HAZRETİ ALİ'DEN
Hazreti Ali, bir konuşmasında iman, amel ve zikir hakkında şunları söylemişti:
"Allah'a karşı gelmekten sakınınız. Kulu kurtaracak olan en üstün vesileler iman, Allah yolunda cihad, insanın tabiatında mevcut olan samimiyet, dinin direği olan namazı kılmak. Allah'ın farz kıldığı zekatı vermek. Allah'ın azabına karşı bir kalkan olan Ramazan orucunu tutmak, fakirliği gideren ve günahları döken haccı ifa etmek, serveti bollaştıran, ömrü uzatan ve dostların sevgisini kazandıran akrabayı ziyaret, hataları silen, Allah'ın gazabına mani olan gizli verilen sadaka ve ölümün fena bir şekilde zuhur etmesine engel olan ve korkudan koruyan iyiliktir.
Allah'ı devamlı zikrediniz. Çünkü zikirlerin en güzeli Allah'ı zikretmektir. Müttekilere va‘dedilenleri isteyiniz. Çünkü Allah'ın va’di vaadlerin en doğrusudur. Peygamberinizin yolundan gidiniz. Çünkü o, yolların en efdalidir. O'nun sünnetlerine uyun, çünkü O'nun sünnetleri yolların en şereflisidir. Allah'ın kitabını öğreniniz. Çünkü Allah'ın kitabı sözlerin en değerlisidir. Dini iyi anlayın, Çünkü dini iyi anlamak kalpleri parlatır. Kur'an'ın nurundan şifa isteyin, çünkü o gönüllerdeki hastalıklara şifadır. Kur'an'ı, hakkına riayet ederek okuyunuz, çünkü en güzel haberler ondadır. Kur'an okunduğu zaman dinleyiniz. Konuşmayınız, umulur ki Allah size merhamet eder. Kur'an vasıtası ile doğru yolu bulduğunuzda öğrendiklerinizle hidayette daim olasınız. İlmiyle amel etmeyen alim, bilgisizliğinden dolayı doğru yolu bulamayan günahkhar cahil gibidir. Bana göre, cehaleti içinde bocalayan cahile nisbetle ilmi ile amel etmeyen alimin vebali daha büyük ve âlim daha perişandır. Her ikisi de mahvolmuş sapıklardır."
AHİRET AHVÂLİ
Hazreti Ali radiyallahu anh nasihat mahiyetindeki bir konuşmasında da şöyle buyurmuştur:
"Ey Allah'ın kulları! Size güzel misaller veren, ecelinizi tayin eden Allah'a muhalefetten sakınmanızı tavsiye ederim. Allah, sizlere, istediğini dinleyebilen kulaklar, gören gözler ve gelecek çeşitli felaketleri sezen kalp vermiştir. Allah sizleri boş yere yaratmadı. Sizi başıboş olarak da bırakacak degil. O size güzel nimetler ikram etti, bol bol yardım etti. Sizin her yaptığınızı tescil ediyor. İyi ve kötü günlerinizde size yardım etti.
Ey Allah'ın kulları Allah'a muhalefetten sakınınız! Yapacağınız işlerde azimli olunuz. İhtiyaç ve isteklerin son bulacağı ölüme iyi ameller yaparak hazırlanınız. Çünkü dünya nimetleri geçicidir. Onun felaketlerinden emin olunamaz. Aldatıcıdır. Zayıf bir gölge ve yıkılmaya yüz tutmuş bir dayanaktır. Arzu ve emelleri, sizleri yorarak helak eder.
Ey Allah'ın kulları İbret alınması gerekenlerden hisse kapınız. Her şeyden ibret alınız. Korkunç haberlerden ders alınız. Öğütlerden istifade ediniz. Ölümün pençesine geçmek üzeresiniz! Toprak sizi bağrına basmak üzere. Sûr'un üfürülmesiyle korkunç tehlikeler sizin etrafınızı saracak. Kabirdekiler çıkarılacak, mahşer yerine sevk edilecekler. Cebbar olan Allah'ın denetimi altında hesaba çekileceksiniz. Mahşer yerine giderken, herkesin yanında onu oraya götüren biri ve yaptıklarına şahitlik edecek bir de şahit bulunacak. O gün Allah'ın nûru ile yer yarılır, amel defterleri ortaya konur, peygamberler ve şahitler huzura getirilirler. Kimseye zulmedilmeden aralarında adaletle hükmedilir.
O gün ülkeler sarsılır, tellallar bağırır. O gün, kavuşmak günüdür. Gizli olan her şey açığa çıkar, güneş tutulur. İnsanlar ve onlarda hakları olan hayvanlar aynı yerde toplanırlar. Gizlenen şeyler açığa çıkar, kötüler helak olur, kalpler ürperir. Cehennemlik olanlara Allah tarafından helak edici bir darbe ve feryat ettirici bir azap gelir. Cehennem hırslı, homurtulu, korkunç seslerle, hiddet ve tehdit savurarak karşılarına çıkarılır. Ateşleri yanar, suları kaynar, sıcaklığı vucutlara işler. Ebedi cehennemlik olanlar hiç çıkamazlar, onların pişmanlıklarını sonu yoktur, zincirleri de kırılmaz. Onların yanında kendilerine ateşin geldiğini, cehennemin yaklaştığını haber veren melekler vardır. Cehennemlikler Cemâlullah'ı göremezler, Allah'ın dostlarından ayrılarak cehenneme giderler.
İntikam alıcı ve ileriyi en iyi gören olarak Allah kâfidir. Davacı ve delil olarak amel defterleri kifayet eder. İyiliklerin mukafatı olarak cennet, kotülüklere karşı ceza olarak da cehennem kafidir. Kendim için ve sizler için Allah'tan af dilerim."
NEYİ NASIL SEVELİM?
Mevlana diyor ki: "Hayatın gerçeğini anlamış bir Arif ile,
varlıklı birisi konuşuyorlardı. Arif:
— Dünyanın malını, altın ve gümüşünü mü, yoksa bela ve günahlarını mı seversin? diye sordu. Zengin cevap verdi:
— Malını; altın ve gümüşünü severim.
— Peki, insanlar bu dünyadan göçerken niçin sevdiklerini bırakıp, sevmedikleri günah ve kötülükleri beraberinde götürüyorlar? Senin "malı seviyorum, kötülükleri sevmiyorum" sözünde bir çelişki yok mu? Benim sana tavsiyem şudur ki; helal yoldan para kazan ve o kazandığını kendinden önce öbür dünyaya göndermeye çalış. Zira o gönderdiklerin seni orada kurtarır.
Zengin, Arife:
— Bunları neye dayanarak söylüyorsun, dedi. Arif:
— Bakara süresinin, 110. ayetinde Rabbımız şöyle buyuruyor: "Kendiniz için önceden gönderdiğiniz her hayrın Allah katında sevabını bulursunuz. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızı gören ve karşılığını verendir."
BUZ GİBİ ERİYİP GİDEN
Allah dostu yüce kişiler, daima çevresindeki insanları irşad etmek için, eğitmek için çalışırlar. Ama bazen de sıradan bir insan, ya da küçücük bir canlı ya da cansız, Allah dostlarını derinden derine düşündürür ve içten ürpertirler.
Nitekim sıcak bir yaz günü adamın biri buz satıyor, bir yandan da bağırıyordu:
"Sermayesi tükenen adama yardım edin!" Adamın bu sözü haklıydı. Zira buz durmadan eriyip yok oluyordu.
Adam böyle feryad ederken oradan geçmekte olan büyük veli Cüneyd Bağdâdî bu sözleri duydu ve bir an durakladı, düşünmeye başladı. Yavaş yavaş benzi sarardı ve olduğu yerde yıkıldı.
Etrafına insanlar toplandı ve bir süre sonra Cüneyd kendine geldi. Sordular kendisine: "Ne oldu sana böyle" dediler. O da cevap verdi. "Tükenmekte olan adamın bahsettiği buz değil, benim ömrümdür."
İnsanlar herşeyin tükendiğini, şekil değiştirdiğini, eridiğini sık sık görürler ama çoğu zaman ömürlerinin bir buz gibi eriyip gittiğini düşünüp de gerekli tedbirleri almazlar.
Bu neden böyledir dersiniz?
Dostları ilə paylaş: |