About their problems. They try to find answers for their problems together. For example



Yüklə 0,88 Mb.
səhifə69/177
tarix07.01.2022
ölçüsü0,88 Mb.
#90544
1   ...   65   66   67   68   69   70   71   72   ...   177
arc kavis, yay, egmeç; ark




celebration festival, festivities




course yön, rota; akis, cereyan, gidisat; saha, alan, pist; kurs; dizi, seri; egitim, tahsil; davranis biçimi, eylem biçimi, yöntem, yol; yemegin bölümlerinden biri, tabak, yemek,(sivi) akmak





dessert (yemegin sonunda yenen) tatli




Dull "s. 1. kalın kafalı, anlayışsız, gabi. 2. kör, kesmez (bıçak, makas v.b.). 3. donuk, sönük (renk). 4. duygusuz. 5. sıkıcı, kasvetli. f. 1. sersemlemek




endless sonsuz




equally esit olarak




even if olsa bile




from day to day günden güne




hunger  (i.), (f.) açlık; kuvvetli istek, arzu, özlem, iştiyak; (f.) acıkmak; hasret çekmek,




İn order to

İn order that

İn order at

-mek için –mak için

-mesi için –ması için






-mek için –mak için

-mesi için –ması için



Neytmek için?

Neytmesi için?




made up of destekle




painlessly ağrısız olarak




poultrykümes hayvanlari




put on weight kilo almak




treated ele alarak




Unchanging s. değişmez, değişmeyen




Unimaginative "s. hayal gücü olmayan; hayal gücü kıt; hiçbir hayal gücü belirtisi göstermeyen




varietygifts ödüller



139 THE OZONE LAYER


The end of the human race cannot be put before the interests of aerosol manufacturers. This important decision was reached by the top brains of twenty-four countries in Montreal this September. It was a historic decision, because, for the first time, governments from different countries all over the world put aside political and national differences to ensure that pollution does not bring disaster on the multinational companies which are causing ft.

In 1985, a hole the size of the United States appeared in the ozone layer above the Antarctic. Without the ozone layer, more UV-B rays from the sun penetrate the atmosphere with various inconvenient results, such as a massive increase in skin cancers, reduce crop productivity, depletion of fish stocks, and climate changes resulting in floods and famine.

The scientists rushed to the conclusion, over the next few years, that the depletion of the ozone layer was due to chemicals known as chlorofluorocarbons, or CFCs, which are used in such things as aerosols, hamburger packaging and refrigerators.

Most scientists agree that a reduction of 85 per cent in CFC emissions is needed immediately - just to stabilise conditions. In Montreal, however, the top brains from twenty-four countries decided on a reduction of only 50 per cent, and then not until 1998.

Moreover, they were talking only about consumption of CFCs. In fact, they've actually agreed to let the big companies increase their production of CFCs.

I'm sorry, I'd better repeat that. Faced with the extinction of the human race by depletion of the ozone layer owing to the manufacture of CFCs, the top brains of twenty-four countries agreed to increase the production of CFCs.

But who cares? As the Secretary of the Interior of the United States put it, 'So what if the ozone layer does go? We'll all just have to wear hats, dark glasses and barrier cream whenever we go out-of-doors.'



Antarctic güney kutbuyla ilgili

aside kenara, yana, yan tarafa, (bir) yana; bir yana,alçak sesle konusma, fisilti

consumption tüketim; verem

crop (f.) kırkmak, kırpmak, kesmek, kesip kısaltmak. crop up birden meydana çıkmak, açığa vurmak

Depletion tüketme, azaltma, bitirme

ensure (olmasini) kesinlestirmek; saglama almak, garantiye almak; saglamak, temin etmek


faced karşılaştırıyor

famine i. kıtlık, açlık

Inconvenient "(s.) uygunsuz, münasebetsiz; zahmetli, müşkül, çetin; elverişsiz. inconveniently (z.) münasebetsiz bir şekilde; elverişsizce

Moreover z. bundan başka, ayrıca, üstelik

Multinational çokuluslu

owing to -den dolayi, -e bagli, yüzünden

penetrate "(f.) girmek, içine işlemek; nüfuz etmek, tesir etmek, etkilemek; delip geçmek; anlamak, idrak etmek.

put aside biriktirmek, bir kenara koymak

put before propose, suggest

race irk

rushedm acele edilmiş

the human race beşeriyet, insanoğlu

rush  (f.) koşmak, hızla yürümek, acele etmek; saldırmak; hızla akmak; düşüncesizce hamle yapmak; koşturmak, acele ettirmek;



Over

Boyunca

Üzerinde


Fazla

Aşırı


-Zaman referansı olduğunda

-Fiziki durum sayıların onundeyse

-Miktarda

-Birleşik kelimelerin önündeyse(overwork=aşırı çalışmak)


140 A HOLIDAY BROCHURE


This is an extract from the holiday brochure of a travel agency organising tours from Great Britain to Russia.


Yüklə 0,88 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   65   66   67   68   69   70   71   72   ...   177




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin