Ahlak Temizliğine Duyulan İhtiyaç Ahlak Temizliğinin Etkileri ve Önemi Şeyh Hüseyin Behrani


C- Kötülükten Sakındırmak İlahi Azaptan Korunma Vesilesidir



Yüklə 1,71 Mb.
səhifə54/68
tarix03.08.2018
ölçüsü1,71 Mb.
#66881
1   ...   50   51   52   53   54   55   56   57   ...   68

C- Kötülükten Sakındırmak İlahi Azaptan Korunma Vesilesidir


Mektep, değerler ve yüce hedefler aşkıyla kötülükten sakındırarak öğüt verenler ve toplum içinde sapıklıkları önlemeye çalışan kimseler dünya ve ahirette Allah’ın azabından korunmaya çalışan kimselerdir. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim, kötülükten sakındıran, toplum karşısında sorumluluk duygusunu taşıyan ve insanı ve dini görevleri yerine getiren kimseler hakkında şöyle buyurmuştur: “Kötülükten sakındıranları kurtardık.”1

D- Şer’i sorumluluklarından kurtulmak amacıyla bazı kimselerin ilahi emirleri tevil etmesi


Cumartesi ashabı hikayesi, bu konunun canlı bir örneğidir. Elbette bu anlam, her asırda çeşitli örneklere sahiptir. Herkes, her durumda apaçık şer’i hükümleri tersyüz gösterebilir ve şeytani hedeflerine ulaşmak için bu konuda yanlış yorumlar sunabilir ve neticede ilahi hükümlerden ve toplumda sorumluluk duygusunu taşımaktan farklı yollarla sakınabilir. Bu esas üzere dini meseleleri tevil etmek ve Allah’ın hükmünün hakikatinin üzerini örtmek, yeni bir hile yolu değildir. Kur’an’ın naklettiğine göre semavi peygamberlerin zamanında çeşitli gruplar, bu yola başvurmuşlardır ve Allah onlara azap vaad etmiştir.

E- İlahi Emirlere İsyan Etmek Azabın İnişine Neden Olmaktadır


Açık bir şekilde ilahi emirleri çiğneyen ve hak söze teslim olmayan kimseler, Allah’ın acı azabına maruz kalmaktadırlar. Cumartesi ashabının uğradığı akıbet ve benzeri onlarca olay, bu ilahi gazap ve azabın açık bir örneğidir. Bu oldukça genel ve kuşatıcı bir gerçektir. Bütün toplumlar için her asırda geçerlidir. Hiç kimse, bu değişmez ilahi sünnetin dışında değildir.

3- Hud (a.s) ve Ad Kavminin Akıbeti


Hud (a.s) da Kur’an-ı Kerim’de Nuh’tan sonra defalarca hakka davet eden ve putperestlik aleyhine savaşan birisi olarak zikredilmiştir.

Hud kavmi, Ad diye meşhur olmuştur. Onlar Arap olan bir topluluktu. Milattan önce Arap yarımadasında yaşıyorlardı. Tüm eserleri yok olup gitmiştir. Tarih onlar hakkında itimat edilir bir eser kaydetmemiştir. Mevcut Tevrat’ta da herhangi bir şekilde zikredilmemişlerdir. Kur’an-ı Kerim’in onlar hakkında zikrettiği şey, onların Ad adında bir kavim oldukları ve bazen de ilk Ad olarak adlandırılmalarıdır. Zira Nuh kavminden sonra Arap yarım adasında Ahkaf’ta ikinci bir Ad kavmi daha yaşamıştır. 1

Bu esas üzere Hud kavmi, cismani ve bedensel güç açısından eşsiz idiler. Medeniyet ve gelişme kaydetmiş bir topluluk idiler. Kalkınmış şehirleri oldukça güzel, görkemli binaları, bereketli toprakları, bağları ve dikkate değer hurmalıkları var idi.

Allah-u Teala onların büyük medeniyeti ve kalkınmışlığı hakkında şöyle buyurmuştur: “Rabbinin, hiçbir memlekette benzeri ortaya konmayan sütunlara sahip İrem şehrinde oturan Ad milletine ne ettiğini görmedin mi?1

Allah-u Teala Hud’u onların hidayeti için gönderdi. Hud, onları putperestlikten ve fesattan kurtarmak istedi ve onlara şöyle dedi:

“Ey kavmim! Buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak beni yaratana aittir. Akıl etmez misiniz? Ey kavmim! Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra O’na tövbe edin ki size gökten bol bol yağmur göndersin, kuvvetinize kuvvet katsın. Suçlular olarak yüz çevirmeyin.”2

Onlar ise Hud’a cevap olarak şöyle dediler: “Ey Hûd! Sen bize apaçık bir belge (mucize) ile gelmiş değilsin ve biz de senin sözünle ilahlarımızı terk etmeyiz ve biz sana iman edecek de değiliz. Bir kısım ilahlarımız seni fena çarpmış” demekten başka bir şey demeyiz” dediler.”3

Hud (a.s) ise onlara nasihatte bulunarak şöyle dedi: “Ben Allah tarafından size gönderilmiş emin bir Peygamberim, sizler benim geçmişimi biliyorsunuz. Hiçbir zaman hata yoluna koyulmadım, asla yalan söylemedim, Allah’tan korkunuz ve sözümü kabul edeniz, ben sizden hiçbir mükâfat istemiyorum. Benim mükâfatım Allah nezdindedir. Mantıksız işlerinizden el çekiniz, tepelere gösteriş ve övünmek için yaptığınız binalarınız da nedir? Ebedi kalmak için yapmış olduğunuz bu görkemli binaların anlamı nedir? Hayatınıza hakim olan bu zulümlerin ve acımasızlıkların faydası var mıdır? Ey insanlar! Allah’ın gazabından korkunuz. Allah sizlere gördüğünüz gibi bir çok nimetler vermiştir. Bir çok maddi sermayeler ve faydalı insani güçleri, salih evlatlar olarak sizlere bağışta bulunmuştur. Yemyeşil bağlar, altından akan nehirler vermiştir. Ben, Allah’ın sizi acı bir azaba uğratacağından ve sizi yeryüzünde yok edeceğinden korkuyorum.”

Kavmi ise şöyle dedi: “Allah, bizlere dileseydi mesajını iletmek için bir melek gönderirdi, biz asla senin sözünü kabul etmeyiz. Sen bizleri sürekli korkuttuğun o azabı artık indir. Biz şüphesiz senin ilahının azabından korkmuyoruz.”1

Sonunda kafirler, bu kavmin küfür ve inadı, ilahi gazaba uğramalarına neden oldu. Böylece şiddetli bir kuraklığa maruz kaldılar. Sürekli yağmur bekler bir hale geldiler. Bir gün ilk defa bir bulut gördüler, sevindiler ve bu bulutun yağmur yağdıracağını söylediler, lakin Hz. Hud (a.s) onlara şöyle buyurdu: “Hayır, bu sandığınız gibi değildir. Şüphesiz bu bulut, istediğiniz şeyi (azabı) size indirecek olan bir buluttur.” Oldukça soğuk ve şiddetli bir rüzgar esti, kasırgalar koptu, yüzlerine çakıl ve kum taneleri savruldu. İnsanlar, yapmış oldukları sağlam binalara sığındılar. Ama rüzgar, onların dayanamayacakları şiddetle esiyordu. Ağaçları kökünden söküp atıyor, insanı yerinden kaldırıyor, havaya savuruyor ve yere çakıyordu. Hiç kimse, ne yapacağını ve nereye gideceğini bilemiyordu. Yedi gün yedi gece şiddetli rüzgar esti, böylece tarih sahnesinden silindiler. O esnada Hud ve müminler bir dağın içine sığındılar. Orada fırtınadan haber yoktu. Ilgıt ılgıt bir rüzgar esiyordu. Onlar, kavminin akıbetini seyrediyorlardı. Ondan sonra fırtına dindi, durum ilk haline döndü. O insanlardan boş kalmış evleri ve kemik parçaları dışında hiçbir şey kalmadı.”1



Kıssa’nın Mesajları ve Nükteleri


Hud Kavminin sapıklıkları özetle şunlardan ibaretti:

Yüklə 1,71 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   50   51   52   53   54   55   56   57   ...   68




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin