Açık Deliller


Y APTIĞIMIZ BU ARAŞTIRMANIN ÖZETİ



Yüklə 0,73 Mb.
səhifə19/45
tarix04.01.2022
ölçüsü0,73 Mb.
#58410
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   45
Y

APTIĞIMIZ BU ARAŞTIRMANIN ÖZETİ



Kur'ân, hadis ve Hanefî alimleri ile diğer mezhep alimlerinden gelen delilere göre ölüler işitmezler. Bu meselede esas olan da budur. Defnedenlerin ayak sesleri ile Bedir’deki kuyulara atılan müşriklerden bahseden hadislerde geçtiği üzere her ne kadar ölülerin bazı durumlarda ve zamanlarda işittikleri sabit olsa da, bunu esas alarak bazılarının1 yaptığı gibi ölüler işitir demek, hiç de doğru olmaz. Evet, çünkü o ayrı bir meseledir, kaidenin bütününü oluşturmaz. Ayrıca ölülerin işitmediğine dair olan esasa da aykırıdır. Gerçek şu ki, Usûl-i Fıkıh’daki: "Az olan, çok olana göre istisna sayılır." kâidesine göre veya: "Özel durum, genel durumdan ayrı tutulur." kuralına göre o hadisleri istisna tutmak gerekir. Bu yüzden Allâme Alûsî, Rûhu’l-Me‘ânî’de (6/455) yaptığı uzun bir açıklamadan sonra bu konuda şöyle diyor: "Evet, doğru olanı bütün ölüler işitir. Ancak işitir sözünü, işitilmesi duyulan şeklinde sınırlandırmak gerekir."

İşte bu, 90. sayfada da İbn Receb’in dediği gibi alimlerin büyük kısmının görüşüdür. Ondan daha güzeli, İbn Tîn’in şu sözüdür: "Şüphesiz ölüler işitmemektedir. Fakat eğer Allâh dilerse, işitmesi mümkün olmayanlar buna karşı koyamaz. Nitekim O, şöyle buyurmaktadır: "Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik." Yine şöyle buyurmaktadır: "Göğe ve yerküreye: İsteyerek veya istemeyerek gelin! dedik." Yazar 94. sayfada bunu nakletmektedir.

Saygıdeğer okuyucu, ölülerin işitmediğini sen de öğrendikten sonra, onların ölmeden önce hayatta iken bir isteği dahi yerine getirmeye güç yetiremedikleri halde artık Allâh’tan başkasına yalvarmalarına gerek kalmaz. 28-34. sayfalarında geçtiği gibi, ölülerin kendilerini çağıranların seslenişini işitmedikleri belli iken, böyle birisinin ölülere seslenmesi aptallıktan ve sapıklıktan başka birşey olmaz. Yüce Allâh Kur'ân’daki şu sözüyle ne kadar doğru söylüyor:

"Allâh’ı bırakıp da kıyamet gününe kadar kendisine cevap vermeyecek şeylere yalvarandan daha sapık kim olabilir? Oysa onlar, bunların yalvarmalarından habersizdirler. (Ahirette) insanlar biraraya toplandıkları zaman (yalvaranlar) onlara düşman kesilirler ve onlara yaptıkları ibadeti inkâr ederler." (Ahkâf 5-6)

İşte görüldüğü gibi, doğruyu bilip ona uyan kişi için açıkça ortaya çıktığı gibi, ölülere yalvarıp Allâh’tan başkasından yardım isteme hastalığına tutulan insanların değişmeyen durumu bundan ibarettir. Ben de elimden geldiği kadar sıkışık vaktimin bir bölümünü, bu faydalı kitabın hadislerini çıkarmak, dipnotlarını hazırlamak ve baş tarafına böyle bir önsöz eklemek için harcadım. Allâh Teâlâ’nın bu çalışmayı ihlâslı müslümanlara faydalı kılmasını dileyerek bizleri âyetteki şu kullarından kılmasını isterim:



"Dinleyip de sözün en güzeline uyanlar var ya, işte onlar Allâh’ın doğru yola ilettiği kimselerdir ve gerçek akıl sahipleri de onlardır." (Zumer 18)

15 Cemâdıye’l-Ûlâ 1397 hicrî

Muhammed Nâsıruddîn Albânî


Yüklə 0,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   45




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin