Ali nar bey'E : hazirlamiş olduğU «akaid risaleleri» hakkmdaki 3


Kitab-Ut Tevhid Müellifi İmam Maturudi



Yüklə 0,78 Mb.
səhifə18/24
tarix07.01.2019
ölçüsü0,78 Mb.
#90782
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   24

Kitab-Ut Tevhid Müellifi İmam Maturudi :

(Ebu Mansur Muharmned b. Muhammed b, Mahmud)

Türkistanm Semarkand şehri yakınmda Maturid kasabasmda doğ­muştur. Bazı kaynaklarda doğum tarihi (H, 280) bazılarmda (H. 238) olarak kaydedilir. Ailesi hakkmda açık bir bilgi bulunmamaktadır. An­cak bazı kaynaklarda Ebu Eyyub b. Zeyd El-Ensarî soyundan geldiği ve bu yüzdende «EL-ENSARİ» diye anıldığı kaydedilir. Yine Semerkandî olarak yada İmam'ul-Huda, İmam'ul Mütekellimin diye anıldığı da olmuşdur. Bu son unvanları onun Şeriatı ihya ve Ehl-i Sünnet akidesini savunmadaki üstünlüğünü ifade eder.

İmam Maturidi, kendi memleketinde eğitim görmüş, ve ömrüboyu; yazdığı eserlerle, yaptığı münazaralarla ehl-i sünnet akidesini savun­muş, böylece de selef yolunu devamettiren, ehli sünnetin temsilcisi ve imamı olmuştur. Hocasmm, Muhammed bin Mukatîl er-Razi olduğu söylenir. İki kol ile de, üstadlanmn, İmam Muhammed bin Şeybâniye ulaştığı nakledilir. Böylece onun ilim silsilesi, İmam A'zama ulaşmış olur. Zaten kitaplarında da İmam O'zam'm görüşlerini esas aldığı gö­rülmektedir.

Semerkantta (Hicri 333) te vefat ettiği, Taşköprülüzade tarafından kesinlikle kaydedilir. Kitabüttevhid adlı büyük eseri, son zamanlarda, Arapçası İskenderiyede (1967), Türkçesi ise ülkemizde neşredilmiştir. Bu derlememize aldığımız eserleri ise; «Kitab'üt-Tevhîd» ve «RisaleVüh Akaidn admdaki iki özlü ve ihatalı risalesidir.

Büyük İmamm: «Te'vilât-ı Kur'âniye», Kitab'u Beyanı Vehm'il-Mu'tezile-i)... eserleri vardı. Merhum, Adıyla anılan itikad mezhebinin imamıdır. Ehl-Sünneîin öbür kolu da, Eş'ari Mezhebidir... Sonraki Aka-id Uleması bu ikisinden birini takibetmiştir.

Allah onlara rahmet etsin.

Kîtab'ut-Tevhid

Bu kitap on iki fasıldır. (Allahm birliği ve kemal sıfatlarını anlatır.)



Birincı Fasıl :

— Allah, bir olup, bütün sıfatlarıyla kadim'dir. Sıfatları zatının aynı da değildir, gayrı da... Allah'tan başka varlıklarm hepsi sıfat­larıyla birlikte hadistirler (sonradan olmuşlardır). Allah bunları kendi dilemesiyle sonradan halketmiştir ilmiyle de hepsinin keyfiyetini ve miktarmı takdir ve tayin etmiştir.



İkinci Fasıl:

— Allah, başlangıçsız (ezeli) sonsuz (ebedi)", benzersiz ve eşsiz, ortaksız, tek kudrettir. Smırı, sonu olmayan gerçek birliktedir. Allah'tan başkasma mecaz manada «Bir» denebilir. Çünkü bunlar parçalanır ve unsurlarma ayrılabilir...



Üçüncü Fasıl :

Allah ezelde vardı. Ondan başka hiçbir şey yoktu. Ne uzay, ne za­man, ne atmosfer, ne arş, ne sema, ne hava... O ise nasıl idiyse öyledir. Öylece de kalır, O tahavvül etmez (durum değiştirmez). Çünkü durum­ları da değişmeyi de yaratan O'dur. Şüpheye yer olmaksızm o, arşı is­tiva etmiştir. Arşm da semânm da fevkindedir ve öylece devameder. Ni­tekim Hak Teâlâ: «Allah, yasaklarmdan sakmanlarla beraberdir»42, «Allah, takva sahipleriyle beraberdir»43, «... İhsan sahipleriyle bera­berdir»44, «Biz ona şahdamanndan daha yakınız»45, «Üç kişi baş-başa ise dördüncüsü O'dur» 46ve «Mahzun olma Allah bizimledir» 47buyurur ki, hepsi Şüpheye yer bırakmayacak suretle omih değiş­mezliğini, bu değişmez varlığıyla da, yaratıklarla birleşmediğini, on­lara girip, onlardan çıkmadığmı anlatır. Akıl da zaten bunu böyle an­lar aksini düşünemez.



Dördüncü Fasıl :

— Allah Teâlâ zihinlerde tasavvur olunamaz, insan idraki onu kav­rayıp kuşatamaz. Ona cisim ve cevher de denemez, araz da denemez.

Yani smırı ve hududu sonu yoktur ki, zihin onu kavrasm. Öyleyse cisimlere mahsus sıfatlarla da nitelenemez, arazlarm hiçbir özelliği de onda gözetilemez. Her ne zaman ve ne şekilde, zihine bir tasavvur ge­lirse bilmelisin ki Allah (ondan beri ve yücedir). Çünkü O, yaratıcıdır, onun zatı, yaratıklara benzetilemez. Çünkü O, kadimdir. (Ezelden beri var olduğu gibi) bulunduğu halden tagayyür edip, böyle nakıs ve kusur hallere geçmez, ona bir ihtiyaç da düşünülemez, yücedir..

Beşinci Fasıl:

Allah Teâlâ, İlim, Kudret, Hikmet, Rahmet, Cud, İrade, Meşiyyet, Tekvin, Azamet, Celâl ve bunlar gibi bütün sıfatlarıyla, ezelde vasıf­landığı şekilde teşbih ve ta'tile48 açmaksızm gerçek anlamda vasıf-landırılabilir. «Tekvin» sıfatı ise mükevvenden ayrıdır. Çünkü Tekvin Allah’ın sıfatıdır.

Mükevven ise yaratılan şeydir, yaratılmıştır. Yapma gücü (sıfatı)" sonradan olma değil, yapılan sonradan olmadır.

Altıncı Fasıl :

— Allah'a «Şey» denebilir. Bu, var olmayı kasdetmek bakımmdan, isbat ve tesbit bakımmdandır. Çünkü «Şey değil» demek inkâr olur (yok demek olur). Bunun gibi «Zat» ve «Nefis» de denir. Ama «Cisim»dir denemez. Çünkü cisim isbat demek olmaz. (Her varm cisim olması ge­rekmez. Zaten «Cisim değil» demek de, yok anlamına gelmez.)


Yedinci Fasıl :

Cenabı Hak, Kitap, Sünnet ve Müslümanların kullanışmda bilinen sıfatlarla anılabilir. Allah'a «Sabur» sıfatı verilebilir mi? Bunda Ulemanın ihtilafı vardır. Öyleyse bu sıfatla Allah'ı vasıflandırmamak en salim yoldur. Allah'a, utanma sıfatmı vermekte de ihtilaf vardır. Bun­dan sa sakınmak evladır. Ama, Allah'ı böyle vasıflandıran günahkâr ol­maz. Çünkü müslümanlar arasında kullanılmıştır. Allah'a duada, «Ey zarar verici», «Ey fayda verici» denilmesini caiz görenler varsa da, müs-takillen ona bu tarz hitabı caiz görmezler. Allah'a, «Ey Nur» denebilir. Eğer, nur verici, nuru yaratıcı veya her kusurdan beri manaları kas-dedilirse...


Sekizinci Fasıl:

Allah Teâlâ Rahmandır, Rahimdir, Alîm, Kadir, Melik, Kuddüs, Selâm, Mümin, Müheymin, Aziz, Cebbar, Mütekebbir, Halik, Bari', Mu-savvir'dir. O'nun ilmi kudretidir denilmediği gibi kudretinden ayrıdır da denilmez, belki ilmi kudretinin ayrı da değildir gayrı da değildir de­nilebilir. Tıpkı «Allah’ın sıfatları zatının aynı da değildir, gayrı da» denildiği gibi. Diğer Sıfatlarının durumu da böyledir. Nitekim Resulul-lah (s.a.v.) dan şöyle rivayet edilmiştir; «Allah’ın doksandokuz —yüz­den bir eksik— sıfatı vardır, onları kim sayarsa cennete girer.»

Allah’ın böyle adlandırılışı halkm ifadesi bakımmdandır. O halde Allah’ın isimlendirildiği şey Sıfatlarının kendisidir. Sıfatları ise birbirin­den başka şeyler değildir. Sayı ile de belirtilemez.

Bu durumda Allah’ın sıfatı olan Kelâmullah smırlandırılamaz, son-landırılamaz, harf ve hece ile ve sesle tanımlanamaz, yani ne sıfatının ne de zatının smırı, sonu, başlangıcı ve bitişi yoktur .



Yüklə 0,78 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   24




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin