’li “İçimdeki Çocuk” da dâhil. Audrey Wells’in kaleme aldığı “İçimdeki Çocuk”ta bencil bir adamın 8 yaşındaki hâli tarafından ziyaret edilmesi konu ediliyor. Filmde aynı zaman da Emily Mortimer, Jean Smart ve Lily Tomlin de yer alıyordu.
1999 yılında Turteltaub, Touchstone Pictures filmi, Anthony Hopkins, Cuba Gooding Jr., Donald Sutherland ve Maura Tierney’nin rol aldığı “İçgüdü”yü yönetti.
Ondan önce de Turteltaub, John Travolta, Robert Duvall, Forest Whitaker ve Kyra Sedgwick’li hit film “Mucize”yi yönetti. Film, 1996 yılının en çok gişe hasılatı elde eden filmleri arasına girdi.
1993 yılında sürpriz hit komedi, Disney’in o yılki en çok hasılat elde eden canlı-aksiyon filmi “Üşütük Popolar”ı yönettikten iki yıl sonra, Sanda Bullock’u yıldızlık mertebesine ulaştıran romantik komedi “Sen Uyurken”in yönetmen koltuğuna geçti. Disney için çektiği ilk film, sürpriz bir şekilde o yıl stüdyonun en çok kâr getiren filmi olan 1992 yapımı “3 Küçük Ninja”ydı.
Tüm bunlardan sonra “sürpriz hit”in, Turteltaub’un kariyerinin alametifarikası olduğu anlaşılıyor. Turteltaub’un hayali, bir gün başarılarının sürpriz olarak addedilmemesi.
Turteltaub, televizyondaki ilk yapımcılık ve yönetmenlik deneyimini, Skeet Ulrich’in oynadığı beğenilen CBS draması “Jericho” ile yaşadı. Prime-time’da yayınlanan dizi, küçük ve sakin bir Kansas kasabasının nükleer bir patlama sonucu kaosa sürüklenmesini ve tamamen yalnız kalıp, hayatta kalan tek Amerikalıların kendileri olup olmadıklarını düşünmelerini konu ediyor. “Jericho” 2008 yılında ikinci sezonuyla ekranlara döndü.
Son dönemde Turteltaub ve yapım şirketi Junction Entertainment, CBS Paramount Network’le stüdyo için dram, komedi ve realite dizileri yapmak üzere birçok yılı kapsayan bir anlaşma yaptı.
1998’de Turteltaub, tarihte en çok dikkat çeken ve beğeni toplayan mini dizi “From the Earth to the Moon”a hayati katkılarda bulundu. 10 bölümlük HBO dram dizisi, Amerikalıların Ay’a yaptıkları keşiflerin anlatıldığı farklı hikâyeleri içeriyor. Turteltaub dizinin Apollo 12 ekibinin arkadaşlığının konu edildiği “That’s All There Is” adlı yedinci bölümünü yönetti. Turteltaub, DGA tarafından Bir Televizyon Dizisinde En Başarılı Yönetim kategorisinde ödüle aday gösterildi. Dizi 10 Emmy ödülü, En İyi Mini Dizi veya Televizyon İçin Yapılan Film Altın Küre ödülünü kazandı.
New York’ta doğup Beveryl Hills’te büyüyen Turteltaub, lisans eğitimini Connecticut’taki Wesleyan Üniversitesinde, masterını da USC Film Okulunda yaptı. Babası Saul Turteltaub, “Sanford & Son”, “What’s Happening”, “That Girl” ve “Love American Style” gibi unutulmaz televizyon dizilerinin yapımcısıdır.
Turteltaub şu an Los Angeles’ta karısı ve yeni doğan oğluyla birlikte yaşıyor.
JERRY BRUCKHEIMER (Yapımcı) 40 yıldır birbirinden farklı ve kaliteli film ve televizyon programları yapıyor ve her alanda tüm zamanların en başarılı yapımcısı. Tanıdık şimşek logolu yapımları, dünya çapında bir seyirci kitlesinin beğenisini kazanmakla kalmadı, yıllar içerisinde popüler kültürü de inanılmaz etkiledi.
Bruckheimer’ın filmleri dünyada 15 milyar dolardan fazla gelir elde etmiştir.
2005-6 sezonunda, 10 tane dizisi vardı ve bu bir rekordu. 60 yıllık televizyon tarihinde benzeri yoktu. Filmleri (16’sı Amerika’da gişesi 100 milyon doları geçti) ve televizyon programları, 41 Oscar adaylığı, 6 Oscar, 23 Altın Küre adaylığı, 4 Altın Küre, 8 Grammy adaylığı 5 Grammy, 88 Emmy® adaylığı, 18 Emmy, 23 People’s Choice Adaylığı 15 People’s Choice ödülü, 12 BAFTA adaylığı, iki BAFTA ödülü ve sayısız MTV Ödülü aldı. Bunlara 10 yılın en iyi filmi ödülü (Beverly Hills Polisi”) ve 20 Teen Choice Ödülü dâhil.
Bu rakamlar Bruckheimer’ın hikâye bulup onları filmde anlatabilme yeteneği olduğu için var. The Washington Post’a göre, Altın cesaretli adam.” O. Öyle doğmuş olabilir ama bu Allah vergisi yetenekleri kariyerinin başında da iyice gelişmiş. İlk filmleri, Detroit’te ödüllü bir reklam yapımcısı olarak anlattığı 60 saniyelik hikâyelerdi. O mini filmlerden biri “Bonnie ve Clyde”ın Pontiac için yaratılan parodilerindendi. Time dergisi işin dehasını gündeme getirdi ve 23 yaşındaki yapımcı dünyaca tanınan BBD&O ajansının ilgisini çekince, o da New York’a geldi.
Madison Avenue’da geçen dört yıl ona Hollywood’u zorlayacak deneyimi ve güveni kazandırdı. 30’una girdiğinde “Elveda Sevgilim,” “American Jigolo” ve 1983 yapımı “Flashdance”i çekmişti, ki bu film Bruckheimer’ın hayatını yalnızca Amerika’da $92 milyon dolar gişe yaparak hayatını değiştirdi ve önümüzdeki 13 yıl boyunca Don Simpson’la onu ortak yapımcı olarak bir araya getirdi.
Simpson/Bruckheimer art arda bir sürü hit çıkardı: “Top Gun,” “Yıldırım Günleri,” “Beverly Hills Polisi,” “Beverly Hills Polisi II,” “Bad Boys,” “Tehlikeli Düşünceler” ve “Denizde İsyan.” Bunlardan bazıları. 1985 ve 1988’de National Association of Theater Owners (NATO) Bruckheimer’ı yılın yapımcısı seçtiğinde gişe başarıları teyit edildi. 1988 yılında da Publicists Guild of America onu Simpson’la birlikte, Motion Picture Showmen of the Year seçti.
1996’da, Bruckheimer “Kaya”nın yapımcılığını üstlendi ve Sean Connery’yi aksiyon yıldızı olarak sinemaya döndürdü, Nicolas Cage’i de aksiyon kahramanı yaptı. “Kaya,” NATO tarafından yılın en sevilen filmi seçildi ve dünya çapında 350 milyon dolar gişe yaptı. Bu, Bruckheimer’ın prodüksiyon sırasında ölen Simpson’la son filmiydi.
Tek başına kalan Bruckheimer 1997’de 230 milyon dolardan fazla gişe yapan ve bir Grammy ile iki Oscar adaylığı alan “Con Air”ı çekti. Film yapımcısına, yurt dışındaki gişe başarısı sebebiyle ShoWest International Box Office Achievement Ödülünüü kazandırdı.
Ardından Touchstone Pictures’ın megahiti, “Armageddon,” geldi. Başrollerini Bruce Willis, Billy Bob Thornton, Ben Affleck, Liv Tyler ve Steve Buscemi’nin oynadığı, yönetmenliğini Michael Bay’in yaptığı film, 98’in en büyük filmiydi ve 560 milyon dolara yakın gişe yaptı ve efsanevi rock grubu Aerosmith’in “I Don’t Want to Miss a Thing” şarkısını bir numaraya taşıdı.
2000 yılının sonunda Bruckheimer Gene Hackman ve Will Smith’li “Devlet Düşmanı,”nın, Nicolas Cage, Angelina Jolie ve Robert Duvall’li “60 saniyenin” yapımcılığını üstlendi ve iki filmde dünya çağında 225 milyonun üzerinde hasılat elde etti. Müzikleri üç platin plak üdülü alan “Çıtır Kızlar,”ve NAACP Image Award ödüllü Denzel Washington’ın oynadığı “Unutulmaz Titanlar”ın da yapımcısı Bruckheimer.. Amerikan Yapımcılar Derneğindeki meslektaşları onun dehasını David O. Selznick Sinemada Hayat Boyu Başarı ödülüyle ödüllendirdi.
21. yüzyıla üç Oscar® adayı “Pearl Harbor” la başladı. Filmin oyuncuları: Ben Affleck, Josh Hartnett ve Kate Beckinsale’dı. Yönetmeni yine Bay’di. Filmde Amerika’yı ikinci dünya savaşına sokan olaylar konu ediliyordu ve savaş gazilerinde çok beğenildi. Birçok ödül adaylığı ve en iyi ses kurgusu dalındaki Oscar adaylığına ek olarak, 450 milyon dolardan fazla gişe yaptı ve DVD ve video kaset satışlarında 250 milyon dolara ulaştı.
“Kara Şahin Düştü”, 1993 Mogadishu Savaşı’na dair bir filmdi ve başrollerinde Josh Hartnett, Eric Bana ve Ewan McGregor vardı. Yönetmense Ridley Scott’tı. Mark Bowden’ın roman uyarlaması da iki Oscar adaylığı ve olumlu tepkiler aldı.
2003’te komediye el atan Bruckheimer MTV en iyi görsel performans ödülünü kazanan, aile filmi “Kanguru Jack”i çekti.
2003 sonlarında, Bruckheimer “Karayip Korsanları: Siyah İnci’nin Laneti”ni piyasaya sürdü. Başrollerinde Johnny Depp, Orlando Bloom, Geoffrey Rush ve Keira Knightley’nin olduğu filmin yönetmeni Gore Verbinski’ydi. Komedi/macera/aşk filmi dünya çapında 630 milyon dolar gişe yaptı ve 5 Oscar adaylığı aldı. Ardından iki devam filmi geldi: “Ölü Adamın Sandığı” ve “Dünyanın Sonu”. İki filmde, ilkinden daha büyük başarı elde etti.
Karayip Korsanları: Siyah İnci’nin Lanetinin ardından, şimşekle başlayan filmlere “Bad Boys II”; Dublin suç liderlerince öldürülen İrlandalı gazeteciyi Cate Blanchett’in canlandırdığı “Veronica Guerin,” ve Clive Owen’lı “Kral Arthur” takip etti.
2004’te Cage’, Diane Kruger, Jon Voight, Justin Bartha ve Sean Bean’li macera “Büyük Hazine,” geldi. Yönetmenliğini Jon Turteltaub’un yaptığı, saklı bir hazinenin gizeminin çözülmeye çalışıldığı bu macera seyirciler tarafından çok beğenildi ve dünya çapında 335 milyon dolar hasılat elde etti.
“Zafere Doğru,” Texas Western koçu Don Haskins’in hikâyesini anlatıyordu. 1966 NCAA ulusal kolej basketbolu şampiyonasında ilk beşi siyahi oyunculardan kuran koçun hikâyesi 2006’da gösterime girdi. Kadroda, Josh Lucas, Derek Luke, Al Shearer, Mehcad Brooks ve Emily Deschanel vardı. Film, ESPY 2006 yılın en iyi filmi ödülünü aldı, yazarları da “hayatın olumlu değerlerine ışık tuttukları için” Humanitas ödülüne layık görüldü.
2006 yazında “Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı,” gösterime girdi ve hem Bruckheimer’ın mali açıdan en başarılı filmi oldu, hem de gösterime girdiği ilk üç günde 132 milyon dolar gişe yaparak sinema tarihinde rekor kırdı. İlk gün 55,5 milyon, ikinci gün 44,7 milyon gişe yapan “Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı”, iki günde 100 milyona ulaşan ilk filmdi. Toplamda elde ettiği 1.07 milyar dolar gişe, “Ölü Adamın Sandığı”nı tüm zamanların en çok gişe yapan filmleri arasında 3. sıraya yerleştirdi ve hâlâ da milyar doları geçen beş film arasında yer alıyor.
Altınca kez yönetmen Tony Scott’la bir araya gelen Bruckheimer 2006 yılı sonunda “Déjà Vu”yı piyasaya sürdü. Film, bir ateşli silahlar bürosu ajanının, tamamen yabancı birine aşık olması ve onu öldüreni bulmak için zamana karşı yarışmasını konu ediyordu. Filmde Denzel Washington, Jim Caviezel, Paula Patton ve Val Kilmer vardı.
2007 Mayısında “Karayip Korsanları: Dünyanın Sonu” gösterime girdi. Bir kez daha Amerika’da ve yurt dışında gişe rekorlarını kırdı. “Ölü Adamın Sandığı” yurt dışında 500 milyon dolara en çabuk ulaşan film oldu. Temmuz başında film Amerika’da 300 milyon, yurt dışında 625 milyon dolar gişe yaptı ve 960 milyonluk toplam gişesiyle yılın en çok, tüm zamanların da 6. en çok kâr getiren filmi oldu.
Toplamda Karayip Korsanları üçlemesi 2,7 milyar dolar gelir elde etti ve uluslararası bir fenomen oldu.
21 Aralık 2007’de “Büyük Hazine: Sırlar Kitabı”— Bruckheimer’ın 2004 hitinin devamı olarak piyasaya çıktı. Başrolünde yine Nicolas Cage yönetmen koltuğunda da yine Jon Turteltaub vardı. Gösterime girdiği hafta yaklaşık 45 milyon hasılat elde etti. Bu, ilk filmden neredeyse 10 milyon dolar fazlaydı. Art arda 3 hafta birince sırada kalan film, ilk filmin Amerika gişesini, gösterime girdiğinin 18. günü 173 milyon dolarla geride bıraktı. Bir ay sonunda da 200 milyon dolarlık yerel gişe rakamını aştı ve aynı başarıyı yurt dışında da göstererek toplamda 440 milyon dolar gişe elde etti.. Cage ve diğer “Büyük Hazine” yıldızları Jon Voight, Diane Kruger ve Justin Bartha’ya ek olarak Oscar ödüllü oyuncu Helen Mirren ve dört kez Oscar’a aday gösterilen Ed Harris de kadroya dâhil oldu.
Jerry Bruckheimer Films 2009 şubatında, Sophia Kinsella’nın çok satan roman uyarlaması romantik komedi “Bir Alışverişkoliğin İtiraflarını” gösterime soktu. Filmde Isla Fisher rol aldı ve yönetmenliğini de P.J. Hogan yaptı (“En İyi Arkadaşım Evleniyor).
Jerry Bruckheimer Films’ son çıkardığı filmler arasında 3 boyutlu teknik açıdan yenilikçi film, uluslararasında gişe rekoru kıran “G-Force” var. Film, canlı aksiyonu ve bilgisayar destekli görüntülerin bir harmanlaması. Görsel efekt yönetmeni ise Oscar ödüllü Hoyt Yeatman. Film seslendirenler arasında: Nicolas Cage, Penelope Cruz, Tracy Morgan, Sam Rockwell, Jon Favreau ve Steve Buscemi, canlı aksiyon performanslarında da Bill Nighy, Zach Galifiankis ve Will Arnett vardı.
Jerry Bruckheimer’ın Walt Disney Pictures için yaptığı son film “Pers Prensi: Zamanın Kumları”ydı. Mike Newell’ın (Harry Potter ve Ateş Kadehi) yönettiği destansı fantastik macera, bir video oyunundan uyarlanan en çok kâr elde eden sinema filmi unvanını elinde bulunduruyor. Filmde Jake Gyllenhaal, yeni aktrislerden Gemma Arterton, Sör Ben Kingsley ve Alfred Molina oynuyor.
Dünya çapında başarı elde eden “Pers Prensi: Zamanın Kumları”, video oyunundan uyarlanmış en çok gişe hasılatı elde eden film oldu. Johnny Depp de 20 Mayıs 2011’de Disney Digital 3-D’den çıkacak olan “Karayip Korsanları: Yaban Medcezir”le Oscar ödüllü performansı Kaptan Jack Sparrow rolüyle tekrar karşımıza çıkacak. Depp’e, Rob Marshall’ın (“Chicago”, “Bir Geyşanın Anıları”) yönettiği bu görkemli yeni macerada Geoffrey Rush, Penelope Cruz ve Ian McShane eşlik ediyor.
Bruckheimer, şimşeğin gücünü televizyona 2000 yılında William Petersen ve Marg Helgenberger’li “CSI: Crime Scene Investigation”la taşıdı. Hemen televizyonların bir numaralı dizisi olan CSI, haftada ortalama 25 milyon seyirciyi ekran başına çekti. Bu diziden, iki de ayrı yan dizi de oluştu: 2005’in en başarılı televizyon hiti, 2006 yazının bir numarası “CSI: Miami” ve “CSI: NY,”. Bu diziler de CBS’i tekrar yayıncılığın zirvesine oturttu.
Haziran 2010’da, Monte Carlo International TV Festivali “C.S.I.” dizisini Uluslararası TV Seyircisi Ödülüyle onurlandırdı. Diziyi 2009 yılında 73,8 milyon izleyiciyle dünya çapında en çok izlenen televizyon dizisi olmuştu. Film bu onura 2007 ve 2007 yıllarında da nail olmuş, “CSI Miami” de yine bu ödülü 2006’da almıştı.
Jerry Bruckheimer Television “Without a Trace,” “Cold Case,” “Dark Blue” (yapımcının kabloluya ilk adım atışı) ve 7 Emmy ödüllü “The Amazing Race” ile iyice büyüdü. 2010 sonbahar dönemi için çekilen iki dizinin pilot bölümleri, saygın kanallarca alındı: Heyecan verici suç dizisi “Chase”i NBC, mahkemede geçen benzersiz bir drama olan “The Whole Truth”u ABC’i. Böylece şirketin yenilikçi, provatif yayın geleneği devam etti.
2004’te Bruckheimer “Time 100,” en etkili insanlar listesine girdi. Yine 2004’te Entertainment Weekly Güç sayısında da listeye girdi. Variety dergisi Bruckheimer’ı 2006 yılında yılın şovmeni seçti. Variety’nin üst düzey editör ve muhabirlerinin karar verdiği bul ödül, eğlence sektöründe ciddi bir ekonomik etkisi olan, yenilikçi ve başarılı bireylere verilir.
Bruckheimer’a, televizyona katkılarından ötürü 2006 yılında The Museum of Television and Radio tarafından Salute to Excellence ödülü verildi. 2007’de Amerikan Yapımcılar Derneği, televizyondaki çalışmalarından ötürü kendisine Norman Lear Televizyonda Başarı ödülünü verdi.
2010’da, ShoWest Bruckheimer’a ömür boyu başarı ödülü verdi ve 1985, 1988, 1999 ve 1998’de gişe başarı ödülünden sonra beşinci kez bu kurum tarafından onurlandırıldı. Bruckheimer aynı yıl 17 Mayıs’ta Grauman’s Chinese Theatre ıslak betona el ve ayak izlerini çıkaracak, 200 eğlence sektörü ileri geleni de orada olacak. Tam da “Pers Prensi: Zamanın Kumları”nın Amerika’da gösterime gireceği gün. Amerikan Film Enstitüsü “A Cinematic Celebration of Jerry Bruckheimer,” gösterimiyle, üstada saygılarını sunacak ve unutulmaz filmlerini, oyuncular ve yönetmenlerin tanıtımlarıyla gösterime sokacak.
2008 yılında çıkan otobiyografisi, “In the Frame,” de Dame Helen Mirren “Büyük Hazine: Sırlar Kitabı”nı çekerken “kibar, destekçi, cesur, ‘cesaret eden kazanır’ sözünün kanıtı olarak tanımlıyor Bruckheimer’ı. Jerry Bruckheimer birçok türde ve ortamda başarılı oldu çünkü o harika hikaye anlatıyor, cesaret ediyor ve hemen hemen her zaman kazanıyor. Gözünüz şimşeği arasın. En iyi hikâyeler onun ardında.
Dostları ilə paylaş: |