Ahmed hulûSİ’de kavramlar c av. Asuman Bayrakcı


TARTIŞMANIN YASAK OLDUĞU HÜRRİYET ORTAMI!!!



Yüklə 1,48 Mb.
səhifə20/20
tarix07.08.2018
ölçüsü1,48 Mb.
#67520
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   20

TARTIŞMANIN YASAK OLDUĞU HÜRRİYET ORTAMI!!!

İnsanların evrensel gelişmesi için sonsuz hoşgörü, sevgi, fikir özgürlüğü gibi hususlardan dem vuran UZAYLILARIN, Türkiye`de kurmak istedikleri teşkilâtta uyguladıkları kurallara dikkat edelim:

* * *

"BÜTÜNLÜKLER İÇİNDE YAPILAN ÇALIŞMALARDA, BİLGİ KİTABININ DIŞINDA DEĞİŞİK KANAL KONUŞMALARI VE BAĞLANTILARI YAPILAMAZ!

DEĞİŞİK MESAJLAR OKUNAMAZ!..

BİLGİ KİTABININ TARTIŞMASI YAPILAMAZ!..

BÜTÜNLÜK İÇİNDE ASLA HİÇBİR BİREYSEL DÜŞÜNCEYE YER YOKTUR!

BÜTÜNLÜK HAKKINDA BUGÜNE KADAR VERİLMİŞ ÖNERİLERE HİÇBİR İNSANİ DÜŞÜNCE TATBİK EDİLEMEZ!..

BU BİR ANDTIR, BU BİR BİATTIR; BU ALLAH`IN YOLUNDA YAPILAN HİZMETE GÖNÜL MÜHÜRÜ VURMAKTIR!.

BİLGİ KİTABI BÜTÜNLÜK İÇİNDE SADECE BİAT BİLİNCİ İLE OKUNABİLİR!

BU BÜTÜNLÜK İÇİNE GİRMEK EVRENSEL AKİTTİR!

* * *


Evet, şimdi Kur`ân-ı Kerîm`in çok önemli bir uyarısına bir kere daha kulak verelim. Bakın 6. sûrenin 128. âyeti ne diyor:

"EY CİN TOPLULUĞU, İNSANLARIN EKSERİYETİNİ HÜKMÜNÜZ ALTINA ALDINIZ."

CİNLERİN, çeşitli isimler altında insanları yönetimleri altına almaları konusundaki Kur`ân uyarısı, düşünebilen beyinler için son derece önemlidir.

* * *


UZAYLILAR(!), ‘’ÖLÜM’’ GERÇEĞİNİ

NASIL SAPTIRIYORLAR?

İslâmî kaynaklarda yukarıda anlatıldığı üzere olan ÖLÜM GERÇEĞİ bakın ana esaslar sâbit kalmak şartıyla; fakat dünyada hazırlanılması için yapılan çalışmalardan hiç bahsedilmeden nasıl saptırılarak anlatılmaktadır:

* * *

ALTIN ÇAĞ BİLGİ KİTABI

Fasikül: 29/Sayfa: 267

"Yedi gök bilgisi, DÖRDÜNCÜ BOYUTTA alınır. Buraya CENNET boyutu denir. Bu boyutta dört katman vardır. Burası ikinci evrim durağıdır. Burada 7 gök bilgisi evrimine tâbisinizdir. Bu boyutta da dünyadaki gibi BİYOLOJİK BEDENLE yaşarsınız. Ancak şu farkla ki, dünyaya doğarak gelir, bedenli yaşarsınız. Buraya dünya bedeninizi terk ederek, buradaki hazır bedeninize IŞIK BEDENİNİZE ışınlanarak DİRİLİRSİNİZ. Ve 30 yaşındaki formunuzla, anında ayağa kalkarsınız. Bu boyutta hiç yaşlanmadan evriminizi tamamlarsınız."

* * *


Hatırlayacaksınız, 86. sayfada "CENNET, CİN, ŞEYTAN YOKTUR" diyen kitap daha sonraki yıllarda verilen tebliğlerde tamamiyle reddedildi ve hepsi de ayrı ayrı yerlerde kabûl edildi.

Zaten CİNLERİN yaptıkları iş de, çoğu dinî kaynaklarda mecaz yollu anlatılmış hususları alıp, tevil ediyoruz yaftası altında saptırıp din dışı apayrı gerçeklermiş havası içinde insanlara yuturmaktır.

İşte bu yutturmacaların bir başka türü de UZAY GEMİLERİNDEN, uzayda dolaşan çeşitli UFO`lardan veriliyormuşçasına MEDYUMLARA verilen tebliğlerdir.

* * *


CİNLERİN MANTIK OYUNLARINDAN

KURTULUŞ YOLU, İMAN İPİNE SARILMAKTIR!

Bu "İMAN" yoluna karşılık, şeytânî cinler de senin vehmini tahrik edecek; aklına, çeşitli şartlanma yollu edindiğin verilerle oluşmuş mantığa dayalı fikirler getirecek; böylece de seni imanının gereği olan şeyi yapmaktan alıkoyacaktır..

Yani, cinler seni "ALLAH" yolunda mantık oyunlarıyla vurmak isteyeceklerdir ki; bundan da tek kurtuluş yolu "İMAN" ipine sarılmaktır!

İşte bu yüzden Din, "iman" esası üzerine kurulmuştur!.

* * *

KİŞİ ALLAH’I ZİKRETTİKÇE CİNLER ONDAN UZAK DURUR;

VESVESE VEREREK DÜŞÜNCELERİNİ BULANDIRAMAZLAR!

Bkz. Z / Zikir

* * *

CİNLER ALICILARI GÜÇLENMİŞ BEYİN SAHİPLERİNİ,

KENDİLERİNİ BİRŞEY ZANNETTİREREK YOLDAN ÇIKARTIRLAR!

Bkz. K / Kulluk / “Allah Kulu” olmaktan daha üstün bir derece asla yoktur!

* * *

"OKUMA"NIN CİNLER ÜZERİNDEKİ



TESİRLERİ NELERDİR?

Herhangi bir sebeple CİNlerden birinin veya birkaçının etkisi altına girmiş kişiler, genellikle Türkiye ve diğer İslâm Milletler Ülkelerinde "Okunma" yoluyla tedaviye veya bu dertlerinden kurtulmaya çalışırlar.

Bazı yerlerde "CİNCİ Hoca" nâmıyla adı yayılmış kişiler, bazı yerlerde de çeşitli tarikat şeyhleri bu gibi kişileri okuyarak iyileştirirler, yani "CİNlerin etkilerinden" kurtarırlar.

Bunların bir kısmı gerçekten bu tip olaylarda zor duruma düşen kişileri "okumak" suretiyle iyi edebilmekte; ve bu yaptıklarına karşılık olarak da, ne para ve ne de bir hediye almamaktadırlar.

Buna karşın, bu işi parayla yapan ve aslında hiç bir özellikleri olmayan nice istismarcı kişiler dahi mevcuttur.

Burada şunu belirtelim ki, gerçekten yetkili olan kimseler bu yaptıkları iyilik sonunda kesinlikle karşılık ne hediye ne de para almazlar; alanlar ise genelde hep bu işin istismarcılarıdır.



Peki, acaba "okuma" ile ne gibi bir durum ortaya çıkmaktadır ki, CİNler etki altına aldıkları kişileri serbest bırakmakta ve ellerini çekmektedirler?.

Şimdi elimizden geldiği kadar bunu açıklamaya çalışalım.

CİNlerin yapısının birtakım ışınlardan meydana geldiğini daha önceki bölümlerde açıklamıştık...

Kezâ, "insan"ların da yapısının dalgalardan meydana geldiğini ve insan bedeninin her an bir takım ışınlar yaymakta olduğundan söz etmiştik...



BÜYÜ konulu bölümde de bahsettiğimiz gibi; insanın her an yaydığı bu ışınlar, belirli kelime veya kelime gruplarının tekrarıyla bir noktaya yoğunlaştırılabilmekte; ve devamlı olarak o yapıya yönelik ışınlar yayma durumu ortaya çıkmaktadır.

Bu ışınlar için mesafe kaydı olmadığı gibi, istenilen bir noktaya da eriştirilebilmektedir. Çünkü, ışınların hızı ve yapısı hakkında daha önce de bilgi verdiğimiz gibi, onlar yer ve zaman tanımamaktadırlar.

İşte bu sebeple, CİNlerin kaydı altına girmiş bir kişi, "okur" kimselerden birine götürüldüğünde; önce onu kaydı altına alan CİNİN kimliği ve durumu tesbit edilir.

Sonra, ona, o kimseyi serbest bırakması için emir verilir. Ancak, o CİNİN bu emri kabul edip etmeyeceği şüphelidir...

Ondan sonra kişi "okumaya" başlar... Yâni, belirli kelime veya kelime gruplarına devam ederek, o CİNİN yapısına etki edecek, onu yaralayacak ölçüde ışınlar yaymaya başlar... Âdetâ beynini laser tabancası gibi kullanarak o CİNE ateşe başlar!.

Bu durumda o CİN için iki yol vardır; ya o okumaya devam eden kişiyi de etkisi altına almak, kendine bağımlı hâle getirmek; ya da emirlerine boyun eğmek...

Bunun dışında üçüncü bir yol daha vardır ki, o da ölmesidir!. Buna da bu kişiler arasında "yakmak" tâbir edilir!. Yâni, CİN elini kişiden çekmediği takdirde yanmakla, yâni ölmekle yüzyüze kalır.

Ve genellikle olay, CİNİN ölümüyle veya kullanılan tâbiriyle "yanmasıyla" son bulur ve böylece o kişi kurtulmuş olur!.

Bazan da, bu defa CİNİN ailesinden diğer bir CİN işe el atar ki, böylece iki - üç CİNİN yanmasına kadar iş uzar.

Bugün iç sıkıntıları, boğulurcasına haller, çeşitli şeyler görme veya işitme olayları, özellikle kadınlarda görülen sık yıkanma halleri ve bunlara benzer çeşitli durumlar çok büyük bir yüzde ile CİNlerden ileri gelmektedir... Ancak bu durum henüz tıb olarak tesbit edilemediği için, geçici tesirleri uyuşturucu ilaçlarla tedaviye çalışılmaktadır ki, çoğu zaman da bu tedaviler bir netice vermemektedirler.



Bu tip olaylardan sonuç alması için, Tıbbın yapacağı tek bir şey vardır, o da CİNLERİN varlığını kabul edip, bilimsel olarak onlarla mücadele yollarını öğrenmektir.

Aksi takdirde elektro-şok veya uyuşturucu bir takım ilâçlarla sonuca varmak imkânsız olarak kalacak; ve bu yüzden de halk, özellikle bu çeşit olaylarda sonuca gidilememesinden dolayı Tıb`dan soğuyacak, uzaklaşacak ve bir takım istismarcı hocalar peşinde koşacaktır.

Allah’a inanan ve sığınanı büyü tutmaz!.

* * *


ŞEYTANLARA (CİNLERE) KARŞI

AKTİF VE PASİF KORUNMA SİSTEMLERİ

1-Rabbî enniy messeniyeş şeytanu binusbin ve azâba. Rabbî eûzü bike min hemezâtiş şeyâtıyni ve eûzü bike rabbî en yahdurun. Ve hıfzan min külli şeytânin marid.”

(Sad:41- Mü’minun: 97-98-Saffat:7)

 Rabbim şeytan bana sıkıntı veriyor ve işkence yapıyor. Rabbim şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım; ve yine sana sığınırım onların çevremde bulunmalarından. Ve bütün reddedilmiş azgın şeytanlardan koruduk!

 2-"KUL EUZÜ"LER

 a-Kul, eûzü birabbil felâk, min şerri ma halak, ve min şerri gâsikin izâ vakab, ve min şerri neffassâti fil ukad, ve min şerri hâsidin izâ hased.

  De ki: Sığınırım rabbine felâkın, halkettiklerinin şerrinden, ortalığı basan karanlıkta oluşacak şeylerin şerrinden, düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden ve hased eden hasedçilerin şerrinden.

 b-Kul, eûzü birabbin nâs, melikin nâs, ilâhin nâs, min şerril vesvasil hannas, elleziy yuvesvısu fiy sudûrin nâs, minel cinneti ven nâs.

De ki: Sığınırım bütün insanların rabbine, bütün insanların melîkine ve bütün insanların ilâhına; o sinsi vesvese verenin şerrinden ki, vesvese verir insanların içine kimi cinden kimi insten!

3-ÂYET-EL KÜRSİ

Allahû lâ ilâhe illâ hû, elhayyul kayyum, lâ te’huzûhu sinetün velâ nevm, lehu mâ fiys semâvâti ve mâ fiylard, men zelleziy yeşfeu indehu illâ biiznih, yâ’lemu ma beyne eydiyhim ve ma halfehüm, velâ yuhıytûne bişey’in min ilmihî illâ bimâ şa’e, vesiâ kürsiyyühüs semâvâti vel arda, velâ yeuduhu hıfzuhuma, ve huvel âliyyül azıym.’

ALLAH ki, Tanrı yoktur ancak O vardır, diridir ve kendi kendine kâimdir; ne uyuklaması ne de uyuması sözkonusudur; yerde ve göklerde ne varsa O’nun içindir; O’nun katında kim şefaat edebilir ki izni olmaksızın; bilir önlerinde ve arkalarında olanların hepsini; izni olmadan ilminden bir şeyi kapsamak mümkün değildir; kürsüsü, semâları ve yeri içine almıştır; koruması dışında bir şey kalamaz; yüce ve azâmet sahibidir.

* * *

CİNLERİN her türlü zarar veren tesirlerine karşı Kur’ân-ı Kerîm’de bulunan bir iki duâ âyeti, beraberce okunduğu zaman son derece tesirli olmaktadır. “Sad” Sûresinin 41. âyeti olan kısmı Eyyûb aleyhi’s-selâm okumuştur. "Mü’minun" Sûresinin 97 ve 98. âyetleri olan kısmı ise Cenâb-ı Hakk tarafından Rasûlullah salla’lâhu aleyhi ve sellem’e öğretilmiştir.



CİNLER tarafından kandırılmış bulunan herkes bu duaya devam hâlinde çok büyük faydalar görür.

MEDYUMLAR, RUHLARLA, UZAYLILARLA GÖRÜŞTÜKLERİNİ SANANLAR; KENDİNİ EVLİYA, ŞEYH veya MEHDÎ zannedenler bu duâlara şayet bir süre devam ederlerse, o zannı oluşturan tüm veriler kesiliverir.

* * *


Bu duanın tesirli olabilmesi için bir kaç yol vardır;

1.Kişinin kendisinin, üzerindeki etki kesilene kadar hergün sabah ve akşam 200 veya 300 kere bu duayı okuması ve ayrıca her okuyuşta bir sürahi su içine nefesini de üfleyerek ve daha sonra da o suyu içerek bünyesini güçlendirmesi.

2. Güvenilen sâlih birkaç kişinin biraraya gelerek o kişinin üzerine üçyüzer kere okumaları ve bu arada ortada geniş ağızlı bir kap içinde su bulundurmaları ve daha sonra o kişiye peyder pey bu suyu içirmeleri. Mümkünse o kişinin kendisinin de bu dualara devamı.

3. Ayrıca bu kişinin hergün 41 defa "Kul eûzü birabbil felâk" ve "Kul eûzü birabbin nâs" sûrelerini sabah akşam okumaları.

Şayet bunların hepsi bir arada yapılırsa daha kolay neticeye ulaşılır.

* * *


Burada şunu da belirtmeden geçmeyelim.

Gerek "Âyet-el Kürsî" ve gerekse "Muavvizeteyn" denilen "Kul eûzüler" pasif korunma sistemleridir. Kişinin beyin gücünü kuvvetlendirmeye, ruh gücünü kuvvetlendirmeye ve koruyucu manyetik kalkan içine almaya yarayan formüllerdir.

Yukarıda verdiğimiz âyetler ise tamamiyle aktif formüldür!. Yani kişi bu dualara devam ettiği zaman; o kişinin beyni laser tabancasının ışını gibi, fakat çevresine yaygın olarak öyle bir mikrodalga yayın yapmaktadır ki; bundan bütün CİNLER rahatsız olmakta ve uzaklaşma zorunluluğunu hissetmektedirler.

Burada ayrıca şu hususu da belirtmeden geçmeyelim:

CİNLERİN musallat olduğu kişiler ve CİNLERİN çeşitli etkileme sistemleri hakkında “RUH İNSAN CİN” isimli kitabımızda ve "RUH CİN MELEK" isimli video kasetimizde son derece geniş kapsamlı bilgi vermeye çalıştık; İlâhî lûtfu inayet neticesinde. Burada şunu da özellikle vermek istiyorum.

* * *

CİNLERİN etkisi altında olan kişiler, bu duaları okumaya başladıkları zaman, önce içlerinde büyük sıkıntı duyarlar. Hattâ bırakın kendilerinin okumasını; çevresindekiler okumaya başlasa, hemen oradan uzaklaşmak isterler.



Bunun sebebi, bilinçleri dışında kendilerini elegeçirmiş olan cinlerin o dalgalardan zarar görerek uzaklaşmak istemeleri ve onları da yanlarında götürmeyi arzulamalarıdır.

Sıkıntının arkasından, ateş basması, tepeye ateş çıkması gibi haller hissedilir, avuç içlerinde terlemeler görülür. Cinlerin etkisi sonucu; adrenalin salgısının kana karışması neticesi hissedilen şeylerdir bunlar.

Şayet kişi bütün bunlara dayanabilir ve kendisi de duaya devam edebilirse, birkaç gün içinde bu sıkıntıları azalır ve rahatlamaya başlar. Bütün mesele, kişinin iradesini kullanıp, direnebilmesi ve korkuyu atabilmesindedir.

Bu bahsettiğimiz duaların tatbiki için de, bize göre, hiç bir hocaya gidip para kaptırmanın âlemi yoktur!. Kişinin kendisi veya güvendiği yakın dostları, bunu rahatlıkla yapabilirler.

Allah cümlemizi bu konuda bilinçlendirsin ve CİNLER’in elinde oyuncak olup, elâleme rüsvây olmaktan korusun.

* * *


RÜYADA BİLE, “KÂBUS” ADI VERİLEN

GÖRÜNTÜLER ANINDA OKUNACAK

KORUYUCU MANYETİK ALAN OLUŞTURAN” ZİKİRLER

Cin”lere karşı kişide “koruyucu manyetik alan oluşturan” zikir şudur:

1 – Lâ havle velâ kuvvete illâ billah!..

2- Rabbi enniy messeniyeş şeytânu binusbin azâba, Rabbi eûzü bike min hemezâtiş şeyâtıyni ve eùzü bike en yahdurun. Ve hıfzan min külli şeytânin marid. (Sad: 41 – Mü’minun: 97/98 – Saffat 7)

Kezâ rüya hâlinde bile, “kâbus” adı verilen görüntüler anında, ya da “cin”lerin musallat olmaları hâlinde, bunlar birkaç yüz defa okunursa, üzerinizden bu baskının derhal kalktığını görürsünüz.

* * *

ŞAKRA(CHAKRA)

Seksin, kişide kendini beden olarak hissetme hâlini nasıl meydana getirdiğini anlayabilmek için bazı eski kaynaklara bakmak gerekir.

Bu eski kaynaklara göre, insan bedeninde yedi şakra vardır... Baş`dan vucudun alt kısımlarına, kuyruk sokumuna doğru sıralanmış yedi şakra. Yani, yedi enerji merkezi mevcuttur. Bu yedi enerji merkezinin yedincisi de kuyruk sokumuna yakın bir noktada.

Bu enerji merkezinin harekete geçmesi, kişideki seks duygusunu, kendini beden kabul etme duygusunu kuvvetlendirir; ve bunun neticesinde de “Ruhânî güçlerini”, mâneviyata yönelme duygusunu kaybetme sonucunu meydana getirir! Özellikle “anal seks”in yasaklanmasının gerçek sebebi de budur!

* * *

7.ŞAKRA...

PİNEAL GLAND

Chakralardan yedincisi olan Pineal gland, insanda soyut kavramların başladığı ve değerlendirildiği alandır...

Bunun faaliyeti beyinde düşünsel yaşama boyut atlatmaktadır…

İnsan ezbercilikten ve taklitçilikten çıkmadan düşünerek yaşayamaz.

* * *

CUMA GÜNÜ VE GECESİ

Bkz. C / “Cem” makamı

* * *

CUMA NAMAZI

Bkz. N / Namaz

* * *

ÇOKLUK”



Bkz. K / Kesret

* * *


CÜZİ İRADE

Bkz. İ / İrade

* * *

ÇOCUK ALDIRMA (KÜRTAJ)

120.GÜNDEN SONRA ÇOCUK ALDIRMA

CİNAYET HÜKMÜNE GİRER!

Cenin 120. günde, beyin çekirdeğiyle ilk kozmik ışınları değerlendirecek düzeye ulaşır.

Ulaşmış olduğu bu kapasitede, “bir melek gelir ve ruhu üfler”. Yani, gelen kozmik ışınlar bu beyinde “kişilik ruhu” veya “insan ruhu” denilen dalga üretimini başlatan ilk hareketi meydana getirir.

Beynin 120. günde ulaştığı bu kapasite ile, kozmik ışınların etkisi sonucu ölümötesi yaşamda devamını sağlayacak olan dalga bedeni üretmeye başlaması olayına din terminolojisinde “bedene ruh üflenmesi” tanımı getirilmiştir!.



İşte bu anda “kişisel ruh” yani “insanî ruh” meydana gelmiş, yaratılmış olur!. Bu andan evvel, “bireysel ruh” mevcut değildir!.

Bu sebepledir ki, eğer 120. günden sonra çocuk alınırsa cinayet hükmüne girer!.

Zîra, 120. günde cenindeki beyin çekirdeği, "dalga bedeni" yani "kişilik ruhunu" üretmeye başlamıştır ki, ceninin öldürülmesi hâlinde dahi, bu "ruh" yaşamına sonsuza dek devam eder.




Yüklə 1,48 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   20




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin