ADAP,ANDAP VE MEMURSEN BASIN AÇIKLAMASI 2 TEMMUZ 2015
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Rabbimiz, şöyle buyurdu: "Bana dua ediniz ki size icabet edeyim. Bana kul olmaktan kibirlenenler, muhakkak ki hakir ve zelil olarak cehenneme girecekler.(MÜMİN SURESİ 60)
Selam Olsun Uygurlu,Doğu Türkistanlı Kardeşlerimize, Lanet Olsun Faşist Çin’e
Doğu Türkistan'daki Çin zulmüne "DUR" demek, zulmü kınamak,zulme haykırmak “BOYKOT” çağrısı yapmak için buradayız.
Önce şunu belirtmeliyiz ki; Müslüman Uygur Türkleri toprakları ve vatanları Doğu Türkistan’daki şanlı direnişlerini 257 yıldan beri büyük bir cesaret, kahramanlık örnekleri ile dolu ve başarı ile sürdürmekte olup;bu paralelde Çinin de zulmü artmaktadır.
Özellikle 1949'ta Çin Komünist devrimi sonrasında bu politikalar daha şiddetli şekilde sürdürülmektedir. Dinleri, dilleri, kimlikleri ortadan kaldırılmaya çalışılan bu halkın ülkelerinin adı bile Çin dilinde "işgal edilmiş toprak" anlamına gelen Sincan diye anılmaktadır. Ve ne yazık ki bizler dahi bütün Dünyayla beraber bu adı kullanmaktayız. Bütün işgalci güçler gibi; etnik temizlik ve katliama tabi tutulan Uygurların yaşadıkları bölgelere sistematik olarak yerleştirilmiş Çinliler, başta başşehir Urumçi olmak üzere bir çok şehirde nüfus çoğunluğunu sağlamış durumdalar. Devletin ve Çinlilerin baskısı altında kalan Uygurların her ne kadar -guya Özerkliklerinden dolayı- serbest denilse de dilleri İlkokuldan Üniversiteye kadar bütün okullarda yasaklanmış durumdadır. Camiler açık gözükse de gençlerin, memurların, öğretmenlerin camiye gitmeleri yasaktır. Kuran okuyan ve kendi şartlarında İslamı yaşamaya çalışanlar da takip altındadır. En ufak talepleri bile Terörizm diye nitelendirilip, baskı altına alınmaktadır Müslüman Uygur Türkleri bu kutsal mücadelesini Doğu Türkistan Hür ve Bağımsız olana ve bu topraklarda İlayikelimetullah cari olana kadar sürdürmeye azimli ve kararlıdır. Selam olsun Uygurlu kardeşlerimize, selam olsun şanlı direnişe, lanet olsun faşist Çin’e…
15 gündür Çinli faşist askerler bölgeyi tamamen kuşatma altına aldı. Yüreğimiz yaralı. Gönül rahatlığıyla iftar edemiyoruz.
Türkistan’da Oruç tutmak da yasak…
Çin Komünist Devrimi ile başlayan bu asimilasyon politikası sonucunda yüz bine yakın Müslüman Uygurun cezaevlerinde olduğu ifade edilmektedir. Yine bu politikaların devamı olarak başörtülü kadınlar taciz ediliyor, keyfi bir şekilde gözaltına alınıyor..
Kur’an eğitimi engelleniyor, 500 bin civarında çocuk zorla ideolojik eğitimlere tabi tutuluyor..
Çin hükümeti, farklı Türkçe lehçelerinde konuşan yerli halkı Çinceyi kullanmaya zorlayarak asimilasyon politikaları uyguluyor.
Mal varlıklarına keyfi bir şekilde el konuluyor, seyahat özgürlükleri kısıtlanıyor.
Türkistanlı kadınlar, “plan dışında” hamile kaldıklarında hamileliklerinin son günleri dahi olsa mecburi kürtaja tabi tutuluyor. Nüfus planlaması dışında olan çocukların gizli olarak dünyaya getirilmesi hâlinde ise aileler çok yüksek maddi cezalara maruz kalıyor, doğum yapan kadın veya eşi memur ise bu kişinin görevine son veriliyor.
Bu hukuksuzluklara, zulümlere, yasaklara ve baskılara itiraz edenler evlerinden alınıyor, demokratik eylem hakkını kullananlar sokak ortasında öldürülüyor.
İşkenceler ve idamlar ise aralıksız sürüyor.
Halka önder olabilecek kapasitedeki bazı Alimler de zehirlenerek öldürülüyor.
Kapalı devre zulümler devam ederken dünyanın sessizliğinden cesaret alan Çin her güne yeni bir katliam ile başlıyor. 15 günde Çin’in resmi verilerine göre 150, insan hakları kuruluşlarına göre binlerce Müslüman yaşamını yitirdi,on binlercesi cezaevine konuldu.Ama buna rağmen dünyadan doğru düzgün bir itiraz gelmemektedir.
Hele bu işgalci devletin BM'deki güvenlik konseyinde 5 daimi üyeden biri olması, özellikle tepkileri iyice zayıflatmaktadır. Diğer işgalci ABD, Rusya, Fransa ve İngiltere'nin İslam coğrafyasındaki işgalleriyle beraber düşünüldüğünde acı bir manzarayla karşı karşıya olduğumuz da ortadadır. Yeni Dünya Düzeni denilen manzara da bu olsa gerektir.
Yine ne acıdır ki, işgal ve katliama tabi tutulan Müslüman Uygur Halkının kurtarıcısı, bir başka işgalci ABD ve diğer batılı güç odakları olarak ortaya konulmaktadır. Demokrasi ve İnsan Hakları söylemleriyle kuzu postuna bürünmüş kurtluklarıyla arz-ı endam etmektedirler. Yardım beklenen bu güçlerin Filistin, Irak ve Afganistan'daki işgalci konumları, olayı bütün çıplaklığıyla gözler önün esermektedir.
Yardım kuruluşlarının dahi bölgeye girmesi engellenmekte, bölgeden sağlıklı haber alınamamaktadır. Bölgenin dünya ile bağının kesilerek bu şekilde karantinaya alınması, durumun vahametiyle ilgili endişelerimizi arttırmaktadır. Çin, Doğu Türkistan’da olup bitenleri, gerçek haber ve bilgilerin üstünün zorla örttürmektedir. Kendi güdümündeki medya’yı müthiş derecede dizginleyerek kör ve sağır duruma getirmektedir. Gerçekleri kontrol ederek ustaca ve sinsice gizlemektedir. Çin’in bu sahtekârlığı bütün dünyaca bilinmektedir.
Çin hükümetinin soykırıma dönüşen uygulamaları, her yıl yüzlerce Müslüman’ın hayatını kaybetmesiyle son buluyor.. Dünya bu soykırıma, bu insanlık zulmüne, bu alçaklığa ve vahşete seyirci kalarak, ortak oluyor. Lanet olsun böyle faşizme, lanet olsun Çin zulmüne.. Adaletsizlik, hukuksuzluk bunların kanına işlemiş. Yaşanan zulümler karşısında uluslararası kamuoyunu her zamanki gibi üç maymunu oynuyor. Yere batsın adaletsiz dünya, kahrolsun emperyalizm, kahrolsun vicdansız faşist Çin…
Doğu Türkistan söz konusu olunca vicdanını duvara asanları kınıyoruz. Tüm dünya sussa da biz susmayacağız! Yeryüzünde tek başımıza bile kalsak mazlumun ve mağdurun yanında yer almaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Onların haklarını savunmaktan katiyen geri durmayacağız. Biz var oldukça Doğu Türkistan zulmünü, Gazze katliamlarını, Suriye vahşetini, Mısır ve Arakan’da yaşanan hukuksuzlukları gözlerine sokmaya devam edeceğiz. Gözlerinizi kapayarak vicdanlarınızın sizi rahat bırakmasına asla müsaade etmeyeceğiz.
Buradan faşist Çin’e sesleniyoruz; Doğu Türkistan’a baskı uygulamaktan, vicdanları yaralamaktan, insan haklarını çiğnemekten, din ve vicdan hürriyetini gasp etmekten bir an önce vazgeç… Yeter artık. Uyarıyoruz! Akıttığınız kanda boğulacaksınız Hiç bir zulüm ebedi değildir. Aklınızı başınıza alın.
Bir çağrımızda insanlığa;
Bu zulme “DUR” demek için tüm vicdan sahiplerini ayağa kalkmaya, Çin zulmü son bulana kadar bir daha oturmamaya davet ediyoruz. Bugün Çeçenistan’ın Ruslardan gördüğü zulmü, Doğu Türkistanlılar Çinlilerden görmektedir. Dünya ise bu zulme göz yummaktadır. Doğu Türkistan meselesi sadece Uygurların bir sorunu olarak görülmemeli ve vicdan sahibi insanlar bu meseleyi sahiplenmelidir…
Doğu Türkistan’da ki vahşet, alçaklık ve soykırımı protesto etmek için “BOYKOT” çağrısı yapıyoruz. Çin, Doğu Türkistanlılara esir muamelesi yapmakta ve onlara türlü zulümleri reva görmektedir. Faşist Çin hükümeti, Doğu Türkistan’da Uygur nüfusunu azaltarak bölgeyi Çinlileştirmektir. Susacak mıyız? Haydi ilk önce “Boykot” ile başlayalım. Çin mallarına yönelik kapsamlı bir boykotla, yaşananların hesabını sormaya başlayalım. “Çin malına hayır” diyerek, tepkimizi gösterelim, Doğu Türkistan'daki soydaşlarımıza Faşist Çin zulmünü protesto için ve boykot için harekete geçelim.
Ayrıca şu günlerde bu zulüm ayyuka çıktıkça,tepkiyi kırmaya çalışan Doğu Perinçek ve avanesi Doğu Türkistanda zulüm olmadığını,yalan haber olduğunu,fotoğrafların sahte olduğunu yaymaya çalışıyorlar.Fotoğrafların hepsinin Doğu Türkistanla ilgili olmayışı zulmün olmadığı anlamına gelmez.Bu zulüm 66 yıldır sürüyor.Karşı atağa geçerek bilgi kirliliğiyle olayı manüple etmeye çalışanları da buradan kınıyoruz.
Ayrıca İstanbulda ramazan günü LBGT adı altında homoseksüelliği,livatayı meşru hale getirmeye çalışan hayvansal atıkları çok uzatmadan burada lanetliyor, onlara destek veren ne idüğü belirsiz siyasileri de kınıyoruz.
Önceki gün Mısırda 9 İhvanı müslimin mensubu kardeşimizi katleden Sisi'yi de lanetliyoruz.Dünyanın neresinde olursa olsun zulme uğramış ne kadar insan varsa yanında,ne kadar zalim varsa karşısında yer aldığımızı önce Allah'ı,sonra da tüm insanlığı şahit tutarak ilan ediyoruz.ŞAHİD OL YA RAB ,ŞAHİD OL YA RAB,ŞAHİD OL YA RAB.
Burdan sesimizi Doğu Türkistandaki kardeşlerimiz belki duyacak belki duymayacak.Ama biz biliyoruz ki sen duyansın,görensin.Buradan kardeşlerimize elimiz varmıyor.Kardeşlerimizi görensin,işitensin.Kardeşlerimizin ruhlarına diriliş,direniş ve cihad ruhu ver ya Rabbi.Onları ayağa kaldır,şahlandır,kendilerine gelmelerine yardımcı ol yarabbi.
751 Talas savaşından beri oralarda senin dininin bayraktarlığını yapan bu uçbeyi kardeşlerimiz mağlup olurlarsa,senin dinin oralardan silenecek yarabbi.Sen kardeşlerimizi muzaffer eyle,düşmanlarını kahru perişan eyle yarabbi.Bu kafir milleti,bu çağın yecüc ve mecücünü zir ü zeber eyle yarabbi.
Orda sana ellerini açmış yalvaran kardeşlerimizin dualarına da icabet eyle yarabii.Onların ellerini boş döndürme,dualarını çevirme yarabbi.Sen mazlumun duasını çevirmezsin,eli boş döndürmezsin,bu mazlum kardeşlerimizi de boş döndürme yarabbi.
Şu ramazan ayı ve günlerinin bereketi münasebetiyle günahlarımızı ,işlerimizdeki israfı affet.Ayaklarımızı dinin üzere sabit kıl.Bizleri iyilerle beraber haşreyle.Takatimizin yetmeyeceği sorumluluklar yükleme.Aklımıza gelmeyen,bilemediğimiz bir mücadele şekli var da onu bilmiyorsak onu bize hatırlat,unutursak da bizi sorumlu tutma,razı olacağın ameli yapmamızı gönlümüze ilham eyle yarabbi..An itibariyle durumuşu,tarafımızı göstermek istedik.Sen kabül eyle yarabbi.rızen lillahil fatihah.
ADAP(AKDENİZ DAYANIŞMA PLATFORMU),ANDAP(ANTALYA DAYANIŞMA PLTFORMU) VE MEMURSEN E KATILIMLARINDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİZ.
Dostları ilə paylaş: |