Ali pasa camiİ ve TÜrbesi



Yüklə 1,8 Mb.
səhifə52/68
tarix11.09.2018
ölçüsü1,8 Mb.
#80196
1   ...   48   49   50   51   52   53   54   55   ...   68

BİBLİYOGRAFYA

İbn Battûta. Seyahatname (trc. Mehmed Şerif!, İstanbul 1333-35, I, 360-408; H. Ho-worth, History of the Mongols, London 1888, H/1, s. 214-216, 245, 252; Akdes Nimet Ku-rat, Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi'ndeki Altı­nordu, Kırım ve Türkistan Hanlan'na Ait Yar­lık ve Bitikler, İstanbul 1940, s. 9-11; a.mlf., IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz'in Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Ankara 1972, s. 119 vd.; a.mlf.. "Altın Orda Devleti", Türk Dünyası El Kitabı, Ankara 1976, s. 926-932; a.mlf, "Kazan Hanlığı", DTCFD, XM/34 (1954), s. 227-247; W. F. Tiesenhausen, Altın Orda Devleti Tarihine Ait Metinler /(trc. İsmail Hak­kı İzmirli], İstanbul 1941; P. Pelliot. fiotes Sur fhistoire de la Horde d'Or, Paris 1950; G. Ver-nadskiy, The Mongols and Russia, Mew Haven 1953, s. 49-52, 56, 57, 150-161, 261-267; B. Spuler, Die Coldene Horde, die Mongolen in Russland, Wiesbaden 1965; a.mlf., "Batuids", El2 (İng.), I, 1106-1 Ip8; A. Y. Yakubovskiy, Al­tın Ordu ve Çöküşü (trc. Halit Eren), İstanbul 1976; Nurettin Ağal. Altınordu Paraları Kata­logu, İstanbul 1976; Mustafa Kafalı, Altın Or­da Hanlığı'mn Kuruluşu ve Yükselişi Devrele­ri, istanbul 1976; a.mlf., "Toktamış", İA, XII/1, s. 412-420; J. P. Raux. Histoire des Turcs, Paris 1984, s. 211-212; Özalp Gökbilgin, "1313-1357 Yıllan Arasında Altınordu Devleti", Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Araştırma Der­gisi, 11/4, Ankara 1972, s. 1-52; W. Barthold. "Saray", İA, X, 206-207; Seyyid Ali Al-i Dâvûd. "Altın Ordu", DMBİ, I, 672-679.

İmi Mehmet Saray, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 1989: 2/

540


ALTINAPA HANI

r

ALTIN VARAK

Çeşitli süsleme sanatlarında kullanılan ve tirşe arasında dövülerek inceltilen altın levha.
Bir altın alaşımı, içine katılan maden­lerin cinsine göre renk alır. On sekiz ayar yeşil altında bakır ve gümüş, beyaz al­tında bakır, nikel, çinko, gülpembe al­tında ise gümüş, bakır, nikel ve çinko bulunur. Altın, alaşım neticesinde za­manla okside olmasına rağmen tezhip­te bilhassa yeşil altın çok kullanılmıştır.

Klasik usulde altın varak elde etmek için gerekli olan aletler (avadanlık) şu parçalardan meydana gelir: Çift veya tek merdaneli hadde. 4 ve 1 kilogram­lık iki çekiç, 25X30 cm. ebadında pü­rüzsüz mermer levha, tavşan ayağı, da­ğar denilen ensiz toprak tava, tirşe adı verilen deri ve zarlar.

İstenilen renk ve ayarda hazırlanan al­tın önce haddeden geçirilip 1 ile 0.1 mm. kalınlığında levha haline getirilir. Bu lev­ha 4 mm. eninde kesilerek parçalara ay­rılır, parçalar pudralanarak 12.5x6.5 cm. büyüklüğündeki tirşelerin altına ko­nur. Yaklaşık elli kat olan istifler köşe­lerinden bantlanarak demet yapılır. Rık adı verilen bu demetlerin kenarları, ha­va alması ve dövülen altının yayılması için açık bırakılır. Hazırlanan bu istifler dağar üzerinde hafifçe ısıtılmış mermer tabakaya konularak büyük çekiçle ha­fif darbelerle dövülür. Altınlar tirşele­rin yanlarından dökülmeye başlayınca­ya kadar dövülmeye devam edilir, ta­şan kısımlar kesilerek düzeltilir. Bu par­çalar incecik olduğunda yapışmaması İçin tavşan ayağı ile mermer üzerinden süpürülerek toplanır. Bu ilk ameliyeye nk adı verilir. İncelmiş olan altın levha­lar yine muayyen ebatta kesilmiş baş­ka tirşeler arasına yerleştirilerek 1 ki­logramlık çekiçle, bu sefer daha dikkatle dövülür. Böylece altın biraz daha yayı­lır ve incelir. Derinin kenarından taşan kısımlar tekrar kesilerek düzeltilir. Bu ameliyeye de zar veya mîşek denir. Ar­tık elde edilmiş olan altın varaklar son ve üçüncü perdaht ameliyesinden geçi­rilir. Oldukça incelmiş olan altın yaprak-cıklar, sığır kalın bağırsağından yapılan ince ve cilâlı zarlar arasına istiflenerek 1 kilogramlık çekiçle dövülür. Kıvama geldiği, dört tarafından çıkan altınların inceliği ile anlaşılır. Varaklar 1/10.000 milimetreye kadar inceltilir ve yeşil ışığı geçirebilecek hale getirilir. Taşan kısım-

lar tekrar kesilerek düzeltilir ve altın varaklar pudralanarak 12.5X6.5 cm. ebadında ince kâğıtlar arasına yerleşti­rilir. On varak altına bir deste, yirmi desteye ise bir tefe denir. Böylece satı­şa çıkarılan bir tefede 200 varak altın bulunur. Avrupa'dan gelen altın varak­lar defter halindedir ve her defterde yirmi beş altın varak vardır.

Altın varak cami ve minare alemle­rinde, tavan, kapı, çerçeve, parmaklık, çekmece, sandık, cam, seramik gibi eş­yada, tezhip, minyatür, cilt, hat sanat­larında ve tabelâcılıkta çok eskiden be­ri başarıyla kullanılmış, böylece İslâm sanatları sahasında emsalsiz eserler meydana gelmiştir. Altın varaklar ezilip (bk. altın ezme) fırça ile sürülerek tat­bik edildiği gibi işlenecek zemine yapış­tırmak suretiyle de kullanılır. Genellikle miksiyon veya yumurta akı zemine sü­rülür, sonra altın varak zemin üzerine döşenir. Daha sonra ince kâğıt ve kalın fırça yardımıyla yapıştırılır.

Altın varak XIX. yüzyılın sonuna ka­dar İstanbul'un Beyazıt ve Süleymaniye semtlerinde Varakçılar Hanı ve Çarşısı denilen yerlerde imal ediliyordu. Saflığı ve ayan bakımından çok üstün olan Os­manlı altın varaklan Avrupa ve Ameri­ka'dan gelen daha ucuz fabrika işi altın varaklarla rekabet edemeyince bu sa­nat kısa zamanda sönmüştür. Son altın varakçı (altına), Güzel Sanatlar Akade-misi'nde hocalık yapan ve 1949 yılında vefat eden Beykozlu Hüseyin Yaldız us­tadır.



BİBLİYOGRAFYA

Der Grosse Brockhaus, Wiesbaden 1954, IV, 710-712; TA, II, 218-219; R Ekrem Koçu, "Al­tın Varak, Altınvarakçılar", IstA, II, 749-750; Ellen Louise Young, "Goldbeating", EBr,, X, 539; Muhsin Demironat, Ders Nottan (İnci Ayan Birol özel kütüphanesi).

İni İnci Ayan Birol, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 1989: 2/

Altınapa Hanı'nın kışlık bölümünün paye ve kemerleri


ALTINAPA HANI

Altınapa Barajı'nın sulan altında kalan bir Selçuklu kervansarayı.


Vakfiyesinden 598 {1202) yılında. Ak-şehir-Konya yolundaki Argıt Hanı'nın da banisi olan Selçuklu devlet adamların­dan Sipehsâlâr Şemseddin Altınapa ta­rafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Es­ki Konya-Beyşehir yolu üzerinde bulu­nan hanın, hol kısmı ile avlu kısmı bir­birine eşit iki bölümlü bir Selçuklu ker­vansarayı olduğu, kesme taştan ve sa­de bir üslûpla süslemesiz olarak yapıl­dığı, girişin solunda eyvan üstüne yer­leştirilmiş fevkani bir mescidinin bulun­duğu bilinmektedir.


Yüklə 1,8 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   48   49   50   51   52   53   54   55   ...   68




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin