Compulsory s. zorunlu, mecburi
desire arzu etmek, istemek; arzulamak,arzu, emel; istek, dilek; cinsel istek, arzu
|
encyclopedia ansiklopedi, bilgilik
|
Interestingly ilginç sekilde
|
miss vuramamak, iskalamak; kaçirmak, yetisememek; özlemek; yoklugunu kesfetmek, olmadiginin farkina varmak, vuramama, iskalama, iska
|
Obligatory zorunlu, baglayici
|
qualified nitelikli, kalifiye, vasifli; sartli, sinirli
|
Religious dinsel, dini; dindar
|
set up (is, vb.) kurmak; dikmek; (as ile) olarak ise baslamak, baslatmak; iyilestirmek, sagligina kavusturmak; (birisinin) basini belaya sokmak
|
Snowfall kar yagisi; bir defada yagan kar miktari
|
take out içinden çikarmak, çekip almak, çikarmak; bir yere götürmek; resmen elde etmek, edinmek
|
take out 1. (sigorta poliçesini) satın almak. 2. yola çıkmak. 3. after -i kovalamaya başlamak. 4. after -in peşinden gitmek, -i takip etmek.
|
|
Dostları ilə paylaş: |