Alevi İslam iLMİhali



Yüklə 1,97 Mb.
səhifə7/87
tarix21.08.2018
ölçüsü1,97 Mb.
#73751
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   87

SÜNNET



Ehl-i Beyt yoluna göre sünnet; Şerîat’ın temel dayanaklarından ve Müslüman’lar için bağlayıcılığı olan kuvvetli esaslardandır. Kur’ân-ı Kerîm’de yer alıp da herkesin anlayabileceği şekilde açık olmayan hükümler, O Kitâb’ın asıl öğretmenleri olan zâtlar (ki başında peygamberimiz @ gelir) tarafından söz ve pratik ile açıklanmış ve bunlar sünneti oluşturmuşlardır. Nasıl ki Kur’ân’sız bir İslâm düşünülemezse, Sünnetsiz de bir Kur’ân-İslâm elbette düşünülemez. Kur’ân’ın, gerçek ve tartışılmaz muallimleri olan Ehl-i Beyt @ ve Oniki İmâm efendilerimizin @, kendilerinden sâdır oldukları sâbit olmak şartıyla her söz ve davranışları sünnettir ve biz Ehl-i Beyt taraftarı Müslüman’lar için hüccettir ve kabûle şâyandır.

Ehl-i Şîa” da denilen Ehl-i Beyt mektebi mensuplarına, ıstılâh olarak değilse bile kelime anlamı itibâriyle “Ehl-i Sünnet” de denilebilir ve hattâ gerçek Ehl-i Sünnet, Ehl-i Şîa’dır denilse, mübâlağa edilmiş olmaz. Kur’ân ve Sünnet’in önemi ile ilgili olarak;



İmâmet semâsının yıldızlarından İmâm Mûsâ Kâzım @ buyurdular; “...Her şey Allâh’ın Kitâbı’nda ve Nebî’nin sünnetinde mevcuttur.”19[19]

Altıncı hak İmâm Cafer Sâdık @ buyurdular; “Her şey Kur’ân’a ve Sünnet’e döndürülür. Her hangi bir hadîs(!) de Allâh’ın kitâbına uygun değilse, o, uydurma bir sözdür. (hadistir)”20[20]

Ehl-i Beyt İmâmları olan Oniki İmâm’ların söz ve uygulamalarının sünnet kapsamında görülmesinin sebebi de şudur ki;

Yüce Allâh Kur’ân-ı Kerîm’inde; Allâh’a itâat ediniz, Resûle itâat ediniz ve sizden olan Ulu’l-Emre de...” [Nisâ (4): 59] buyurmakla, “Ulul emr”e itâatı da mutlak olarak zikretmektedir. Resûlullâh (s.a.a.) da bu zâtların kimler olduklarını beyân etmiş ve bizlere kendisinden sonra Oniki Emîr’in (Halîfe-İmâm) geleceğini haber vermiştir.21[21] Biz de bu ve benzeri rivâyetlere dayanarak, Oniki İmâm’lara @ uymanın, Resûlullâh’a (s.a.a.) uymak, dolayısıyla, Allâh’a da itâat etmek olduğuna inanmaktayız. Zîrâ Onlar @, Resûlullâh’ın (a.s.)Râşid halîfeleridirler.

İmâm Cafer Sâdık @ buyurdular; “Benim sözüm, babamın sözüdür, babamın sözü, dedemin sözüdür, dedemin sözü, Hüseyin’in @ sözüdür, O’nun sözü, Hasan’ın @ sözüdür, Hasan’ın @ sözü, Emîrü’l müminîn Ali @’ nin sözüdür, Ali’nin (a) sözü, Resûlullâh’ın sözüdür, Resûlullâh’ın hadîsi (sözü) de Allâh’ın kavli (sözü) dür.”22[22]

Demek oluyor ki; bu ışık kaynaktan yayılıyor, bu sızıntı kaynaktan sızıyor, bu nehrin suyu saf olarak kaynaktan coşup akıyor. Nebî’nin (a.s.) vârisleri, Nûr-u Ahmed (a) ile nurlanmış, Lisân-ı Mustafâ (a) ile kelâm ediyorlar. Kendiliğinden, nefsânî ve hevâî söylemiyorlar. Vâris-i Enbiyâ olan Oniki İmâm’larımız (a.s.) Nûr-u Nebî’yi, İlm-i Nebî’yi ilâhî bir inâm ve ikrâm olarak membaından ve müteâkiben birbirlerinden almakla kemâl-i ilim ve ahlâka sâhip oluyorlar. Öyle ki, İmâmlarımızın (a) her birisi, Peygamberimiz (s.a.a.) onların zamanında yaşasa idi, nasıl konuşur, nasıl yapar, nasıl davranır, nasıl bir mücâdele metodu seçer, sorunları nasıl çözer idi ise, onlar da öyle yapıyorlar ve yaptıkları da sünnet hükmüne geçiyor.

Biz Ehl-i Beyt yolu yolcuları, Hz. Peygamber efendimizin (a.s.); “Kim benim adıma yalan konuşursa cehennemdeki yerine hazırlansın.”23[23] hadîs-i şerîfi gereğince O yüce Resûl’e (a.s.) ve O’nun nûrundan feyizlenen Ehl-i Beyt İmâmlarına (a) yalan isnât edilmesine şiddetle karşı olmuşuz ve böylesi hallerden de şânı yüce Allâh’a sığınırız.

Ve yine; O güzeller güzeli Efendimiz’in (a.s.); “Her bidat dalâlettir, her dalâlet de cehenneme götürür.” 24[24]

Ve yine; “Onlar ki ahbâr ve ruhbânı (din adamlarını) Allâh’tan gayrı Rabler edindiler...” [Tevbe (9): 31] âyeti sorulduğunda İmâm Cafer Sâdık’ın @;“Vallâhi onlar, din adamları için ne oruç tuttular, ne de namaz kıldılar. Onlar din adamlarına ibâdet etmediler, din adamlarına ibâdete çağrılmadılar. Ancak, din adamları onlara helâli harâm, harâmı da helâl kıldılar, onlar da din adamlarına bu hükümlerinde tâbî olmak sûretiyle, farkına varmadan, şuursuzca ibâdet etmiş ve onları Allâh’tan gayrı Rabler edinmiş oldular.” 25[25] şeklindeki açıklamasının farkında olarak, bizlere ulaşan rivâyetleri, Kur’ân mihengine vurup, Kur’ân süzgecinden geçirerek rehber ediniriz. Ve kabûl ederiz ki;

Canlar cânı Resûlullâh @;“Ey insanlar! Benden size ulaştırılan hadîsler Kur’ân’a uygun ise onu ben söylemişimdir. Şayet Kur’ân’a aykırı sözler benim ağzımdan nakledilirse, bunu biliniz ki ben Kur’ân’a aykırı söz söylemem.”26[26] buyurmuş,

İmâm Cafer Sâdık @ da;“Bütün rivâyetleri Kur’ân mihengine vurunuz. O’na uygun olanlara sarılınız. Kur’ân’a ters düşenleri ise reddediniz. Zîrâ, ne Resûlullâh (s.a.a.v.) ne de biz Ehl-i Beyt, Kur’ân’a aykırı sözler söylemeyiz.”27[27] buyurmuşlardır.

Ehl-i Beyt mektebinde sünnetin kendisinden alınacağı, hadîs-i şerîf kitaplarından bazıları şunlardır:

1. Usûl ve Furû-u Kâfî: Ebû Cafer Muhammed Kuleynî

2. Men lâ yahduruhu’l Fakîh: Ebû Cafer Sadûk Kummî

3. Tehzîb: Ebû Cafer Muhammed b. Hüseyin Tûsî

4. İstibsâr: Ebû Cafer Muhammed b. Hüseyin Tûsî28[28]

5. Bihâru’l Envâr: Muhammed Bâkır Meclisî

6. Vesâilü’ş Şîa: Allâme Hurru’l Âmûlî

7. Nehcü’l Belâğa (Hz. Ali’nin hutbeleri): Seyyid Radıyy

8. Tuhafu’l Ukûl: Hasan b. Ali Harrânî

9. Sefînetü’l Bihâr: Şeyh Abbas Kummî

10. Müstedrekü’l Vesâil: Şeyh Abbas Nûri ...vb.

Adı geçen kaynaklar ve daha niceleri sünneti anlama ve yaşamada başvurulacak kaynaklar olmakla birlikte, elbette ki Kur’ân-ı Kerîm gibi ilâhî koruma altında olan eserler olmayıp, bazı anlaşılması müşkil olan rivâyetler hadis usûlü ilmi öğrenmek sûretiyle kavranabilir, anlaşılabilir, işin ehlinden sorularak ilgili konularda bilgi edinilebilir.29[29]

Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin de temel hadîs kaynakları olarak kabul ettikleri ve zaman zaman biz Ehl-i Beyt yolu bağlılarınca da başvurulan eserlerden bazıları ise şunlardır:


  1. Sahîh-i Buhârî: Buhârî

  1. Sahîh-i Müslim: Müslim

  1. Sünen-i Tirmizî: Tirmizî

  1. Sünen-i Ebî Dâvûd: Ebû Dâvud

  1. Sünen-i Nesâî: Nesâî

  1. Sünen-i İbni Mâce: İbni Mâce30[30]

  1. Sünen-i Dârimî: Dârimî

  1. Sünen-i Ahmed: Ahmed b. Hanbel

  1. Sünen-i Beyhakî: Beyhakî

  1. 10. Muvatta: Mâlik b. Enes

  2. 11. Müstedrek: Hâkim Nîşâburî

12. Kenzul Ummâl: Muttakî El Hindî ...vb.


Yüklə 1,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   87




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin