Allame murtaza askerî ehl-i BEYT VE ehl-i SÜnnet ekolleri Mütercim: Cafer bendiderya ismail bendiderya


PEYGAMBERLERİN MEZARLARI ÜZERİNE BİNA YAPMAK VE ORALARI İBADETGÂH EDİNMEK



Yüklə 1,44 Mb.
səhifə9/70
tarix29.10.2017
ölçüsü1,44 Mb.
#19784
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   70

PEYGAMBERLERİN MEZARLARI ÜZERİNE BİNA YAPMAK VE ORALARI İBADETGÂH EDİNMEK


Bazı Müslümanlar, birtakım rivayetlere dayanarak peygamberlerin mezarlarının üzerine bina yapmanın haram olduğunu iddia etmektedirler.

Bu rivayetlerden önemli olan iki tanesi şöyledir:

1- Hz. Ali'den (a.s) şöyle nakledilmiştir: Resulullah (s.a.a) bir cenaze töreninde ashabına şöyle

buyurdu: "Aranızda Medine'ye giderek bütün putları kırmaya, bütün mezarları yerle bir etmeye, bütün resimleri yok etmeye hazır olanınız var mı?"

Sahabeden biri, "Ben hazırım, ya Resulullah!" dedi. O adam Medine'ye gitti; ama halkın (kendisine zarar vermesinden) korkarak bir şey yapamadan geri döndü. Bunun üzerine Ali (a.s), Resulullah'a (s.a.a), "Ben gideyim mi, ya Resulullah (s.a.a)?" dedi. Resulullah da, "Sen git, ya

Ali!" buyurdu. Böylece Ali gitti ve bir müddet sonra geri dönerek, "Bütün putları kırdım, bütün mezarları yerle bir ettim ve bütün resimleri ortadan kaldırdım ya Resulullah (s.a.a)!" dedi.[99] Bu rivayet, hadis kitaplarında çeşitli şekillerde geçer; biz bunların arasından en kapsamlı olanını naklettik.

Bu Rivayete Eleştiri

Birincisi, Resulullah (s.a.a) şahsen -ileride değineceğimiz rivayetlere göre- annesinin mezarını ziyaret ederek kabrinin başında ağlamış ve beraberindekiler de onunla birlikte ağlamıştır; oysa Resulullah (s.a.a) daha altı yaşındayken Medine'de annesini kaybetmişti. Bu hesaba göre Allah Resulü kırk yıl kadar bir zaman geçtikten sonra Mekke'den Medine'ye hicret edince annesinin mezarını ziyaret etmeye muvaffak olmuştu. Bu kadar uzun bir zaman geçmesine rağmen annesinin mezarının belirtileri yok olmamıştı; aksi takdirde onu bulamazdı. Şimdi soru şu: Eğer İslâm dini mezarları yer seviyesine indirmeyi ve yükseltmemeyi emretmişse o hâlde neden Hz. Resulullah (s.a.a) annesinin mezarını yer seviyesine indirmelerini, üzerindeki belirtiyi kaldırmalarını emretmedi? İkincisi, Medine halkından bir grup Müslüman olduktan sonra Resulullah (s.a.a) o güne kadar kendisine ulaşan hükümleri tebliğ etmesi için Mus'ab b. Umeyr'i Medine'ye gönderdi. Medine halkı hac törenlerini yerine getirmek için Medine'den dışarı çıktıklarında, Müslümanlar Akabe'de toplanarak gizlice Resulullah'a (s.a.a) biat ettiler. O zamanlar İslâm dini Medine'ye tamamen yayılmamıştı. Nihayet Resulullah (s.a.a) Medine'ye hicret etti ve üç gün sonra Ali (a.s) de kendilerine ulaştı. Onun Medine'ye nasıl girdiği meşhurdur. Resulullah (s.a.a) Medine'de Yahudi kabileleriyle (Benî Kurayza, Benî Nadir ve Benî Kaynuka) sözleştikten sonra hükümetinin dairesini yavaş yavaş tüm Medine'ye genişletti ve tedricen bütün Medine sâkinleri Müslüman oldular. Bu durumda Resulullah ne zaman ve hangi cenaze töreninde Ali'ye (a.s) Medine'ye giderek bütün putları kırmasını, mezarları yerle bir etmesini ve bütün resimleri yok etmesini emretmiştir?!

Ayrıca, söz konusu rivayette birinci elçinin Resulullah (s.a.a) sahabelerle birlikte cenaze törenindeyken Medine'ye gittiğini; ama korkarak bir şey yapamadan geri döndüğü, daha sonra da Hz. Ali'yi bu iş için gönderdiğini ve onun da gidip söylenenlerin hepsini uyguladıktan sonra, daha Resulullah ve ashabı cenaze merasimindeyken geri döndüğü söylenmektedir! Böyle bir şey aklen ve mantıken nasıl mümkün olabilir?! Üçüncüsü, hadisin  devamında Emirü'l-Müminin Ali'nin (a.s) Ebu'l-Hiyâc Esedî'ye, "Resulullah (s.a.a) bana bütün mezarları yerle bir etmemi ve putları kırmamı emretti; ben seni bu işle görevlendiriyorum." [100] dediği nakledilmektedir. Açıktır ki, İmam Ali'nin (a.s) Ebu'l- Hiyâc'a böyle bir emri vermesi ancak kendi hilâfeti döneminde olabilir. O zaman da şu soruyla karşılaşıyoruz: Hz. Ali, Ebu'l-Hiyâc'ı bu iş için ne zaman gönderdi? Kendi hilâfeti döneminde ve kendisinden önceki üç halifenin dönemde ve o kadar fetihlerden sonra mı? Yoksa ondan önce mi? Ayrıca putları kırması ve kabirleri yerle bir etmesi için onu hangi beldeye gönderdi? Eğer İslâmî beldelerden birisi ise, o dönemde İslâm beldelerinden hangisinde put vardı? Hele hele Medine de böyle bir şeyin olması mümkün mü? Bunları göz önünde bulundurmalıyız. Bu iki hadisin doğruluğunu kabul etsek bile, bunları  Resulullah'ın (s.a.a) ve Hz. Ali'nin (a.s) şirk beldelerinde putperestlerin kabirlerinin belirtilerini yok etmeyi emrettikleri şeklinde yorumlamalıyız. Bunun ise İslâm topraklarında Müslümanların kabirlerini yerle bir etmekle hiçbir ilgisinin olmadığı açıktır.

2- Bazı Müslümanların, mezarların üzerine bina yapmanın haram olduğuna delil gösterdikleri diğer bir hadis ise Resulullah'tan (s.a.a) nakledilen şu rivayettir: Allah'ım, benim kabrimin put olmasına müsaade etme; peygamberlerinin kabirlerini mescit edinenlere Allah lânet etsin. İkinci bir rivayette ise Resulullah, peygamberlerin kabirlerini mescit edinenleri açıkça tanıtarak şöyle buyurur: Allah Yahudileri kahretsin; onlar peygamberlerinin kabirlerini mescit edindiler.[101]

Bu Hadise Eleştiri

İsrail oğulları Mısır'dan dışarı çıkıp denizin karşı tarafına geçip "Tih" denilen malum çölü geride bırakarak Filistin'e ulaştıktan sonra, "Beytulmukaddes" onlara ibadet yeri olarak seçildi; onun dışında ibadet ettikleri başka bir yer yoktu. İsrail Oğulları'nın hükümdarı olan Hz. Süleyman'ın (a.s) döneminde onun adına "Süleyman'ın Heykeli" denilen bir saray yaptılar. Durum böyleyken, yukarıdaki rivayetin bahsettiği ve Yahudilerin mescit edindikleri peygamberlerinin mezarları nerdeydi? Oysa Beytulmukaddes ve beldesi, Müslümanların ve Hz. Resulullah'tan (s.a.a) önceki Arapların devamlı gezip gördükleri bir yerdi. Mezarları meşhur olan ve bilinen meşhur ve büyük peygamberleri, Hz. İbrahim Halil'in (a.s), Hz. Musa b. İmran'ın vs. mezarlarının ise Yahudiler tarafından put edinildiğini biz, hiçbir yerde görmüş, duymuş ve okumuş değiliz. Bir kabrin put edinildiğini farz etsek bile, bunun mezarlara saygı duymak ve kabirleri ziyaret etmekle hiçbir ilgisi yoktur. Bir kabri put edinmek, namaz kılarken onu Kâbe gibi kıble edinmek demektir; bu ikisi arasında büyük bir fark vardır. Bütün bu kaydettiklerimizde ve bundan sonra değineceklerimizde Resulullah'ın (s.a.a) hadisleri hakkında hiçbir şüphe yoktur; bu konuda Allah'a sığınırız. Şüphe edilen ve incelenmesi gereken konu, yüce Allah'ın kendilerini sapmadan, yanılmadan ve unutkanlıktan korumadığı hadis râvileridir.



Yüklə 1,44 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   70




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin