Allah’i arayan genç


PEYGAMBERİMİZ KURTARICIMIZ



Yüklə 0,69 Mb.
səhifə8/37
tarix26.04.2018
ölçüsü0,69 Mb.
#49047
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   37

PEYGAMBERİMİZ KURTARICIMIZ

Minik yavrusunu, ateşi avuçlarken gören bir annenin halini düşünün... Canından çok sevdiği çocuğunu böyle bir tehlikeyle karşı karşıya görmek bir anneyi perişan eder değil mi? İşte sevgili Peygamberimizin bize yani ümmetine olan sevgisi bundan kat kat fazladır.

Bilmemiz gereken bazı gerçekleri bize anlatabil­mek ve bizi uyarabilmek için Peygamberimizin nasıl çırpındığını görmek ister misiniz? İşte size bir örnek.. Eğer Peygamberimizin hadislerini yani o güzel sözlerini okursanız, bunun gibi daha birçok ِörnekler bulabilirsiniz.

Peygamber efendimiz buyuruyor:

Bir adam, geceleyin ısınmak için ateş yakmış. Geceleri ışık etrafında uçuşan pervane dediğimiz küçük kelebekler ve çekirgeler, kendilerini ateşe atmaya başlamışlar. Halbuki zavallıcıklar, ışığa doğru uçtuklarını sanıyorlarmış.

Ateş yakan adam bu hali görünce telaşa kapılmış; elini, kolunu sallayarak onları uzaklaştırmaya çalışmış.

Ben de -tıpkı o adam gibi- çırpınıp duruyorum. Elinizden tutup çekerek ateşe düşmenize engel olmak istiyorum. Ama siz, elimden kurtulup ateşe atılmak istiyorsunuz...”

Peygamberimizin bu uyarışı üzerinde düşünmeli­yiz...

Mutlu olmak ve cenneti bulmak istiyorsak, kendimizi onun ellerine bırakmalıyız.

PEYGAMBERİMİZ KENDİNİ ARKADAŞLARINDAN FARKLI GÖRMEZDİ


Peygamberimiz

Arkadaşlarıyla seyahat ediyordu.

Bir yerde

Yemek molası verdiler.

Herkes üzerine bir görev aldı.

Peygamber Efendimiz:

— Ben de yakacak toplayayım, dedi.

Arkadaşları:

— Sen otur!

Biz, her şeyi yaparız, dediler.

Hazreti Peygamber:

— Benim sizden farkım yok.

Kendini arkadaşlarından ayıranı Allah sevmez, dedi.

PEYGAMBERIMİZIN ÇOCUK SEVGİSİ

Sevgili Peygamberimiz, kendi çocuklarını ve torunlarını çok severdi. Peygamberimizin arkadaşlarından Ebu Hureyre şöyle anlatıyor;

Peygamberimiz, yanımıza gelmişti. Bir omuzunda torunlarından Hasan, bir omuzunda da Hüseyin vardı. Yanımıza gelinceye kadar bir Hasan'ı, bir Hüseyin'i öpüyordu. Orada bulunanlardan biri:

— Ey Allah'ın Resulü, onları seviyor musun? deyince:

Onları seven, beni sevmiş; onlara düşmanlık gösteren, bana düş­manlık göstermiş olur, buyurdu.

Yine bir gün Peygamber Efendimiz torunu Hasan'ı öpünce, orada bulu­nan Akra bin Habis:

— Benim on çocuğum var; ama hiçbirini de öpmedim, dedi. Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz:

İnsanlara merhamet etmeyene (acımayana), Allah merhamet et­mez, buyurdu.

Peygamber Efendimizin arkadaşlarından Ebu Hureyre'nin anlattığına göre; adamın biri, çocuğu ile Peygamberimizin yanıma gelmişti. Adam, çocuğunu öpmeye başlayınca Peygamber Efendimiz:

— Ona acıyor musun? diye sordu. Adam:

— Evet, deyince Peygamberimiz şöyle buyurdu:

Çocuğa olan şefkatinden dolayı sen de Allah'ın merhametine la­yıksın. Çünkü Allah, merhametlilerin en merhametlisidir.

Sevgili Peygamberimiz, yolda karşılaştığı çocukları selamlar, onlara yi­yecek şeyler verir, kucağına alır, öper, devesine bindirerek sevindirirdi. Sa­dece Müslümanların değil, Müslüman olmayanların çocuklarını da severdi.

Bir savaşta, birkaç çocuk iki taraf arasında kalarak ölmüştü. Hazreti Peygamberin aşırı üzüntüsünü görenler, onu teselli etmek için:

— Neden bu kadar üzülüyorsunuz? Bunlar Müslüman olmayanların çocuklarıydı, deyince, Peygamber Efendimiz şu cevabı verdi:

— Bu çocuklar kafir çocukları da olsa, sizden daha iyidir. Dikkat edin, çocukları öldürmeyin, sakın çocukları öldürmeyin!..


SONSUZ HAYAT


Bir sonbahar günüydü.

Sararmış yapraklarını mevsim rüzgarlarına kaptıran ağaçlar yarı çıplak haldeydi.

Mehmet, ayakları altında tatlı bir hışırtıyla ezilen kuru yaprakların çıkardığı sesi dinleyerek Beşçamlar'a doğru yürüyordu.

Bir hafta önce toprak ananın bağrına emanet ettikleri arkadaşı Sami ile bu yoldan güle oynaya geçtikleri günleri hüzünle hatırladı. Derin bir acı yüreğine saplandı. Gözleri kederle buğulandı. Beşçamlar’ın altında kendini yapayalnız hissetti.

Ölümle başlayan yeni ve sonsuz hayat hakkında Sami ile burada az mı konuşmuşlardı!...

Mehmed'in gözleri mavi göklere daldı ve dudaklarından şu dualar döküldü:

—Yüce Rabbim! Arkadaşım Sami ahiret hayatına inanırdı.

Ölümle birlikte kabir hayatının başlayacağını, ilk olarak Münker ve Nekir adlı meleklerin insanı hesaba çekeceklerini, "Rabbin kim? Hangi dinden­sin? Peygamberinin adı ne?" diye soracaklarını bilirdi. Meleklere vereceğimiz cevabı beraberce tekrar eder, "Rabbim Allah, dinim islam, Peygam­berim Muhammed aleyhisselam" derdik



İsrafil adlı meleğin Sûr'a üflemesiyle kıyametin kopacağını, herşeyin yok olacağını, yine bir müddet sonra Senin emrinle İsrafil aleyhisselam Sûr’a ikinci defa üfleyeceğini ve böylece bütün insanların tıpkı ilkbaharda çiçeklerin yeniden dirilişi gibi kabirlerinden kalkarak Mahşer denilen yerde, Sana hesap vermek üzere toplanacaklarını kabul ederdi.

Biz dünyada iken günah ve sevaplarımızın Kiramen Katibin adlı melekler tarafından Amel Defterlerine yazıldığını ve Mahşerde herkese kendi amel defterinin verileceğini bilirdi. Sami ile kaç defa: "Allahım! Bizi, Amel Defterleri sağ tarafindan verilen iyi kullarından eyle! Bize Amel Defterimizi sol tarafımızdan verme!" diye sana dua etmiştik.

Nasıl olduğunu yalnız Senin bildiğin Mizan’da iyilik ve kötülüklerimizin ölçüleceğine; ondan sonra da Sırat denilen bir köprüden geçileceğine iyi kimselerin bu köprüden süratle geçerek Cennete kavuşacağına; kötü kimselerin de bu köprüden geçemiyerek Cehenneme yuvarlanacağına arkada­şım inanırdı. "Bizi cennetine kavuştur. Orada seni gören mutlu kişilerden eyle!" diye sana yalvarmıştık.

Arkadaşım, ölümün, sonsuz hayatın başlangıcı olduğunu bildiği için ölümden korkmazdı. Cenneti özler, vereceğin nimetlere imrenirdi. Ona acı! Merhamet eyle! Kabrini bir cennet bahçesi yap, Allahım!"

Mehmed, "Amin" diye ellerini yüzüne sürdü.

Kalbini ezen, göğsünü sıkıştıran ıstırabın kaybolduğunu hissetti.

Geldiği yollardan geri dönerken: "Aramızdan ayrılan sevgili dostlarla cennette yeniden buluşmak ne güzel!" diye düşünüyordu.


Yüklə 0,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   37




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin