Alâ yedey adl



Yüklə 1,81 Mb.
səhifə48/65
tarix11.09.2018
ölçüsü1,81 Mb.
#80455
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   ...   65

ALİ KÂİNİ

(ö. 914/1508) Sultan Ali adıyla tanınan İranlı meşhur nesta'Iik hattatı.

Hayatı, ailesi ve yetişmesi hakkında fazla bilgi yoktur. Sultan Ali Meşhedfnin çağdaşıdır. Kâin'de doğdu; nesta'Iik ya­zıyı Herat'ta usta bir hattat olan Azher-i Tebrîzi’den öğrendi. Hayatını yazı yaza­rak kazanmaya başladı. Önce Tebriz'de Akkoyunlu Hükümdarı Sultan Yâkub'un (1478-1490) saray hattatı oldu ve bu se­beple Yâkubî unvanını aldı. O devre ait yazılarında imza olarak bunu kullandı. Sultan Yâkub'un ölümünden sonra, yeğeni Rüstem'in saltanat sırasında (1492-1497) onun yanında da hattatlığa devam etti. Bu döneme ait eserlerinde ise Rüstemî nisbesini kullandı. Mehdî Beyânı, hattatın bu sırada hacca gittiğini, dö­nüşte Herat'a giderek sarayı bilgin ve sanatkârların toplandığı bir merkez ha­linde olan Sultan Hüseyin Baykara'nın (1470-1506) hizmetine girdiğini bildir­mektedir. Çocuklarına yazı dersi verdiği Hüseyin Baykara'ya bağlı olduğunu be­lirtmek için bu devrede Sultânı imzasını kullandığı görülmektedir. Bu sırada ta­nıştığı Ali Şîr Nevâî ile Abdurrahmân-ı Câmfnin bazı eserlerini de istinsah et­miştir. Hüseyin Baykara adına istinsah ettiği Nevâfnin Garâibü's-sıgar adlı di­vanı İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'nde 811, Câmî’nin divanı ise Tah-ran'da Kütüphâne-i Saltanatrdedir. Ölüm yeri kesin olarak bilinmeyen Ali Kâinrnin. hayatının son yıllarını Herat'ta geçirdiği söylenebilir. Ali Şîr Nevâi’nin bildirdiği­ne göre 914'te (1508) vefat etmiştir.

İran'da daha çok Sultan Ali adıyla ta­nınan Kâinî, nesta'likte tamamen hoca­sı Azher-i Tebrizî yolunda yürümüş ve bu yazı nevinin gelişmesinde Önemli rol oynamıştır. Kaynaklara göre derviş ta­biatlı ve iyi ahlâklı bir kimse olan hattat ayrıca şiirle de meşgul olmuştur.

Eserleri, istinsah ettiği çeşitli kitap­larla kıtalardan ibaret olup Tahran. Upsala. Leningrad ve İstanbul kütüphanelerinde bulunmaktadır. Çeşitli eserlerin­de şu imzalan kullanmıştır: Sultan Ali el-Kâinî. Sultan Ali el-Ya'kübî. Sultan Ali er-Rüstemî. 812

Bibliyografya



1) Müstakimzâde, Tuhfe, s. 691;

2) Beyânî. Hoşnüvisân. I, 236, 241;

3) Habibullah Pezâilî. Atlas-ı Hat, İsfahan 1391 hş, s. 461, 462;

4) P. P. Soucek. “Ali Oâ'eni, Elr., 1, 870. 813

ALİ el KÂRİ

Ebü'l-Hasen Nûrüddîn Alî b. Sultân Muhammed el-Kârî el-Herevî (ö. 1014/1605) Tanınmış Hanefî fakihi, muhaddis, müfessir ve kıraat âlimi.

Heratta doğdu. İlk tahsilini burada yaptıktan sonra Mekke'ye gitti ve oraya yerleşti. Mekke'de Ali el-Müttaki el-Hindî. İbn Hacer el-Heysemî ve Allâme Kutbüddin el-Mekkî gibi âlimlerden ders al­dı. Başta fıkıh ve hadis olmak üzere kı­raat, tefsir, akaid ve kelâm, tasavvuf, tarih, dil ve edebiyat alanlarında devri­nin önde gelen âlimleri arasında yer al­dı. Kıraat ilmine olan vukufundan dolayı el-Kârî veya genel olarak Molla Ali el-Kârî diye anılır. Resmî hiçbir görev ka­bul etmedi. Sülüs ve nesih yazıda mahir idi. Geçimini, kenarına tefsir ve kıraat-la ilgili açıklamalar koyduğu mushaflar yazmakla sağlardı.

Zamanındaki bid'at ve hurafelere ce­saretle karşı koyan Ali el-Kârî, bazı ko­nularda İmam Mâlik ve Şâfiîye itirazda bulunması, Haneffler'i tenkit eden Şafiî fukahasına ağır bir dille cevap vermesi ve Muhyiddin İbnü'l-Arabrnin vahdet-i vücûd felsefesine şiddetle karşı çıka­rak onu tekfir etmesi gibi sebeplerle bazı çevrelerin antipatisini kazanmıştır. Hanefî mezhebine son derece bağlıydı. Tasavvufa olan ilgisi yanında İbn Teymiyye ve İbn Kayyini’in ilmî kudretleri­ni takdir etmiş ve onları savunmuştur. Özellikle mevzu hadislerle ilgili çalışmalarıyla da tanınan Ali el-Kârî, itikadî konularda Selefiyye'nin görüşlerini be­nimsemiş, bu sebeple kelâm ve tasav­vuf konularındaki aşırı temayüllere kar­şı çıkmıştır. Muhalifi birçok âlim ve mu­tasavvıfın onun eserlerinin okunmaması yolundaki menfi tavır ve telkinleri, ken­di sahalarında değerli olan bu eserlerin elden ele dolaşıp okunmasına engel ola­mamıştır. Şevkânî. bazı konularda bü­yük imamlara itirazda bulunmaktan çekinmemesini bir müctehidde bulunması gereken tavır olarak değerlendirirken Abdülhay el-Leknevî ile diğer bazı âlim­ler 814 onu 1000. yılın başlarındaki müceddid'lerden saymışlardır. Kendisi de “Tahdîs-i nimet” kabilinden bunu bizzat dile ge­tirmiştir. 815



Eserleri

Ali el-Kârî, İslâmî ilimlerin her dalındaı 180'e yakın eser vermiş ve bun­ların hemen hepsinin yazma nüshaları günümüze kadar gelmiştir. 816 Basılmış eserleri şunlardır: 817


Hadis



1) Mirkâtü'l-mefâtîh'. Hatîb et-Tebrîzrnin Begavrye ait Meşâbîhu's-sün-ne'yi tamamlayarak yazdığı Mişkâtü'l-Meşâbîh adlı eserinin en önemli şer­hi olup Kahire (1309, I-V) ve Mültan'da (1392/1972) basılmıştır.

2) el-Esrârü'l-merfû'a fi'l-ahbâri'l-mevzûca 818 el-Mevdedi 819 ve Mevzu cötü Aliyyi'l-Kârî 820 adlarıyla da basılan eseri Mu­hammed es-Sabbâğ tahkik ederek neşretmiştir. 821 Kitap ay­rıca Mevlânâ Fazlülhak Dilâverî tarafın­dan Hintçe'ye 822, Ahmet Serdaroğlu tarafından da yer yer bazı kısalt­malar yapılarak Türkçe'ye tercüme edil­miştir. 823

3) el-Maşnûc fî ma'rifeti'l-hadîşi'l-mevzû 824 Lahor'da basılan eser (1302, 1315) daha sonra Abdülfettâh Ebû Gudde tarafından tahkik edilerek neşre­dilmiştir. 825 Ali el-Kârî, mevzu ha­dislere dair bu iki eserinde mevzu oldu­ğu konusunda ittifak bulunan hadisleri toplamış ve alfabetik olarak düzenle­miştir. 417 mevzu hadisin yer aldığı el-Mevzûqıfü'ş-şuğrd'da hadisler hakkın­da çok kısa bir değerlendirmede bulu­nurken 625 hadisi ihtiva eden diğer ese­rinde ise âlimlerin görüşlerini daha ge­niş şekilde zikretmekte ve tamamlayı­cı bilgiler vermektedir. Bu hadislerden 402'si her iki eserde de bulunmaktadır. el-Mevzû câtü'l-kübrâ'daki hadislerden on beşi, diğer eserdekilerden de yedi tanesi hasen veya zayıf hadis olup mev­zu değildir. 826

4) el-Ehâdîşü'1-kudsiyye ve'l-kelimâtü'i-ünsiyye. Aksekili Köse Mehmed Efendi tarafından haşiyelerle bir­likte 1312 yılında yapılan neşri yanında, 1316 (İstanbul) ve 1927 827 yıllarında da basıl­mıştır. Hasan Hüsnü Erdem eseri Türk­çe'ye tercüme etmiştir. 828

5) el-Mübînü'l-mu'în fehmi'l-Erbacîn. Nevevinin el-Erbacîn adlı eserinin şerhidir. 829

6) Şerhu'ş-Şifâ Kâdî lyâz'ın eş-Şifâ adlı eserinin önemli şerhlerinden biridir. 830

7) Senedü'1-enâm şerhu Müsnedi'l-İmâm. Ebû Hanîfe'nin Müsned'inin şerhi olup Lahor (1300, 1312), Delhi (1313) ve Beyrut'ta (1405/1985) basılmıştır.



8) Cem’u’l-ve-sa'il fî şerhi'ş-Şemâ’il. Tirmizi’nin eş-Şemâ'ilü'l-Muhammediyye adlı eseri­nin en önemli şerhi olup İstanbul (1290) ve Kahire'de 831 neşredilmiştir.

9) Şerhu Şerhi Nuhbeti'l-fiker. İbn Hacer'in hadis usulüne dair yazdığı önemli eseri Nuhbetü'l-fiker'e yine kendisi ta­rafından yapılan şerhin hâşiyesidir. 832

10) el-Birre fi hubbi'l-hirre. Bu küçük risale G. Rex Smith tarafından edisyon kritiği yapıla­rak neşredilmiştir. 833

Fıkıh



1) Fethu bâbi'l-'inaye. Sadrüş-şerîa'nın en-Nukâye adlı eserinin önem­li şerhlerinden biri olup birkaç defa basılmıştır. 834

2) el-Meslekül-mütekassıt bi'l-menseki'l-mütevassıt. Sindînin Lübâ-bü'1-menâsik adlı eserinin şerhidir. 835

3) Fethu'r-rahmân bi-fezi’ili şa'bân 836

4) Şerh ala nebze fî ziyâreti'I-Muştafâ 837

5) el-Hizbü'l-a’zam ve’l-virdü’l- efham. Âyetlerde ve sahih hadislerde bulunan duaları bir araya getiren ve bazı şerh­leri yapılan bu eser, Haremeyn-i şerîfeyn Osmanlılar'ın elindeyken Mekke kadısı tarafından Arafat'ta hutbe yerine oku­nurdu. Çeşitli baskıları yapılmıştır. 838

6) el-Hırzü'ş-şemîn. İbnü'l-Cezeri’nin dua ve zikrin fazileti, hadislerde geçen dua ve zikirlere dair olan eseri el-Hışnü'l-haşîn’ın şerhi olup birkaç defa ba­sılmıştır. 839

7) er-Râ'id fî mesa'i-li'l-tefû'id 840

8) Risale fî tezyîni'l-'ibare li-tahsîni'l-işâre 841

9) Tezyînuh ibâde fî ref'i's-sebbâbe. Lutfullah el-Keydâniye ait Risâle-i Hulâşa-i Keydânî'nin kenarında basılmıştır. 842

Akaid ve Kelâm



1) Minehu'r ravzi'l-ezher fî şerhi'l-Fıkhi'l-ekber. Ebû Hanî­fe'nin el-Fikhü'l-ekber adlı eserinin şer­hidir. 843 Bu eser Yunus Vehbi Yavuz tarafından Türkçe'ye tercüme edilmiş­tir. 844

2) Dav'ü'l-me'ûlî şerhu Bed'i'l-emâlî. Birkaç defa basılmıştır. 845

3) Şerhu 'Ayni'l-'ilm ve zeyni'1-hilm 846

4) el-Meşrebü'l-verdî fî hakikati mezhebiyi-Niehdi 847

Kıraat

el-Minehu'fyfikriyye bişerhi'l-Mukaddimeti'l-Cezeriyye. Kenarında Zekeriyyâ el-Ensârfnin ed-Dekâ’iku'l-muhkeme fî şerhi'l-Mukaddime adlı eseriyle Kahire (1302) ve Kazan'da (1887), Taşköprizâde'nin bir şerhiyle Mekke'de (1303) ve Cezeri’nin oğluna ait bir şerh­le birlikte tekrar Kahire'de basılmıştır (1308). 848


Biyografi



1) Menâkıbü'l-İmâmi'l-A'zâm 849

2) Nüzhetü'l-hâpri'l-fâtir fî tercemeti Seyyidî eş-Şerîf Abdilkadir. 850

3) el-Ma'dinu'l-'adenî ü fezâ'ili Üveysi'I-Karanı 851

Bunlardan başka el-Esmârü'l-ceniyye fî esmâ'i'l-Hanefiyye; Şerhu'I-Muvatta; Envârü'l-Kur’ân ve esrârü'l-inikan; Şerhu Akâ’idi'n-Nesefî; Ferâ'idü'I-kalâ'id ala ehâdîşi Şerhi'I-Aka’id; Şerhu'ş-Şâtıbiyye gibi önem­li yazma eserlerini de zikretmek gerekir. 852



Bibliyografya



1) Ali el-Kârî, el-Maşnûc 853, Kahire 1404/1984;

2) a.mlf., et-Esrârul-merfû'a fi'l-ahbâri'i-meuzû'a 854, Beyrut 1391/1971;

3) a.mlf., Fethu bâbiV'inaye 855 Haleb 1387/1967;

4) a.mlf.. Kırk Kudsî Hadîs trc. H. Hüsnü Erdemi, Ankara 1985, s. 44, 47;

5) Muhibbi, Hulâşatü'i-eşer, Kahire 1284, III, 185, 196;

6) Müstakimzâde. Tuhfe, s. 324;

7) Şevkânî. el-Bedrü't-tâti, I, 445;

8) İbn Âbidîn. Mecmû'atü'r-resa'il, s. 346;

9) Sıddık Hasan Han, et-Tâcü'l-mükeltel, Beyrut 1404/1983, s. 398;

10) Leknevî. el-Feoâ'idü'l-behiyye, s. 8;

11) Serkîs. Mu'cem, II, 1791, 1794;

12) Brockelmann, GAL, I, 177, 441, 449, 455, 549; II. 259, 517, 523;

13) Suppl, 1, 298, 524, 648, 683, 726, 749, 764; II, 277, 539, 543;

14) Ziriklî. et-A'lâm, V, 166;

15) Kehhâle. Mu'cemü'l-mü'ellifîn, VIII, 100;

16) ö. Nasuhi Bilmen. Büyük Tefsir Tarihi, İstanbul 1973, 74, II, 681, 683;

17) Ab­dullah Mirdâd Ebû'l-Hayr, el-Muhtasar min Ki­tabi Neşri'n-neur ve'z-zeher fî terâcimi efâziti Mekke mine'l-karni'l-'âşir ile'l-karni'r-râbi' 'aşer 856 Cidde 1406/1986, s. 365, 369;

18) Halil İbrahim Kutlay, et-İmâm 'Ali el-Kârî ve eşeruhû fî itmi't-hadîş, Beyrut 1408/1987;

19) G. Rex Smith. “Al-Birrah fi hubb al-hirraha 10th/16th century Arabic text on pussy cats”, Arabian and Isiamic Studies, London 1983, s. 134, 145;

20) Önder Akıncı Süleyman Uludağ, “Ali Kân”, İBA, I, 180. 857


Yüklə 1,81 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   ...   65




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin