AleviLİK & bektaşİLİk araştirmalari derleyen: ramazan koç 80. Yil cumhuriyet anadolu lisesi



Yüklə 1,42 Mb.
səhifə96/120
tarix04.01.2022
ölçüsü1,42 Mb.
#57965
1   ...   92   93   94   95   96   97   98   99   ...   120
Mabîb b. Sinan er-Rûmî (RA) rivayet ediyor ki, Hz.Fâtıma-i Zehra bir gece henüz süt emmekte olan Hz.Hüseyin'in rahatsız olup ağlaması yüzünden bütün gece uykusuz kalmış, nihayet sabah namazı vaktinde Hz.Hüseyin (RA) biraz uyur gibi olunca o da namazı kılmış, başını yastığa koyup dalmıştı. Sabah namazından dönen Peygamber Efendimiz, eskiden olduğu gibi Hz. Fatıma’nın evine uğramış, Fatıma sabah namazına kalkmadı diye: "Yâ Fâtıma, canım benim, ben Muhammed Mustafa'nın kızıyım diyerek, sakın namazını terk etme. Zira beni Hak Peygamber olarak gönderen Cenâb-ı Allah'a yemin ederim ki, beş vakit namazını vaktinde kılmadıkça, (yani beynamaz olarak âhirete gidersen) asla Cennet'e gidemezsin" buyurmuşlardı.

 İsmail Hakkı Bursevi, Ruhü'l-Beyan tefsirinde der ki: "Ailene-Ehl-i Beyt'ine namazı emret, kendin de ona sebatla devam et." (Taha suresi, 132) ayet-' kerimesi nazil olduktan sonra Peygamber Efemdimiz aylarca her gün sabah vakti Hz.Fatıma'nın evine uğrar, "es-salatü, vaktü's-salati" yani "namaz, namaz vakti" diye çağırır ve Hz Fatıma'yı sabah namazına kaldırırdı (et-Tergib ve't-Terhib, c.2, s.3)

 Meşarik'teki bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz, Hz.Fatıma-i Zehraya hitaben "Ey benim kızım Fatıma-i Zehra, canını Cehennem ateşinden kurtarmaya çalış. Zira ben ahirette -farz ve vacipleri terk ve yasak olan şeyleri işlemeniz sebebiyle azaba sürüklenmenizi Allah dilerse- üzerinize gelecek azap ve cezayı def edip uzaklaştırmaya muktedir değilim. Yine de ben dünyada akrabalığı terk edemem. Onlara ikram ve iyilikte bulunurum. Size nispetle ben öyle bir kimseye benzerim ki, evlat ve ailesi üzerine gelecek bir düşmanı gördüğü zaman düşmanın saldırısından aile ve çocuklarını korumak için telaşla "kaçınız" veya "Gizleniniz" diye nasıl bağırıp çağırırsa, ben size ancak bu kadar yapabilirim. Artık ötesi size aittir" buyurmuşlardır.

 Hz.Peygamber'in hısımlık ve akrabalığına dayanarak, ibadette gevşeklik bile göstermek Al-i Beyt'in kendine caiz olmazken, bazılarının Al-i Beyt'e olan muhabbetlerine güvenerek ibadeti terk etmeleri hangi akıl, hangi delille izah edilebilir, düşünülsün.

 Evet , insan evvelâ ve bizzat ibadet ve şükür ile Allah’ı sevecek diğer mahlûkatı ise Allah için sevecektir.Yukarıda belirtildiği gibi, Ehl-i Beyt sevgisi de, ancak Allah için olduğu takdirde makbuldür. Bu muhabbetin, Allah'ı sevmeye, O'na ibadet etmeye perde değil, vesile olması icab eder. Nitekim, Ehl-i Beyt, ibadeti, hayatlarının en büyük gayesi bilmişler ve ömürlerinin her anında, her lâhzasında ubudiyet vazifesini azamî sadakat ve azamî ihlâsla ifa etmişlerdir. Meselâ: Zeyne'l-Âbidin Hazretleri, en büyük fitneler ve siyaset çalkantıları içinde bile, gece ve gündüzde bin rekât namaz kılardı.

 Onların neslinden gelen bütün kutuplar, mücedditler, evliyâ ve asfiyâlar da, aynı yolu takip etmişler, büyük bir gayret ve himmetle ümmet-i Muhammed'i (SAV) bu yola teşvik etmişlerdir.

 O halde,

 Ehl-i Beyti seven her mü'min de, ibadet vazifesini yerine getirmekle, onları örnek almalı, onlara benzemeli ve onlar gibi olmaya gayret etmelidir. Ehl-i Beyt'i hakiki mânâda sevmek de ancak bu yolla tahakkuk edebilir.


Yüklə 1,42 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   92   93   94   95   96   97   98   99   ...   120




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin