fence parmaklık, tahta perde, çit
fragile kirilgan; narin, nazik
|
Fragile s. kolay kırılan, kırılgan
|
grass ot, çimen
|
Herd "(i.), (f.) hayvan surüsü, sürü, küme; davar sürüsü; avam, güruh; ayaktakımı; (f.) sürü halinde gitmek; sürüye katılmak; sürü haline koymak. herd instinct sürü içgüdüsü. herdsman (i.) çoban
|
orchard meyve bahçesi, meyvelik
|
|
overwork fazla çalıştırmak; fazla çalışmak. fazla çalışma.
|
pile up " 1. yığmak, biriktirmek; yığılmak, birikmek. 2. k. dili kazada çarpıp ezmek
|
prevent (f.) önlemek, engellemek, durdurmak, önünü almak
|
rain forest yağmur ormanı
|
sand kum; cesaret, yigitlik, göt, kum
|
settle down 1. uslanmak, yola gelmek. 2. sakin olmak. 3. rahat bir şekilde oturmak. 4. to kendini (bir işe) vermek, (bir işi) cidden yapmaya başlamak. 5. in (bir işe) alışmak.
|
|
Dostları ilə paylaş: |