merge içine karistirmak, birlestirmek; içine karismak, birlesmek
navy (i.) donanma, devletin gemi kuvveti; deniz kuvvetleri; deniz filosu. navy bean küçük kuru fasulye. navy blue lacivert, koyu mavi. navy yard harp gemileri tersanesi.
rate of climb tirmanma hizi
rivalry rekabet, rakiplik
settlement yeni küçük yerlesim alani; göç; uzlasma, anlasma, karar; ödeme, tediye; yerlesme, iskân; çözme, halletme; evlilik sözlesmesi
take off " 1. (uçak/kuş) havalanmak. 2. k. dili birdenbire çıkıp gitmek; yola çıkmak.
talent "i. kabiliyet, yetenek; hüner; Allah vergisi."
trophy (i.) hatıra, andaç, yadigâr, bergüzar; kupa; ganimet; (mim.) bir silâh takımını gösteren bina süsü.