CESUR / CESARET
1ـ اَلشَّجاعَةُ أحَدُ الْعِزَّيْنِ/ 1662.
1- Cesaret iki izzetten biridir. /1662
2ـ اَلشَّجاعَةُ نُصْرَةٌ حاضِرَةٌ، وَفَضيلَةٌ ظاهِرةٌ/ 1700.
2- Cesaret, hazır yardım ve açık bir üstünlüktür. /1700
3ـ اَلشَّجاعَةُ زَيْنٌ، اَلجُبْنُ شَيْنٌ/ 94.
3- Cesaret ziynet, korkaklık ardır. /94
4ـ اَلشَّجاعَةُ عِزٌّ حاضِرٌ، اِلْجُبْنُ ذُلٌّ ظاهِرٌ/ 572.
4- Cesaret hazır bir izzet, korkaklık açık bir zillettir. /572
5ـ ثَمَرَةُ الشَّجاعَةِ الْغَيْرَةُ/ 4620.
5- Cesaretin meyvesi gayrettir. /4620
6ـ زَكاةُ الشَّجاعَةِ الْجِهادُ في سَبيلِ اللهِ/ 5455.
6- Cesaretin zekâtı, Allah yolunda cihat etmektir. /5455
7ـ شَجاعَةُ الرَّجُلِ على قَدْرِ هِمَّتِهِ، وَغَيْرَتُهُ على قَدْرِ حَمِيَّتِهِ/ 5763.
7- Erkeğin cesareti azmi, gayreti ise tutuculuğu (kararlılığı) kadardır. /5763
8ـ عَلى قَدْرِ الْحَمِيَّةِ تَكُونُ الشَّجاعَةُ/ 6180.
8- Cesaret gayret miktarınca olur. /6180
9ـ مُعالَجَةُ النِّزالِ تُظْهِرُ شَجاعَةَ الأبْطالِ/ 9801.
9- Deve binicilerinin cihat ve savaş için deveden çabukça inmeleri, onların yiğitlik ve cesaretlerini gösterir. /9801
10ـ آفَةُ الشُّجاعِ إضاعَةُ الْحَزْمِ/ 3938.
10- Cesaretin afeti, ileri görüşlü olmayı yok etmektir. /3938
CİHAT
1ـ إنَّ مَنْ بَذَلَ نَفْسَهُ في طاعَةِ اللهِ وَرَسُولِهِ كانَتْ نَفْسُهُ ناجِيَةً سالمةً، وَصَفْقَتُهُ رابِحَةً غانمةً/ 3584.
1- Kendini Allah ve resulünün itaatine adayan kimsenin nefsi kurtulmuş, sağlam kalmıştır; muamelesi ise kârlı ve ganimetlidir. /3584
2ـ إنّ أوَّلَ ما تُغْلَبُونَ عَلَيْهِ مِنَ الجِهادِ، جِهادٌ بأيْديكُمْ، ثُمَّ بألْسِنَتِكُمْ، ثُمَّ بِقُلُوبِكُمْ، فَمَنْ لَمْ يَعْرِفْ بِقَلْبِهِ مَعْرُوفاً، وَلَمْ يُنْكِر مُنْكَراً، قُلّبَ فَجُعِلَ أعْلاهُ أسْفَلَهُ/ 3608.
2- Cihat yoluyla ilk galip geleceğiniz şey önce ellerinizle, sonra dillerinizle, sonra da kalplerinizle yapacağınız cihattır. Öyleyse kalbiyle iyiliği tanımayan ve çirkinliği kötü saymayan tersine döner ve üstü altına çevrilir. /3608
3ـ الجِهادُ عِمادُ الدّينِ، ومِنْهاجُ السُّعَداءِ/ 1346.
3- Cihat dinin direği ve saadete ermişlerin yoludur. /1346
4ـ الْمُجاهِدُونُ تُفْتَحُ لَهُم أبْوابُ السَّماءِ/ 1347.
4- Göklerin kapıları mücahitlere açılır. /1347
5ـ إنْ كانَتِ الرَّعايا قَبْلي تَشْكُوا حَيْفَ رُعاتِها فَإنّي الْيَوْمَ أشْكُو حَيْفَ رَعِيَّتي، كَأنّي الْمَقُودُ وَهُمُ القادَةُ، وَالمُوزَعُ وَهُمُ الوَزَعَةُ/ 3732.
5- Eğer benden önce halk, kendilerini idare edenlerin zulümlerini şikâyet ediyorlardıysa, ben de bugün idare ettiğim kişilerin zulümlerini şikâyet ediyorum; sanki idare edilen benim de beni idare eden onlardır ve emre tabi benim de onlar amirdir. /3732
6ـ ثَوابُ الجِهادِ أعْظَمُ الثَّوابِ/ 4695.
6- Cihadın sevabı en büyük sevaptır. /4695
7ـ وَالجِهادُ عِزّاً لِلإسلامِ/ 6608.
7- Allah, cihadı İslam'ın izzeti için vacip kıldı. /6608
8ـ لا تَجْتَمِعُ عَزيمَةٌ وَوَليمَةٌ/ 10580.
8- (İmam Ali (a.s) Nehcü'l-Belaga'nın 211. hutbesinde ashabını cihada teşvik ederken şöyle buyurdu: "Elbiselerinizin bağlarını bağlayın ve koltuk altına sarkan fazlalıkları savaş meydanında atılgan ve çabuk olmanız için dürün; aşırı yemek-içmekten sakının."
Daha sonra da şöyle buyurdu:)
Kesin karar ile davet yemeği bir arada olmaz. /10580
9ـ زَكاةُ الْبَدَنِ الجِهادُ وَالصِّيامُ/ 5452.
9- Bedenin zekâtı cihat ve oruçtur. /5452
CİMRİ
1ـ البَخيلُ يَبخَلُ عَلى نَفسِهِ بالْيَسيرِ مِنْ دُنياهُ، وَيَسْمَحُ لِوُرَّاثهِ بِكُلِّها/ 1884.
1- Cimri, dünyasından kendisine cimrilik eder, ama hepsini varislerine bağışlar. /1884
2ـ البَخيلُ يَسْمَحُ مِنْ عِرْضِهِ بأكْثَرَ ممّا أمْسَكَ مِنْ عَرَضِهِ، وَيُضَيِّعُ مِنْ دينِهِ أضْعافَ ما حَفِظَ مِنْ نَشَبِهِ/ 2084.
2- Cimri, malından daha çok onurundan bağışlar ve koruduğu malından daha fazlasıyla dinini zayi eder. /2084
3ـ أبْعَدُ الْخَلائقِ مِنَ اللهِ تَعالى البَخيلُ الغَنيُّ/ 3162.
3- Yaratılanlar arasında Allah'a en uzak olanı zengin cimridir. /3162
4ـ أبْخَلُ النّاسِ بِعَرَضِهِ أسْخاهُمْ بِعِرْضِهِ/ 3190.
4- Malına karşı insanların en cimrisi şerefine karşı en cömert olanıdır. /3190
5ـ أبْخَلُ النّاسِ مَنْ بَخِلَ عَلى نَفْسِهِ بمالِهِ، وَخَلَّفَهُ لِوُرّاثهِ/ 3253.
5- İnsanların en cimrisi malını kendisinden esirgeyen ve onu varislerine bırakandır. /3253
6ـ البَخيلُ مَذْمُومٌ، الْحَسُودُ مَغْمُومٌ/ 97.
6- Cimri (herkesçe) kınanan, çekemez ise (daima) üzgün olan kimsedir. /97
7ـ البَخيلُ خازِنٌ لِوَرَثَتِهِ/ 464.
7- Cimri, varisinin haznedarıdır. /464
8ـ البَخيلُ مُتَعَجِّلُ الفَقْرِ/ 692.
8- Cimri, yoksulluğa doğru acele edendir. /692
9ـ البَخيلُ أبَداً ذَليلٌ/ 781.
9- Cimri ebedî olarak zelildir. /781
10ـ البَخيلُ مُتَحَجِّجٌ (مُتَبَجّجٌ) بالمعاذيرِ وَالتعاليلِ/ 1275.
10- Cimri (malından vermemek için) mâzeretlere ve bahanelere baş vurur. /1275
11ـ البَخيلُ ذَليللٌ بينَ أعِزَّتِهِ/ 1441.
11- Cimri aziz saydığı kimseler arasında dahi zelildir. /1441
12ـ عَجِبْتُ لِلشَّقِيِّ الْبَخيلِ يَتَعَجَّلُ الْفَقْرَ الّذي مِنْهُ هَرَبَ وَيَفُوتُهُ الْغِنى الّذي إيّاهُ طَلَبَ فَيَعيشُ في الدُّنيا عَيْشَ الْفُقَراءِ وَيُحاسَبُ في الآخِرَةِ حِسابَ الأغْنِياءِ/ 6280.
12- Fakirlikten kaçmak isteyip de ona yakalanan, zenginliği arzu edip de onu yitiren aşağılık cimriye şaşarım; dünyada fakir gibi yaşar, ahirette ise zenginlerin hesabıyla yargılanır. /6280
13ـ لَيْسَ لِشَحيحٍ رَفيقٌ/ 7465.
13- Cimrinin arkadaşı olmaz. /7465
14ـ ليسَ لبخيلٍ حبيبٌ/ 7473.
14- Cimrinin dostu olmaz. /7473
15ـ لَمْ يُوَفَّقْ مَن بَخِلَ عَلى نَفْسِهِ بِخَيرهِ وَخَلَّفَ مالَهُ لغَيْرهِ/ 7535.
15- Kendine karşı cimrilik eden, hayırda başarılı olmaz ve malını başkalarına bırakır. /7535
16ـ مَنْ قَبَضَ يَدَهُ مَخافَةَ الفَقْرِ فَقَدْ تَعَجَّلَ الفَقْرَ/ 7877.
16- Fakirlik korkusuyla elini sıkan, fakirliğe koşmuştur. /7877
17ـ مَنْ بَخِلَ بِمالِهِ ذَلَّ/ 7921.
17- Malıyla cimrilik eden zelil olmuştur. /7921
18ـ مَنْ بَخِلَ بما لا يَمْلِكُهُ فَقَدْ بالَغَ في الرّذيلَةِ (بالرّذيلةِ)/ 8846.
18- Sahip olmadığı şeylerle cimrilik eden, alçaklığın doruğuna ulaşmış demektir. /8846
19ـ مَنْ يَقْبِضْ يَدَهُ عَنْ عَشيرَتهِ، فَإنّما يَقبضُ يَداً واحِداً عَنهُمْ، وَيَقبضُ عَنهُ أيْديَ كَثيرةً مِنهُمْ/ 8880.
19- Elini yakınlarına karşı sıkı tutan, sadece bir elini onlara karşı sıkı tutmuştur; halbuki ona karşı çokları ellerini sıkı tutar. /8880
20ـ مَنْ بَخِلَ بِمالِهِ عَلى نَفْسِهِ جادَ بهِ عَلى بَعْلِ عِرْسِهِ/ 9088.
20- Malını kendisinden esirgeyen kimse, onu, karısının kocasına bağışlar. /9088
21ـ منْ بخلَ على المحتاجِ بما لَديهِ كثرَ سخطُ اللهِ عليْهِ/ 9109.
21- Elindekiyle muhtaç kimseye cimrilik edene Allah'ın gazâbı çok olur. /9109
22ـ ما عَقَدَ إيمانَهُ مَن بَخِلَ بإحْسانهِ/ 9570.
22- İhsan etmeye kıyamayan, imanını sağlamlaştırmamıştır. /9570
23ـ ما عَقَلَ مَنْ بَخِلَ بإحْسانهِ/ 9588.
23- İhsan etmeye kıyamayan aklını kullanmamıştır. /9588
24ـ وَقال (ع) وَقَدْ مَرَّ بِقَذِرٍ عَلىمَزْبَلَةٍ: هذا ما كُنْتُمْ (عَلَيْهِ بِالأمْسِ تَتَنافَسُونَ) تَتَنافَسُونَ فيهِ بالأمْسِ [وَفي خَبرٍ أخَر] أنّهُ قالَ: هذا ما بَخِلَ بِهِ الباخِلُونَ/ 10023.
24- İmam Ali (a.s) üzeri açılmış bir lağım kuyusunun kenarından geçerken şöyle buyurdu:
“Siz daha düne kadar ona rağbet etmede yarışmaktaydınız.”
Başka bir rivayete göre ise şöyle buyurmuştur:
“Bu (pislik), cimrilerin esirgedikleri şeylerdir.” /10023
25ـ وَيْحَ البَخيلِ الْمُتَعَجِّلِ الفَقْرَ الّذي مِنْهُ هَرَبَ، وَالتّارِكِ الغِني الّذي إيّاهُ طَلَبَ/ 10098.
25- Fakirlikten kaçmak isteyip de ona yakalanan, zenginliği arzu edip de onu terk eden cimrinin vay haline! /10098
26ـ لا تَبْخَلْ فَتُقَتِّرَ وَلا تُسْرِفْ فَتُفْرِطَ/ 10310.
26- Cimrilik etme, geçimini sıkıntıya sokarsın; israf etme, haddi aşarsın. /10310
27ـ لا مُرُوّةَ لِبَخيلٍ/ 10438
27- Cimrinin mertliği olmaz. /10438
28ـ لا يُبْقى الْمالَ إلاّ الْبُخلُ، وَالْبَخيلُ مُعاقَبٌ مَلومٌ/ 10843.
28- Malı ancak cimrilik geride bırakır; cimri ise cezalandırılmış ve kınanmıştır. /10843
29ـ الباخِلُ في الدّنيا مَذْمُومٌ، وَفي الآخِرَةِ مُعَذَّبٌ مَلومٌ/ 1733.
29- Cimri dünyada kınanmış, ahirette ise azaplandırılmış ve azarlanmıştır. /1733
Dostları ilə paylaş: |