BEDEN
1ـ خِدْمَةُ الْجَسَدِ إعْطاؤُهُ ما يَسْتَدعيهِ مِنَ الملاذِّ وَالشَّهَواتِ وَالْمُقْتَنَياتِ وَفي ذلِكَ هَلاكُ النَّفْسِ/ 5097.
1- Bedene hizmet, ona istediği lezzetleri, şehvetleri ve biriktirilmiş şeyleri vermektir; ne var ki nefsin helâki de bundadır. /5097
2ـ صِحَّةُ الأجْسامِ مِنْ أهْنَأِ الأقْسامِ/ 5812.
2- Bedenlerin sıhhati esenlik dolu paylarda saklıdır. /5812
3ـ كَيْفَ يُغْتَرُّ بِسَلامَةِ جِسْمٍ مُعَرَّضٍ لِلآفاتِ/ 6984.
3- Âfetlerle karşı karşıya olunduğu halde nasıl da beden sağlığıyla aldanırlar? /6984
BELA / ÜZÜNTÜ VE İMTİHAN
1ـ إنَّ لِلمِحَنِ غاياتٍ لابُدَّ مِنِ انْقِضائِها، فَنامُوالَها إلي حينِ انْقِضائِها، فَإنَّ إعْمالَ الحيلَةِ فيها قَبْلَ ذلِكَ زِيادَةٌ لَها / 3595.
1- Şüphesiz belaların süresi vardır. Çaresiz o süre geçecektir. Öyleyse bela bitinceye kadar uyuyun (yani onun giderilmesi için çaba sarf etmeyin ki çaba fayda vermeyecektir); çünkü bela bitmeden çare aramak onu çoğaltmaktan başka bir işe yaramaz. /3595
2ـ إنَّ لِلْمِحَنِ غاياتٌ، وَ لِلْغاياتِ نِهايات، فَاصْبِرُوالها حَتّي تَبْلُغَ نِهاياتِها، فَالتَّحَرُّكُ لَها قَبْلَ اِنْقِضائِها زِيادَةٌ لَها / 3596.
2- Şüphesiz belaların bir zamanı ve her zamanın bir bitişi vardır. O halde belalar bitinceye kadar sabredin. Bela bitmeden önce onun için hareket etmek, onu çoğaltmaktan başka bir işe yaramaz. /3596
3ـ اَلْمِحْنَةُ مَقْرُونَةٌ بِحُبِّ الدُّنْيا / 1060.
3- Bela, dünya sevgisiyle beraberdir. /1060
4ـ قُرِنَتِ الْمِحْنَةُ بِحُبِّ الدُّنْيا / 6721.
4- Bela, dünyaya sevgisine bağlandı. /6721
BELAGÂT[18]
1ـ البَلاغَةُ ما سَهُلَ عَلى الْمَنْطِقِ وَ خَفَّ عَلى الفِطْنَةِ/ 1881.
1- Belagât, söylenmesi dile kolay ve anlaşılması zekâya hafif gelen şeydir. /1881
2ـ البَلاغَةُ أنْ تُجيبَ فَلا تُبْطئَ وتُصيبَ فلا تُخْطِئَ/ 2150
2- Belagât, duraksamaksızın cevap vermen ve hata etmeden isabetli konuşmandır. /2150
3ـ قَدْ يُكْتَفى مِنَ البَلاغَةِ بالإيجازِ/ 6666.
3- Bazen belagâtta kısa ve öz konuşmayla yetinilir. /6666
4ـ مَنْ قامَ بِفَتْقِ القَوْلِ وَرَتْقِهِ حازَ البَلاغَةَ/ 9045.
4- Sözü açmaya ve birleştirmeye çalışan muhakkak ki belagâta sahip olmuş demektir. /9045
5ـ آلَةُ (آيَةُ) البَلاغَةِ: قَلْبٌ عَقُولٌ، وَلِسانٌ قائلٌ/ 1493.
5- Belagâtın aracı[19] akıl eden kalp ve (düzgün) konuşan dildir. /1493
6ـ رُبّما اُرْتِجَ عَلى الفَصيحِ الْجَوابُ/ 5378.
6- Bazen fasih konuşanın da cevap vermesi bağlanır.[20] /5378
BENCİLLİK / GURURLANMA / KİBİRLENME
1ـ أوْحَشُ الوَحْشَةِ العُجْبُ /2854.
1- Korkunç şeylerin en korkuncu bencilliktir. /2854
2ـ اَلعُجْبُ هَلاكٌ /45.
2- Bencillik helakettir. /45
3ـ اَلعُجْبُ حُمْقٌ /62.
3- Bencillik ahmaklıktır. /62
4ـ اَلعُجْبُ رَأسُ الحَماقَةِ /348.
4- Bencillik ahmaklığın başıdır. /348
5ـ اَلعُجْبُ رَأسُ الجَهْلِ /414.
5- Bencillik cehaletin başıdır. /414
6ـ اَلعُجْبُ عُنْوانُ الحَماقَةِ /555.
6- Bencillik ahmaklığın göstergesidir. /555
7ـ اَلإعْجابُ يَمْنَعُ الاِزدِيادَ /599.
7- Kendini beğenmek artışa mani olur. /599
8ـ اَلعُجْبُ أضَرُّ قَرينٍ /600.
8- Bencillik en zararlı arkadaştır. /600
9ـ اَلإعْجابُ ضِدُّ الصَّوابِ /672.
9- Kendini beğenmek doğru yol ve düşüncenin zıddıdır. /672
10ـ اَلعُجْبُ يُفْسِدُ العَقْلَ /726.
10- Bencillik aklı mahveder. /726
11ـ اَلعُجْبُ يَمْنَعُ الاِزدِيادَ /849.
11- Bencillik (kemalin) artışını engeller. /849
12ـ اَلعُجْبُ بِالحَسَنَةِ يُحْبِطُها /895.
12- İyi amelden dolayı övünmek onu batıl eder. /895
13ـ اَلعُجْبُ آفَةُ الشَّرَفِ /940.
13- Bencillik şeref ve büyüklüğün afetidir. /940
14ـ اَلعُجْبُ يُظْهِرُ النَّقيصَةَ /954.
14- Bencillik, eksiklik ve aşağılığı aşikâr eder. /954
15ـ إعْجابُ المَرْءِ بِنَفْسِهِ حُمْقٌ /1183.
15- Kendinden dolayı kibirlenen kimse ahmaktır. /1183
16ـ الإعْجابُ ضِدُّ الصَّوابِ وَآفَةُ الألْبابِ /1357.
16- Kendini beğenmek, doğru düşünmenin zıddı ve akılların afetidir. /1357
17ـ إذا أرَدْتَ أنْ تَعْظُمَ مَحاسِنُكَ عِنْدَ النّاسِ, فَلا تَعْظُمْ في عَيْنِكَ /4097.
17- İyilik ve güzelliklerinin halk katında büyük sayılmasını istiyorsan, kendi gözünde büyük olma. /4097
18ـ إذا زادَ عُجْبُكَ بِما أنْتَ فيهِ مِنْ سُلْطانِكَ, فَحَدَثَتْ لَكَ أُبَّهَةٌ أو مَخيلَةٌ, فَانْظُرْ إلى عِظَمِ مُلْكِ اللهِ وَقُدْرَتِهِ , مِمّا لا تَقْدِرُ عَلَيْهِ مِنْ نَفْسِكَ ,فَإنَّ ذلِكَ يُلَيِّنُ مِنْ جَماحِكَ , وَيَكُفُّ عَنْ غَرْبِكَ , وَيَفيءُ إلَي عَزَبَ عَنْكَ بِما ْكَ مِنْ عَقْلِكَ /4168.
18- Kudret ve gücünden dolayı kibrin çoğalır, tekebbüre ve gurura neden olursa o zaman Allah-u Teala’nın yüce ve üstün malikiyet kudretine ve kendin için kadir olmadığın şeyleri hatırla, bu iş tuğyanını yatıştırır ve öfkenin önünü alır. Aklından (düşünmemene neden olan şeyi) uzak şeyi yakınlaştırır. /4168
19ـ بِالرِّضا عَنِ النَّفْسِ تَظْهَرُ السَّوْءاتُ وَالعُيُوبُ /4356.
19- Nefisten razı olmak (bencillik) çirkinlik ve ayıpların zahir olmasına neden olur. /4356
20ـ ثَمَرَةُ اَلعُجْبِ البَغْضاءُ /4606.
20- Bencilliğin meyvesi düşmanlıktır. /4606
21ـ سَيِّئَةٌ تَسُوؤُكَ خَيْرٌ مِنْ حَسَنَةٍ تُعْجِبُكَ /5615.
21- Seni gururlandırıp kibirlendiren sevaptan, pişman olduğun günahın daha iyidir. /5615
22ـ مَنْ أُعْجِبَ بِنَفْسِهِ سُخِرَ بِهِ /7862.
22- Nefsinin gururlandırdığı kimse maskara olur. /7862
23ـ مَنْ أُعْجِبَ بِرَأْيِهِ ذَلَّ (ضَلَّ) /7977.
23- Kendi reyinden kibirlenen zelil olur. /7977
24ـ مَنْ أُعْجِبَ بِفِعْلِهِ أُصيبَ بِعَقْلِهِ /8380.
24- Amelinin kibirlendirdiği kimsenin aklı afete uğrar. /8380
25ـ مَنْ أعْجَبَهُ قَوْلُهُ فَقدْ غَرَبَ عَقْلُهُ /8382.
25- Sözünün kibirlendirdiği kimsenin aklı batmıştır. /8382
26ـ مَنْ كَثُرَ إعْجابُهُ قَلَّ صَوابُهُ /8383.
26- Gururu çok olanın doğru işi azalır. /8383
27ـ مَنْ أُعْجِبَ بِعَمَلِهِ أحْبَطَ أجْرَهُ /8511.
27- Amelinden dolayı kibirlenen kimsenin mükâfatı yok olur. /8511
28ـ مَنْ أُعْجِبَ بِحُسْنِ حالَتهِ قَصَّرَ عَنْ حُسْنِ حيلَتِهِ /8725.
28-İyi durumundan dolayı kibirlenen, kendine iyi çare bulmada kusur eder. /8725
29ـ مَنْ تَرَكَ العُجْبَ وَالتَّوانِيَ لَمْ يَنْزِلْ بِهِ مَكْرُوهٌ /8805.
29- Kibri ve tembelliği terk eden, rahatsız edici şeyler görmez. /8805
30ـ ما أُعْجِبَ بِرَأْيِهِ إلاّ جاهِلٌ /9471.
30- Cahilden başkası kendi reyinden dolayı kibirlenmez. /9471
31ـ ما أضَرَّ المَحاسِنَ كَالعُجْبِ /9472.
31- İyiliklere/güzelliklere kibir kadar hiçbir şey zarar vermez. /9472
32ـ ما لابْنِ آدَمَ وَالعُجْبِ, وَأوَّلُهُ نُظْفَةٌ مَذِرَةٌ وَآخِرُهُ جيفَةٌ قَذِرَةٌ, وَهُوَ بَيْنَ ذلِكَ يَحْمِلُ العَذَرَةَ /9666.
32- Kibir Ademoğlunun neyine? Evveli alçak meni parçası, sonu ise pis kokulu leştir ve o, bu ikisinin arasında necaset taşımaktadır. /9666
33ـ لا وَحْشَةَ أوْحَشُ مِنَ اَلعُجْبِ /10633.
33- Kibirden daha korkunç bir şey yoktur. /10633
34ـ إعْجابُ المَرْءِ بِنَفْسِهِ بُرْهانُ نَقْصِهِ , وَعُنْوانُ ضَعْفِ عَقْلِهِ /2007.
34- Kibirlenmek insanın eksikliğine ve aklın zayıflığına delildir. /2007
35ـ إيّاكَ وَالإعْجابَ وَحُبَّ الإطْراءِ , فَإنَّ ذلِكَ مِنْ أوْثَقِ فُرَصِ الشَّيْطانِ /2627.
35- Kendini beğenmişlikten sakın ve (övenlerin) övgüsünden hoşnut olma! Zira bunlar, şeytan için en güçlü fırsatlardır. /2672
36ـ إيّاكَ أنْ تُعْجِبَ بِنَفْسِكَ , فَتَظْهَرَ عَلَيْكَ النَّقْصُ وَالشَّنَآنُ /2679.
36- Kendinle gururlanmaktan kaçın! Bu senin alçalmana ve (sana karşı) düşmanlığın doğmasına neden olur. /2679
37ـ إيّاكَ أنْ تَسْتَكْبِرَ مِنْ مَعْصِيَةِ غَيْرِكَ ما تَسْتَصْغِرُهُ مِنْ نَفْسِكَ , أو تَسْتَكْثِرَ مِنْ طاعَتِكَ ما تَسْتَقِلُّهُ مِنْ غَيْرِكَ /2683.
37- Başkaları için büyük saydığın günahı kendin için küçük görmekten veya diğerleri için az saydığın itaatleri kendin için çok saymaktan kaçın! /2683
Dostları ilə paylaş: |