Cennete giriş, amele bağlı değil, ilâhi takdire bağlıdır!
Sen, takdirle, çok çok az amelle de cennete girersin ama cennetteki şartların son derece sınırlı kalır.
Cennetteki merteben, amele bağlıdır.
Takdirle girilmesi itibariyle “Mevhibe Cenneti “ denmiştir, yâni; “Allah’ın hîbesi ile kazanılmış Cennet “anlamına olması dolayısıyla “Mevhibe” denmiştir ama amele bağlı olan mertebeler itibariyle de “Kesif” diye târif edilmiştir.
Kişi, kendisinden sâdır olan fiillerinin karşılığı mertebeyi yaşar orada!
Dünyada da öyledir... Ne kadar çalışıyorsan onun karşılığını yaşıyorsun, onun bir fazlasını alamıyorsun ki ...
250 gramlık bal yersen, 250 gramlık balın enerjisi vücudunda oluyor; 300 gramlık bal enerjisi vücudunda olmuyor.
“Allah’ın düzeni-sistemi”, kimden ne sâdır olursa-açığa çıkarsa onun o kadarının karşılığına ulaşması söz konusudur, ki bunun adı da CEZA !
Arapça ‘daki adı, ceza!.
* * *
“ADN CENNETİ”
“Adn” cenneti yaşamı, ilâhi sıfatların birimden zuhûru ile yaşanan hâl demektir. Kendini diğer varlıklardan daha güçlü, daha kudretli olarak gören birim, Allah’ın sıfatlarını, nefsani sıfatlarıyla örtme durumundadır ki; İlâhi sıfatları örtme durumunun adı da “küfür”dür!. Neticesi de, o izhar ettiği şeyin hakikatını yaşayamamaktır.
Öyleyse bir kişi, bu anlatılan idrâk kendisinde ortaya çıktığı ve hazmettiği zaman;
“Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” demiş olur!.
“Adn”, cennetlerden birinin adıdır. Sıfat cennetidir...
Dostları ilə paylaş: |