abroad dış memleketlerde
appointment "(i.) atama, tayin; memuriyet, hizmet, görev, iş; randevu; emir
|
avoid "(f.) sakınmak, çekinmek, kaçınmak , uzak durmak, içtinap etmek; (huk.) bertaraf etmek, feshetmek, iptal etmek. avoidable (s.) kaçınılır, sakınılır, bertaraf edilir, fesholunur avoidance (i.) sakınma,
|
Aware of - in farkinda, haberdar
|
common ortak, müsterek, genel; siradan; toplumsal, kamusal, topluma ait
|
comparing karsilastir(mak
|
Conscious bilinçli, kendinde; farkinda, bilincinde; kasitli, kasti
|
Customs i. gümrük, gümrük resmi
|
frightened korkmus, ürkmüs
|
insecure "s. 1. emniyetsiz; tehlikede olan
|
judgement hüküm , karar
|
point nokta; uç, sivri uç; yer; an; durum; puan; virgül; derece; husus, nokta; anlam, neden, yarar, amaç; konu; özellik
|
point of view bakış açısı, görüş açısı.
|
strict sert, katı
|
terms sartlar, kosullar, anlasma kosullari
|
turn up bulmak; bulunmak; paçalarini kivirmak; çikip gelmek, gelmek
|
turn up bulmak; bulunmak; paçalarini kivirmak; çikip gelmek, gelmek; (sesini, gücünü, vb.) artirmak, açmak; olmak; midesini bulandirmak, kusturmak
|
uncomfortable "(s.) rahatsız; rahatsız edici, nahoş
|
vary çesitli olmak, degisik olmak; degismek, baska hale dönmek; degistirmek
|
willing to -e razı olmak
|
Dostları ilə paylaş: |