"Nokta"larındaki kudrete ermiş olanlar{“Ulâikel Mukarrebûn”-“Nokta”sındaki kudretin ehli olarak yaratılmış olanlar-(“Allah” adıyla işaret olunanın esmâsının özelliklerini) "Nokta"larındaki kudret ile seyir hâlinde olanlar-Kudret nazarıyla hikmet yurdunu seyredenler-“M”leri kalkmış; “N” ile âlemi seyredenler-Ateş içinde selâmette olanlar-Ateşin ulaşamadıkları-“Hasbiyallahu...” sırrı olanlar}
587
|
●
|
Muhammedî ilmin yer almadığı kudret zuhuru
|
588
|
●
|
İsa Aleyhisselâm “Kudret” sıfatıyla zâhir olmuştur(Bkz. İ/İsa a.s)
|
588
|
●
|
Deccal'de açığa çıkan Kudret Sıfatı, onun zehiri olmuş ve helâkına vesile olmuştur.
|
588
|
●
|
(Cin ve ins topluluğuna hitap)Kudret sıfatı sizde açığa çıkmadıkça, bedenlerin çekim gücünden çıkıp gidemezsiniz...
|
589
|
●
|
"İŞİTME" SIFATI ["Es Semi"- Sesin ardındaki tek gerçek->Algılama- Açığa çıkardığı Esmâ özelliklerini her an algılamakta olan. Farkındalığı ve kavramayı yaşatan. Bunun sonucu olarak Basîr ismi özelliğini tetikleyen!)
|
590
|
●
|
İlgili Âyetler
|
590
|
●
|
"O", işitmesi akılla kavranılmayandır.
|
600
|
●
|
Üç (Kişi aralarında) fısıldaşmaya görsün, dördüncüsü O'dur... Beş (Kişi fısıldaşacak) olsalar, onlarda altıncı O'dur!
|
601
|
●
|
İşitme kuvvesi (Algılama kuvvesi-Algılama melekesi)
|
602
|
●
|
Cennet ehli, cennette boş lâf işitmez.
|
602
|
●
|
{Yıldırımlardan ölüm korkusu (hakikatin açığa çıkmasıyla benliklerinin yok olması) düşüncesiyle} kulaklarını tıkamak (Hakikat bilgisine kendini kapatmak)
|
603
|
●
|
Allah'ın işitme (Algılama) kuvvelerini kilitlediği kimseler [Allah’ın, kendini dillendiren işaretlerine iman etmeyenler-(Sınırlı-sefil) dünya hayatını sonsuz geleceğe tercih edenler-Hakikat bilgisini inkâr edenler-Kozalarında yaşayanlar-Şeytanı velî edinenler (İlham ettiği fikirlere uyanlar)-Rablerine ortak koşanlar-Şirk ehli-Yalancılar-Gelecek yaşam boyutunda hüsrana uğrayanlar-Allah gazabı üzerlerine olanlar]
|
605
|
●
|
(Anlayış itibariyle) Sağırlar [Kur’ân’dan yüz çevirenler-Varlığındaki işaretleri iman etmeyip teslim olmayanlar-Vahiy ile uyarıldıkları halde çağrıyı işitmeyenler-Taklitle yaşayan-Hakikatlerini algılayamayanlar-Karanlıklar içinde kalmışlar-Allah işaretleri kendilerine bildirildiğinde benlikle yüz çevirenler-İlme dayanmayan bir şekilde, Allah yolundan (insanları) saptırmak için işin laf yanını satın alan ve onu eğlence (keyif aracı) edinenler-Kendileri için hor-hakir edici bir azap olanlar-Kendini aldatanlar-Allah indînde canlıların en şerlisi-Aklını kullanmayanlar]
|
607
|
●
|
Vahiy ile uyarılırlar…(Ne var ki) sağırlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler!
|
607
|
●
|
Kur’ân’dan yüz çevirenler, “Kulaklarımızda ağır işitme var!” dediler…
|
609
|
●
|
Allah işaretlerini kendilerine bildirdiğimizde duymazlıktan gelenler, işin lâf yanını satın alır ve onu eğlence (Keyif aracı) edinir.
|
610
|
●
|
İşitme âzalarının(Sem’ilerinin) aleyhlerine şâhitlik yapmasını ummadıklarından keyiflerine göre yaşadılar.
|
611
|
●
|
Sağırlar (Dünyadaki sağırlıklarının devamı olarak) cehennemde de işitmezler.
