BAŞARI / ZAFER / KURTULUŞ
1ـ أنْجَحُكُمْ أصْدَقُكُمْ / 2838.
1- En başarılınız, en doğru sözlünüzdür. /2838
2ـ أدْرَكُ النّاسِ لِحاجَتِهِ ذُو الْعَقْلِ الْمُتَرَفِّقُ / 3325.
2- İsteğini en çabuk elde eden insan, yumuşak ve kibar ahlaklı olandır. /3325
3ـ إنْ كُنْتُمْ لِلَّنجاةِ طالِبِينَ فَارْفَضُوا الْغَفْلَةَ وَ اللَّهْوَ وَ الْزَمُوا الاِجْتِهاد وَ الْجِدَّ/ 3741.
3- Kurtuluş istiyorsanız gaflet ve eğlenceyi bırakın, (nefsinizi ıslah etmekte) ciddi olun ve ondan ayrılmayın. /3741
4ـ آفَةُ النُّجْح اَلْكَسَلُ / 3968.
4- Başarının âfeti, tembellik ve gevşekliktir. /3968
5ـ قَدْ يُنالُ النُّجْحُ / 6658.
5- Başarı bazen ulaşır. /6658
6ـ قَدْ يُعْيِي إنْدِمالُ الْجُرْحِ / 6659.
6- Yaraların iyileşmesi bazen bitkin bırakır. /6659
7ـ ما أقْرَبَ النَّجاحَ مِمَّنْ عَجَّلَ السَّراحَ / 9536.
7- Başarıyı, kurtulmakta acele eden kimseye yakınlaştıran şey nedir? /9536
8ـ مِلاكُ النَّجاةِ لُزُومُ الإيمانِ وَ صِدْقُ الإيقانِ / 9867.
8- Kurtuluşun ülçüsü imanlı olmak ve yakinin doğruluğudur. /9867
9ـ لا يَفُوزُ بِالنَّجاةِ إلاّ مَنْ قامَ بِشَرائِطِ الإيمانِ / 10757.
9- Ancak imanın şartlarını yerine getiren kurtuluşa erer. /10757
10ـ لانَجاةَ لِمَنْ لا إيمانَ لَهُ / 10780.
10- İmanı olmayan kurtuluşa eremez. /10780
11ـ لا يَنْجُو مِنَ اللهِ سُبْحانَهُ مَنْ لا يَنْجُو النّاسُ مِنْ شَرِّهِ / 10886.
11- Halkın, şerrinden kurtulamadığı kimse, Allah'ın (azabından) kurtulamaz. /10886
12ـ ثَلاثٌ فِيهِنَّ النَّجاةُ: لُزُومُ الْحَقِّ، وَ تَجَنُّبُ الْباطِلِ وَ رُكُوبُ الجِدِّ / 4661.
12- Kurtuluş üç şeydedir: Halkla beraber olup ondan ayrılmamak, bâtıldan uzak kalmak ve ciddi olmak. /4661
13ـ كَيْفَ يَنْجُو مِنَ اللهِ هارِبُهُ ؟! / 6980.
13- Allah'tan kaçan ondan nasıl kurtulabilir? /6980
1ـ اِلإذاعَةُ خِيانَةٌ/ 114.
1- (Başkasının ayıbını) yaymak, ihanettir. /114
2ـ اَلإذاعَةُ شيمَةُ الأغْيارِ/ 1082.
2- (Başkasının ayıbını) yaymak, bedbahtların huyudur. /1082
1ـ وَعَزّى (ع) رَجُلاً مَاتَ لَهُ وَلَدٌ وَرُزِقَ لَهُ وَلَدٌ فقالَ: عَظَّمَ اللهُ أجْرَكَ فيما أبادَ، وَبارَكَ لَكَ فيما أفادَ/ 6337.
1- İmam Ali (a.s), çocuğu öldükten sonra Allah'ın yeni bir evlat verdiği kimseye başsağlığı verdi ve şöyle buyurdu:
Allah elinden giden evladından dolayı sana büyük sevap versin ve yeni verdiği evladına da bereket versin. /6337
BÂTIL
1ـ الرّاضي بِفِعْلِ قَوْمٍ كَالدّاخِلِ فيهِ مَعَهُم، وَلِكُلِّ داخِلٍ في باطِلٍ إثمانِ: إثمُ الرِّضا بِهِ، وَإثمُ العَمَلِ بِهِ/ 2085.
1- Bir toplumun yaptığı işe razı olan kimse, o işi yapanlar gibidir. Bâtıla giren herkesin iki günahı vardır: Ona razı olmanın günahı ve onu yapmanın günahı. /2085
2ـ الباطِلُ مُضادُّ الْحَقِّ/ 277.
2- Bâtıl hakkın zıddıdır. /277
3ـ الباطِلُ غَرُورٌ خادِعٌ/ 549.
3- Bâtıl, aldatıcı bir hilekârdır. /539
4ـ الباطِلُ أضْعَفُ نَصيرٍ/ 717.
4- Bâtıl en zayıf yardımcıdır. /717
5ـ الباطِلُ يَزِلُّ بِراكِبِهِ/ 1100.
5- Bâtıl, ona bineni kaydırır. /1100
6ـ الأباطيلُ مُوقِعَةٌ في الأضاليلِ/ 1274.
6- Bâtıllar (insanı) sapıklıklara düşürür. /1274
7ـ التّظافُرُ عَلى نَصْرِ الباطِلِ لُؤْمٌ وَخِيانَةٌ/ 1328.
7- Bâtılı zafere ulaştırmak için dayanışmak, alçaklık ve ihanettir. /1328
8ـ خالِفْ مَنْ خَالَفَ الْحَقَّ إلى غَيْرِهِ، وَدَعْهُ، وَما رَضِيَ لِنَفْسِهِ/ 5057.
8- Hakka muhalefet edip bâtıla yönelene muhalefet et; onu kendi nefsiyle razı olduğu şeyle baş başa bırak. 5057
9ـ طَلَبُ التّعاوُنِ عَلى نُصْرَةِ الباطِلِ جِنايَةٌ وَخِيانَةٌ/ 6031.
9- Bâtılın zafere erişmesi için yardımlaşmak, hem cinayet, hem hıyanettir. /6031
10ـ ظَلَمَ الْحَقَّ مَنْ نَصَرَ الباطِلَ/ 6041.
10- Bâtıla yardım eden hakka zulmetmiştir. /6041
11ـ كَيْفَ يَنْفَصِلُ عَنِ الباطِلِ مَنْ لَمْ يَتَّصِلْ بِالْحَقِّ؟!/ 7006.
11- Hakka yapışmayan bâtıldan nasıl ayrılabilir? /7006
12ـ لِلباطِلِ جَوْلَةٌ/ 7318.
12- Bâtıl döner, durur. /7318
13ـ لَيْسَ في الْبَرْقِ اللاَّمِعِ مُسْتَمْتَعٌ لِمَنْ يَخُوضُ الظُّلْمَةَ/ 7515.
13- Karanlığa dalana aydınlıktan bir nasip yoktur. /7515
14ـ مَنْ رَكِبَ الباطِلَ نَدِمَ/ 7651.
14- Bâtıl merkebine binen pişman olur. /7651
15ـ مَنْ كَثُرَ باطِلُهُ لَمْ يُتَّبَعْ حَقُّهُ/ 8135.
15- Bâtıla çok dalanın hakkına uyulmaz. /8135
16ـ مَنْ رَكِبَ الباطِلَ أهْلَكَهُ مَرْكَبُهُ/ 8221.
16- Kim bâtıl merkebine binerse, bineği onu helake götürür. /8221
17ـ مَنْ رَكِبَ الباطِلَ زَلَّ قَدَمُهُ/ 8515.
17- Bâtıla binenin ayağı sürçer. /4515
18ـ مَنْ كانَ غَرَضُهُ الباطِلَ لَمْ يُدْرِكِ الْحَقَّ وَلَوْ كانَ أشْهَرَ مِنَ الشَّمْسِ/ 9023.
18- Gayesi bâtıl olan kimse, güneşten daha meşhur olsa da hakkı yakalayamaz. /9023
19ـ مَنْ نَصَرَ الباطِلَ نَدِمَ/ 9201.
19- Bâtıla yardım eden pişman olmuştur. /9201
20ـ ما أقْبَحَ الباطِلَ/ 9587.
20- Ne de çirkindir bâtıl! /9587
21ـ مُسْتَعْمِلُ الباطِلِ مُعَذَّبٌ مَلُومٌ/ 9868.
21- Bâtılı kullanan azaplandırılmış, kınanmıştır. /9868
22ـ لا يَعِزُّ مَنْ لَجَأَ اِلى الباطِلِ/ 10704.
22- Bâtıla sığınan izzet bulamaz. /10704
23ـ غَرَضُ الْمُبْطِلِ الفَسادُ/ 6424.
23- Bâtılcının gayesi bozgunculuktur. /6424
BÂTILA YARDIM
1ـ مَنْ نَصَرَ الباطِلَ خَسِرَ / 7696.
1- Bâtıla yardım eden ziyankârdır. /7696
BEDBAHT
1ـ اَلشقيُّ مَنِ اغْتَرَّ بِحالِهِ وَانْخَدَعَ لِغُرُورِ آمالِهِ/ 1799.
1- Bedbaht, kendi haliyle böbürlenip, uzun arzularının hilesine aldanan kimsedir. /1799
2ـ أشْقَاكُمْ أحْرَصُكُمْ/ 2835.
2- En bedbahtınız, en çok hırslı olanınızdır. /2835
3ـ أشْقَى النّاسِ مَنْ باعَ دينَهُ بِدُنْيا غَيْرِهِ/ 3156.
3- Halkın en bedbahtı, dinini başkasının dünyasına satan kimsedir. /3156
4ـ كَمْ مِنْ شَقِيٍّ حَضَرَهُ أجَلُهُ وَهُوَ مُجِدٌّ فِي الطَّلَبِ/ 6967.
4- Nice bedbaht vardır ki, ölüm gelip çattığı halde o (dünyayı) istemekte çaba harcamaktadır. /6967
Dostları ilə paylaş: |