1- Resulullah'ın (s.a.a) sünnetinin hadisinin bir bölümünü silip onun yerine anlaşılmaz bir söz yerleştirme.
2- Silindiğine işaret ederek sahabenin siretinden rivayetin tamamını silme.
3- Resulullah'ın sünnetinden hadisin anlamını tevil etme.
4- Silindiğine işaret etmeden sahabenin sözlerinden bir bölümünü silme.
5- Silindiğine işaret etmeden Resulullah'ın (s.a.a) sünnetinden rivayetin hepsini silme.
6- Resulullah'ın (s.a.a) hadisinin yazılmasını engelleme.
7- Resulullah'ın (s.a.a) sünnetinin rivayetleriyle râvilerini ve hâkim gücü eleştiren kitapları aşağılama.
8- Kitaplarla kütüphaneleri yakma.
9- Sahabenin siretinin rivayetinin bir bölümünü silip onu tahrif etme.
10- Resulullah'ın (s.a.a) doğru sünneti ve ashabın sahih sireti yerine yalan rivayetler uydurma.
* * *
1- Hadisinin Bir Bölümünü Silip Onun Yerine Anlaşılmaz Bir Söz Yerleştirmek
Hilâfet Ekolü'nde gizleme çeşitlerinden biri, Hz. Resulullah'ın (s.a.a) hadisinin bir bölümünü silip onu anlaşılmaz bir cümleye çevirmekti. Aynen, "En yakın hısımlarını uyarıp korkut." ayetinin tefsirinde, Resulullah'ın Hâşim Oğulları'nı İslâm'a davet ettiğini nakleden rivayette Taberî ve İbn Kesir'in yaptıkları gibi. Bu ikisi, Resulullah'ın (s.a.a) o toplantıda Ali (a.s) hakkında buyurduğu, "O sizin aranızda benim vasim ve vezirimdir." cümlesini atmış, bunun yerine "şöyle ve böyle" kelimelerini koymuşturlar; hâlbuki bu belirsiz bir ifade olup hiçbir şeyi anlatamamaktadır. Yine Buharî'nin kendi Sahih'inde, daha önce değindiğimiz Abdurrahman b. Ebu Bekir'in rivayetinde sahabenin siretine yaptıkları da bunlardandır. Buharî, Abdurrahman'ın Mervan'a ne söylediğini nakletmeyip onun yerine, "Abdurrahman bir şey dedi." diye yazmıştır! Abdurrahman'ın sözünü belirsiz ve kapalı olarak "bir şey" diye tabir etmiştir! Ayrıca Ümmü'l-Müminin Aişe'nin, Mervan'ın babasının hükmü hakkında Resulullah'tan (s.a.a) rivayet ettiği şeyi silmiştir! Yine bu gizlemelerden biri de, Resulullah'ın (s.a.a) Bedir Savaşı hakkında sahabîlerle müşaveresi ve ashabın ona cevabında yaptıklarıdır. Taberî ve İbn Hişâm şöyle yazarlar: Kureyş'in, ticaret kervanını korumak için hareket ettiğini Resulullah'a (s.a.a) haber verdiklerinde, Resul-i Ekrem bunu ashaba açarak onlarla müşaverede bulundu. Bunun üzerine Ebu Bekir kalkarak güzel bir konuşma yaptı! Sonra Ömer kalkarak o da güzel bir konuşma yaptı! Daha sonra Mikdad b. Amr kalkarak şöyle dedi: "Ya Resulullah! Allah Tealâ'nın sana emrettiğini yap, biz de senin yanındayız. Vallahi biz, İsrail Oğulları'nın Musa'ya söyledikleri 'Sen ve Rabbin git, ikiniz savaşın. Biz burada duracağız!' sözünü söylemeyiz; aksine sen ve Rabbin onların üzerine gidin, biz de sizin yanınızda onlarla savaşırız..." Resulullah (s.a.a) Mikdad'ı tebrik ederek hakkında hayır duada bulundu. Ve Sa'd b. Muaz el-Ensarî'nin Resulullah'a verdiği cevapta şöyle geçer: "Ya Resulullah! Sen nasıl istersen ve uygun görürsen öyle davran; biz de seninle birlikteyiz. Gerçekten seni peygamber gönderene andolsun ki bize denizin derinliklerine girmeyi emredersen, seninle birlikte denizin derinliklerine gireriz ve bizden hiç kimse itaatsizlik etmez." Daha sonra Sa'd'ın sözlerinin Resulullah'ı (s.a.a) memnun ettiğini yazar. Dikkat ediniz! O ikisi (Ebu Bekir'le Ömer) Resulullah'a (s.a.a) ne söylediler, neden onların söyledikleri rivayette silinerek yerine, "güzel konuştu." yerleştirilmiştir?! Bu iki sahabenin cevabı güzeldiyse, neden muhacirlerden olan Mikdad'ın ve ensardan olan Sa'd b. Muaz'ın sözlerinin tamamını naklettikleri hâlde o güzel cevabı kaydetmemişlerdir?! Müslim de bu rivayeti şöyle kaydeder: Resulullah, Ebu Süfyan'ın kendilerine doğru hareket ettiğini haber alınca sahabelerle müşaverede bulundu. Bunun üzerine Ebu Bekir konuştu, fakat Resulullah (s.a.a) yüzünü ondan çevirdi. Daha sonra Ömer konuştu Resulullah (s.a.a) ondan da yüzünü çevirdi... Hayret! Eğer bu iki sahabe yerinde ve güzel bir şey söylemişse, neden Resulullah (s.a.a) hoşlanmayarak onlardan yüzünü çevirsin?!! Bu iki sahabenin o gün Resulullah'a (s.a.a) ne söylediklerini merak ederek Vâkıdî ve Makrizî'nin kitaplarına müracaat ettiğimizde bu ikisinin başka şeyler söylediklerini gördük. Vakidî diyor ki: Ömer, Resulullah'a şöyle dedi: "Ya Resulullah! Vallahi Kureyş bütün gurur ve iftiharıyla sana gelmektedir. Vallahi Kureyş izzet bulduğu günden itibaren zillet ve alçaklığı tatmamıştır
ve tuğyan ettiği günden itibaren de kanuna ve imana yanaşmamıştır. Vallahi Kureyş iftiharlarını kaybetmeyecek ve sana karşı amansız bir savaş yapacaktır. O hâlde kendini böyle bir savaş için hazırla ve ona lâyık bir güç bul..."[251] İbn Hişâm, Taberî ve Müslim'in rivayetinden, Ebu Bekir'den sonra Ömer'in kalkarak konuşup görüşünü belirttiği anlaşılmaktadır. Taberî'yle İbn Hişâm, bu iki sahabenin sözlerini "güzel" diye nitelendirmektedir! Fakat Müslim'in rivayetinde Resulullah'ın (s.a.a) ilk önce Ebu Bekir'in ve sonra da Ömer'in sözlerinden yüzünü çevirdiği geçer. İşte buradan Ebu Bekir'le Ömer'in sözlerinin aynı şey oldukları anlaşılmaktadır. Vâkıdî'yle Makrizî Ömer'in söylediklerini kaydedip, Ebu Bekir'in
söylediklerini nakletmedikleri için Ömer'in sözlerinden Ebu Bekir'in ne söylediğini anlamak mümkündür. Bu iki sahabenin söyledikleri halkı rahatsız edebileceği için İbn Hişâm, Taberî ve Müslim'in rivayetlerinde bu ikisinin sözleri silinmiştir. İşte bu gizlemeler nedeniyle Hilâfet Ekolü mensupları arasında bunların kitapları muteber ve güvenilir sayılmaktadır. Fakat Buharî kendi Sahih'inde bu rivayeti kapalı ve belirsiz bile
olsa nakletmediği için sıhhat ve doğruluk açısından Hilâfet Ekolü'nün bütün kitapları arasında özel bir konuma sahiptir. Ayrıca, Taberî'yle İbn Kesir, Hâşim Oğulları'nı uyarıp-korkutma hadisinde Resulullah'ın (s.a.a) buyruğundan "vasim ve vezirim" ibaresini belirsiz bir şekilde "şöyle ve böyle" şeklinde yazarak değiştirmişlerdir. Çünkü bu rivayet, hilâfet ve önderlik konusunda Hz. Ali'nin (a.s) kesin hakkını insanlara beyan etmektedir; oysa insanların bundan haberi olması katiyen doğru değildi! Buharî de Abdurrahman b. Ebu Bekir'in sözlerini "bir şey" diye değiştirmiştir. Çünkü aksi durumda Abdurrahman'ın sözleri Muaviye, Yezid ve Mervan gibi halifelere dokunur ve insanları bilmeleri yakışmayan şey konusunda aydınlatırdı!
Ebu Bekir'le Ömer'in Resulullah (s.a.a) karşısında verdikleri cevaplar Sîre-i İbn Hişâm, Tarih-i Taberî ve Sahih-i Müslim'de değiştirilmiştir. Çünkü bu iki sahabenin sözleri, ilk iki halifeye yakışmayan bir anlam taşıyordu. İşte bu nedenle onlardan birinde rivayetin bir bölümünü silerek
yerine belirsiz bir şey koymuşlardır! Bu gibi gizlemelere, Hilâfet Ekolü ulemasında sık sık rastlanmaktadır.
Dostları ilə paylaş: |