run-through tekrar, alistirma, prova ; 1. israf etmek. 2. içinden geçirmek. 3. çabucak gözden geçirmek.
Settlement yeni küçük yerlesim alani; göç; uzlasma, anlasma, karar; ödeme, tediye; yerlesme, iskân; çözme, halletme; evlilik sözlesmesi
|
spaciousness genislik
|
Suspect süphelenmek, kuskulanmak, kusku duymak, farz etmek, zannetmek; suçlu olduguna inanmak, kuskulanmak; -den süphelenmek, degerinden süphe etmek; sanik; süpheli su götürür
|
unpleasant nahos, tatsiz, çirkin; kaba
|
unskilled vasifsiz, deneyimsiz, beceriksiz; (is) vasifsiz, özel beceri gerektirmeyen
|
veteran (of ile) kidemli, eski, deneyimli; (esya) eski, emektar; (otomobil) 1916'dan önce yapilmis; gazi
|
|
Dostları ilə paylaş: |