İşte Hz.Rasûlulah diyor ki:
Cehennemden çıkanlar hayat ırmağına dalar çıkar. Ondan sonra onlar yeni bir bedene sahip olur, o bedenle Cennete girerler. O cennetteki bedenler öylesine şeffaftır ki bir tarafından baktığında öbür tarafı görülür.
Böyle bir sembolle anlatmaya çalışıyor.
Dalgasal bedenden nûri bir bedene dönüş!
Ve Cennet yaşamı tamamen bir meleki bir yaşam!
Nasip etmiş, takdir etmiş ola!.
İşte önümüzde böyle bir gelecek, yaşam, bir sistem var.
Bize Kurân bu “Sistem”i bildiriyor!
* * *
ALLAH CENNETTE MÜMİNLER İÇİN ÖYLE BİR
NİMET HAZIRLAMIŞTIR Kİ HİÇBİR KULAK İŞİTMEMİŞ,
HİÇBİR DİL SÖYLEMEMİŞ VE HİÇ KİMSE ONU
HAYÂL ETMEMİŞTİR!
Allah'ın çok uzun zaman içinde istidatları nispetinde cennet ehline kendini bildirmesi söz konusudur. Cennet nimeti dahi bununla tamam olur. Esasen bu öyle bir nimettir ki, bundan daha büyüğü hayâl bile edilemez.
“Cennet” ismiyle târif edilen ortamda yaşayan kişi, o ortamın şartlarına ve yapısal özelliklerine göre, hayâl edebildiği her şeye kavuşacaktır. Öyle ki, isteyip de gerçekleşmeyen hiç bir arzusu olmayacaktır.
İşte, bu kadar nimet içinde olmasına rağmen, Hakk’ın kendisine zuhûru öylesine bir biçimde içinde bulunduğu yaşamı değerlendirmesine yol açacaktır ki, bunu şu anda, bu dünyada izah edebilmek mümkün değildir.
Nitekim bir hadîs-i şerîfte bu nimet hakkında şöyle denilmektedir:
"Allah cennette mü'min kulları için öyle bir nimet hazırlamıştır ki, hiç bir kulak işitmemiş, hiç bir dil söylememiş ve hiç kimse onu hayâl etmemiştir.’’
Bu cennette en son verilecek olan o nimettir ki, nasıl bir şey olduğunu hakkıyla bilebilmek mümkün olamaz.
* * *
Dostları ilə paylaş: |