Ahmed hulûSİ’de kavramlar


Hayır, sadece Allâh'a kulluk et ve şükredenlerden ol



Yüklə 399,94 Kb.
səhifə3/3
tarix29.10.2017
ölçüsü399,94 Kb.
#21393
1   2   3

Hayır, sadece Allâh'a kulluk et ve şükredenlerden ol (kul olma nimeti ne demektir bunu değerlendir)!

Allâh'ı hakkıyla değerlendiremediler! Kıyamet sürecinde arz bütünüyle O'nun kabzasındadır (avucunun içindedir); semâlar O'nun sağ eliyle dürülmüşlerdir... O, onların şirk koştuklarından münezzehtir, Âli'dir. (Zümer/61-67)


RABBİNİZİN DÛNUNDA VELİLERE

{dışsal (rabbanî hakikatinizden ayrı düşürecek bilgi verenler) veya içsel (nefsanî-şehevî)}

TÂBİ OLMAYIN


Sana inzâl edilen bu Hakikat ve Sünnetullah BİLGİsi (Kitap), Onunla, (iman etmeyenleri) uyarman ve iman edenlere (neye-nasıl iman edip, neleri yapmaları konusunda) öğüt vermen içindir... Artık içinde, bundan dolayı bir sıkıntı olmasın.

Rabbinizden size inzâl olunana tâbi olun... Rabbinizin dûnunda velîlere (dışsal {rabbanî hakikatinizden ayrı düşürecek bilgi verenler} veya içsel {nefsanî-şehevî}) tâbi olmayın... Bunu ne kadar az hatırlayıp, üzerinde derin düşünmüyorsunuz!

Nice şehirlerdeki toplulukları helâk ettik; gece veya gündüz uykusu içindeyken, azabımız onlara geldi!

Azabımız onlara geldiğinde, onların seslenişleri: "Biz gerçekten zâlimler imişiz" demekten başka bir şey olmadı.

Andolsun ki, kendilerine Rasûl irsâl edilenlere de soracağız; irsâl olunan Rasûllere de soracağız!

Elbette onlarda olup bitenin hakikatini açacağız! Biz "gâib"ler (gaybında) değiliz (Bâtın-Zâhir O'dur-Görünenin melekûtu Esmâ'mızdandır).

O süreçte vezn (her şeyin Allâh hükümlerine göre artısıyla eksisiyle değerlendirilmesi) Hak'tır... Artık kimin mizanları (değerlendirilmeleri) ağır basarsa (nefsinde), işte onlar, engelleri yarıp kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

Kimin de mizanları (değerlendirilmeleri) hafif gelirse, işte onlar da delillerimize zulmetmeleri dolayısıyla nefslerini hüsrana uğratanların ta kendileridir.(A’raf/2-9)



ALLAH RASÛLÜNE İMAN EDİN


ALLAH RASÛLÜ->{“Allah Zikri”(Hakikatinizi hatırlatma)çağrısı yapan-Hakikatin dillenişi olarak irsâl edilen-"Tanrı” ve tanrılık kavramı mevcut değildir" temeline dayalı olarak, “insan”lara yol gösteren-Rabbinizden Hak olarak gelen-Rabbinizden size bir burhan (hakikatin dillenmişi)-Kuvveler-- İşlevlendirilenler-Hakikatini OKUyan-“Allah İlmi”nin açığa çıkış sûreti-"Açığa çıkarılmış yakînî bilgi kaynağı”-"Hakikat"ini “Oku”yan-İnsanlara “Hakikat”i bildiren esmânın açığa çıkmış sûreti-Velayetin zirvesindeki Zât-Doğuştan Risalet istidadına sahip olan(O isimlerin mânâsının kuvveden fiile çıktığı sûret)-İlâhi nûrun zuhûru yanı ile Beşerî yanı kendisinde birleştirmiş olan Zât-Vahye dayanan bir sistemle görev yapan-Velâyet hakikatinden gelen, varlığın hakikati ilmine elçilik yapan-Yeni emirler getirmeksizin, daha evvel gelmiş olan emirleri tebliğ eden-Bütün bu varlık âleminin tasarrufunun ötesinde, beşere ilâhi hükümleri tebliğ ederek, ilâhi mânâları açıklayarak, Allah`a vâsıl olmalarını temin yolunda çalışma yapan-Âlemin ve varlığın hakikatına-aslına ermiş olarak insanları Allah`a davet eden-- “Bilgi Kitab’ını tebliğ eden-“Ezan”ı seslendiren-Evrensel gerçeği özünde ve dışında fark edip; özünden gelen hakikat doğrultusunda insanları uyaran-Allah'ın âyetlerini (Âlemlerinde esmânın açığa çıkışını-varlığın hakikati oluşuna dair işaretlerini) insanlığa "oku"yup anlatan(Tilâvet eden)... Arındıran ve "Kitab"ı (hakikat ve Sünnetullah bilgisini) Hikmeti (açığa çıkış sistemini-varlığın oluş sistem ve düzenini, oluş mekanizmasını) ve bilmediklerini öğreten-"Hakikat"i dillendirmesi için irsal edilen-"Hakikat”a tercüman olan ve o evrensel hakikati dillendiren-"Hakikat"i dillendirmek üzere olan Tüm insanlığın dünyada ve gelecekte(Âhirette) önderi olan-Allah kulu Zât}

Muhakkak ki biz seni şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak irsâl ettik!

Artık varlığınızın Esmâ'sıyla hakikati olan Allâh'a ve Rasûlüne iman edip; O'na yardımcı olasınız, O'nu yüce bilip saygı gösteresiniz ve sabah akşam O'nu tespih edesiniz.

Gerçektir ki (Rasûlüm) sana biat edenler (el tutuşup bağlılık sözü verenler) Allâh'a biat etmişlerdir ve Allâh'ın EL'i onların elleri üzerindedir (Biat edenlerin elleri üstünde Allâh'ın eli tedbir eder)! Kim sözünü bozarsa sadece kendi nefsi aleyhine bozmuş olur; kim Allâh ahdinde bağlılık gösterirse, ona da büyük ecir verir!(Feth/8-10)
O, Rasûlünü, hakikatin dillenişi olarak (bil-HÜDA) ve Hak Din (Esmâ'nın açığa çıkışı sistemi ve düzeni olan Sünnetullah realitesi anlayışı) ile irsâl etti ki, O'nu tüm din anlayışlarına üstün kılsın! (Varlıklarında) Şehîd olarak Allâh yeter.

MUHAMMED, Rasûlullah'tır! O'nunla beraber bulunanlar, küffara (gerçeği reddedenlere) karşı sert, kendi aralarında çok merhametlidirler... Onları rükû eder (varlıkta her an tedbir edenin Allâh Esmâ'sı olduğunu müşahedesinin haşyeti, tâzimi içinde), secde eder (varlığın yalnızca Esmâ özelliklerinden ibaret olarak kendilerine özgü bağımsız vücutları olmadığının müşahedesiyle "yok"luklarını hissederler) ve Allâh'tan fazl (lütfu-Esmâ kuvvelerinin farkındalığı) ve RIDVAN (Hakikatinin farkındalığıyla bunun sonuçlarını kuvveden fiile çıkarma özelliği) ister hâlde görürsün... Sîmalarına gelince, vechlerinde (şuurlarında "yok"luklarının idrakı olan) secde eseri vardır! Bu onların Tevrat'taki (nefse dönük hükümler) misal yollu anlatımlarıdır... İncil'deki (teşbihî) temsillerine gelince: Bir ekin ki filizini yarıp çıkarmış, sonra onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış da gövdesi üzerine doğrulmuştur; ekincilerin hoşuna gider... Böyle yapar ki, onlarla (Esmâ'sıyla açığa çıkardığı) küffarı (gerçeği reddedenleri) öfkelendirsin! Allâh onlardan iman edip bunun gereğini uygulayanlara mağfiret ve çok büyük karşılığını yaşatmayı vadetmiştir. (Feth/28-29)



İYİ ANLAYIN Kİ,



RASÛLULLAH İÇİNİZDEDİR!

İyi anlayın ki, Rasûlullah içinizdedir! Eğer (O) çoğu işte size uysa, elbette sıkıntıya düşerdiniz! Ne var ki Allah size imanı (hakikatinizi hissetmeyi) sevdirdi, onu anlayışınızda güzel gösterdi ve küfrü (gerçeği ret), fusuku (bilinci körleten imanın dışına taşan fiilleri) ve isyanı (nefsanî hırsları) size sevimsiz gösterdi... İşte bunlar olgunluğa erenlerin ta kendileridir!

Allah'tan bir lütuf ve bir nimet olarak... Allah, Alîm'dir, Hakîm'dir. (Hucurat/7-8)


“ALLAH KELÂMI” KURÂN-I KERİM’İ “OKU”YUN…


“KURÂN-I KERİM”->{"Allah Kelâmı"- Allah indinden gelmiş Kitap- Zâtî ilim- Zâtın sıfat ve esmâsı ile kesret âlemine tenezzülü- Ulûhiyet boyutunun vahyi-"Ulûhiyet"i anlatan "El Esmâ ül Hüsnâ"nın açılımı(İnsanın "hatırlaması" istenilen, kendisine talim edilmiş olan "esmâe külleha"-"Var"lığını meydana getiren, "bildirilen isimlerin özelliklerinin tamamı")- Her boyut için rehber, hidâyet kaynağı-"Âlemlerin Zikri"- Âlemler için zikir-Âlemler için öğüt-(Tüm mertebeleri kapsayan) bir zikir ( Allah) ve (tüm kemâlâtları cami) mübiyn-İndirilmiş bütün Kitapların sırrı-"İnsan boyutu"na hitap eden Kitap-“Evrensel Sistem”i açıklayan ve "Sistem bilinci"ni oluşturan Kitap-Zâtın, sıfat ve esmâsıyla kesret (çokluk) âlemine tenezzülü; bu sûretle algılanan ve algılanamayan her şeyin, elbette ki “cin” (tüm görünmez varlıklar) ve insanlığın oluşumunu sağlamasının genel adı-Allah’ın vahdaniyetini, Tek’liğini, Ahadiyetini anlatan Kutsal Kitap-"Allah" İsmiyle işaret edilenin sonsuz kelâmından bir Kelâm, bir "Kelime"-"Rahman'ın zikri"-Âlemlerin Rabbinden öğüt... “Rabbül Âlemiyn”den indirilen bir ders-Âlemlerin Rabbi olanın irsal ettiği (risâlet işleviyle açığa çıkardığı) Rasûlüne, (boyutsal derinliklerinden bilincine) inzal ettiği "Hakikat Bilgisi" ve "Sünnetullah" açıklaması-"Sistem bilinci"ni-Sistemli tefekkür aklını- herşeyin hakkını verecek işlev bilgisini oluşturan Kitap-Tek bir Hâkim-i Mutlak'ın herşeyi varoluş amacına göre oluşturduğunu ve herşeyin isteyerek veya zorunlu olarak yaradılış amacına hizmet etmekte (kulluk etmekte) olduğunu açıklayan Kitap-“Semâvi” (Semâdan yani belirli bir mekândan) gelmeyen Kitap-“Boyutsal ” derinlik ifade eden “Allah’ın Evrensel Kitabı”-"Ulûhiyet"i anlatan "El Esmâ ül Hüsnâ"nın açılımı-Arapça dillendirilmiş “Allahça Mesaj”-Beşer olan birimsel terkibin eseri değil, Ulûhiyet boyutunun vahyi olarak Allah tarafından Allah Rasûlü’nün ağzıyla bize ulaşan Kitap-Rasûl’ün(Hz.Muhammed aleyhisselâmın)özünü-hakikatını oluşturan Rabbin'den inzal olan Kitap-Allah ilminin Rasûlullah’ta özünden gelen bir ilimle açığa çıkışı sonucu “IKRA=OKU”nuşu-“İsmi Allah” olanın, evreni, yani orijin “Ana Kitabı” oluşturmuş olduğu sistem ve düzenin, oluşum ve işletim programlanması-"Varlığın mutlak tekilliği"ni vurgulayan ve "Sistem"ini anlatan muhteşem "Bilgi"-İçinde hiçbir ihtilaf/çelişki olmayan hükümler bütünü-Hikmet dolu Kitap…(Doğru-sistemli-akıllı tefekkürü, herşeyin varoluş gerekçesini, sebepleri-oluş sistemini, neyin niçin olduğunu, din ilmini öğreten Kitap-İnsanlara hakikati idrak ettiren ve gerçekle yanlış arasındaki farkları açıklayan Kitap)-"Sünnetullah” adıyla işaret edilmiş sistem ve düzenin insana gerektiği kadarıyla açıklanan mekanizmaları-Zâhiri ve Bâtıni Hükümler bütünü-Apaçık Kitap(Fiiller âlemi)-Zengin ve cömertçe (Kerîm) açıklayan Bilgi Kaynağı-“Sırlar Kitabı”-“Sırlar Bütünü”-Evrensel sırlarla dolu mucize -“Bilgi Kitabı”-“Bilgi Kaynağı”-Evrendeki en geniş "Bilgi Kaynağı"-Yeryüzünde açığa çıkmış en muhteşem bilgi kaynağı-Gökten değil; Allah indinden gelmiş Kitap-Gökten inmiş ciltli kitap değil; Evrensel hakikatin insanlığa açtığı ve yeniden değerlendirip; işaret yollu bildirdiklerini deşifre etmesi gereken "Bilgi kaynağı"-Gökteki bir tanrının yeryüzündeki postacı-peygamberine indirmiş olduğu yazılı bir kitaptaki buyruklar veya ferman değil; Âlemlerin Rabbi olanın irsâl ettiği (risâlet işleviyle açığa çıkardığına) Rasülüne, (boyutsal derinliklerinden bilincine) inzâl ettiği Hakikat Bilgisi ve "Sünnetullah" açıklaması-Rabbin'den(hakikati olan esmâ mertebesinden) bilincine inzâl olan (boyutsal açığa çıkış) Hakikat ve "Sünnetullah" BİLGİ'si-"İnsan"a, insanların gereklerine göre gelen "Allah" İsmiyle işaret edilenin sonsuz kelâmlarından bir Kelâm-Önündekileri (kendinden önceki Kitabları) tasdikleyen Kitap-Bizden öncekilerin yaşadığı olayları, ibret olsun diye anlatan; ve o bilfiil yaşanmış olan olaylarda özellikle bizlere örnek olacak görevli kişiler olan Nebi ve Rasûllerin nasıl davrandığını açıklayan bilgi kaynağı-İçinde yaşadığımız sistem ve düzeni bize anlatan bir kitap-“Oku”manın vahiylerle tafsil yollu topluma nakli-"Hakikat BİLGİSİ" oluşu itibariyle birimin, algılanan veya algılanamayan her şeyin "Hakikati"ni açıklarken; "Sünnetullah BİLGİSİ" olması itibariyle de, "birimin sonsuza dek içinde yaşayacağı boyutların varoluş ve işleyiş sistem ve düzenini" bildiren "Kitap"-Nefsinden (özünden-zâtından)gelen hitâbı anlayabilmen için âfâkından gelen Kitap-Birimin Zâtından(Âlemlerin Rabbi olan Allah’tan-Rabbül âlemiynden) gelen bir boyutsal derinlik ihtiva eden program-"İnsan"ın "Kendi özünü-"Hakikatı"nı oluşturan Rabbin"den("Rabbül Âlemiyn"den) inzal olan-“Şirk” düşüncesinden(“Bir algıladığın âlemler var, bir de gökte ötelerde bir yerde bir ilâh-tanrı var” anlayışından - “necis” (pis) olandan) kurtulmadan (“tâhir” olmadan-Abdest almadan-temizlenmeden) teması mümkün olmayan "Bilgi"("İnsanın eline alamayacağı" Bilgi)-Kişinin kendi hakikatını(“Allah” ismiyle işaret edileni) açıklayan Kitap-İşaret ettiği gizli sırları deşifre edilerek “öz”ümüzdeki gerçeklere-kuvvelere ermemize vesile olacak “Bilgi Kitabı”-İnsan boyutuna hitâp eden ("İnsan"a gelmiş olan) Allah'ın kelâmlarından bir tanesi-"İnsan"lığa hitaben nâzil olmuş "BİLGİ" -İnsanlık yaşadıkça, onlara ışık tutacak ve âhıret saadetini sağlayacak bilgileri ihtiva eden Bilgi kaynağı-Cehennem ve cennet boyutlarında dahi sonsuza dek yararlanılacak bilgi ve yaşam gereklerini kişiye açan Kitap-“Evrensel Sistem”i açıklayan ve "Sistem bilinci"ni oluşturan Kitap-Tüm “Evrensel sistem ve düzen”in işleyiş mekanizmasını anlatan Bilgi Kaynağı-Yaratılanları ve sistemi anlatan bilgi kaynağı-“Yaşam ve değerlendirme kılavuzu”-OKU”nası “KİTAP’ın–Ümmül Kitap”ın deşifre edilebilmesi için; “ALLAH” Adıyla İşaret Edilen’in yaratısı SİSTEM ve DÜZEN’e göre, insana kendini tanıtan ve sorunlarına çareler sunan bir “yaşam ve değerlendirme kılavuzu”-Gönüller derdine bir şifa-İnsanlara bir kılavuz ve rahmet-Hakikat rehberi-İçinde yaşamakta olduğumuz Allah Sistem ve Düzenini farketmemiz için elimize verilmiş kitap-İnananlara kemâlâtlarını açığa çıkarır bir kılavuz ve rahmet-Kendilerine ilim verilmiş olanların derûnlarındaki apaçık işaretler-Öğüt-Düşündürücü-Arındırıcı-Hatırlatıcı-İdrak ettirici-Uyarıcı-Müjdeleyici-Hak ile Bâtılı ayırt edici-Açık seçik bilgi-Rabbinizden Basiretler-"Hakikat"-"Hazine"-“Nur”-“Işık”-Karanlıkta kalmış beyinlere gerçekleri görmeleri için tutulan ışık-Evrenin mikrosu-“İnsan”a “Ayna”-"Zikir = insana hakikatini hatırlatıcı"-Tümüyle "Ulûhiyet"i anlatan "El Esmâ ül Hüsnâ"nın açılımı-“İnsan”ın "Zikri"(“İkiz kardeşi”-ÖZ" kardeşi)-İnsanın "hatırlaması" istenilen, kendisine talim edilmiş olan "esmâe külleha"-İnsanın "var"lığını meydana getiren, "bildirilen isimlerin özelliklerinin tamamı"-(Tevrat'ı) tasdik eden-İnsanlığın Tek kurtuluş yolu-Sana, sen"SİZ- “Sen”dekini anlatan "Bilgi kaynağı"-"Teklif" görünümünde "tespit"... ("Ulül Elbâb" indinde)}


ESMÂ’SIYLA HAKİKATİNİZ OLAN ALLAH’A TAMAMIYLA BAĞLANIN…




  • O, Mevlâ'nızdır (Sahibiniz, her fiilinizin oluşturanı)...

  • Allah’a (esmâsına) iman eden, kesinlikle o kopması mümkün olmayan, hakikatindeki sağlam bir kulpa yapışmış olur.


Allah, tartıştığınız konuda, kıyamet sürecinde aranızda hükmeder.

Kavradın mı ki; Allah, semâda ve arzda ne varsa (Esma özellikleriyle hepsinin hakikati olarak) hepsini bilir... Muhakkak ki onlar bilgi kapsamındadır... Muhakkak ki o, Allah'a çok kolaydır.

Allah'ın dûnunda, kendisinde hiçbir güç olmayan ve dahi kendilerinin de hakkında hiçbir ilimleri bulunmayan şeye tanrı niyetine tapınıyorlar! Zâlimler için bir yardımcı yoktur.

Onlara âyetlerimiz apaçık kanıtlar hâlinde tilâvet edildiğinde, hakikat bilgisini inkâr edenlerin yüzlerinde inkârı, reddi görürsün! Neredeyse, delillerimizi kendilerine bildirenlere saldırıp çullanacaklar... De ki: "Size ondan daha kötüsünü haber vereyim mi? Ateş (sizi yakacak olan)! Allah, onu hakikat bilgisini inkâr edenlere vadetmiştir... O ne kötü dönüş yeridir!"

Ey insanlar! Bir ibretlik misal verildi; onu dinleyin... Allah dûnunda yöneldikleriniz, bir araya toplansalar bile, bir sinek dahi yaratamazlar! Sinek bile onlardan bir şey kapsa, onu sinekten kurtaramazlar... İsteyen de istenilen de âcizdir!

ALLAH'ı (adıyla işaret edileni) hakkıyla değerlendiremediler! Muhakkak ki Allah Kavîy'dir, Azîz'dir (güçlü ve gücünü karşı konulmaz şekilde kullanandır).

Allah, meleklerden Rasûller seçer ve insanlardan da... Muhakkak ki Allah Semî'dir, Basîr'dir.

Bilir onların geleceklerini de, geçmişlerini de... İşler Allah'a rücu ettirilir.

Ey iman edenler! Rükû edin (her an her zerrede hükümranlığını fark ederek eğilin); secde edin (indînde "ben"liğinizin "yok"luğunu hissedin), Rabbinize kullukta olduğunuzu kavrayın; hayır (Hakkanî fiil) işleyin ki kurtulasınız!

Allah için, O'nun Hak cihadı olarak, mücahede edin! O, sizi seçti ve Dinde size bir zorluk yüklemedi... Babanız İbrahim'in milletinin (din anlayışıdır bu)... Daha önce de şimdi de O, sizi "Müslimler = teslim olmuşlar" diye isimlendirdi ki, O (Sistemi "OKU"yan, vahdeti açıklayan) Rasûl (Hz.Muhammed s.a.v.) sizin üzerinize bir şahit olsun, siz de insanlar üzerine şahitler olasınız! Artık salâtı ikame edin ve zekâtınızı verin; Esmâ'sıyla hakikatiniz olan Allah'a tamamıyla bağlanın! O, Mevlâ'nızdır (sahibiniz, her fiilinizin oluşturanı)... Ne güzel Mevlâ'dır ve ne güzel Nasîr'dir (O). (Hac/69-78)


VEKİYL OLARAK,

EL ESMÂ’SIYLA SENİ YARATAN ALLAH YETERLİDİR!
Semâlar ve arzda ne varsa Allâh içindir (El Esmâ ül Hüsnâ'sının işaret ettiği mânâların seyri için)! Vekiyl olarak, El Esmâ'sıyla seni yaratan Allâh yeterlidir.

Ey insanlar, eğer dilerse sizi ortadan kaldırıp, başkalarını açığa çıkarır! Allâh bunu yapmaya muktedirdir!(Nisâ/132-133)



KULLUĞUN DEVAMI İÇİN, ÂLEMLERİN RABBI OLAN ALLAH’TAN HER AN YARDIM BEKLERİZ…


Sadece sana kulluk ederiz ve bunun farkındalığı için yardımını niyaz ederiz. (El Esmâ ül Hüsnâ anlamlarını açığa çıkarmak suretiyle tüm yaratılmışlar olarak sana kulluk etmekteyiz ve bunun farkındalığına ermemiz için yardımını isteriz.)(Fâtiha/5)


KULLUK BİLİNCİNE ERMENİN SONUCU->



ALLAH İÇİN SECDE!
Gece (Bâtın-içsellik) ve gündüz (zahir-dışsallık), Güneş (akıl) ve Ay (duygusallık) O'nun işaretlerindendir! Güneş'e de Ay'a da secde etmeyin (tapınmayın); onları yaratmış olan Allah için secde edin (Esma boyutunun ilhamı olan sezgilerinize kulak verin. Çünkü daima işin doğrusunun ne olduğunu size söyleyecek bir ses vardır içinizde, bir şey yapmadan önce); şayet O'na kulluğunuzun bilincine ermişseniz! (37. âyet secde âyetidir.)

Eğer benlik-kibir taslamakta devam ederlerse, (bilsinler ki) Rabbinin indînde (nefslerinin hakikatinin bilincinde) olanlar hiç usanmaksızın gece, gündüz O'nu tespih ederler (Rablerine kulluk işlevinin farkındalığıyla yaşayarak)!

O'nun işaretlerindendir ki sen arzı (bedeni) huşû hâlinde görürsün... Onun üzerine o suyu (hakikat ilmini) inzâl ettiğimizde, hareketlenir ve uyanıverir! Muhakkak ki onu (bilgisizlikle yaşayan ölüyü) dirilten, (diğer) ölüleri de Muhyî'dir (dirilticidir)! Muhakkak ki O, her şey üzerine Kâdîr'dir.

İşaretlerimizi amacından saptıranlar, bize gizli kalmazlar... Şimdi Nâr'a atılan kimse mi hayırlıdır yoksa kıyamet sürecine güvende olarak gelen kimse mi? Dilediğinizi yapın! Muhakkak ki O, yaptıklarınızı (yaratanı olarak) Basîr'dir.

Gerçekten, kendilerine gelen, hakikatlerini hatırlatıcıyı inkâr edenlerdir! Muhakkak ki O (hakikatlerini hatırlatıcı-zikir), Azîz bir BİLGİdir!

Önünden de (açıkça), ardından (dolaylı) da olsa boş görüş O'na ulaşmaz! Hakîm ve Hamîd'den tenzîldir (boyutsal açığa çıkarma)!(Fussilet/37-42)


ALLAH’IN KULUNU SEYRİ


  • Zikir

KULUN ALLAH’A BAKIŞI




  • Fikir



HAKİKATİNDEKİ GERÇEĞİ ÖRTENLERİN KULLUĞU




  • Şekavet istikametinde kulluk

  • İsim ve resimle perdelenip, Allah yanısıra varlıkları ve bir nitelikleri olmayan şeylere kulluk yapmak

  • “Mâsiyet”


Allah’ı bırakıp, kendilerine ne fayda ve ne de zarar vermeyen (isim ve resimle perdelenip, Allah yanısıra varlıkları ve bir nitelikleri olmayan) şeylere kulluk yaparlar... Kafir Rabbisinin aleyhine (olan şeylere) yardımcı olan/destek olandır. (Furkan/55)



ALLAH DÛNUNDA KENDİSİ İÇİN BİR ZARAR VEYA FAYDASI OLMAYANLARA KULLUK EDEN




  • Allâh'a şirk koşan

  • Allah yanısıra varlıkları ve bir nitelikleri olmayan) şeylere kulluk eden

  • Varlıklarını El Esmâ'sından yaratan Allâh'a, En-Nebi'ye (Hz.Muhammed'e) ve O'na inzâl olunana iman etmeyen

  • Hakikat bilgisini inkâr edenleri velî edinen(İnkârcıları evliya edinen)

  • Rabbinin dûnunda veliyylere (dışsal {rabbanî hakikatinizden ayrı düşürecek bilgi veren} veya içsel {nefsanî-şehevî}) tâbi olan

  • İsimle, resimle perdelenen

  • Rabbisinin aleyhine (olan şeylere) yardımcı olan/destek olan

  • Rabbinden(“Rabbül âlemiyn”den) kendisine inzâl olunana tâbi olmaya

  • -Gerçekten sapan

  • İsyan edip haddi aşan

  • Dininde, haksız olarak ölçüyü kaçırıp haddi aşan

  • Daha önce birçoğunu saptırmış ve yolun merkezinden sapmış bir kavmin boş hayallerine tâbi olan

  • "Allah, üç'ün üçüncüsüdür" diyerek hakikati inkâr eden

  • Davud'un ve Meryemoğlu İsa'nın lisanı üzere lânetlenen

  • Allâh'tan uzak düşen

  • Bir zararı olmayacak zannedip de (hakikate) kör olan

  • (Hakikatin seslenişine) sağır kesilen

  • Benliklerinin hoşlanmayacağı bir şey ile bir Rasûl geldiğinde, kimini yalanlayan ve kimini de öldüren

  • Allah’ın Cenneti haram kıldığı…

  • Varacakları yer cehennem ateşi olan

  • Fâsık(inancı bozuk olan)

  • Zâlim


KULLUĞUN KİME VE NEYE İSE,

ECRİNİ DE ONDAN BEKLE...


Kozanız dışındaki gerçekler dünyası!

Gerçekler dünyasının kavramları…

Bu kavramlara dayalı, gerçekçi değer yargıları!

Koza içi varsayımlar ve hayâller dünyanız!

Dünyanızın kavramları…

Bu kavramlara dayalı değer yargılarınızla, bir kat daha kalınlaştırdığınız kozalarınız!.

Dün, hayâl oldu bugün!.

Bugün, hayâl olacak yarın!

Yarın bir başka Dünyada olacaksın; ama bugünün temelleri üzerine bina olmuş dünyanda!

Dün, ağladın!

Dün, güldün!

Dün, kızıp köpürdün!

Dün, sevinip coştun!

Dünden bugüne erişti isen, bugün onlara yalnızca gülüp geçtin!

Ama buna rağmen, fark et ki; bugün, dün yaptıklarının sonuçlarını yaşıyorsun yalnızca!.

Mutlu değil misin bugün?…



Dününe bak!.

Dün ellerinle yaptıklarının, karşılığını almaktasın bugün! Kime niye kızıyorsun ki?

Sanıyor musun, 40 bin veya 100 bin kere “la ilahe illallah” veya “Allah” ya da “Kul hu vallahu….” çekmekle işi bitirdin de cennete girivereceksin!

Sen bunları sadece çektin!

Bir kerecik yaşayabilseydin, tekrarladığının anlamını; şimdi cennete girmene tek engel yalnızca bedenin olurdu!

Belki çok defa, alnın seccade, halı ya da toprağa değdi de; bir kere olsun şuurunda “secde” edemedin!

Oruçluyum” dedin sayısız defa; o süreç içinde bile yamyamlıktan vazgeçemedin!.

Dilin “Allah” derken, tüm yaşamın “yallah”larla doldu!

Böyle iken, ne beklersin hâlâ yarından bilmem!.

Yaşamın kumar üzerine kurulmuş!… Elime kağıt almadım, diye yemin edersin!.



Yürü dendi, durdun geçtin; “Güzel” sev dendi, vurdun geçtin!

Basiretine perdeyi kendi elinle çektin!

Kırk yaşına erdiğinde bir kişi, yüzünü Allah’a döndürmezse; şeytan başına oturur, iki ayağını sallandırıp gözlerini perdeler ve ben bunu esir aldım; artık bu benim kulumdur; der” buyuruluyor!.

Kulluğun, kime veya neye ise, ecrini de ondan bekle!. Sakın başkasından umma!. Bir kere daha kendini aldatma!

“Ben tanrıya tapınıyorum sadece” diyorsan, zaten karşılığını da almaktasın! Memnun musun hâlinden? İlminin gereği bu yaşamakta oldukların, yaptıkların ?

Aldığın karşılık, ettiğin kulluğun cezasıdır!. Mutluysan ne alâ!. Ama hâlinden memnun değilsen, bil ki yanlış adrese kulluktasın farkında olmadan!. Acele bilgilerini yenile!.

Ölmedin!.

Ölemedin de!.

Gel son nefes ulaşmadan tövbe et de, semâların ve arzın (bilinç katları ve bedeninin) yaratanına dön DERÛNUNDAN!

Bak dostum…

Ben bunu mu hakkettim, diyorsun…

Ben buna lâyık mıydım, diyorsun…



Âlemlerin Rabbı’nın yaratmış olduğu Sistem ve Düzenin iki anahtarını vereyim sana…

Kozandan bunlarla çıkmaya çalış gerçekler uzayına…



Lâyığın, ellerinle yapmış olduklarının karşılığıdır ancak; başka bir şey değil!…

Sana şunu yap, dendi; aksini yaptın!.

Akıl ile ilim doğrultusunda yaşamak istedin; sonra da bildiğine gidip, duygularının getirisi davranışlar ortaya koydun! Sonra da oturup ağlıyorsun! Ben buna mı lâyığım, diye dertleniyorsun!…

Bu daha bir şey değil…

Nasreddin Hoca kaybettiği eşeğini ararken, ıslık çalıyormuş, hani… Demiş, Hoca ıslık çala çala eşek mi aranır, üzülmüyor musun?… Yok, demiş; bozuntuya vermiyorum daha!. Umudum şu tepenin ardında… Orada da bulamazsam, o zaman sen seyreyle bendeki vâveylâyı!

Ansızın gelecek olan gelince, o zaman seyredeceğiz sende vâveylâyı!.


İSTEYEN DE İSTENİLEN DE ÂCİZDİR!


  • Allah dûnunda yöneldikleriniz, bir araya toplansalar bile, bir sinek dahi yaratamazlar…

  • Sinek bile onlardan bir şey kapsa, onu sinekten kurtaramazlar...


ŞEYTANA KULLUK ETMEK


  • Allah’ı bırakıp, saptıranları,kendisi için apaçık düşmanları dost edinmek…

  • Alt bilince(“Vehim”e) kulluk etmek

  • Bedene-hakikatinden habersiz bilince kulluk etmek


"Ey suçlular! Bugün ayrılın!"

"Ey Ademoğulları... Size ahdetmedim (bildirip bilgilendirmedim) mi şeytana (bedene-hakikatinden habersiz bilince) kulluk etmeyin, muhakkak ki o sizin için apaçık bir düşmandır?"

"Bana kulluk edin (hakikatin gereğini hissedip yaşayın)! Sırat-ı müstakim budur" (diye?).

"Andolsun ki (kendinizi yok olup gidecek beden zannınız) sizden pek çok cemaatleri saptırdı! Aklınızı kullanmadınız mı?"

"İşte bu vadolunduğunuz cehennemdir!"

"Hakikatinizi inkârınızın karşılığı olarak şimdi yaşayın sonucunu!"

O süreçte ağızlarını mühürleriz; yaptıkları hakkında elleri konuşur ve ayakları şahitlik eder bize.

Dileseydik gözlerini silme kör ederdik de yolda (öylece) koşuşurlardı... Fakat nasıl görebilecekler (bu gerçeği)?

Dileseydik mekânları üzere onları mesh ederdik (bulundukları anlayış üzere onları sâbitlerdik) de artık ne ileri gitmeye güçleri yeterdi ve ne de eski hâllerine dönebilirlerdi.

Kimi uzun ömürlü yaparsak onu yaratılışı itibarıyla zayıflatırız. Hâlâ akıllarını kullanmazlar mı?

O'na şiir öğretmedik! O'na yakışmaz da! O ancak bir hatırlatma ve apaçık bir Kurân'dır!

Tâ ki diri olanı uyarsın ve hakikat bilgisini inkâr edenler üzerine de o hüküm gerçekleşsin.(Yâsîn/59-70)




BEDENE KULLUK ETMEK


  • Hakikatinden habersiz bilince kulluk

  • Haddi aşmak

  • Bedeni dürtü ve zevkleri uğruna ebeden Allah’tan ayrı düşmüşlüğün perişanlığını yaşamak

  • Allah katından tard edilmiş iblis durumuna düşmek (Uzaklaştırılmak)

  • Mâneviyat ve ruhaniyetin tüm kapılarının kişinin yüzüne kapanması


İnsan (insanSI değil), yeryüzünde “halife” olarak yaratılmıştır. Yaratılmışların en şereflisi olmak mertebesine “hilafet” sırrına lâyık yaşam sürmesi şartıyla ulaşacaktır!. “Hilafet” sırrına lâyık olması ise ancak ve ancak kendisinin bir beden değil bilinç varlık olduğuna iman etmesi; bedeninin bir süre sonra ebeden terk edilip asla bir daha dönülmeyecek bir yapı olduğuna kabul etmesi; bu idrâkin kendisinde yakîne dönüşmesi; ve bilinç boyutunda iman ettiği Rasulullah’ın yolunda, fiilleriyle, O’nun amacına uygun şekilde yaşamasıyla mümkün olur!.

Aksi halde bedenini tanrı edinip bedenine kulluk etmesi dolayısıyla haddi aşanlardan olarak, Allah onu sevmez!. Allah katından tard edilmiş iblis durumuna düşer!. Mâneviyat ve ruhaniyetin tüm kapıları yüzüne kapanır!. Böylece birkaç yıllık bedeni dürtü ve zevkleri uğruna ebeden Allah’tan ayrı düşmüşlüğün perişanlığını yaşar!

Dün yaşadığı pişmanlıklardan ders almayan, bugünü değerlendiremez ve yarın yeni pişmanlıklar yaşamaya kendini mahkûm eder!.


ALLAH’A KULLUKTA ÇEKİMSER OLMAK




  • Nefsani kişiliğinden kopamamak

  • Ego hâli ile büyüklük istemek


KULLUKTAN KAÇINIP BENLİĞİNİ KABARTMAK
Ey kendilerine hakikat bilgisi gelmiş olanlar... Dininizde ölçüyü kaçırıp haddi aşmayın... Allâh üzerine Hak olmayanı söylemeyin... Meryemoğlu İsa Mesih, yalnızca Allâh Rasûlü ve O'nun Kelimesi'dir... Onu Meryem'e ilka etmiştir ve kendinden (El Esmâ ül Hüsnâ'sından) bir mânâdır (ruhtur)... O hâlde Esmâ'sıyla her şeyin hakikati olan Allâh'a ve Rasûllerine iman edin... "Üçtür" (baba-oğul-kutsal ruh) demeyin! Sizin hayrınıza olarak (buna) son verin... Allâh ancak İlâh'un Vahid'dir (Tek Ulûhiyet sahibidir)... Subhandır "HÛ", çocuk sahibi olma kavramından! Semâlar ve arzda ne varsa O'nun içindir... Vekiyl olarak Esmâ'sıyla hakikatiniz olan Allâh yeterlidir.

Ne Mesih (İsa) ve ne de mukarreb melâike Allâh'a kulluktan asla gocunmazlar! Kim O'nun ibadetinden kaçınır ve kibirlenirse, hepsini kendine haşr edecektir.

İman edip imanının gereğini uygulayanlara gelince, (O) onlara ecirlerini tam verecek ve fazlından onları artıracaktır... Kulluktan kaçınıp ve benliklerini kabartanlara gelince, onlara feci bir azap ile azap edecektir... Kendileri için Allâh dûnunda bir velî ve nasîr de bulamazlar.

Ey insanlar! Hakikaten Rabbinizden size bir burhan (hakikatin dillenmişi Hz.Muhammed s.a.v.) geldi... Size apaçık bir Nur (Kur'ân) inzâl ettik.

Esmâ'sıyla her şeyin aslı olan Allâh'a iman edip, O'na hakikatleri olarak sımsıkı tutunanlara gelince, onları HÛ'dan bir rahmetin ve fazlın içine sokacak ve onları kendisine varan sırat-ı müstakime hidâyetleyecektir.(Nisa/171-175)


Yüklə 399,94 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin