Akü fen biLİmleri enstiTÜSÜ 1996-2012 Eğitim-Öğretim Yılları Arasında Afyonkarahisar ile İlgili Yapılan Tez Özetleri


ÖZKAN Davut, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Yrd. Doç. Dr. Bekir ORUNCAK, II. Yönetici: , 108 s., Eylül 2011



Yüklə 0,53 Mb.
səhifə3/9
tarix30.07.2018
ölçüsü0,53 Mb.
#63728
1   2   3   4   5   6   7   8   9

ÖZKAN Davut, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Yrd. Doç. Dr. Bekir ORUNCAK, II. Yönetici: , 108 s., Eylül 2011

Günlük hayatta sürekli radyasyonun etkisinde kalındığı bilinmektedir. Radyasyon ise, doğal ve yapay olmak üzere ikiye ayrılır. Çevremizde sürekli etkisi altında olduğumuz doğal radyasyonun yaklaşık % 50‟si gözle görülmeyen ve duyular vasıtasıyla algılanamayan renksiz, tatsız, kokusuz bir gaz olan Radon ve onun kısa ömürlü ürünlerinden oluşmaktadır. İnsanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için su en önemli ihtiyaçların başında gelmektedir. Yer altı suları içinden geçtikleri veya temas ettikleri radyoaktif kütleler veya minerallerden dolayı yüzey sularından daha radyoaktiftirler. Sularda çözünmüĢ Uranyum serilerine ait olan radyoaktif elementler, 223Ra, 226Ra ve 222Rn‟dan meydana gelir Canlılar su ihtiyaçlarını, yüzeysel sulardan ve yeraltı su kaynaklarından temin ettikleri için, bu radyoaktif elementlerin aktivitelerindeki değişimlerin periyodik olarak takip edilmesi büyük önem arz etmektedir. Periyodik olarak incelenen Radon gazı değişimleri genel olarak iki önemli alanda kullanılabilmektedir. Bunlardan birincisi elde edilen Radon gazı aktivitelerinin uluslararası kuruluşlar tarafından belirlenen sınır değerler açısından değerlendirilerek, sağlık açısından irdelenmesi; bir diğer kullanım alanı ise, Radon gazı değişimleri ile sismik aktiviteler arasındaki ilişkinin arştırılmasıdır.

Bu çalışmanın amacı, Afyonkarahisar‟da bulunan termal kaynakların bölgesel olarak Radon ve Radyum aktivitelerindeki değişimleri incelemektir. Bu amaçla bölgenin 5 önemli termal kaynağından 14.03.2010 ile 04.12.2010 tarihleri arasında alınan su numuneleri Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Nükleer Fizik Laboratuarı‟nda incelenmiştir. Analizler sonucunda maksimum Radon aktivitesi 8,997 Bq/L, minimum Radon aktivitesi 0,029 Bq/L, maksimum Radyum aktivitesi 0,552 Bq/L, minimum Radyum aktivitesi ise 0,018 Bq/L olarak tespit edilmiĢtir. Ortalama Radon aktivitelerine bakıldığında ise; Radon aktivitesi en yüksek olan 4 No‟lu kaynak olup, ortalama aktivitesi 2,714 Bq/L olarak hesaplanmıştır. Ayrıca, bu değerler kaynaklara ait Radyum aktivitelerinin teorik hesaplamasında da kullanılmıştır. Elde edilen bu sonuçlar uluslararası sağlık limitleri ve bölgedeki sismik hareketlerle birlikte değerlendirilmiştir.
ABSTRACT

Continuously influence of radiation is a widely known truth in our daily life. Radiation is divided into two groups: Natural and Artificial. Approximately 50% of natural radiation in our environment that we are constantly under the influence of is composed of products of Radon which is invisible and unrecognized by the senses, colorless, tasteless, odorless gas. Water is one of the most important needs for people to survive. Underground water resources are more radioactive minerals. Radioactive elements belonging to the series of uranium dissolved in water are consisted of 223Ra 226Ra and 222Rn which are risky for our health. The need of water for living-beings is supplied by surface water resources and underground water resources. These radioactive elements in the periodic monitoring of changes in activities are of great importance.

Available in two key areas examined in the periodic changes of Radon gas. The first of these is obtained from the Radon gas activity in terms of limit values set by international organizations to assess and Radon gas activities are examined in terms of health. Another use is in the field to investigate the relationship between Radon gas changes and seismic activities.

The purpose of this study is to examine the seasonal changes in activities of Radon and radium at thermal resources in Afyonkarahisar area. For this purpose, water samples taken form 5 different thermal resources at the times of between May 14, 2010 and December 4, 2010 were analyzed at Afyon Kocatepe University, Faculty of Arts and Sciences Department of Physics, Nuclear Physics Lab. The results of the analysis are: Maximum Radon activity 8,997 Bg/L, minimum Radon activity 0,029 Bg/L Maximum Radium activities 0,532 Bg/L, minimum Radium activity 0,018 Bg/L. Looking at the average Radon activity in the Radon source is number 4 with the highest activity, the average activity of 2.714 Bq / L, respectively. In addition, the results obtained from the seismic movements in the region together with international health limits, and evaluated.

---------------------------------------


KİMYA ANABİLİM DALI (Yüksek Lisans)


KARAHİSAR BÖLGESİNDE BULUNAN KAPLICA SULARININ MEVSİMSEL ANALİZİ
AYDINGÖZ Mesut, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Yrd. Doç. Dr. Mustafa CEMEK, 81 s., Eylül 2005
Yer kabuğu bol ve çeşitli enerji kaynaklarına sahiptir. Jeotermal enerji yerden gelen ısı anlamında kullanılmaktadır. Tükenmeyen, yenilenebilen ve çevre kirliliğine neden olmayan bir enerji kaynağı olan jeotermal enerjinin daha yaygın kullanım alanları araştırılmaktadır. Jeotermal enerji, elektrik üretiminde, konutların ısıtılmasında, ziraat alanında kullanılmaktadır. Bununla birlikte sağlıklı yaşama olumlu katkılarda bulunduğu için de, son zamanlarda yapılan araştırmalar bu yönde yoğunlaşmaktadır.

Dünyada jeotermal ısı ve kaplıca uygulamalarında ilk 5 ülke arasında bulunan ülkemiz, Alp-Himalaya tektonik kuşağı üzerinde yer almakta ve kaynak zenginliği açısından ise dünyada ilk 7 ülke arasında bulunmaktadır. Türkiye’de 40oC’nin üzerinde jeotermal akışkan içeren 140 adet jeotermal saha ve bu sahalarda 1300 dolayında termal kaynak tespit edilmiştir.

Afyonkarahisar, ülkemizde jeotermal enerji potansiyeli bakımından zengin bir ilimizdir. İl sınırları içerisinde pek çok kaplıca bulunmaktadır. Bunların başlıcaları; İkbal, Ömer, Gazlıgöl, Oruçoğlu, Hüdai, Gecek, Heybeli, Soydan, Başak, Yaylakent, Grand Özer, Özdemir, Grand Sönmez ve AFJET’dir. Bu nedenle Afyonkarahisar ilimize, “kaplıca şehri” demek yerinde olacaktır. Bu çalışmada, Afyonkarahisar’ın sahip olduğu jeotermal enerji potansiyeli vurgulanmış ve bu bölgede bulunan kaplıca sularının mevsimsel analizi yapılmıştır.

Elde edilen sıcaklık değerleri, çevre illerin kaplıcalarındaki ortalama verilere göre daha yüksek bulunmuştur. Bundan dolayı, Afyonkarahisar kaplıcalarının hem kaplıca turizmine, hem de ısıtma amaçlı kullanıma uygun olduğu söylenebilir. Bununla birlikte, 1A, 2A ve 3A grubu elementlerinin kış mevsimindeki değerlerinin genel olarak daha düşük olduğu görülmüştür. Kaplıca sularından elde edilen nitrat ve nitrit değerlerinin TSE-266 ve WHO standartlarına uygun olduğu saptanmıştır. Ayrıca, analizleri yapılan kaplıca sularındaki ağır metal düzeylerinin halk sağlığını tehdit edecek sınırların altında olduğu belirlenmiştir.


ABSTRACT

The earth crust has bountiful and various energy source. Geothermal energy is used as heat that comes from the ground. For geothermal energy which is a renevable, inexhaustible and not to cause to environmental pollution energy source has many using areas have been researching. Geothermal energy is used in electricity production, building heating and agriculture. It is also prefered because of positive contributions for healty life and at the last times the researchs are densened in this way.

Our country where is located in Alphine-Himalayan Tectonic Belt is situated amongst first five countries in geothermal heating and balneological applications in the World. It is amongst first seven countries aspect of its richness in the World. There are 140 geothermal areas that contain geothermal fluid over 40 oC in Turkey and it was determined about 1300 thermal sources in these areas.

Afyonkarahisar is a rich city from the point of view of geothermal energy potential. There are many hot springs in city borders. Important ones are; İkbal, Ömer, Gazlıgöl, Oruçoğlu, Hüdai, Gecek, Heybeli, Soydan, Başak, Yaylakent, Grand Özer, Özdemir, Grand Sönmez and AFJET. Because of this, to say hot spring city to the Afyonkarahisar city will be more true word. In this study, it has been pointed out geothermal energy potential of Afyonkarahisar and analyzed hot spring waters as seasonal that located in this area.

Temperature data that we obtain in our study according to the other average data are found higher. Therefore, we can say that Afyonkarahisar thermal waters are appropriate for thermal tourism and heating. We obtain data of 1A, 2A and 3A elements which are usually lower in winter season. Nitrate and nitrite results that is obtained from thermal waters are appropriate to the TSE-266 and WHO standarts. In addition, heavy metal levels in hot spring waters that are analyzed are not toxic effects to the people health.

---------------------------------------


AFYONKARAHİSAR İLİ İLKÖĞRETİM OKULLARINDA ÖĞRENCİLERİN FEN BİLGİSİ DERSİNE KARŞI OLAN ÖN YARGILARININ EĞİTİM VE ÖĞRETİME ETKİSİ

THE EFFECTS OF THE PREJUDICES OF STUDENTS,ON EDUCATION AND TRAINING,AGAINST THE SCIENCE LESSON IN PRIMARY SCHOOLS AFYONKARAHISAR CITY
ÖZKAN Esma, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Yrd. Doç. Dr. Sabri ÇEVİK, 155 s., Haziran 2006
Bu çalışmada fen bilgisi öğretiminde öğrencilerin bu derse karşı olan ön yargılarının eğitim öğretim üzerinde etkisinin olup olmadığı, varsa ön yargıya neden olan faktörlerin neler olduğu araştırıldı.

Afyonkarahisar ilinde, ilköğretim okullarında fen bilgisi dersine yönelik ön yargı oluşumunda; öğrencilerin cinsiyetleri, ders kitapları, okul yeri, ailenin eğitim durumu, ailenin ekonomik durumu, öğretmenin bilgi ve formasyon durumu, ilköğretim müfredat programı gibi etkenlerin yanında fen bilgisine yönelik ön yargıları başka ne gibi faktörlerin etkilediğinin niteliksel olarak araştırılması amaçlanmıştır.

Bu çalışmada, kaynak taraması, öğrenci ve öğretmenlere ön anket uygulanması, fen bilgisi eğitimi semineri, öğretmen ve öğrencilerin ayrı gruplar oluşturarak yapılan tarama konferansı, gözlem, doküman incelemesi sonucunda veriler elde edilerek ana anket soruları hazırlandı.

2004-2005 eğitim öğretim yılı içerisinde Afyonkarahisar İlinde görev yapan fen bilgisi öğretmenlerinin tamamına ve il merkezi ve ilçelerindeki 4. ve 5. sınıf öğretmenlerinin bir kısmı ile fen bilgisi dersi okutulan sınıflardaki yaklaşık 1888 öğrencinin katılımıyla bulgular elde edildi. Anketin uygulanması sonucunda 68 bağımlı değişkenin “cinsiyet, okul yeri, okuduğu sınıf, aylık gelir, mezun olduğu bölüm” gibi serbest değişkenlere göre nasıl kategorize edildiği SPSS istastistik paket programı yardımı ile incelendi. Veriler ortalama ve standart sapma kullanılarak yorumlandı. Elde edilen bulgulara göre öğrencilerde fen bilgisi dersine karşı ön yargı oluşumunda ders kitapları, öğretmenin bilgi ve formasyon eksikliği, öğretmenlerin öğrencilere eşit davranmamaları, öğrencilerin anlatılan konuların uygulama alanlarını bilmemeleri, üst sınıf öğrencilerinin fen bilgisi dersinin zor olduğunu söylemelerinin etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Bu ön yargı, öğrencilerin fen bilgisi dersinde kendilerine olan güvenlerinin azalmasına yol açtığı ortaya çıkmıştır. Ancak bu olumsuz ön yargının etkilerini yukarıda belirtilen unsurların düzeltilmesiyle ve yapılacak etkili rehberlik çalışmalarıyla ortadan kaldırılabileceği açıkça görülmektedir.


ABSTRACT

In this study, whether the students’ prejudice for science lesson have any effects on teaching training in this course’s teaching or not; if yes, the factors that lead to the prejudice are investigated.

In this work, the aim is to investigate qualitatively what kind of factors besides the factors such as; sex, coursebook, instead of school, family’s educational status, family’s economical status, primary school curriculum; effect the prejudice against science lesson in Afyonkarahisar.

In this study; which is a quantitative investigation; basic questionare questions are prepared after having data from source search, pre-questionare for the students and the teachers, science education seminar, scanning conference hold by for seperate student, teacher groups and literature search and observation.

The findings have been reached by the participation of whole science teachers and some of 4th and 5th class and approximately 1888 students 4-8 grades teachers working in Afyonkarahisar the 2004-2005 educational year. As a result of the application of the questionare, the relation of 68 depended variables with independed variables such as sex, instead of school, class, monthly income, the graduation department, is investigated with the help of the SPSS statistics programme. The data is assessed using mean and standart deviation. According to the findings reached; in the constitution of the prejudices against science lesson, coursebooks, teachers’ lack of knowledge and educative status, teachers’inequal attitudes against students, students’ not knowing the practice area of the topics taught and the upper class students’ saying that science lesson is ‘hard’ ; are effective. It appeared that this prejudice lead to the decrease of self-confidence it students science lesson. However, it is obviously seen that this negative prejudice’s effects can be removed by the correction of the items above and effective guidence studies.

---------------------------------------


AFYONKARAHİSAR İLİ İLKÖĞRETİM OKULLARINDA FEN BİLGİSİ DERSİNİN KİMYA KONULARININ ANLAŞILMASINDA KARŞILAŞILAN GÜÇLÜKLER VE ÇÖZÜM YOLLARI

DIFFICULTIES AND SOLUTIONS FOR UNDERSTANDING OF CHEMISTRY SUBJECTS OF SCIENCE EDUCATION IN ELEMENTARY SCHOOLS OF THE CITY OF AFYONKARAHISAR
BALI Zafer, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Yrd. Doç. Dr. Sabri ÇEVİK, 182 s., Haziran 2006
İlköğretim okulları, öğrencilerin; fen bilimleriyle tanıştığı, araştırma alışkanlığı kazandığı ve günlük yaşantısında karşılaştığı olaylar bilinçli bir şekilde yorumlamaya başladığı ilk basamaktır. Bundan dolayı ilköğretim fen bilgisi müfredatı içerisinde verilen kimya öğretiminin nitelikli olması ve anlaşılabilirliği ayrıcalık teşkil etmektedir. Beş aşamalı (Öğretmen Zümreleri, Ön Anket Aşaması, Seminer Aşaması, Tarama Konferansı Aşaması ve Anket Aşaması) olarak yapılan bu çalışmada amaç; Kasım 2000 tarih ve 2518 STD (Sayılı Tebliğler Dergisi) ile uygulamaya konan fen bilgisi müfredatındaki kimya konularının anlaşılmasında Afyonkarahisar İli ilköğretim okullarındaki öğrenci ve öğretmenler açısından karşılaşılan güçlükleri tespit etmek ve çözüm yolları sunmaktır. 2005-2006 öğretim yılında Türkiye genelinde öncelikle 4. ve 5. sınıflarda uygulanmaya başlanan yeni fen bilgisi müfredatını çalışmanın kapsam dışındadır. Fen bilgisi öğretimindeki mevcut durumu tespit etmek için öğretmen durum ve öğrenci durum anketleri uygulanırken, ideal bir fen bilgisi öğretiminin nasıl olması gerektiğini öğrenci açısından değerlendirmek için de öğrenci ideal anketi uygulanmıştır. Öğretmen durum anketi 51 okulda 697 öğretmene, öğrenci durum anketi 43 okulda 1131 öğrenciye, öğrenci ideal anketi 32 okulda 757 öğrenciye uygulanmıştır. Elde edilen veriler bilgisayar ortamına aktarılmış istatistiksel yöntemler kullanılarak değerlendirmeler yapılıp, yorumlanmaya çalışılmıştır. Bu çalışmada Kasım 2000 itibarıyla yürürlüğe giren fen bilgisi müfredatının, öğretmen ve öğrenci gereksinimlerine yeteri kadar cevap veremediği, haftalık fen bilgisi ders saatinin yeterli olmadığı, laboratuvar çalışmalarının gerektiği şekilde yapılamadığı, ders kitaplarının yeterli kaynak niteliği taşımadığı, vb. sorunlar tespit edilmiş, çözüm yolları sunulmuştur.
ABSTRACT

Primary Education is the first step that the students acquanted with Science of Art, acquired the research skills and tried to consciously interpret the events in their daily lives. Therefore, a qualified chemistry education given within the curriculum of science in the elementary school and its intelligibility has been privileged. The objective of this study performed at five stages as a Teacher Meetings, Preliminary Questionnaire, Seminar, Survey Lecture and Questionnaire is to determine the difficulties from being understood of chemistry subjects in curriculum of science effectuated by STD numbered 2518 at November 2000 by teachers and students in elementary schools at Afyonkarahisar and to suggest their solutions. However, a new curriculum of science applied initially for 4th and 5th classes in Turkey at 2005–2006 teaching years is out of this study. To determine currently status of science education, the questionnaires of “Student Status” and “Teacher Status” were applied to teachers and students. In addition, an “Ideal Student” questionnaire was performed to evaluate an ideal science education from the standpoint of students. The questionnaires of “Teacher Status”, “Student Status” and “Ideal Student” were applied to 697 teachers in 51 schools,1131 students in 43 schools and 757 students in 32 schools, respectively. The data obtained in this study was transfered to the computer program and evaluated by using some statistical methods. Our results showed that the curriculum of science effectuated by November 2000 is not sufficiently satisfied the requirements of teachers and students, total course credit of science education in a week is not enough, laboratory workings can not be essentially performed, the textbooks used in the science education are not including sufficiently the informations, etc. and we suggested the solutions for these difficulties.

---------------------------------------
AFYONKARAHİSAR JEOTERMAL ISITMA SİSTEMİNDE OLUŞAN KABUKLAŞMA VE KOROZYON PROBLEMLERİNİN TESPİTİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

FORMATION OF DEPOSIT AND CORROSION PROBLEMS DETERMINE AND TO PROPOSES OF SOLUITON IN AFYONKARAHISAR GEOTHERMAL HEATING SYSTEM
EROL Sinem, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Yrd. Doç. Dr. Aysel BÜYÜKSAYİŞ, 94 s., Eylül 2008
Akışkanın kimyasal içeriğine bağlı olarak oluşan kabuklaşma ve korozyon, jeotermal sistemlerin işletilmesinde karşılaşılan önemli sorunlardan biridir. Bu çalışmada jeotermal ısıtma sisteminde oluşan korozyonu ve kabuklaşmayı önlemek için korozyon inhibitörü olarak pentasodyum trifosfat (Na5P3O10), maleik anhidrit (C4H2O3) 1,3-benzendisulfonik asit di sodyum tuzu (C6H4Na2O6S2) bileşikleri çalışılmıştır. Çalışma sıcaklıkları jeotermal akışkanın sıcaklıkları olan 60, 25 ve 85 oC seçilmiştir. İnhibitör derişimleri 10-1, 10-2,10-3 ve 10-4 M olarak seçilmiştir. Deneysel sonuçlara göre inhibitör derişimi azaldıkça % inhibisyon miktarı artmaktadır. Bu da sistemde korozyonun azaldığını göstermektedir. İnhibitör eklendikçe korozyon potansiyelleri daha pozitif değerlere kayması inhibitörlerin anodik inhibitör olarak etkidiğini göstermektedir. Jeotermal suya inhibitör eklenmeden ve eklendikten sonra pH, gerilim, iletkenlik, toplam sertlik ve CaCO3 miktarı, çözünmüş katı madde (TDS), tuzluluk (salt) analizleri yapılmıştır. Bu analizlere göre pH değerinin 7’den yüksek olması korozyon yapıcı agresif iyonların azaldığını, gerilim değerleri inhibitör derişimi arttıkça daha pozitif potansiyellere kayması inhibitörlerin anodik inhibitör olarak etkidiğini, iletkenlik değerlerinin de inhibitör derişimi azaldıkça azalması korozyonun yavaşladığını göstermektedir. Jeotermal akışkanın pH, TDS ve M alkalite değerlerinden Ryznar kararlılık indeksi ve Langelier doymuşluk indeksleri hesaplanmıştır. İndeks değerleri jeotermal akışkanın korozif ve kabuk yapıcı özellikte olduğunu göstermiştir. SEM-EDX ve metal mikroskobu görüntüleri inhibitörlerin yüzeyde bir film oluşturarak korozyon ve kabuklaşmayı engellediğini göstermektedir. IC ve ICP-OES analizleri jeotermal akışkanın Na-Cl-HCO3 yapısında olduğunu göstermektedir.
ABSTRACT

The formation of deposit and corrosion, which was formed depending on the chemical composition of the geothermal fluid, is one of the most serious problems at the geothermal systems. In this study, maleic anhidrit (C4H2O3) 1,3-benzendisulfonic acid di sodium salt (C6H4Na2O6S2), pentasodium triphosphat (Na5P3O10) were carried out as corrosion inhibitor in order to prevent corrosion and scale of Afyonkarahisar’s Geothermal Heating System. 60oC, 25oC and 85oC, which were the temperatures of geothermal fluid, were choiced as studying temperatures. The inhibitor concentrations were choiced as 10-1, 10-2,10-3 and 10-4 M. According to experimental results as inhibitor concentration decreases, % inhibition increases. This show that corrosion decreases in system. The fact that corrosion potential shifts to more positive potential as a result of addition of inhibitor shows that these inhibitors effected as anodic inhibitor. The level of pH, potential, conductivity, total hardness and CaCO3, dissolved solid substance (TDS) and salt were analyzed before the adding inhibitor into geothermal fluid and after the addition of inhibitor into it. According to these analyses, increasing pH level more than 7 indicates that constructive aggressive ions (H+ ) decrease. And also it shows that as the shifting of potential values to more positive potentials as a result of inhibitor concretion, inhibitors effected as anodic inhibitor. Furthermore the decreasing of conductivity values as a result of the decreasing of inhibitor concretion shows that corrosion slows down. Water samples that are taken off Afyonkarahisar Geothermal Heating System are measured pH,total dissolved solid matter (TDS), total hardness. Ryznar and Langelier Indexes are calculated as a result of these measurements. The values of index show that geothermal fluid is corrosive and scale properties. The results of XRD analysis shows that there has been the deposit of CaCO3 in geothermal heating system. Images of SEM-EDX and metal microscopy were showed that inhibitors prevented corrosion and scale formation are forming a film on surface.

---------------------------------------

AFYOKARAHİSAR YÖRESİNDEKİ SAPONİN İÇERİĞİ YÜKSEK BİTKİLERİN RADYASYONA KARŞI ANTİOKSİDAN ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ

DETERMINATION OF ANTIOXIDANT PROPERTIES OF PLANT CONTANING SAPONINE IN AFYONKARAHISAR REGION AGAINST TO RADIATION
BATTAL Ekrem, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Yrd. Doç. Dr. Hüseyin ENGİNAR, 68 s., Eylül 2008
Saponaria offıcinalis) ekstreleriyle beslenen ratlardaki X-radyasyonunun (XR) neden olduğu oksidatif strese karşı glutatyon seviyeleri ve lipit peroksidasyonu üzerine etkisi araştırılmıştır. Bu çalışmada 100 adet Albino Wistar rat 10 gruba ayrıldı. Bu gruplarda iki adet kontrol grubu iki adet XR grubu bir adet 100 mg/kg ekstre grubu iki adet 100 mg/kg ektre + XR grubu bir adet 200 mg/kg ekstre grubu iki adet 200 mg/kg ekstre + XR grubu mevcuttur. Çalışma sonunda kandaki malondialdehit (MDA), glutatyon (GSH), askorbik asit (AA), retinol ve β-karoten, antioksidan aktivite(AOA) ve üre-azot konsantrasyonları ölçülmüştür. Bu çalışma sonucunda retinol haric tüm tümgruplarda istatistiksel olarak bir anlamlılık bulunmuştur. Radyasyon verilen gruplarda GSH (p <0.01) değeri kontrol gruplarına göre radyasyonla anlamlı bir şekilde azalmış olmasına rağmen sabunotu ekstresi ile beslenen gruplarda ise bu değer artmıştır. Yalnız radyasyon verilen grupta MDA değeri kontrol grubuna göre artış gösterirken zamanla bu değerin düştüğü görülmüştür. S verilen turn gruplarda ise MDA değerlerinin kontrol gruplarının değerlerine yakın çıkmasına karşın radyasyon verilen ve sabunotu ekstresi ile beslenen gruplarda bu değerin düştüğü bulunmuştur. Gerek sabunotu ekstresi ile beslenen gruplarda gerekse kontrol gruplannada radyasyon verilen gruplara göre vitamin-C konsantrasyonu düşmüş ve bu düşüş 21 gün boyunca devam etmiştir. Radyasyon verilen turn gruplar sabunotu ekstresi ile beslenilen gruplar ve kontrol grubu ile karşılaştırıldıklarında radyasyon gruplannda AOA ve β-karoten değerlerinde anlamh bir azalma gözlenmiştir. Radyasyon ve sabunotu ekstresi verilen grupların iire-azot konsatrasyonu kontrol grubuyla karşılaştırıldığında bu değerlerin anlamlı bir şekilde artığı bulunmuştur. Bulunan sonuçlara göre, sabunotu ekstresi antioksidan sistemi güçlendirdiği, radyasyona maruz kalan ratlarda serbest radikallerin neden olduğu lipit peroksidasyonu düşürdüğü görülmüştür.
ABSTRACT

Protective effect of saponin containing extract from Saponaria officinalis against X-radiation (XR)-induced oxidative stress in rat were evaluated for in lipid peroxidation (LPO) product and levels of glutathione. 100 Albino Wistar rats were divided ten group containin ten rats in each group. These groups are containing two control, two X-radiation (XR), one 100 mg/kg Saponaria officinalis extract (SE), two 100 mg/kg + XR, one 200 mg/kg SE and two 200 mg/kg SE + XR groups. We assayed the effects of XR and XR+administration of SE (100 mg/kg, 200 mg/kg) on serum malondialdehyde (MDA), glutathione (GSH), reduced ascorbic acid (AA), retinol β-caratone antioxidant activity (AOA) and urea-nitrogen concentrations in rats. All experimental parameters were found meaningful statistically except retinol concentration. When control groups compared with XR and SE giving groups, the plasma GSH (p <0.01) value significantly decreased in XR group but its value increased in extract groups. Only giving XR groups, the plasma MDA (p <0.01) value significantly increased with respect to control group but this concentration decreased timely. MDA values in all SE groups were found approximately to control group but this concentration were decreased in XR+ SE-treated groups. Vitamin-C concentration was decreased in SE group or control group compared with XR group and these falling values continued 21 days after giving radiation. When all radiation treated group compared with control and only SE treated groups, AOA (p <0.03) and β-caroten values(p <0.013) significantly decreased in radiation treated group. Urea-nitrogen concentratins(p <0.001) were increased importantly in XR and SE treated group compared with control groups. The results showed that all extract have enhanced the antioxidant status and have decreased the incidence of free radical-induced lipid peroxidation in blood sample of rats exposed XR.

---------------------------------------


Yüklə 0,53 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin