Alevi İslam iLMİhali


İMÂM HZ. HASAN’IN @ HAYÂTI



Yüklə 1,97 Mb.
səhifə15/87
tarix21.08.2018
ölçüsü1,97 Mb.
#73751
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   87

2. İMÂM HZ. HASAN’IN @ HAYÂTI

İmâm Hasan (a), Medîne’de dünyâya geldi. Babası, Hz. Ali @, annesi Hz. Fâtıma @’dır. İmâm Hasan, Hz. Resûlullâh @ gibi bir dede ile, Fâtıma ve Ali gibi bir anne ve babanın eli altında, onların terbiyeleri ile yetişti. O, Peygamber efendimizin, haklarında; “...cennetlik gençlerin efendileridir...” buyurduğu iki kardeşten birisidir.”

O’nun mübârek isimleri, bizzat Hz. Resûlullâh tarafından kendilerine verilmiş olup, peygamberimizin @, zât-ı şerîflerine en ufak bir acı-zarar bile gelmesine, tahammül gösteremediği biricik torunlarından idi.

İmâm Hasan @, babaları Şâh-ı Velâyet’in şehâdetleri esnâsında vasiyet üzerine ümmetin İmâmı olmuş, kudsî halleri ve rabbânî kemâlâtı ile ümmeti zâhiren ve bâtınen hakka ulaştırma yolunda cehd etmiştir. Kendisi gayet halîm, selîm, Resûlullâh’ın (s.a.a.) ve Velîler başbuğunun (a.s.) vasıflarını câmi, İmâm-ı Ali’nin bir çok sırlarına mahrem bir zât olup, peygamberimizin göz bebeği idi.

İmâmın, zâhirî hilâfet makâmına geçmesinden sonra uzun bir süre dolmadan Muâviye, İmâma baş kaldırarak önceki hîle ve desîselerine devam etti. İmâmın (a) taraftarlarının vefâsızlığı, Emevî soyunun Müslüman’larca henüz tam olarak tanınamaması, bir çok menfaat şebekelerinin de Muâviye’nin safında yer almış olmaları, ortam ve Müslüman’ların maslahatının, savaşa müsâit olmamasından dolayı, İmâm (a), belli şartlar dâhilinde O’nunla barış antlaşması imzaladı, Müslüman’ların ve İslâm’ın faydasına olması amacıyla zâhirî hilâfetten ferâğat etti.

Fakat, Muâviye, yaptığı antlaşmanın hiç bir şartına riâyet etmedi. Ve Resûlullâh’ın @; münâfıkların alâmeti ile ilgili buyurmuş oldukları üç bâriz özelliği bütün çıplaklığıyla hal ve uygulamalarında tecellî ettirmiş oldu; “Söz verdi sözünde durmadı. Ehl-i Beyt emânetine ihânet etti. Yalanlarında sınır tanımadı.” (Kur’ân’da bahsedilen, münâfıklarla ilgili özelliklerle de Muâviye’nin yaşamının ne boyutta örtüştüğü her aklı başındaki müminin malûmudur.) Zamanla Ümeyye oğullarının içyüzü yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Sonunda, Muâviye, Hz. Hasan’ın (a) varlığına bile tahammül edemeyerek İmâm’ı zehirlettirerek şehît etti.75[75]

Selâm sana, annene, babana, kardeşin Hüseyin’e ve Ceddin Resûlullâh’a, Ey Peygamberin torunu!

Selâm sana ve senden yana olan Şîalarına, Ey İmâm!



İmâm Hasan @ buyurdu; “Kardeşlik, sıkıntı ve darlıkta vefâlı olmaktır.”76[76]

.......


.......
İmâm Ali babaları,

Muhammed’dir dedeleri,

Arşın çifte küpeleri,

Hasan ile Hüseyin’dir.
Yunus der ki dünya fâni,

Bizden evvel gelen hani,

Sekiz cennetin sultanı,

Hasan ile Hüseyin’dir@..77[77]



Alevîlik, İslâm yoluna baş koymaktır.

3. İMÂM HZ. HÜSEYİN’İN @ HAYÂTI

Hz. Hüseyin Medîne-i Münevvere’de dünyâyı şereflendirdi. Resûlullâh (a) tarafından ism-i şerîfleri verilen Hüseyin’in @, babası, İmâm Ali @, annesi ise, Fâtıma Betûl (s)’dür.

Fahr-i Kâinât (a.s.), Hazreti Hüseyin efendimize bizzat ilgi gösteriyordu. Kardeşi Hasan ile birlikte Resûlullâh’ın özel ilgi ve iltifâtına mazhâr olan şehitler efendisine gösterilen bu yakınlık, alelâde, dedenin toruna gösterdiği bir ilgi olmaktan öte, Resûlullâh’ın, Hüseyin’in şahsında İslâm’a, İslâm uğrunda Şehît olmaya, Ehl-i Beyt soyuna ve o soyun, tertemiz kılınmış İmâmlarına verdiği değeri ifâde ediyordu.

O yüce insan, kardeşi İmâm Hasan’ın vefâtı ile vasiyet üzere, ümmetin İmâmetine atanmış, Kerbelâ’da hunharca şehîd edilinceye kadar bu görevi hakkıyla îfâ etmiştir.

O; İslâm nedir?, küfür-şirk ne?, Müslüman kimdir?, kâfir kim?, takvâ nedir?, fücur ne?, hidâyet İmâmı kimdir?, dalâlet İmâmı kim?, İslâm’ın âdil düzeni nedir?, İslâm maskesi takılmış zulüm düzeni ne?, Allâh yolunda olmak nedir?, şeytân yolunda olmak ne?, Nebevî sünnet nedir?, Emevî sünnet ne? Hakk’a kul olmak nedir?, bâtıla satılmak ne?, Şeref nedir?, şerefsizlik ne?, İzzet nedir?, zillet ne?, Allâh’a ibâdet ve itaat nedir?, devlete, sultâna ibâdet ve itaat ne...??? bilinmediği, her şeyin birbirine karıştırıldığı bir dünyâda; hakkı bâtıldan ayıran bir Fâruk, doğruyu insanlara öğreten bir Muallim, zulüm bulutlarını dağıtan bir Güneş idi. O; zamanının, baltası ile putları kıran bir İbrâhîm’i, asâsı ile denizler yaran Mûsâ’sı, nefesiyle hayat veren Îsâ’sı, nûru ile kâinâtı tenvîr eden ceddi Muhammed’i (a) gibi idi.

Hüseyin (a), Müslüman’ların başına halîfe(!) sıfatıyla zulüm ve belâ getiren Muâviye’nin oğlu Yezit’e (l.a.) şanlı kıyâmıyla karşı koymuş ve Kerbelâ’da zâlimlerin eliyle, yetmişiki yârânıyla birlikte, geride Zeynep’ler, Zeynelâbidin’ler bırakarak şehâdete ulaşmış ve sevdiklerine kavuşmuştur. Kerbelâ’nın acı ve ibretli sahnesini günümüze taşıyan ve Asiye’lerin, Meryem’lerin, Hatîce’lerin, Sümeyye’lerin, ve Fâtıma’ların zalimlerce susturulamayacağını, yaşayışı ve haykırışlarıyla ortaya koyan İslâm’ın onurlu örnek kadınlarından Zeyneb’in (a) hayâtı ise, bir destan olup, Kerbelâ’nın ak yüzlerinden birini göstermekte, Zeynep, tüm çağların Müslüman kadınlarına “Üsve-i Hasene” olmaktadır.

İmâm Hüseyin ve dostlarının (r.a.) şehâdet şerbeti içtikleri acı ve hüzün dolu gün olan, 10 Muharrem Âşûrâ günü, İmâm’ın şehâdeti münâsebetiyle yüzlerce yıldır dünyânın dört bir yanında anılmakta, o günde Şehîdler Serveri’nin ve ashâbının ® muazzez ruhlarına Kur’ân okunmakta, duâlar edilmekte, gözler ve gönüller onun aşkı ile yanıp tutuşmakta ve ıslanmakta, sîneler dövülmekte, O’nun mücâdelesi ve tavizsiz yolu sürdürülmekte, tarihteki Yezîd’i (l.a.) tanıyan ve çağdaş Yezitlere karşı Muhammedî İslâm’ı savunan, yaşayan ve yaşatmaya çalışan bilinçli şahsiyetler oluşturulmaya çalışılmaktadır.78[78]

Selâm sana, Ey Tûr-u Sînâ’sı Kerbelâ olan Hüseyin!

Selâm sana, Ey Resûlullâh’ın göz bebeği!

Selâm sana, Ey zamânın zübde-i âlemi!

Selâm sana, Ey aşk ikliminin güneşi!

Selâm sana, Ey Şehâdet âsâsı ile Tâğût Yezîd’in sihirlerini boşa çıkaran, zamânın Mûsâ’sı Hüseyin!

Selâm sana, Ey Zeyneb-i Kübrâ!

Selam, sana, ashâbına, yâranına, etbâına, evlâdına, ecdâdına Yâ Hüseyin!



Ehl-i Hakk’ın İmâmı Hüseyin @ buyurdu; “Bir kardeşin senden ayrıldığında arkandan söylemesini istemediğin şeyi, sen de onun arkasından söyleme!”79[79]

HÜSEYİN
Âlemlere rahmet ceddin son Nebî,

O’ndan aldık biz, en büyük haberi.

Müjdeler, uyarır bütün beşeri,

O’nun izinden gider mertçe Hüseyin.
Medîne’de dikilen, yükselen bayrak,

Parlayan İslâm’ın nûrudur ancak.

Bedir’de, Uhut’ta açılmış sancak,

Asil ceddin Muhammetçe, Hüseyin.
Mekke, Hayber, Yemen bir bir fetholur.

Mazlumları zâlimlerden kurtulur.

Medîne’de âdil düzen kurulur,

Yoksul için olur bütçe, Hüseyin.
Fitne kanat açar Resul’den sonra,

Dînini yağmalar münâfık zorba.

Müslüman’a iner her alçak darbe,

Fısk işlenir çok hoyratça, Hüseyin.

Zulmün her türlüsü meydanı alır,

Hâinler açıkça suç işler olur.

Hilâfet yezitler eline kalır,

Ayak, baş olmuş nâmertçe, Hüseyin.
Zorbadan korkanlar baş eğmiş, kime?

Melûn sultan Yezit kalkışmış zulme.

Ümmet şaşkın, mahzûn, bezgindir ama,

Dertleriyle dertli dertçe, Hüseyin.
Reddeder, bîat etmez öyle sultana,

Azgın tâğût olup, Hakka çatana.

Görüp, susmak zillet gelmiş de O’na,

Hakkı haykırmıştır, netçe, Hüseyin.
Hem çağır, sonra da katletmeye kalk,

Dînini dünyâya satmış dönek halk.

Aslında kendileri oldular helak,

Terk edilmez ehl-i beytçe, Hüseyin.
Echel zâlimlere kılıç çalarak,

Binlerce vahşiye karşı durarak.

Yetmiş yiğit ile şehît olarak,

Emsalsizdir şehâdetçe, Hüseyin.
Nasıl da kıymışlar, kahpece heyhât!

Katledilmiş ol mutahhar ehl-i beyt.

Müslüman’ım” der, bir de binlerce nâmert,



Allâh dostu, Velâyetçe Hüseyin.
Allâh için, İslâm için can verdi,

Tevhîdi kurtarmak için kan verdi.

Direnişi insanlığa şan verdi,

Kalpleri fethetti, fertçe Hüseyin.
Hak-bâtıl savaşı, işin aslıdır,

O, hak yolda, Muhammed’in neslidir.

En büyük emânet Kur’ân, ehlidir,

İsbat etti bak, yiğitçe Hüseyin.
Tüm tâgûtlar sultasını yürüttü,

Sandı, hakkın köklerini kuruttu.

Allâh Ehl-i Beyt’i böyle arıttı,

Sevilmekte hep ümmetçe, Hüseyin.
Gel kardeşim Hüseyin’i örnek al,

Allâh için cihad meydanına dal.

Tâğûtlara, bel’amlara korku sal,

Hak İmâmdır, İmâmetçe Hüseyin @.80[80]
Her yer Kerbelâ, her gün Âşûrâ,

Mümin olan, başın koyar bu yola.



Yüklə 1,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   87




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin