Ahmed hulûSİ’de kavramlar



Yüklə 1,92 Mb.
səhifə4/20
tarix06.03.2018
ölçüsü1,92 Mb.
#44715
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   20

İlâh edinmek{İlâh Tasavvur etmek-İlâh varsaymak-İlâh oluşturmak-Allah hakkında su-i zanda bulunmak-Allah’ı tanrı yerine koymak-Mîsaklarına rağmen (yaratılışlarındaki mutlak teslimiyet fıtratına rağmen) sonradan Allah Ahdini (şartlandırılmaları ya da yanlış bilgileri yüzünden) bozmak- Kendi zannındakine, hayâlindekine yönelmek-“Hakikat”ten tam sapmak-Hakikat bilgisini inkâr etmek- Hakikati yanı sıra dışsalı tanrı edinmek-Allah ile bağını kopartmak-Din’e ihanet etmek-Kalbine hamiyeti (köylülük-cahillik gururu), cahillik tutuculuğunu (yeniye kapalılık) yerleştirmek-İman edenleri Mescid-i Haram'dan alıkoymak-Bekletilen hedy kurbanlarının yerlerine ulaşmasına mâni olmak-Allah'ın (şirk anlayışının kaldırılarak) BİRleştirilmesini/vusûlünü emrettiği şeyi kesip koparmak-Arzda (bedeni amacına uygun kullanmayarak) ifsad yapmak-Allah'tan uzaklaştırılmışlık (hakikatlarına bahşedilmiş Esmâ kuvvelerinden uzak düşmek)-Allah ahdinde bağlılık göstermemek-Az bir pahaya Allah ahdini satmak-Kendi nefsi aleyhine sözünü bozmak-Allah (adıyla işaret edilen) hakkında ilim sahibi olmadan, gerçeğe kılavuzlayanı olmaksızın ve vahyi bilgiye (Esmâ hakikatinden şuura yansıyan bilgiye) dayanmaksızın mücadele etmek-Dünyayı da gelecek yaşamı da yitirmek-Allah'a tek taraflı (işine gelen şeyler yönünden) kulluğu kabul etmek-Kendine hayır isabet ettiğinde onunla keyiflenmek; belâ isabet ettiğinde ise yüzüstü dönmek (Kulluğunu inkâr etmek)–İçgüdüsel dürtülerini-bedenselliğini-kuruntuladığını (Hevâsını) tanrı edinmek-Bedensel-Hayvani bilincin hükmüne girmek-Doğasal olay veya varlıkları, Allah yanı sıra ilâh-tanrı konumunda düşünmek-Allah'a inanmayıp yıldızları tanrı kabul edip onlara tapınmak-Melekleri ve nebileri Rabler edinmek-Evliyaları, din adamlarını rab edinmek-Görünmeyen varlıkları(Cinleri) dost –hâmi-veli-Rab edinmek Velisi (şeytan-vehim) olmak]-Apaçık hüsran}

281




Hakikat”ten tam saparak, zararı yararından fazla olana yönelmek

283



Allah ile bağını kopartmak {Uydurulan gerçek dışı kabuller-“İlâh” varsayımı, tasavvuru-(Esmâ'nın açığa çıkışı olan) işaretleri yalanlamak ve geleceklerindeki sonsuz yaşam süreçlerine iman etmeyenlerin boş hayallerine tâbi olmak- Dışsalı tanrı edinmek-Putlarını Rablerine denk tutmak-(Allah dûnunda övülen-yüceltilen-büyütülen ve bunların karşılığında kişiye istek ve arzuları istikametinde bağışlarda bulunacağı umulan varlık oluşturmak-vehmetmek-varsaymak)- Allah dûnundan, kendilerine ne fayda ve ne de zarar vermeyen şeylere dua edip yakarmak- Hayâlindekilerle ötende kabul ettiğin Tanrını bezemek ve o “Hayâli Tanrı”nın da kulu(kölesi) olmak-Din’e ihanet etmek}

284




Allah dûnunda Rab ittihaz etmek {Allah yanı sıra ilâh-tanrı edinmek-Evliyaları, din adamlarını rab edinmek-Bazılarının bazılarını (mesela İsa'yı) Allah yanı sıra ilâh-tanrı edinmeleri-Allah'tan başkasına kulluğu düşünmek-Hakikatten yüz çevirmek-Fesat çıkarmak-Şirk koşmak-Allah’a teslim olduğu bilincinden yoksun olmak }

Kâbe çevresindeki ve içindeki 360 put

284




Hevâsını ilâh edinmek{(Rasûlü alaya almak-İçgüdüsel dürtülerini-bedenselliğini-kuruntuladığını tanrı edinmek)- En'am (koyun-sığır-deve) gibi olmak; belki tuttukları yol itibarıyla daha sapmak (insan olmaktan)-Yaşamı Dünya hayatından ibaret sanmak-Hakikati geçersiz kılmaya uğraşmak-Allah’ın asılsız zan içindekileri bilgisi(kabulü) doğrultusunda saptırması, algılaması ve hakikati hissedişini kilitlemesi-görüşüne perde koyması-İşittiklerini yahut akıllarını kullanmayanlar)

286




"Buzağı"yı İlâh edinmek (Bedensel-Hayvani bilincin hükmüne girmek)

288



Bedeni ilâhlaştırarak (Tagut) ona tapınma (Hem nefslerini (bilinçlerini/kendilerini) hem de ehillerini (kuvvelerini/yakınlarını) hüsrana uğratacak şekilde yönlendirme-Gerçekte var olmayıp var sandıkları kuvvelere, fikirlere tapınma)

289



Doğasal olay veya varlıkları, Allah yanı sıra ilâh-tanrı konumunda düşünmek

290



Burçlar”ı ilâh edinmek(Allah'a inanmayıp yıldızları tanrı kabul edip onlara tapınmak)

290




Melekleri ve Nebileri Rabler edinmek {Hoşlanmadıkları şeyleri Allah'a yakıştırmak (melekler kızlarıdır diyerek, kız çocuklarını Allah’a nisbet etmek)-Yalan söyleyip, en güzel geleceğin kendilerine ait olduğunu iddia etmek-Rasûllerin bildirdiklerini inkâr etmek(Şeytanın yaptıklarını süslemesi)-Velisi (şeytan-vehim) olmak}

292



Allah, melekler ve nebileri Rabler edinmenizi istemez! (O ilim sahibi beşer)

293




Cinleri Allah’a ortak kılmak {Cinleri dost–hâmi-veli-Rab edinmek-"Medyumluk” adı arkasında “Ruhlar” kisvesine bürünen “Cin”lerin bildirdiklerine tâbi olmak-Cinlerin vaadlerine-aldatıcı şeylere kanma-Olmayacak hayâllere, kuruntulara düşüp aldanmak-Sûreti Hakk`tan görünen cinlere uyarak İslâm’dan uzaklaşmak-İslâm`ın Tevhid ve akaid ilmine sahip olmamak, "Âmentü"de belirtilen hususları bütün detaylarıyla bilememek ve saptırıcı fikirlere tâbi olmak-Sahte Mehdilere-mürşidlere tâbi olmak- Reenkarnasyon(Tenâsuh-Birkaç defa çeşitli yapılarda dünyaya gelme) görüşüne inanmak(İslâm, reenkarnasyonu reddeder!)-Cinlerin insanları kendilerine bağlamak için yem olarak kullandıkları hümanist(insancıl) fikirler(!) ve spiritizma masallarına kanmak- Çeşitli "uçan daire, balon, insanımsı" görüntüler veren ve kendilerini hep Uzaydan, başka galaksi veya sistemlerden gelmiş varlıklar olarak tanımlayan (Cinler kendilerini böyle tanıtır) varlıklara kanmak(‘’İnsan’’ adıyla bilinen ve tanınan yaratık sadece dünya üzerinde yaşamaktadır. Bunların haricinde diğer gezegenlerde dahi, insan ve CİN`e benzer fizik-maddi bedenli yaratıklar mevcut değildir)-Cinlerin sanki yeni bir şeymiş gibi sunduğu eski Hint felsefelerine kapılıp İslâm'dan geri kalmak-"Hocalık" kisvesi altında fal ve büyü yapanlara inanmak-Kendini yok olup gidecek beden zannetmek-Şeytana (bedene-hakikatinden habersiz bilince) kulluk etmek-Bilgisizce Allah’a oğullar ve kızlar yakıştırmak(Allah, Subhan’dır!)- "Altın Çağ" vaad ve hayâlleri-İnsanlığın beklenen önderleri(“Mehdi” veya “Mesih”)}

294




Cinler neler yapar?

299



İnsana Hakikatini inkâr ettirir.

299



Bağlılarını “Vahdet” ve “Kader” konularından uzak tutmaya çalışır.

300



İnanç bozukluklarını empoze eder ("Vahdeti Vücud" görüşü diye Panteist görüşü empoze eder)

302



İslâm Dini'nin-Kurân'ın artık geçerli olmadığını iddia eder. {(Geçmişin tüm bilgilerini, evrensel bilgi boyutundan okuyarak) kişileri, sanki "o devirde yaşamış kimselerin ruhuymuş" gibi kandıran bu varlıklar; diğer yandan da, çeşitli eski felsefeleri sanki yeni şeylermiş gibi ileri sürerek kandırır)}

307



İnsanları Tanrılar ormanına salıp (karşılarına sayısız Tanrılar, Rablar çıkarıp) orada yolunu kaybettirir.

309



Spiritizma masalıyla insanları yönetir. (Hümanist fikirleri yem olarak kullanır)

312



Cinlerle nasıl bağlantı" kuruluyor?

314



Beynin direkt algıladığı dalgalarla görülürler(“Gören(?)” insanlar, çoğu zaman yeterli veri altyapısı olmadığı için, “gördüğü” “cin” olmasına rağmen, oyuna gelerek “veli” gördüğünü sanır)

317



Cinlerin günümüzde oluşturmaya çalıştığı yeni neslin (Obsede edilmiş neslin) yeni-eski karışımı fantezileri

321



Uzaylı kurtarıcılar- İnsanlığın beklenen önderleri (“Mehdi” veya “Mesih”)-"Altın Çağ" vaad ve hayâlleri

322



Hükmü-yönetimi altına aldığı kişiler, cinleri inkâr eder.(Kurân’ın bir âyetini dahi kabul etmeyen, tamamını kabul etmemiş demektir)

327




Görünmez varlıklara karşı tasarruf sahibi olmak{Zülkarneyn'in yecüc mecüc'e karşı eriyik bakır-demiri set inşaatında kullanması-Süleyman a.s.ın bakır-demirin elementsel bileşiminin gücünü kullanması(Kendisine fırtınanın boyun eğmesi ve Onun (Süleyman'ın) hükmüyle, içinde bereketler oluşturulan bölgeye doğru esmesi)-Zırh gibi koruyucu mükemmel bir düşünce sistemi oluşturmak ve imanının gereğini uygulamak(Davud a.s 'a savaş sıkıntılarından korunmak için tâlim edilen zırh yapma sanatı-(Dışsal ve içsel) şeytanların vesveselerinden [onların çevresinde bulunmasından ve kendisine bitkinlik-azap yaşatan beden olma fikrinden] Rabbinin varlığındaki koruyucu Esmâ'sına sığınmak)}

329



(Medyumlar, ruhlarla-uzaylılarla görüştüklerini sananlar, kendini evliya, şeyh, Mehdi zannedenler!... Şeytanlara(Cinlere) karşı okunacak en tesirli dualar)

333




Âhir zaman ilâhı (Lâkabı->Deccal!)-> İlâhlık(Tanrılık) iddia eden varlık-"Ulûhiyet" kavramının gerçeğini örterek, kendini "Rab" olarak gören-İnsanların asırlardır tapındıkları gökyüzündeki Tanrısı olduğunu bildirecek ve onları kendine tapınmaya, kendi TANRI'lığını kabul etmeye davet eden-Kendinden önce türeyecek 30 a yakın sahtesi olan-En son gelecek olan hakikisinin göstereceği olağanüstü olaylar ve sahip olacağı olağanüstü güçlerle insanları kendine tapındıracak YÜCE RAB olduğunu iddia edecek varlık-İnsanları içselliğine dönmekten alıkoyup, dışsallıkta tüketecek olan sağ gözü kör yâni Hakk’ı-gerçeği görmekten perdeli olan-Âfâki boyuttan seyirle hakikatına vâkıf olmuş, bu yüzden de kendisinde açığa çıkan “kudret sıfatı“ desteğiyle de insanları kendine tapmaya dâvet eden-"Mehdi" anlayışının ardından ortaya çıkacak olan varlık-Kuş gibi uçarak dünyanın bir yerinden diğer bir yerine gidebileceği, kırk günde bütün dünyayı dolaşacağı, girmedik ev kalmayacağı, aynı anda dünyanın her yerinde görülüp, dinlenebileceği hadislerle bildirilen belâ-İnsanlara yanlışı doğru imiş gibi gösteren-Beş duyunun sana var sandırdığı kısır sığ anlayış-Beş duyunun sana var sandırdığı çağdışı anlayış üstüne bina edilmiş her düşünce sistemi-"İhlâs" sûresinde açıklanan "Allah" kavramının manâsını anlamamış; kafasında yarattığı bir Tanrıya "Allah" ismini etiketliyerek yönelen insanların tasavvurlarındaki gökte bir yerde yaşayan Tanrı-Kandırmaca-Sonlu sınırlı bir tanrı-Ahir zaman fitnesi}

337




Gök Tanrı"(“Deccal”) kurbanları, bekledikleri Deccal'i karşılarında bulunca hemen ona koşacaklar.

338



Dünyanın her yerinde görülecek olan olağanüstü güçlere sahip Deccal'in fitnesinden tek kurtuluş yolu

339




İlâh edinen{Allah dûnundaki ne yararı ne de zararı olmayan şeylere yönelen-“Mağdubin”(“şirk” yollu, baştan beri “tanrı kavramını kabul edenler”)-“Hakikat”ten sapan-“Daâlliyn"(“Ehli kitap” denilen; kendilerine işin doğrusu bildirilmiş, Allah indindeki tek Din’den yani İslâm’dan, yani Hazreti Musa veya Hazreti İsa öğretisinden “Sapanlar"-Esmâ'sıyla hakikatleri olan Allah hakkında su-i zanda bulunan (O'nu tanrı yerine koyan)-Allah'a ortak koşan(Şirk ehli)-Kendi nefsi aleyhine yalan söyleyen-Hayalinde Tanrı uyduran-Asılsız zanlarının getirisini İlâh edinen- O'nun dûnunda tanrılar edinen-Bu varlığın ötesinde ayrı bir Tanrı kabul edip, hayâlindekilerle O’nu bezeyen ve o “Hayâli Tanrı”nın da kulu(kölesi) olan-Putlarını Rabbine denk tutan-İlâhlarının gücüne dair, açık bir delil gösteremeyecekleri halde zanlarına tâbi olan-Allah üzerine yalan söyleyerek iftira eden- Hem başkalarını Hz.Rasûlullah'ta engelleyen, hem de (kendileri) Ondan uzaklaşan-Hakikatten saptığı için artık aydınlatacak bir veli bulamayan-Kendine ulaşan nimeti Rabbine değil, başka bir tesire bağlayan- Allah’ın kendisini rızıklandırdığı şeylerden hayalî tanrılarına pay ayıran-(din-sistem) anlayışlarını paramparça eden-Münâfık-Rüşd yolunu görse de o yola girmeyen- Hevâsını ilâh edinen- Apaçık hüsrana uğrayan-Dünyayı da gelecek yaşamı da yitiren)

341





İlâh edinenlerin kişilik özellikleri, inanç ve uygulamaları {Allah'a ortak koşar-Kendilerine yardım olunur ümidiyle Allah dûnunda tanrılar edinir-Kendisini korur diye ilâhlar(Tanrılar) vehmeder(varsayar-tasavvur eder)-Kendi nefsi aleyhine yalan söyler-Hayalinde Tanrı uydurur-Asılsız zanlarının getirisini İlâh edinir-Putlarını Rabbine denk tutar-Allah Nebisini gördüğünde, "Bu mu tanrılarınız hakkında konuşan!" diyerek onu küçümser-Allah Nebilerine tuzak kurmak ister-Tanrılarına destek vermek için Allah Nebilerini yakmak ister-Hakikatleri olan Rahmaniyet hatırlatılınca, onu inkâr eder-“Hakikat bilgisi”ni inkâr eder-Kozalarında yaşar(Gerçeği fark edemez)-Atalarını putlara tapanlar olarak gördükleri için kendileri de onları taklit eder(Oysa kendileri de Ataları da sapık bir düşüncede olduğu apaçık ortadadır)-Tanrılarına destek vermek için elinden geleni yapar-Allah Rasûl ve Nebilerine tuzak kurmaya kalkar(Fakat Allah onların yaptığını geçersiz kılar)-Rüşd yolunu görse, o yola girmez-Sapıklık yolunu görse, onu yol edinir-yaptıklarının sonucunu şiddetle yaşar-mucizeleri, işaretleri yalanlamaları ve onlardan gaflete düşmeleri dolayısıyla, denizde boğulur-Yaptıkları boşa gider-Sadece yapmakta olduklarının sonucunu yaşar-Din(sistem) anlayışını paramparça eder-Kendileri de taptıkları ilâhlar da cehennem yakıtıdır(cehennemde ebedî kalıcılar)}

342




Allah’ın kendilerini rızıklandırdığı şeylerden hayalî tanrılarına bir pay ayırırlar(Kendilerine ulaşan nimeti Rablerine değil, başka bir tesire bağlarlar.

344



İlâhlarının gücüne dair açık bir delil göstermezler.

344



Allah Nebileri “Hakikat”i hatırlattığında neler yaparlar? {Allah Nebilerine tuzak kurmak isterler(Ama Allah onların yaptığını geçersiz kılar)-Tanrılarına destek vermek için Nebileri yakmak isterler(Fakat Allah Nebilerine ateşe serin ve selâm (selâmet) olmasını emreder)}

346



Kendi nefsleri aleyhine yalan söylerler… Uydurdukları(hayallerinde tanrılaştırdıkları) şeyler kaybolup gider.

348




Kendilerine yardım olunur ümidiyle Allah dûnunda edindikleri "İlâh"ları("Tanrı"ları) onlara yardım etmezler... Aksine onlar, Tanrılara(hizmete) hazır duran ordudurlar!

350



Kendileri de, Allah dûnunda taptıkları da cehennem yakıtıdır. (Eğer bunlar tanrılar olsalardı, oraya gelip girmezler idi!)

351

İBADET


  • Bilinçlenme ve güç kazanma çalışmaları...

  • “Beden-Ruh-Şuur” boyutları çalışmaları...

  • Taat

  • “Öz”ündekine yönelme...

  • Varoluşunun gereğini yerine getirme...

  • Sünnetullah gereği yapılası uygulamalar...

  • “Allah Sistemi”nin zorunlu kıldığı çalışmalar...

  • "Öz”ündeki ilâhi gücü ortaya çıkarma çalışmaları...

  • İnsanın vehmettiği, var sandığı, dışarıdaki, ötesindeki bir tanrıya yönelmek yerine; kendi hakikatindeki “Allah İsimlerinin işaret ettiği kuvveler”e yönelerek, onları aktive etmeye çalışması…

  • Kendi özündeki Yaratanın sıfat ve esmâsından kaynaklanan kuvvelerle yarınını inşâ etmek...

  • Gerekçe sormaksızın görevi mükemmel bir şekilde yerine getirme...

  • Ölümötesi yaşamın ihtiyacı olan çalışmalar...

  • Kişinin sonsuz geleceğine yararlı çalışmalar

  • Nefsine (Hakikatine-Bilincine), hakkı olan sayısız özellikleri ve güçleri kazandıran çalışmalar

  • Nefsinin hakikatını tanıman ve ondaki sayısız özellikleri keşfetmen, cennet yaşamına onu ulaştırman için gerekli çalışmalar

  • (Bilinçli yapılmak sûretiyle beyni geliştireceği için) Kendini Var eden’le aradaki perdeleri kaldıran çalışmalar



"FITRÎ İBADET"



  • Her “Şey”in , O'nun Hamdı olarak, tesbihi

  • Her birimin kendi programlanışı doğrultusunda fiilleri meydana getirişleri

  • Yaratılış programı (fıtratı-şâkılesi) doğrultusunda fiiller ortaya koyma

  • Birimin varlığını meydana getiren isimlerin mânâlarının tabiî sonucu

  • Kendilerinin oluşumunu sağlayan(varlığını oluşturan) çeşitli İlâhi İsimlerin mânâlarının; kendilerinde âşikâre çıkışı istikâmetinde, fiilleri ortaya koyması…

  • Birimlerin varlıklarının hakkını edâ etmeleri

  • Tabii İbadet

  • Kulluğunu ifa

  • Fıtrî kulluk



NE MÂNÂ İÇİN VAROLMUŞSA,

O MÂNÂYI MEYDANA GETİRİR…

O MÂNÂNIN GEREĞİ OLAYLARLA

O SÛRETE BÜRÜNÜR…

O MÂNÂNIN GEREĞİNİ YAŞAR!



Rasûlullah aleyhisselâmı sevmekten amaç, O`nun hâliyle hâllenip, O`nun ilmi ile ilimlenip, O`nun şuuru ile şuurlanıp, O`nda yok olmaktır!.

"Asit kazanına düştüm" diyenin alâmeti, varlığından eser kalmamasıdır!. Suya düşüp, içinde kulaç atıp da, "ben asit kazanının içinde yok oluyorum!." diyenin eline, zatürre olup hastalanıp yatağa düşmekten başka bir şey geçmez!.



"Kavanoz yalamakla, balın tadına, lezzetine, içindeki gücüne erişilmez!"

"Ben onu seviyorum, ona âşığım denip" de ondaki özelliklerle ile hâllenmedikçe, O`na ulaşmak, O`na vâsıl olmak asla mümkün olmaz!.

"Her kuş kendi sürüsüyle uçar."

Kim ne için var edilmişse er geç ona döner...

Öyleyse, bizler de her ne mânâ için var olmuşsak, eninde sonunda, o mânânın gerektirdiği hâl ile hallenecek, o mânânın oluşacağı ortama dönecek ve böylece Allah`a karşı fıtri kulluğumuzu yerine getirmiş olacağız.

"Bu varlıkta, var olan her şey Allah`a kulluk etmektedir." hükmü;

"Allah kulluğu için, insanların ve cinlerin var olması"

hükmü, bu fıtrî ibadeti, yani, "ne mânâ için var olmuşsa, o mânâyı yerine getirir, o mânânın gereği olaylarla o sûrete bürünür, o mânânın gereğini yaşar" anlamıdır.



TÜM İNSANLAR VE CİNLER(istisnasız)



İBADET İŞLEMİNİ YERİNE GETİRMEK İÇİN

HALK EDİLMİŞLERDİR

Kur’ân,

bir kısmı ibadet ederler veya isteyenler ibadet eder…” demiyor!



İbadet, insanın bilinçlenmesi ve güç kazanması için yapılan çalışmalardır

İBADET”, esas itibariyle “taat” mânâsınadır. Gerekçe sormaksızın, mükemmel bir şekilde görevi yerine getirme, anlamını ifade eder. Esasen herkes, varoluşunun gereğini otomatik olarak ve mükemmel bir şekilde yerine getirmektedir... Yani kulluğunu ifa etmektedir.

Ne var ki bunu hakkıyla edâ etmek ancak, O’nu içinde hissetmek ve bunun neticesinde “haşyet” duymakla hâsıl olur... Aksi halde, ibadetin sadece fiilinde, şeklinde kalınmış olur.

Neticesi de yapılanın bilincinde olmanın oluşturacağı hazdan mahrumiyettir!.

Bütün Nebi ve Rasûllerin esas itibariyle insanlara bildirmek istediği bir gerçek vardır…

O gerçek; Allah’ın Bir’liği-Tek’liği-insanın hayatının ölümle birlikte son bulmayıp, değişik-yeni ortamlarda sonsuza dek devam edip gideceğidir! Bir ana esas!.

Bütün Nebi ve Rasûllerde ortak fikir; hepsi de insanların putlara veya hayâli ilâhlara-tanrılara tapınarak ömürlerini hebâ etmemeleri Allah’ın Bir’liğini-Tek’liğini anlayıp idrak etmeleri ve de ölümle yaşamın son bulmayıp insanların ölüm sonrasındaki hayata kendilerini dünyada iken hazırlamaları gerektiği konusu... 5000 sene evvelki insanı da ilgilendiren konu bu, 5000 yıl sonraki insanı da ilgilendiren konu bu, bizleri de ilgilendiren ana konu bu!

Ben hiçbirinizden mesûl değilim...

Hiçbiriniz de benden mesûl değilsiniz! Ama belli bir ortamda belli bir toplumda yaşayan insanlar olarak birbirimizle elimizdekileri paylaşma vazifemiz var, insanlık gereği…

Bir yerde otururken bir şey yiyor olsak, bir misafir gelse üzerine hemen ona ikram ederiz önümüzdekini.

Bizim karakterimizin, seciyemizin, geleneğimizin, insanlığımızın gereğidir bu.

Bedene dönük bir yarar sağlayan o yiyecekten çok daha önemlisi olan ruha ve ebedi hayata yarar sağlayacak olan bilgiyi-ilmi paylaşmak da hepimizin en başta gelen insanlık borcudur. Çünkü bu bilgisizlik yüzünden pek çok insan hayâlindeki bir tanrıdan bir şeyler umarak gününü boşa geçirmekte, yapması gereken çalışmaları yapmamakta ve bunun pahasını da gelecekte çok ağır ödeyecek olmaktadır! Çünkü Kurân‘da da bildirildiği üzere; herkes yaptığı çalışmaların karşılığını alacaktır, eksiksiz olarak…

Müsbet ya da menfi farketmez!

Kişi neler yapıyor ise kişi bu yaptıklarının karşılığını alacaktır gelecekte!

İnsanların ve cinlerin varlığından gaye;

İNSANLARI VE CİNLERİ YALNIZCA KULLUK ETMELERİ İÇİN HALK ETTİM." (51-56)

âyetinden anlaşıldığı üzere; sadece ve ancak Allah'a ibadet etmeleridir!.

Bu ibadet, bütün insanlarda ve cinlerde, mutlak olarak yerine gelmektedir!.

Bütün insanlar ve cinler Allah’a ibadet durumundadırlar…

Âyette, bir kısmı ibadet ederler veya isteyenler ibadet eder gibi mânâ yok! Tüm insanların ve cinlerin bu ibadet işlemini yerine getirmek için halkedildikleri söyleniyor. Bu iş için halkedildiklerine göre, bundan çıkan mânâ, hepsinin istisnasız bu işi yerine getirdikleridir! Çünkü bir şey, ne için meydana getirilmişse, o işi yapar!

Öyleyse burada birinci mânâda, ilk planda anlaşılan şey, bütün insanların ve cinlerin Allah'a ibadet etmek durumunda olduklarıdır. Bu ibadet de “fıtrî ibadet”tir! Nitekim bu âyeti açıklığa kavuşturan iki başka âyet;


Yüklə 1,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   20




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin