TBMM Genel Kurulu'nda, CHP'nin, "17-25 Aralık soruşturmasının ardından Hükümetin işlemlerinin demokrasiye ve ekonomiye verdiği zararlarla ilgili araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin önergesinin bugün görüşülmesi önerisi" kabul edilmedi.
AK PARTİ Denizli Milletvekili Cahit Özkan, öneri üzerinde yaptığı konuşmada, halkla bağını koparmış bir muhalefet anlayışı ile karşı karşıya olunduğunu söyledi.
Paralel yargının Türkiye'nin başına neler açtığını anlatmak istediğini belirten Özkan, yargının 2007'de AK PARTİ'ye kapatma davası açtığını kaydetti. Özkan, "5 tane savcıyı paralel yargı mensubu olarak görmek ve sadece bunların hukuku, özgürlüğü savunduğunu iddia etmek apaçık yanılgıdır" dedi.
Özkan, "Özgürlükçü, demokratik yargı anlayışını inşa edelim, Anayasa'yı değiştirelim" dediklerini, ancak muhalefetin bu düşüncelerine katılmadığını belirterek, şöyle konuştu:
"'Biz, demokratik yargıyı, HSYK'yı inşa edeceğiz' dedik, ancak siz bundan uzak durdunuz. Sizin bazı milletvekilleriniz Ergenekon ve Balyoz'dan tutukluydu, Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay tutukluydu. Bunları özel yetkili mahkemeler tutukladı. Bu mahkemeler ülkenin huzurunu ve barışını bozdu. Zekeriya Öz'ün özel yetkileri, bizim demokratikleştirdiğimiz HSYK tarafından 3 Mart 2011'de kaldırıldı. Biz haksız tutuklamalara karşı çıktık. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması hukuk reformunun mimarı olan kadrolar, AK PARTİ kadrolarıdır. Özel yetkili mahkemeleri kaldırdık, denetimli serbestlikle adli kontrol sistemlerini getirdik. Dört ayrı yargı paketi getirdik. Bunları yapmaya da devam edeceğiz.
Paralel yargı infazlarını, 17-25 Aralık operasyonlarını ve darbe planlarını anlamak için mutlaka ama mutlaka Ergenekon'u, Balyoz'u, KCK'yı, şike davalarını, selam ve tevhid davalarını, askeri casusluk ve fuhuş operasyonlarını bilmeniz gerekiyor. 'Paralel yargının senin hakkında verdiği karar hukuksuz, benimki hakkımda verdiği hukuk.' Bunu asla diyemezsiniz. Eğer o düzenlemeler yapılmasaydı, bugün hala bazı milletvekilleri tutuklu hatta hükümlü kalacaktı."
AK PARTİ'li Özkan, yargı vesayetine karşı verdikleri mücadelenin milletin mücadelesi olduğunu söyledi.
"17-25 Aralık ihanet odaklarının burada borazanlığını yapanlar, sizlere sesleniyorum" diyen Özkan, "1960'ta bu ülkenin bağrından çıkmış Adnan Menderes hukuk, özgürlük mücadelesi verdi. Onu o zaman darbelerle al aşağı edenler ve arkasından darağacında idamına neden olanlar bugün mahcubiyet duyuyorsunuz ya 10 yıl sonra çok daha büyük mahcubiyetler duyacaksınız" sözlerini sarf etti.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Özkan'ı, konuşmasını işaret parmağını sallayarak yapmasından dolayı kınadığını söyledi.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal da kendilerinin hiçbir şeyin borazanlığını yapmadığını, sadece gerçeklerin, yolsuzlukların açığa çıkmasını istediklerini kaydetti.
AK PARTİ Rize Milletvekili Osman Aşkın Bak muhalefete, "Boşuna konuşuyorsunuz, 2 yıldır aynı şeyleri söylüyorsunuz" diye seslendi.
Muhalefetin bütün seçimlerde yenildiğini belirten Bak, "Taktik değiştirin. Ben Güreş Federasyonu Başkanlığı yaptım. Yenilen pehlivan güreşe doymaz. 11 defa sandığa gömüldünüz. Size tavsiyem şu: Bir güreşçi başarısızsa önce hocasını değiştirirsiniz, acaba bu hoca yanlış mı yapıyor diye. Daha iyi şartlar ortaya koymanız lazım. Vatandaşla temas halinde olmanız, evlerine, dükkanına gitmeniz lazım, oralara gidin, boş şeyler anlatmayın. Şişli Belediyesi'nde, Ataşehir'de neler oluyor, bir araştırın, bunları konuşalım" dedi.
Sataşma gerekçesiyle kürsüye gelen CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, AK PARTİ ile hiçbir zaman yolsuzluk koalisyonu kurmayacaklarını ifade ederek, "Tamam gelin, beraber Meclis araştırması hatta soruşturması kuralım, İstanbul'un 39 belediyesini ve büyükşehirin bütün hesaplarını inceleyelim. Bu memleketin hakkını yemiş bir tek CHP'li varsa hesabını soralım" diye konuştu.
HDP Mersin Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, konuşmaya başladığında, kendisine laf atan AK PARTİ Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu'na, "Eğer laf atarsanız, grubunuzu ve partinizi çok iyi tanıyan bir kişi olarak cevap veririm, siz cevap veremezsiniz. Onun için laf atmayın, efendi efendi dinleyin" karşılığını verdi.
2001 yılında Türkiye'nin yaşadığı ekonomik krize değinen Fırat, şöyle konuştu:
"Kriz toplumun her katmanında hissediliyor. Kapatılmış olan bir siyasi partinin 52 tane vekiliyle beraber sosyal demokratlar, İslamcılar, liberaller bir araya geliyor, karar veriyor; 'toplumun büyük kesimlerini bir araya getirelim, merkeze taşıyalım' deniliyor. Hedefimiz demokrasi, özgürlükler, adalet, bütün vesayetleri kaldırmak. İsim konusunda uzun uzun tartışıyorlar ve AK PARTİ olsun deniliyor. O partinin önderlerinden Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın telefonunu açtığında, açılış mesajı olarak, evladının yazmış olduğu 'baba böbürlenme, senden büyük Allah var' mesajı vardı, bunu bize onurla gösterirdi. Tahmin ediyorum şimdi yoktur.
2002 seçiminde 3Y sloganını kullandık; yoksullukla, yolsuzlukla, yasaklarla mücadele. Seçim kürsülerinde 'hortumları keseceğiz' denildi, hepimiz de buna inandık. Hortumlar kesildi ama öyle bir noktaya gelindi ki borular kullanıldı. İşte bugün tartışılan konu bu. Maalesef 2001 krizinde ışık, umut olarak ortaya çıkan, yolsuzluk yaptı diye 3 belediye başkanını ihraç eden bu parti, 17 Aralık'ı savunmak zorunda kalıyor. Burası, parti kararına rağmen 1 Mart tezkeresini reddeden insanların oturduğu yerdir."
Konuşmaların ardından CHP'nin önerisi kabul edilmedi.
TBMM Genel Kurulu'nda, 2016 Yılı Merkezi Yönetim Geçici Bütçe Kanunu Tasarısı'nın görüşmeleri sürüyor.
Maliye Bakanı Ağbal, görüşmeler sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Engelli vatandaşların şehir içi özel halk otobüslerinden ücretsiz yararlanmalarının geçen dönem gerçekleştirilen yasal düzenlemeyle hayata geçirildiğini hatırlatan Ağbal, yine aynı yasada özel halk otobüslerine de verdikleri bu hizmet nedeniyle bir desteğin öngörüldüğünü aktardı. Bu desteğe ilişkin çalışmaların Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca ortaklaşa yürütüldüğünü ifade eden Ağbal, "En yakın zamanda bu düzenlemeyi yaparak özel halk otobüsü işletmecilerinin beklediği desteği açıklayacağız" diye konuştu.
Bir soru üzerine, Fed'in faiz kararının açıklandığını hatırlatan Ağbal, şöyle konuştu:
"Günlerdir Fed'in faiz kararından sonra gelişmekte olan ülkelere ilişkin senaryolar ifade edildi. Bugün Türkiye ekonomisinin temellerinin sağlam olduğunu gördük. Bu faiz kararından sonra hem borsada hem kurlarda hem de faizde ortaya çıkan gelişmeler bir kez daha gösterdi ki gelişmekte olan ülkeler içinde Türkiye ekonomisi sağlam bir görünüm arz ediyor."
Ağbal, hükümet olarak cari açığı azaltacak, yerli üretimi artıracak, sanayide dönüşümü sağlayacak bir ekonomik politika belirlediklerini de söyledi.
Naci Ağbal, yabancılara toprak satışıyla ilgili soruyu yanıtlarken, elinde henüz bir bilgi olmadığını belirterek, "Bu topraklar bizim topraklarımız. Herhangi bir şekilde satın alanlar tarafından bir tarafa götürülecek topraklar değil" dedi. Ağbal, birçok ülkenin bu şekilde düzenlemeler yaptığını hatırlatarak, globalleşen dünyada lokal bakış açılardan uzaklaşılması gerektiğini söyledi. Ağbal, "Kendimize güvenmemiz lazım. Kendimize güvenimiz arttığı sürece bu tür düzenlemelerden korkmayız" ifadelerini kullandı.
Tasarının 3. maddesinin görüşmeleri sırasında konuşan AK PARTİ Sivas Milletvekili Habib Soluk, görüşülen tasarı her ne kadar Geçici Bütçe Tasarısı olsa da hazırlanırken, vatandaşların beklentilerine cevap vermesine ve kamu hizmetlerinin aksamadan yürütülmesine gayret gösterildiğini söyledi.
Atama bekleyen öğretmenlere müjde vermek istediğini söyleyen Soluk, "Toplam 40 bin memur ataması 55 bine çıkarıldı. Bunun 30 bini öğretmen ataması ve 30 bin öğretmen ataması şubat ayında gerçekleştirilecek" dedi.
AK PARTİ Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, kamusal yatırımlarda bölgesel dağılımı esas aldıklarını belirterek, "En son Hakkari'da açtığımız, milyarlarca doları bulan havalimanı yatırımımız önemli yatırımlardan birisidir. Maalesef HDP'nin hendeklerin arkasına sığınarak yaptığı terör olaylarının sonucunda ülkemizde milyarlarca dolarlık kayıpla karşı karşıyayız" diye konuştu.
Sınır kapılarının bölgedeki terör olaylarından dolayı kapalı olması nedeniyle bölge ticaretinin yüzde 60 azaldığına işaret eden Taşkesenlioğlu, bölgede turizmin de olumsuz etkilendiğini bildirdi.
Taşkesenlioğlu, HDP sıralarından laf atılması üzerine, "Elhamdülillah Kürt'üm, elhamdülillah bu ülkeye saygılı bir Kürt'üm" karşılığını verdi.
Mardin'deki otellerin yüzde 95'inin sıfır ciroyla turizm sezonunu kapattığını ifade eden Taşkesenlioğlu, "Bu mudur bizim bölgesel kalkınmaya verdiğimiz önem? Ben bunu sadece HDP'ye oy veren vatandaşlarımıza sormak istiyorum. Çünkü buradaki arkadaşlarımın bunu anlayabileceklerine ve buna inanabileceklerine maalesef inanmıyorum. Turizm sektöründe bütün bunların neticesindeki kayıp 35 milyar avro" sözlerini sarf etti.
Sataşma gerekçesiyle kürsüye gelen HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, dünyada terör olayları yapmakla suçlanan tek bir parti olduğunu ve o partinin de AK PARTİ olduğunu iddia ederek, "Ortadoğu'da, Suriye'de, Rojava'da akan kandaki siyasi sorumlu denince akla siz geliyorsunuz. Türkiye içinde IŞID ve El Nusra çetelerinin yaptığı Diyarbakır, Suruç ve Ankara katliamları denince AKP'nin yaptığı terör olayları deniliyor. Sizin terörle ilişkinizi bizim söylememiz önemli değil, bunu bütün dünya görüyor. Sizin karıştığınız terör olayları, önümüzdeki günlerde sizi Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde zaten yargılayacak" dedi.
Kürsüden bir fotoğraf gösteren Baluken, "Öğretmenleri oradan çıkartıp steril katliam yaptığınız Cizre'den, Silopi'den çekilmiş fotoğraf. Bu terörün hesabını tek tek hepinizden soracağız, tek tek bunların hepsinin hesabını vereceksiniz" diye konuştu.
AK PARTİ'li milletvekilleri Baluken'in bu sözlerine tepki gösterdi.
AK PARTİ Grup Başkanvekili Naci Bostancı, Baluken'e, onun konuşma düzeyinde cevap vermeyeceğini kaydederek, "Maksadımız üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil; maksadımız halkın kucaklaşması, terörün son bulması" ifadelerini kullandı.
HDP'nin Türkiye'de barışın temini için önemli bir şans olduğunu düşündüğünü ifade eden Bostancı, HDP'nin bu şansı iyi kullanması temennisinde bulundu. Bostancı, "Böyle bir ortamda müzakereyi sağlayıcı dil çok fazla dikkat ve itina gerektiriyor, tıpkı barışın kurulması gibi. HDP'nin, halkın kucaklaşmasını temin edecek siyasi çizgide, barış doğrultusunda bir çaba içinde olmasını isterim. Bunun diline uygun bir şekilde de yüzde 49 oy almış bir partiyi bu şekilde tanımlamazlar diye umuyorum" dedi.
HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım da AK PARTİ'li Taşkesenlioğlu'nun, sözlerine başlarken sesinin kısıklığından dolayı özür dilediğini kaydederek, "Saat 2'den beri muhalefet partisi milletvekillerine bu kadar yüksek volümle sataşma yaparsanız, sesiniz kısılır. 'Hakkari Yüksekova'ya milyarlarca dolarlık harcamayla havaalanı yapılmış' diyerek, oradaki havaalanını 3. havaalanıyla karıştırıyor. Milyarlarca dolar harcama askeri harcamalardır. Siz askeri harcamalarla havaalanı harcamalarını karıştırıyorsunuz" sözlerini sarf etti.
HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ise sürekli sınanmak ve ayar verilmek istenen bir parti durumunda bırakıldıklarını iddia etti.
Meclis'e barış için geldiklerini ifade eden Kerestecioğlu, "Hayatımda buradaki üslup kadar gerçek olmayan bir siyaset tarzı görmedim. Sokakta insanlar çok daha farklı görüşten dahi olsa birbirleriyle anlaşabiliyorlar, konuşabiliyorlar. Biz ne zaman bu kadar bölündük? Bir taraf gözyaşları ve vicdanları ile dururken, diğer taraf, gösterilen resimlere gülecek kadar ne kadar bölündük?" diye sordu.
Meclis Başkanvekili Akif Hamzaçebi, birleşime ara vererek grup başkanvekillerini başkanlık divanının arka bölümüne çağırdı.
Aranın ardından söz alan AK PARTİ Grup Başkanvekili Naci Bostancı, müzakereler gerçekleşirken zaman zaman kastı aşan ifadeler olabildiğine dikkati çekti. Taşkesenlioğlu'nun konuşmasındaki, "HDP'nin hendeklerin arkasına saklanarak yaptığı terör olayları" şeklindeki sözlerinin kastı aşan bir ifade olduğunu belirten Bostancı, bu ifadelerdeki mantığa katılmalarının mümkün olmadığını belirtti.
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken de Taşkesenlioğlu'na yanıt vermek üzere çıktığı kürsüde istemeden de olsa aynı düzeyde yanıt verdiğini belirterek, maksadının bir siyasi partiyi terör yapan parti olarak tanımlamak olmadığını vurguladı.
Meclis Başkanvekili Hamzaçebi de tutanaklardan Taşkesenlioğlu'nun sözlerini incelediğini bir siyasi partiyi doğrudan terör olayları ile suçlamanın asla kabul edilemez olduğunu belirtti. Hamzaçebi, "Hiçbir siyasi parti, terör olaylarıyla ilgili bir iddianın konusu olmamalıdır. Bunu doğru bulmuyorum" dedi.
Maliye Bakanı Ağbal, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in "Cizre Devlet Hastanesi ile ilgili dile getirdiği iddialara" yanıt verdi.
Cizre Devlet Hastanesine PKK'lı teröristler tarafından 5 adet roket atıldığını aktaran Ağbal, şu anda hastanede 22 diyaliz hastası ile 3 doğum ve 3 yeni doğan hastasının hizmet almaya devam ettiğini söyledi. Ağbal, hastanede vatandaşlara sunulması gereken tüm hizmetlerin aksamadan verildiğini bildirdi.
Naci Ağbal, güvenlik güçlerinin, hastanede hizmetin sürdürülmesi konusunda her türlü tedbiri aldıklarını kaydederek, "Doktorlar ve sağlık çalışanları hastanenin iç kısmında hizmet vermeye devam ediyor. Doktor ve sağlık çalışanlarına bu ortamda gösterdikleri özverili ve gayretli çalışmalarından dolayı şükranlarımı arz ediyorum. Cami, okul ve hastanelere karşı yapılan bu hain saldırıları da kınıyorum" değerlendirmesinde bulundu.
AK PARTİ Grup Başkanvekili Naci Bostancı, CHP İzmir Milletvekili Musa Çam'ın "Ülkedeki terör olaylarına saray gladyosu neden oldu, sarayın özel harp dairesi tarafından yapılan olaylardır" sözlerine yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "400 milletvekili" ile ilgili sözlerinin yanlış anlaşıldığını kaydeden Bostancı, "Sayın Cumhurbaşkanı 400 milletvekili meselesini çok fazla anlattı ama bunu anlamak istemeyen ve kasıtlı olarak başka amaçlar için kullanmak isterseniz Musa Bey gibi yaparsanız. Fakat halk bunu doğru okuduğu için seçim sonuçları böyle oldu. Anlaşılan Musa Bey, Cumhurbaşkanı'nın, öfkeli görünen gizli hayranlarından birisi. İsmi meydanları dalgalandıran bir liderin böyle gizli hayranları da olabilir" diye konuştu.
Sataşma gerekçesiyle kürsüye gelen Çam, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hayranlığının söz konusu olamayacağını ifade ederek, "Bizim hayranlığımız Atatürk ve silah arkadaşlarınadır. Kişiler gelip geçicidir ama bizim Atatürk ve silah arkadaşlarına hayranlığımız sonuna dek devam edecektir" dedi.
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Cizre'de hastane, okul ve belediye binasının askerler tarafından karargah olarak kullanıldığını ve oralarda ağır keskin nişancılar olduğunu iddia etti.
MHP Mersin Milletvekili Baki Şimşek ise bugünün doğum günü olduğunu ama bunu söylemeye utandığını söyledi.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, AK PARTİ iktidarlarının bölünmüş yollara 18 bin 162 kilometre ilave ederek bugün itibarıyla 24 bin 263 kilometreye çıkardığını, hedeflerinin ise 35 bin kilometreye ulaşmak olduğunu söyledi.
TBMM Genel Kurulu'nda 2016 Yılı Geçici Bütçe Kanunu Tasarısı'nın görüşmelerine devam ediliyor.
Ağbal, görüşmeler sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Hem para politikası hem de ekonominin genel dengesi bakımından şirketlerin döviz pozisyonu açığı konusunun önemli olduğuna işaret eden Ağbal, alınan tedbirler sayesinde ekonominin genel dengesini etkileyecek bir riskin söz konusu olmadığını, bundan sonra da ihtiyatlı bir duruş sergilenmeye devam edileceğini belirtti.
Bölünmüş yol yapımlarına ilişkin sorular üzerine Ağbal, "AK PARTİ hükümetleri yaklaşık 6 bin 100 kilometre ile başlamış olduğu bölünmüş yola 18 bin 162 kilometre ilave ederek bugün itibarıyla 24 bin 263 kilometreye çıkardık. İnşallah hedefimiz 35 bin kilometreye hızla çıkarmak" dedi.
Ağbal, işsizlikle ilgili soruları yanıtlarken de "2009 global krizinden sonra gerçekten birçok ülkede işsizlik oranları önemli ölçüde arttı. Ve hala birçok ülke 2009 seviyesine gelemedi. Ama Türkiye global krizden sonra yaklaşık 7 milyon insanına istihdam yarattı. Dolayısıyla işsizlik oranlarına ilişkin duyarlılığa katılmakla birlikte global koşulları ve gelişmeleri düşündüğümüzde, kriz sonrası 7 milyon civarında bir istihdam yaratılmış olması hususunun da takdirle karşılanmasını beklemek bizim hakkımız" diye konuştu.
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, görüşmeler sırasında, uluslararası ajanslarda Türkiye ve İsrail arasında yeni bir anlaşma yapıldığına ilişkin haberler olduğunu dile getirerek, söz konusu haberlerde yer aldığını söylediği bazı ifadeleri aktardı.
Hükümet üyelerinin böyle bir anlaşmanın olup olmadığına dair bilgi vermesini isteyen Baluken, şöyle konuştu:
" Biz tabii Halkların Demokratik Partisi olarak buna çok şaşırmadık. Yani, Gazze'yi abluka altına alanların Cizre'yi abluka altına alanlarla, Gazze'de çocuk sivil katledenlerin Cizre'de çocuk sivil katledenlerle Gazze'de cenaze sürükleyenlerin Cizre'de cenaze sürükleyenlerle anlaşması bizim açımızdan çok şaşırtıcı olmaz. Ancak, takdir edersiniz ki burada milyonlarca oyu temsil eden bir siyasi parti grubu olarak bu kadar önemli, kritik haberleri uluslararası haber ajanslarından değil, bu ülkeyi yöneten kabine mensuplarından bu çatı altından öğrenmek isteriz. Bu bilginin doğruluğuyla ilgili sayın kabine üyelerinden bu yönlü bir bilgi beklentimizin olduğunu ifade etmek istiyorum."
Baluken'in ardından söz alan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Biraz önce Sayın Baluken, İsrail menşeli bir haber ajansına atfen bir ikili anlaşma senaryosu anlattı. Bunun var olup olmadığını Türk Dışişleri Bakanlığı'nın yapacağı açıklama ile öğrenin. İsrail menşeli haberler konusunda gösterdiğiniz bu dikkati, Türk Dışişleri'nin haberlerine, açıklamalarına da gösterin. Ayrıca buradan hareketle Gazze ile Cizre vesaire arasında kurduğunuz o çirkin paralelleri de size iade ediyorum. Şiddetle kınıyorum. Ayıp" diye konuştu.
Öte yandan, AK PARTİ İstanbul Milletvekili Aziz Babuşcu'nun, konuşmasında CHP'nin muhalefet anlayışına ilişkin sözleri, CHP'li milletvekillerinin tepkilerine neden oldu. Babuşcu ve CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş arasında kısa süreli tartışma da yaşandı.
TBMM Genel Kurulu'nda, 2016 Yılı Merkezi Yönetim Geçici Bütçe Kanunu Tasarısı kabul edildi.
Kanun, 1 Ocak-31 Mart 2016 tarihlerini kapsıyor. Buna göre, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, özel bütçeli idareler, düzenleyici ve denetleyici kurumlara, 1 Ocak'tan 31 Mart 2016'ya kadar geçecek üç aylık dönemde, 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'ndaki başlangıç ödeneklerinin belirli oranları karşılığı kadar ödenek kullanma yetkisi verilecek.
Bu oran, Cumhurbaşkanlığı bütçesi için yüzde 28,14, Başbakanlık bütçesi için yüzde 85, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi için yüzde 75, Maliye Bakanlığı bütçesi için değişik tertiplerde yüzde 56, yüzde 38, yüzde 55, yüzde 100, yüzde 38,8, yüzde 53, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesi için yüzde 60, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bütçesi için yüzde 66, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı bütçesi için yüzde 75, Adalet Bakanlığı bütçesi için yüzde 40, Hazine Müsteşarlığı bütçesi için yüzde 30, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü bütçesi için yüzde 45, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı için yüzde 100 olacak.
Kanuna göre, ilgili kamu idareleri, kanunun uygulanmasında ortaya çıkabilecek ödenek ihtiyaçlarını karşılamak veya bütçede öngörülemeyen hizmetlerin yürütülmesini sağlamak amacıyla "yedek ödenekler" ekonomik kodunu içeren tertiplerden, geçen yıllar gerçekleşmeleri dikkate alınarak tespit edilen oranlar karşılığı bulunacak tutar kadar ödenek kullanmaya yetkili kılınacak.
Siyasi Partiler Kanunu'na göre, siyasi partilere 2016 yılının tamamı için yapılacak yardımın hesaplanmasında, ilgili kanundaki genel bütçe gelir tahmininin yüzde 16,44 fazlası esas alınacak.
İlgili kanun hükümleri uyarınca merkezi yönetim bütçe gelirlerinin yıllık tarh, tahakkuk ve tahsiline devam edilecek. Yapılan harcamalar, girişilen yüklenmeler ile tahsil olunan gelirler, 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi'ne dahil edilecek.
Kanunla, 2015 Yılı Yatırım Programı ek yatırım cetvellerinde yer alan projelerin herhangi bir aksaklığa yol açılmadan 2016 yılında da uygulanmasına devam edilebilmesi için ödeme yapılabilmesi amacıyla düzenleme yapılıyor.
Buna göre, 2015 ve daha önceki yıllarda taahhüde bağlanmış iş ve hizmetlere ait ödemelere ödenek sınırları çerçevesinde devam edilecek.
Proje ve karakteristiği makine-teçhizat, bilgisayar yazılım ve donanımı, idame-yenileme, bakım-onarım, büyük onarım, tamamlama, etüt proje ile yayın alım ve basımı olan yıllık toplu projeler hariç olmak üzere, 2015 yılı yatırım programı ek yatırım cetvellerinde yer alan ve geçen yıl itibarıyla tamamlanmış projeler için bu yıl harcama yapılamayacak. 2015 yılı yatırım programı ek yatırım cetvellerinde yer alan, geçen yıl tamamlanması öngörülen projelerden tamamlanamayanlar ile bu yıl ve sonraki yıllarda tamamlanması öngörülen projelere ilişkin ödemeler ise yapılacak.
Kamu görevlilerine ilişkin toplam atama sayısı sınırları, 40 binden 55 bine çıkarılacak.
Genel Kurul'daki oylamasına 314 milletvekilinin katıldığı tasarı, 71 ret oyuna karşın 243 oyla kabul edildi.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, tasarının görüşmeleri sırasında bir milletvekilinin yönelttiği, "Bu bütçeler kimin derdine deva olacak, kimin işine yarayacak?" sorusunu hayretle karşıladığını belirterek, "Biz faiz bütçesini halkın, vicdanların bütçesi haline getirdik, milletten aldığımız parayı tekrar milletin hizmetine döndürdük" dedi.
2002 yılında 13,5 milyar lira olan sağlık bütçesini 2015 yılında 85 milyar liraya çıkardıklarına işaret eden Ağbal, "Merkezi bütçeden eğitime ayrılan kaynak AK PARTİ hükümetleri döneminde 8 kattan fazla arttı. 2002'de 11,3 milyar lira olan eğitim bütçesini, 2015'te 91,5 milyar liraya çıkardık. Hükümetlerimiz döneminde 250 bin derslik inşa edildi. Okul öncesinde okullaşma oranı 4 katına, ilk ve ortaöğretimde ise 100 katına çıktı" değerlendirmesinde bulundu.
Ağbal, seçim beyannamesi ve hükümet programında asgari ücreti 1 Ocak 2016'da bin 300 lira yapacaklarını belirttiklerini kaydetti.
TBMM Başkanvekili Akif Hamzaçebi, bütçe tasarısının kabul edilmesinin ardından, birleşimi, 22 Aralık Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere kapattı.
Dostları ilə paylaş: |