|
612
|
●
|
Her kendini aldatan(Hakikatini inkâr ederek, bedensellikle, içgüdüleri ve dürtüleriyle yaşayan), Allah işaretlerini işitir, sonra da işitmemiş gibi (üstüne alınmadan) şirk düşüncesinde ısrar eder.
|
613
|
●
|
Allah dûnunda yöneldikleriniz (Var zannettikleriniz), seslenirseniz çağrınızı işitmezler… Diyelim ki işitseler, size cevap veremezler!
|
614
|
●
|
İşitme kuvvenizin sahibi kim? ("Allah" diyecekler…)
|
615
|
●
|
Sesler, (Kıyamet sürecinde) Rahman’ın korkusuyla kesilir.
|
616
|
●
|
Allah işitmenizi (Algılamanızı) alsa, Allah’ın gayrı onu size getirecek bir Tanrı mı var?
|
616
|
●
|
Suçluların(Şirk ehlinin) gizlediklerini ve fısıltılarını yanlarındaki Rasûller yazmaktadır.
|
618
|
●
|
İşitip durduğunuz hâlde O'ndan yüz çevirmeyin! Kendileri işitip de (algılamadıkları hâlde), "işittik" diyenler gibi olmayın!
|
618
|
●
|
İşitme hırsızlığı
|
618
|
●
|
"GÖRME" SIFATI ("El Basiyr"-Görüntünün ardındaki tek gerçek->Açığa çıkan Esmâ özelliklerini her an seyir ile onlardan çıkanları değerlendirip sonuçlarını oluşturan)
|
620
|
●
|
Basir (Gören)
|
630
|
●
|
Allah, "Basîr"dir!
|
630
|
●
|
Rabbi, İnsanda Basirdir!
|
631
|
●
|
"Basar" (Göz-Görme hassası-Görme azası-Göz bebeği-Görüp değerlendirme)
|
632
|
●
|
Görme kuvvesi (Görme melekesi-değerlendirme kuvvesi-Basiret-“Gönül gözü”-Kalb Gözü”-Şuur gözü-Şuurdaki idrâk özelliği-“Sistem ve Düzeni” fark edip gereğini yaşayabilme kapasitesi-Gördüğünün anlamını çözüp onu değerlendirmek-İlmi değerlendiren bilinç-İlim-Allah`ın vechini görme özelliği-Hakk’ı görme özelliği-"Tek"ten "Çok"a bakış)
|
633
|
●
|
Allah’ı Zâtıyla göremezsiniz... O’nun ilmini, O’nun nurlarını içinizde hissedebilirsiniz ancak!
|
633
|
●
|
Basiret ve Basar hükmünü nasıl icra eder?
|
635
|
●
|
İlim dışındaki görme, hayâle girer (Tahayyül sùretiyledir!.)… Ancak Allah kendisi, kendisini görür
|
635
|
●
|
Allah’ı dışarıda açıkça göremezsin! (Bkz.İ/İman/İman, görülmeyene olur)
|
636
|
●
|
İlmî algılayıcılar dahi işlem kapasitelerini genişlettikleri ölçüde muhite yaklaşırlar. (Bkz.İ/İlim/İlmî algılayıcılar)
|
636
|
●
|
Tekil yapının kendine bakan gözü (Bilinç)
|
637
|
●
|
"Hakikat"i tek ve net görmek için gerekli olan "İlim Gözlüğü"(İki camından birisi, "B" harfi ilmi, diğeri "el AHAD-üs SAMED" ilmi olan "İlim gözlüğü")
|
638
|
●
|
Baş gözü, gördüğüyle “eşyanın hakikati”nden perdeler {Semâlar ve arzın melekûtunu (derûnundaki, onları oluşturan kuvveleri) görecek basîretten yoksun kılar-“Gece” (bilgisizlik-cehl), semâlar ve arzın derûnundaki, onları oluşturan kuvveleri görecek basîreti bürüyüp örter-İkân sahibi olmaktan mahrum kılar}
|
639
|
●
|
Uyarılma sürecinde görme kuvvesi keskinleşir.(Perde kalkar)
|
640
|
●
|
Sende yeterli açılım sağlamışsa, 72 milleti bir gözle görmeye başlarsın…
|
641
|
●
|
Basiretinle Tekliği müşahede edebilirsin ama göz de bu çokluk âlemini görmeye, varolduğu sürece devam eder (Çokluk görüntüleri aynen ruhuna kaydolmuştur)
|
640
|
●
|
Göz aydınlığı(Cennet yaşamı)
|
643
|
●
|
“Çokluk” görme basiretsizliği
|
644
|
●
|
Beyinde görme yoktur… Beyinde şekil yoktur. Beyinde sadece ve sadece “KAVRAMLAR” sözkonusudur!.
|
645
|
●
|
Beyin gelen bioelektrik mesajları, hücreler arasında değerlendirerek bir “Hayâl” oluşturur.
|
645
|
●
|
Allah’ın basiretlerini(değerlendirme kuvvelerini) kilitlediği kimseler [Allah’ın, kendini dillendiren işaretlerine iman etmeyenler-(Sınırlı-sefil) dünya hayatını sonsuz geleceğe tercih edenler-Hakikat bilgisini inkâr edenler-Kozalarında yaşayanlar-Şeytanı velî edinenler (İlham ettiği fikirlere uyanlar)-Rablerine ortak koşanlar-Şirk ehli-Yalancılar-Gelecek yaşam boyutunda hüsrana uğrayanlar-Allah gazabı üzerlerine olanlar]
|
646
|
●
|
Mânevi körlük (“A’mâ”lık-"Basiretlerin" yani algılama ve değerlendirme kapasitelerinin yetersizliği-Basîretin “Sünnetullah”ı-“Sistem ve Düzen”i görememesi)
|
647
|
●
|
Kör {“Â’mâ”-“Hakikat”e kör olan-Mânevi kör-Sonsuz gelecek yaşamlarına iman etmeyen-Yaptıkları işleri kendilerine süsleyip (keyifli)gösterilen-Şaşkın, (ortalıkta) bocalayıp duran-Azabın kötüsü kendilerine olan-Gelecekteki yaşamda en çok hüsrana uğrayacak olan-Bilinci sınırlanmış, şartlanmalarla bloke olmuş ve gerçekleri algılayamayacak duruma gelmiş kişi-Yaratılmışın hakikatine eremeden giden-Gösterildiği halde gerçeği değerlendiremeyen-Takdiri görmeyen-Basiret yoksunu}
|
647
|
●
|
Sağ gözü kör varlık (Deccal)
|
648
|
●
|
Körlüğün sebebi
|
648
|
●
|
Kör (Âmâ) ile gören (Basir) bir olmaz!
|
648
|
●
|
Gözler kör olmaz, içlerindeki kalp gözleri körleşir!
|
650
|
●
|
Rahman'ın zikrinden kör(Âmâ) olmak (Dünyevî-dışa dönük şeylerle, Allah Esmâ'sının hakikati olduğunu hatırlayarak bunun gereğini yaşamaktan kör olmak)
|
651
|
●
|
Rahman'ın zikrinden kör (Âmâ) olanın yeni kişiliği {Vehim-Kendini yalnızca beden kabulü ve beden zevkleri için yaşama fikri-(Hakikate erme) yolunda ●n alıkoyduğu halde hâlâ kendini doğru yolda olduğunu zannettiren varsayımlar}
|
651
|
●
|
Körlüğü sevip "Hakikat"e tercih edenlerin âkibeti {Esmâ kuvvelerini vehmettikleri benliklerine ait sanmaları nedeniyle bilerek (kasten) Rabbinin işaretlerini inkâr etmeleri-Üzerlerine sonsuz gelecek yaşamın azabının irsali-Kazandıkları ile horlayıcı-alçaltıcı azabın yıldırımının kendilerini yakalaması-Toplanıp Nâr'a sevk olunmaları-Her şeyi konuşturan Allah’ın görme hassalarını konuşturması-Rableri hakkında besledikleri yanlış zannın (Rablerini kabullenmemelerinin) onları uçuruma mahvetmesi -hüsrana uğrayanlardan olmaları-Kendileri için hazırlanan yakın arkadaşların (şeytanî fikirlilerin {cin veya ins}) yapmakta olduklarını ve yapmayı hayal ettikleri arzularını onlara süslü göstermesi-Cin ve insten, onlardan önce gelip-geçmiş ümmetler hakkındaki hükmün, kendileri aleyhine de hak olması-Şiddetli azabı tatmaları ve yaptıklarının en kötü sonuçlarını yaşamaları-Sonsuzluk vatanlarının ateş olması}
|
653
|
●
|
(Saptıkları yanlış yoldan çıkarmak için) körlere doğru yolu gösteremezsin!
|
654
|
●
|
Dileseydik gözlerini silme kör ederdik de yolda (öylece) koşuşurlardı...
|
655
|
●
|
Görme kuvvenizin sahibi kim?
|
657
|
●
|
Sakın gözlerini kaydırma!{Kendilerini sınamak için dünya hayatının süsü olarak (verilmiş) geçici fâni zenginliğe!}
|
657
|
●
|
Bakışını döndür de bak… Sonra bakışını iki kere döndür de bak!
|
659
|
●
|
Basiretinle (İlim ile) gördüğünde, (Esmâsı yönünden) “Allah’ın Vechi”ni (“Mânâ sûreti”ni Esmâ-i İlâhi”yi-Tek’i-Hak’kı) görmüş olursun!
|
660
|
●
|
Basar, mesûldür!
|
661
|
●
|
(Allah’ın bilmediğini zannedip keyiflerine göre yaşayanların) görme âzâları, bedenleri aleyhine şâhitlik yapar!
|
661
|
●
|
(İnsanın) her düşüncesini gözleyen (kaydeden) bir gözcüsü vardır.
|
663
|
●
|
Mânevi körlükten kurtulup sonsuzluk boyutuna geçmenin yolları {Şuura yerleşmiş olan isimlere varlık vermemek-Dalgaların, “her an yeni şanda yeni dalgalarla görünen” görüntüsünden; Global tek deniz değerlendirmesine sıçramak-Gerçeklerin gerektirdiği biçimdeki yaşam düzenine girmek-Bilincimizi yarın bizim için hiç bir şey ifade etmeyecek şeylerle harcayıp bloke ederek perdelememek-Bilincimizi gereksiz ve yanlış bilgilerden arındırmak(ilim ile, şartlanmalardan, değer yargılarından ve bu değer yargılarının getirdiği duygulardan arındırıp; blokajdan ve sınırlarından kurtulmak-Sürekli ilim alıp, sürekli o ilim üzerinde düşünmek ve yaşamımıza o ilim doğrultusunda yön vermek-Dünyayı boşa geçirmeyip İlme sarılmak}
|
663
|
●
|
“KELÂM” SIFATI (“Kelim” oluşu-"El Mütekellim"-> Kendini bilişin tafsilâtlı müşahedesi)
|
665
|
●
|
Kelâm (Enfüsünden ve âfâkından gelen hitapİlâhi Hitap-Sesleniş-Konuşma)
|
666
|
●
|
Allah’ın konuşması
|
666
|
●
|
Bir beşer için Allah'ın kendisiyle konuşması mümkün değildir!(Ancak vahiy yollu yahut perde arkasından ya da bir Rasûl (melek) irsâl edip izniyle dilediğini vahyetmesi hariç)
|
666
|
●
|
(Tanrı olmayan) Allah’ın Rasûlüne hitabı gökten midir, özünden mi?
|
667
|
●
|
Apaçık bir lisân… Kurân!
|
668
|
●
|
Evrensel Sırlarla dolu hitap… Ve “Oku”yanları…
|
669
|
●
|
İnsan algılama boyutuna hitap
|
672
|
●
|
Kurân’da insanların anlayış seviyelerine göre hitap vardır
|
672
|
●
|
Hitabı değerlendirebilmen için hitap edeni algılayabilmen gerek!
|
675
|
●
|
“Allah’ın Kelimeleri” (Vaadettiği sözleri-“Vahiy”in orijinali)
|
677
|
●
|
“Rabbinin Kelimeleri” (Açığa çıkardıkları)
|
677
|
●
|
“Tayyib Kelime”(Hakikat bilgisi)
|
677
|
●
|
“Habis Kelime”(Hakikati inkâr eden)
|
678
|
●
|
Allah’ın Kelimelerini (Vaadettiği sözlerini) değiştirecek yoktur.
|
678
|
●
|
Rabbinin Kelimelerini (Açığa çıkardıklarını)değiştirecek yoktur.
|
680
|
●
|
"Eğer Rabbimin Kelimeleri (açığa çıkardığı mânâlar) için deniz mürekkep olsa, Rabbimin kelimeleri tükenmeden önce elbette deniz tükenirdi!
|
681
|
●
|
"Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa ve deniz de (mürekkep olsa), Allah'ın kelimeleri tükenmez!"
|
681
|
●
|
“Kelâm” sıfatı “İfade” yeteneği kazandırır.
|
682
|
●
|
|