CEHENNEM ÇUKURLARINDA TEK ŞANS,
O OLAYLA KARŞILAŞA KARŞILAŞA
BAĞIŞIKLIK KAZANMAK!
“Onların herbiri bir Cehennem çukuruna girerler orada yıllar boyu yanarlar. Oranın azâbını bitirdikten sonra o çukurdan çıkarlar, ikinci bir çukura girerler, bu defa orada yanmağa başlarlar… Tâ ki kendi yapısının gerektirdiği bir biçimde yanıp bitmedikten sonra” diyor…
Bu çukurlardaki yanmanın sebebi ne?...
Bu çukurlardaki yanmanın sebebi, biraz evvel izah ettiğim kabirdeki azâbın sebebi…
“Ben”, esasında orijininde meleki yapıya sahip, ilâhi kuvvet ve kudretle mücehhez. O’nun halifesi olmak üzere varolmuş bir varlıksın... Ama şu içinde bulunduğun dünyada önce bedenin tabiatıyla, sonra şartlanmalarla, duygularla ve değer yargılarıyla 70 bin türlü perdeyle perdelenmişin... Neticede kendini bu beden kabullenmişin… Allah’tan ayrı, O’nun dışında O’ndan gayrı bir varlık olarak kendini kabullenmişin. Bunun neticesi olarak da sürekli azap içerisindesin…
Ve nasıl kabir için izah ettim size, “senin o hoşlanmadığın kişi, nesne neyse onunla beraber oluyorsun ve onunla beraber olmak sana azap veriyo; ve onunla ola ola devamlı bağışıklık kazanıyorsun...
Dünyada ölmek var… Dünyada çıldırmak var... Çıldırırsın, kafayı üşütürsün, artık onun değeri senin için kalmaz orada azap biter… Ama öbür tarafta ne çıldırmak, kafayı üşütmek, deli olmak var... Ne de ölmek var!
Tek şansın sürekli o olayla karşılaşa karşılaşa karşılaşa bağışıklık kazanacaksın! Veya oradaki azaplardan en hafif bir tanesinin misalinin veriyim…
Kıskanma duygusu.. Beşeri bir duygu... Bu Dünyadayken kıskanma duygusu yüzünden bir cehennem azâbı yaşıyor bir kişi… Onun kıskanma olayının kalkması için o olaya bağışıklık kazanması lâzım. Bunu sağlayacak bir olayla sürekli karşılaşıyor… Belki 1000 defa belki onbin defa...
Sen bir defasını kaldıramıyorsun çıldıracak gibi oluyorsun, bin defa veya yüzbin defa aynı olayla karşılaşıyorsun… Veya fareden tiksiniyorsun, göremiyorsun, çıldıracak gibi oluyorsun… Her tarafını fareler sarıyor kucağında üstünde başında sürekli dolaşıyorlar..
Ne çıldırmak var deli olmak var ne de ölmek var... Veya bunun gibi daha başka şeyler. Ve bunun gibi, meselâ Allah’ın haram kıldığı bir olay… Sen o olayı yapmışın… O olay senin karşına seni cezbeden bir ateş olarak çıkıyor. O olaya Dünyada düşkün olduğun için o da ruhuna işlediği için otomatikman o olayın içine gidiyorsun... Ama içine gittiğin o olay bir ateş!. Ve o ateş bu sefer seni kuşatıyor sana azap veriyor... Bunun gibi tek tek ne kadar sende beşeri duygulara değer yargılarına alışkanlıklara veya tabiata uygun olarak neler varsa bunların hepsinde yanıyorsun... O yanmanın sonucunda da o şey senden gidiyor tabi...
İşte “Cehennem Allah’ın rahmetidir” denmesinin sebebi hikmeti ortaya çıkıyor burada… Sen eğer saidsen, Cennetliksen, fakat sende de bu eksikler noksanlar haller varsa, bu hallerle de Cennnete gitmen mümkün değil! Ama Cehennemde sendeki bu eksik noksan hallerden azap duya duya bağışıklık kazanıyorsun ve arınıyorsun. O şey artık senin için birşey ifade etmiyor, o şeyden geçiyorsun... Ve bu geçişin sonucunda da neticede Cehennemden çıkarak Cennete gitmenin yolu sana açılıyor.
Ondan sonra işte yeni bir bâ’s şekli daha var.. Bütün bu kalıntılardan meydana gelen beden tekrar gidiyor ve tamamen meleki bir bedenle meleki yapıyla Cennete giriyorsun..
Bakın kaç türlü beden değişti, kaç türlü bâ’s meydana geldi...
* * *
Dostları ilə paylaş: |