ALLAH'IN BAZI SIFATLARI VE BU ALANDAKİ İHTİLÂFIN KAYNAĞI
Müslümanlardan bazıları şuna inanmaktadır: Yüce Allah insanı kendi suretinde yaratmıştır![19]
Allah'ın eli ve parmakları,[20] ayağı ve bileği vardır![21] Yüce Allah kıyamet günü mübarek ayağını cehennem ateşine bırakacak veya ona sokacak, bunun üzerine cehennem "kattu, kattu, kattu" (yeter, yeter, yeter) diye inleyecek.[22] Allah'ın özel bir yeri vardır. Yer değiştirir. Bir yerden diğer bir yere gider; çünkü Resulullah'tan (s.a.a) bu konuda şöyle nakledilir:
Rabbimiz varlıkları yaratmadan önce yalnızdı, altında ve üstünde havadan başka bir şey yoktu. Hiçbir varlık yoktu ve arşı suyun üstündeydi.[23]
Yine şöyle nakledilir:
-Mübarek parmaklarını kubbe şekline getirerek- Allah'ın arşı göklerde böyleydi ve arş (Allah'ın vücudunun ağırlığından O'nun altında) sürücünün altında olan devenin üstündeki ağaç takımı ve malzeme gibi ses çıkarır,[24] gıcırdardı!
Yine nakledilir ki:
Yüce Allah her gecenin son vakitleri dünyanın göğüne inerek şöyle der: "Benden ricası olan var mı ki ricasını yerine getireyim, isteği olan yok mu ki isteğini vereyim."[25]
Yine şöyle buyurduğu nakledilir:
Yüce Allah şaban ayının on beşinci gecesi dünyanın göğüne gelir ve kullarını bağışlar.[26]
Kıyamet gününü tavsif ederken şöyle buyurmuştur:
Yüce Allah o gün, cehenneme hitap ederek, "Doldun mu?" diye sorar. Cehennem, "Yine var mı? Halâ yer var." der. Bunun üzerine yüce Allah mübarek ayağını cehenneme koyar, cehennem bağırarak "kattu, kattu" (yeter, yeter) der.
Bu konu başka bir rivayette şöyle geçer:
Yüce Allah ayağını cehenneme koymadıkça cehennem dolmaz. Ayağını koyduğunda ise cehennem, "Kattu, kattu" diye bağırır. O zaman cehennem dolar ve cehennem ehli birbirlerinin üzerinde döner![27]
Resulullah'ın (s.a.a) kıyamette yüce Allah'la görüşeceğini ve Hz. Peygamber'in kendisinin bu konuda şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir: Müminler, diğer peygamberlerin şefâatinden ümitsizliğe kapılınca, şefâat ümidiyle bana gelecekler. Ben de giderek yüce Allah'la görüşmek için izin alacağım! Bana izin verilecek. Allah'ı görünce secdeye kapanacağım ve...
Nihayet şöyle der:
Günahkârlara şefâat edecek ve yüce Allah'tan onları bağışlamasını isteyeceğim. İsteğim kabul edilecek ve benim için bir miktar belirtecek. Ben onların hepsini cennete soktuktan sonra geri döneceğim. Yine gözüm yüce Allah'a takılınca secdeye kapanacağım.[28]
Yine Hz. Peygamber'in (s.a.a) şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir:
Yüce Allah kıyamet günü kulları hakkında Davûd'la görüşmek için aşağı inecektir.[29]
Yine şöyle buyurmuştur:
Sizler apaçık Allah'ınızı göreceksiniz.[30]
Yine şöyle buyurduğu rivayet edilir:
Müslümanlar hiç rahatsızlık duymadan Ay'ı gördükleri gibi kıyamet günü tanrılarını göreceklerdir.[31]
Diğer bir yerde de şöyle buyurduğu rivayet edilir:
Yüce Allah o gün kullarına hitaben "Herkes dünyada taptığı şeyin peşi sıra gitsin." buyuracak. Bir grup güneşin peşine, bir grup ayın peşine, bir grup da tâğutların peşine gidecekler; sonunda bu ümmet ve içlerinden münafık olanlar kalacaklar! O sırada yüce Allah onların tanımadıkları bir şekilde aralarına gelerek, ben sizin Allah'ınızım, diyecek. Onlar, senden Allah'a sığınırız, biz rabbimiz gelinceye kadar buracıkta kalacağız ve o gelince biz onu tanırız, diyecekler. Bunun üzerine yüce Allah onların tanıdığı bir şekilde gelerek gözlerine görünecek ve ben sizin Allah'ınızım, diyecek. İnsanlar da, evet, sen bizim Allah'ımızsın, diyecekler ve onun peşine takılacaklar…[32]
Diğer bir rivayete göre: Kıyamet günü Allah'ın emriyle herkes mabudunun peşine gittikten sonra, Allah'a tapan kötü ve iyi kullardan başka hiç kimse kalmayacak. O sırada yüce Allah insanların görmediği bir şekilde aralarına gelerek, "Neyi bekliyorsunuz? Her ümmet kendi mabudunun peşi sıra gitsin." diyecek. Bunun üzerine insanlar, "Biz kendi Allah'ımızı, kendisine taptığımız rabbimizi bekliyoruz." diyecekler. Yüce Allah, "Ben sizin Allah'ınızım." diyecek. Ama insanlar iki üç defa bağırarak, "Biz Allah'ımıza ortak koşmayız." diyecekler. Yüce Allah, "Acaba Allah'ı tanıyabilecek bir belirtiniz mi var sizin?" diye soracak. İnsanlar, "Evet, ayak bileği bizim belirtimizdir.", diyecekler!! Bunun üzerine Allah ayak bileğini gösterecek ve insanlar onu görünce secdeye kapanacaklar. Başlarını secdeden kaldırdıklarında Allah'ın yüzü değişecek ve onu ilk gördükleri şekilde görecekler. O zaman yüce Allah, "Ben sizin Allah'ınızım." diyecek. İnsanlar da, "Evet, sen bizim Allah'ımızsın." diyecekler.[33]
Yüce Allah'la Cennette Görüşmek
Resulullah'ın (s.a.a) cennetteki müminler hakkında şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir:
Adn cennetinde, müminlerin Allah'larıyla görüşmelerine Allah'ın mübarek yüzündeki Kibriya örtüsünden başka hiçbir şey engel olmaz.[34]
Yine buyurmuştur ki:
Cennetlikler cennete girince yüce Allah onlara şöyle hitap edecek, "Bundan daha fazla bir şey istiyorsanız vereyim size?" Cennetlikler derler ki: "Yüzlerimizi ak etmedin mi, cennete sokup cehennem ateşinden kurtarmadın mı, bundan fazla ne bekleyebiliriz ki senden?" O sırada perdeler kenara çekilecek, yüce Allah'ın yüzü görünecek ve cennetlikler yüce Allah'ın yüzünü görmenin kendilerine verilen her şeyden daha iyi olduğunu bileceklerdir.[35]
Yine Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet ederler:
Cennetlikler cennet nimetleri içindeyken onların üzerine bir ışık parlayacak. Başlarını kaldırdıklarında başlarının üzerinde yüce Allah'ı görecekler. O zaman yüce Allah onlara, "Siz cennetliklere selâm olsun." buyuracak. Allah'ın Kur' ân'da, "Çok esirgeyen Rab'den onlara bir de sözlü selâm (vardır.)" buyruğu da buna delâlet eder. Daha sonra Allah cennetliklere, cennetlikler de cennet nimetlerinden hiçbirine ilgi duymadan
Allah'a bakarlar. Nihayet Allah yüzünü onlardan gizler; ama nuru ve bereketi öylece cennette kalır.[36]
Yine şöyle buyurduğu rivayet edilir: Yüce Allah'ın katında cennetliklerin en değerlisi ve en azizi her sabah ve akşam yüce Allah'la görüşen kimsedir. Daha sonra Hz. Peygamber, şu ayeti tilavet etti: "O gün birtakım yüzler ışıl ışıl parlar. Rablerine bakıp durur."[37]
Başka bir yerde şöyle buyurduğunu rivayet ederler: Cennetlikler yüce Allah'la görüşmeye gidecekler ve Allah da arşını onlara gösterecek. Yüce Allah cennet bahçelerinden birinde kendisini onlara gösterecek, onlarla konuşacaktır ve Allah'ın kendisiyle konuşmayan kimse kalmayacaktır; nihayet Allah onlardan birine, "Ey Falanca, şu filan işleri yaptığın günü hatırlıyor musun?" diye soracak. O da, "Rabbim, diyecek, halâ beni affetmedin mi?" Allah, "Evet...!" diyecek. O zaman biz kendi evimize döneceğiz. Eşlerimizle karşılaştığımızda bize, "Hoş geldin! Gidişinden çok daha güzel, güzel kokulu, nurlu döndün!" diyecek. Biz ise, "Bugün Allah'ımızla görüştük, bu kadar güzel ve beğenilir bir şekilde eve dönmemiz yerindedir, diyeceğiz.[38] Kıyamet günü yüce Allah'la görüşme ve onun endamıyla ilgili rivayet edilen birçok hadisten, bu kadarıyla yetiniyoruz. Çünkü burada ihtilâf kaynaklarının hepsini nakletmek değil, sadece onlardan bazı örnekler vermek istiyoruz. Şimdi bu hadislerin tevilindeki ihtilâfı inceleyelim.
Dostları ilə paylaş: |