SIRAT KÖPRÜSÜ CEHENNEMİN
TAM ORTASINA KURULACAK!
Bkz. S/ Sırat Köprüsü
* * *
SIRAT’TAN SONRAKİ EVREDE
CEHENNEMDEN KAÇMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR!
Şimdi içinde bulunduğumuz sistemi ve insanın bu sistem ile bağlantısını hatırlayalım...
Bu madde dünyasında görüp bildiğimiz her şey, dünyanın yer çekimine, manyetik çekim alanına bağımlıdır.
İnsan da bu madde dünyasında varolmuş bir birim olarak dünyanın manyetik çekim alanına bağımlıdır.
“Biz her şeyi sudan (yani H20'dan) halkettik”.
dendiğine; ve dünya üzerinde bulunan her canlı sudan varolduğuna göre, insan da sudan meydana gelmiş bir varlıktır.
İnsan, bu dünyada varolduğuna ve dünyanın çekim alanına tâbi olduğuna göre; insan beyninin ürettiği “hologramik dalga beden” yâni bilinen ismiyle “RUH” da bu dünyanın manyetik çekim alanına bağımlıdır!.
Öte yandan yine insan beyninde öyle bir özellik mevcuttur ki, şâyet bu özellik faaliyete geçerse, o kişi neticede dünyanın ve güneşin çekim alanından uzaklaşarak, uzaydaki sayısız yıldızların boyutsal derinliklerinde oranın şartlarına uygun bir bedenle “cennet” yaşamına ulaşabilir.
Kişinin, şayet beynindeki antiçekim dalgası üreten devre açılmış ise, “NUR”lu bir dalga bedene, yâni “ruha” sahip olacak; ve böylece de “nûru” yâni “enerjisi” nispetinde hızlı bir şekilde kurtuluşa erecektir.
Eğer bu kişinin beyni, antiçekim dalgalarını üretip ruhuna yükleyemez ise, “nur”u yetersiz olduğu için, önce dünyanın daha sonra da cehennemin güçlü çekim alanından kendini kurtaramayacak ve ebedî olarak Güneşin içinde kalacaktır!.
Zaten daha sonraki safhada güneş, Mars dahil yörüngesindeki beş gezegeni yutacak ve bundan sonra da büzülerek bir nötron yıldızı hâline gelecektir.
Bu sebeple de içinde kalan nesnenin dışarıya kaçması imkânsız olacaktır.
* * *
Dostları ilə paylaş: |