GÜÇLÜ
1ـ اَلْقَوِيُّ مَنْ قَمَعَ لَذَّتَهُ / 1195.
1- Asıl güçlü, (dünyevî) lezzetlerini kontrol edendir. /1195
2ـ آفَةُ القَوِيِّ اِسْتِضْعافُ الخَصْمِ / 3939.
2- Güçlünün afeti, düşmanı zayıf saymasıdır. /3939
3ـ إذا قَويتَ فَاقْوِ عَلي طاعَةِ اللهِ سُبْحانَهُ / 4074.
3- Güçlendiğin zaman Allah'a itaat etme yolunda güçlü ol. /4074
GÜLER YÜZLÜLÜK
1ـ البَشاشَةُ أحَدُ القَرائَيْنِ/ 1692.
1- Güler yüzlülük, iki misafirlikten biridir. /1692
2ـ البَشاشَةُ إحْسانٌ/ 18.
2- Güler yüzlülük ihsandır. /18
3ـ البَشاشَةُ حِبالَةُ الْمَوَدَّةِ/ 1075.
3- Güler yüzlülük dost yakalayan tuzaktır. /1075
4ـ عَلَيْكَ بِالْبَشاشَةِ فَإنّهُ حِبالَةُ الْمَوَدَّةِ/ 6101.
4- Güler yüzlü ol; zira güler yüzlülük, sevgi tuzağıdır. /6101
5ـ لا بَشاشَةَ مَعَ إبْرامٍ/ 10517.
5- Güler yüzlülük huzursuzlukla bir arada olmaz. /10517
6ـ البِشْرُ يُطْفِئُ نارَ الْمُعانَدَةِ/ 561.
6- Güler yüzlülük, düşmanlık ateşini söndürür. /561
7ـ البِشْرُ أوَّلُ النّوالِ/ 634.
7- Güler yüzlülük bahşişin başlangıcıdır. /634
8ـ البِشْرُ شيمَةُ الْحُرِّ/ 656.
8- Güler yüzlülük, özgür insanın huyudur. /656
9ـ البِشْرُ يُوْنِسُ الرِّفاقَ/ 736.
9- Güler yüzlülük, dostlukları pekiştirir. /736
10ـ البِشْرُ إسْداءُ الصَّنيعةِ بِغَيرِ مَؤُنَةٍ/ 1503.
10- Güler yüzlülük, iyiliği güzel bir şekilde, zahmetsizce kullanmaktır. /1503
11ـ بالبِشْرِ وَبَسْطِ الوَجْهِ يَحْسُنُ مَوقِعُ البَذْلِ/ 4313.
11- Cömertlik yurdu, güler yüzlülük ve neşeyle güzelleşir. /4313
12ـ بِشْرُكَ أوَّلُ بِرِّكَ وَوَعْدُكَ أوَّلُ عَطائِكَ/ 4452.
12- Güler yüzlülüğün, ilk iyiliğin; vaadin, ilk cömertliğindir. /4552
13ـ بِشْرُكَ يَدُلُّ عَلى كَرَمِ نَفْسِكَ، وَتَواضُعُكَ يُنْبِئُ عَنْ شَريفِ خُلْقِكَ/ 4453
13- Güler yüzlülüğün nefsinin yüceliğini, alçak gönüllülüğün ise ahlakının üstünlüğünü gösterir. /4453
14ـ حُسْنُ البِشْرِ أوَّلُ العَطاءِ، وَأسْهَلُ السَّخاءِ/ 4835.
14- Güler yüzlülük, bağışın başlangıcı ve en kolay cömertliktir. /4835
15ـ حُسْنُ البِشْرِ أحَدُ البِشارَتَيْنِ/ 4849.
15- Güler yüzlülük iki müjdeden biridir. /4849
16ـ حُسْنُ البِشْرِ شيمَةُ كُلِّ حُرٍّ/ 4866.
16- Güler yüzlülük her özgür insanın huyudur. /4858
17ـ حُسْنُ البِشْرِ مِنْ عَلائِمِ النَّجاحِ/ 4866.
17- Güler yüzlülük kurtuluş alâmetlerindendir. /4866
18ـ سَبَبُ الْمَحَبَّةِ البِشْرُ/ 5546.
18- Güler yüzlülük muhabbetin sebebidir. /5546
19ـ طِلاقَةُ الوَجْهِ بِالْبِشْرِ وَالعَطِيَّةِ وَفِعْلِ البِرِّ وَبَذْلِ التّحِيَّةِ داعٍ اِلى مَحَبَّةِ البَرِيَّةِ/ 6032.
19- Güler yüzlülük, bahşiş, iyilik etmek ve esenliği yaymak, insanları sevgiye davet eder. /6032
20ـ كَثْرَةُ البِشْرِ آيَةُ البَذْلِ/ 7089.
20- Çok güler yüzlü olmak cömertliğin nişanesidir. /7089
21ـ وَجْهٌ مُسْتَبْشِرٌ خَيْرٌ مِنْ قَطُوبٍ مُؤثِرٍ/ 10084.
21- Güler yüz, asık suratlı cömertlikten daha hayırlıdır. /10048
22ـ البِشْرُ أحَدُ العَطائَيْنِ/ 1614.
22- Güler yüzlülük iki bağıştan biridir.[50] /1613
23ـ البِشْرُ مَنْظَرٌ مُونِقٌ، وَخُلْقٌ مُشْرِقٌ/ 2168.
23- Güler yüzlülük, hoş bir manzara ve ışık saçan bir erdemdir. /2168
24ـ البِشْرُ مَبَرَّةٌ، العُبُوسُ مَعَرَّةٌ/ 236.
24- Güler yüzlülük iyilik, asık suratlılık ise kötülüktür. /236
25ـ البِشْرُ أوَّلُ الْبِرِّ/ 296.
25- Güler yüzlülük iyiliğin başlangıcıdır. /296
26ـ الطَّلاقَةُ شيمَةُ الْحُرِّ/ 467.
26- Güler yüzlülük özgür insanın huyudur. /467
27ـ البِشْرُ أوَّلُ النّائلِ/ 519.
27- Güler yüzlülük ilk hediyedir. /519
GÜLMEK
1ـ خَيْرُ الضِّحْكِ التَّبَسُّمُ/ 4964.
1- En güzel gülüş tebessümdür. /4964
2ـ كَثْرَةُ ضِحْكِ الرَّجُلِ تُفْسِدُ وَقارَهُ/ 7099.
2- Kişinin çok gülmesi onun vakarını ve ağırlığını yok eder. /7099
3ـ كَثْرَةُ الضِّحْكِ تُوحِشُ الْجَليسَ وَتَشينُ الرَّئيسَ/ 7115.
3- Çok gülmek dostu ürkütür, nefret ettirir; büyük insanı ayıplı kılar. /7115
4ـ مَنْ كَثُرَ ضِحْكُهُ قَلَّتْ هَيْبَتُهُ/ 7867.
4- Gülmesi çok olanın heybeti azalır. /7867
5ـ مَنْ كَثُرَ ضِحْكُهُ ماتَ قَلْبُهُ/ 7947.
5- Gülmesi çok olanın kalbi ölür. /7947
6ـ مَنْ كَثُرَ ضِحْكُهُ اُسْتُرْذِلَ/ 7971.
6- Gülmesi çok olan kimse küçümsenir. /7991
7ـ لا تُبْدِ عَنْ واضِحَةٍ، وَقَدْ فَعَلْتَ الأُمُورَ الفاضِحَةَ/ 10193.
7- Rezil edici işler yaptığında (günah, ayıp) dişlerini gösterme. /10193
8ـ لا تُكْثِرَنَّ الضِّحْكَ، فَتَذْهَبَ هَيْبَتُكَ، وَلا المُزاحَ فَيُسْتَخَفَّ بِكَ/ 10411.
8- Çok gülme; zira heybetini götürür; çok şaka ve mizah da yapma, seni küçümserler. /10411
GÜNAH / SUÇ
1ـ الذُّنوبُ الدّاءُ، والدَّواءُ الاِسْتِغفارُ، وَالشِّفاءُ أنْ لا تَعُودَ/ 1890.
1- Günahlar hastalık, devası istiğfar, şifası ise ona bir daha geri dönmemektir. /1890
2ـ تَهْوينُ الذَّنبِ أعْظَمُ مِنْ رُكُوبِ الذَّنْبِ/ 4490.
2- Günahı hafife almak, onu yapmaktan daha büyük, daha kötüdür. /4490
3ـ تَرْكُ الذَّنْبِ شَديدٌ، وَأشَدُّ مِنْهُ تَرْكُ الجَنَّةِ/ 4521.
3- Günahı terk etmek zordur, ondan daha zor olanı ise cenneti terk etmektir. /4521
4ـ تَأتينا أشْياء نَسْتَكْثِرُها إذا جَمَعْناها، وَنَسْتَقِلُّها إذا قَسَمْناها/ 4524.
4- Bir şeye sahip olduğumuzda (nedense) onu yığmak isterken gözümüzde çoğaltırız ve paylaştırmak isterken de gözümüzde azaltırız. /5424
5ـ اِحْذَرُوا الذُّنُوبَ المُورِطَةَ، والعُيُوبَ المُسْخِطَةَ/ 2621.
5- (İnsanı) helâke atan günahtan ve (Allah’ı) gazaplandıran ayıplardan kaçın. /2621
6ـ إيّاكَ وَانْتِهاكَ المَحارِمِ، فَإنَّها شيمَةُ الفُسّاقِ وَأُولِي الفُجُورِ، والغَوايَةِ/ 2659.
6- Haramlardan sakın; zira haramlar fasıkların, fücur ehlinin ve sapıkların huyudur. /2659
7ـ إيّاكَ وَالإصْرارَ، فَإنَّهُ مِنْ أكْبَرِ الكَبائِرِ وَأعَظَمِ الجَرائِمِ/ 2676.
7- (Günahtan yana) ısrar etmekten kaçın; zira o büyük günahların en büyüğü, suçların en ağırıdır. /2676
8ـ إِيّاكَ والمُجاهَرَةَ بِالفُجُورِ، فَإنَّها مِنْ أشَدِّ المَآثِمِ/ 2677.
8- Açıkça günah işlemekten kaçın; zira o, günahların en kötüsüdür. /2677
9ـ إيّاكَ وَالمعصِيَةَ، فَإن اللَّئيمَ (الشَّقيَّ) مَنْ باعَ جَنَّةَ المَأوى بِمَعْصِيَةٍ دَنِيَّةٍ مِنْ مَعاصِي الدُّنيا/ 2706
9- Günah işlemekten kaçın; zira aşağılık insan, cennet-i me'vâyı aşağılık bir dünya günahı karşılığında satan kimsedir. /2706
10ـ إيّاكَ أنْ تَسْتَسْهِلَ رُكُوبَ المَعاصي، فَإنَّها تَكْسُوكَ فِي الدُّنيا ذِلَّةً، وتَكْسِبُكَ فِي الآخِرَةِ سَخَطَ اللهِ/ 2725.
10- Günahlara bulaşmayı hafife alma; zira günahlar sana (dünyada) ziynet elbisesi giydirir, ahirette ise Allah’ın hışmını kazandırır. /2725
11ـ ألا وَإنَّ الخَطايا خَيْلٌ شُمُسٌ حُمِلَ عَلَيْها أهْلُها، وَخُلِعَتْ لُجُمُها فَأوْرَدَتْهُمُ النَّارَ/ 2770.
11- Bilesiniz ki günahlar serkeş atlara benzer, üzerlerine günahkârları bindirir, dizginleri kopunca da onları ateşe atar. /2770
12ـ أكْبَرُ الأَوْزارِ تَزْكِيَةُ الأشْرارِ/ 2967.
12- Günahların en büyüğü onları pak ve temiz bilmektir. /2967
13ـ أعظَمُ الوِزْرِ مَنْعُ قَبُولِ العُذْرِ/ 3004.
13- En büyük suç, özrü kabul etmemektir. /3004
14ـ أعظَمُ الذُّنُوبِ عِنْدَ اللهِ ذَنْبٌ أصَرَّ عَلَيْهِ عامِلُهُ/ 3131.
14- Allah katında günahların en büyüğü, günahında ısrar edenin günahıdır. /3131
15ـ أشَدُّ الذُّنُوبِ عِنْدَ اللهِ سُبْحانَهُ ذَنْبٌ اِسْتَهانَ بِهِ راكِبُهُ/ 3140.
15- Allah katında günahların en kötüsü, onu işleyen kimsenin o günahı hafife almasıdır. /3140
16ـ أسْرَعُ المَعاصي عُقُوبَةً أنْ تَبْغِيَ على مَنْ لا يَبْغى علَيْكَ/ 3146.
16- Cezası en erken gelip çatan günah, sana zulmetmeyene karşı zulmetmendir. /3146
17ـ أقْبَحُ المَعاصي قَطيعَةُ الرَّحِم وَالعُقُوقُ/ 3251.
17- Günahların en çirkini sıla-ı rahîmi kesmek ve anne-baba ile kötü geçinmektir. /3251
18ـ أعْظَمُ الذُّنُوبِ ذَنبٌ أصَرَّ عَلَيْهِ صاحِبُهُ/ 3266.
18- Günahların en büyüğü, günah sahibinin ısrarla işlediği günahtır. /3266
19ـ إنَّ أسْوَءَ المَعاصي مَغَبَّةً ألْغَيُّ/ 3382.
19- Şüphesiz akıbet bakımından günahların en kötüsü, sapıklıktır. /3282
20ـ إنَّ اللهَ سُبْحانَهُ لَيُبْغِضُ الوَقِحَ المُتَجَرِّئَ علَى المَعاصي/ 3437.
20- Şüphesiz Allah-u Teala, korkusuzca günah işleyen kimseyi düşman edinir. /3437
21ـ إنَّ عَدُوَّ مُحمَّدٍ (ص) مَنْ عَصَى اللهَ وإنْ قَرُبَتْ قَرابَتُهُ/ 3452.
21- Şüphesiz Muhammed (s.a.a)’in düşmanı, onunla her ne kadar akrabalık bağı olsa da Allah’a karşı isyan eden kimsedir. /3452
22ـ إنَّ حِلْمَ اللهِ تعالى علَى المَعاصي جَرَّأَكَ، وَبِهَلَكَةِ نَفْسِكَ أغْراكَ/ 3467.
22- Şüphesiz Allah-u Teala’nın günahlar karşısında sabretmesi, seni korkusuz kılmış, nefsini helâke itmiştir. /3467
23ـ اَلإصرارُ شيمَةُ الفُّجارِ/ 343.
23- (Günah konusunda) ısrarcı olmak, fücur ehillerinin huyudur. /343
24ـ اَلإصرارُ يُوجِبُ النّارَ/ 434.
24- (Günah konusunda) ısrarcı olmak, ateşi farz kılar. /434
25ـ اَلمُعْلِنُ بِالمَعْصِيَةِ مُجاهِرٌ/ 525.
25- Alenen günah işleyen, (Allah’a olan isyanını yüksek sesle) haykırandır. /525
26ـ اَلمَعْصيَةُ تَفْريطُ الفَجَرَةِ (العَجَزَةِ)/ 622.
26- Günah, facirlerin tefritidir. /622
27ـ اَلمَعْصيَةُ تَمْنَعُ الإجابَةَ/ 792.
27- Günah (duanın) kabulüne mani olur. /792
28ـ اَلإصْرارُ شَرُّ الآراءِ/ 811.
28- (Günah konusunda) ısrarcı olmak, düşüncelerin en kötüsüdür. /811
29ـ اَلإصْرارُ أعْظَمُ حَوْبَةً/ 880.
29- (Günah konusunda) ısrarcı olmak, en büyük günahtır. /880
30ـ اَلإصرارُ سَجِيَّةُ الهَلْكى/ 898.
30- (Günah konusunda) ısrarcı olmak, helâk ehlinin işidir. /898
31ـ اَلعِقابُ ثِمارُ السَّيِّئاتِ/ 920.
31- Ceza, kötülüklerin meyvesidir. /920
32ـ اَلإصرارُ يَجْلِبُ النِّقْمَةَ/ 1070.
32- (Günah konusunda) ısrar etmek, ilahi intikamı (beraberinde) getirir. /1070
33ـ اَلْمَعْصِيَةُ تَجْتَلِبُ العُقُوبَةَ/ 1072.
33- Günah cezayı çeker. /1072
34ـ الْمُعاوَدَةُ إلَى الذَّنْبِ إصْرارٌ/ 1212.
34- Günaha dönmek (dönüp dolaşıp günah işlemek), ısrardır. /1212
35ـ اَلإصرارُ أعْظَمُ حَوْبَةً، وَأسْرَعُ عُقُوبَةً/ 1495.
35- (Günah konusunda) ısrarcı olmak, günah bakımından günahların en büyüğü, ceza bakımından da cezası en çabuk olanıdır. /1495
36ـ اِجْتِنابُ السَّيِّئاتِ أوْلى مِنِ اكْتِسابِ الحَسَناتِ/ 1522.
36- İyilik kazanmaktansa kötülükten kaçınmak daha evladır. /1522
37ـ إنْ كُنتُمْ لا مُحالَةَ مُتَنَزِّهينَ، فَتَنَزَّهُوا عَنْ مَعاصِي القُلُوبِ/ 3742.
37- (Günahtan) uzak olabileceğinize inanamıyorsanız (en azından) kalplerinizin günahlarından uzaklaşın. /3742
38ـ إنْ كنْتُمْ لا مُحالَةَ مُتَطَهِّرينَ، فَتَطَهَّرُوا مِنْ دَنَسِ العُيُوبِ وَالذُّنوبِ/ 3743.
38- Eğer günahtan yana temiz olma zorunluluğu hissediyorsanız o halde kendinizi ayıpların ve günahların çirkefliğinden temizleyin. /3743
39ـ إنْ تَنَزَهُوا عَنِ المَعاصي يُحبِبْكُمُ اللهُ/ 3759.
39- Kendinizi günahlardan temizlerseniz Allah da sizi sever. /3759
40ـ إنَّكَ إنِ اجْتَنَبْتَ السَّيِّئاتِ نِلْتَ رَفيعَ الدَّرَجاتِ/ 3804.
40- Şüphesiz kötülüklerden kaçınırsan yüksek dereceler elde edersin. /3804
41ـ آفَةُ الطّاعَةِ العِصْيانُ/ 3918.
41- (Allah’a) itaatin âfeti isyandır. /3918
42ـ إذا قارَفْتَ ذَنْباً فَكُنْ عَلَيْهِ نادِماً/ 4045.
42- Günah işlediğinde yaptığından ötürü pişmanlık duy. /4045
43ـ بِالمعَصِيَةِ تَكُونُ الشَّقاءُ/ 4251.
43- Mutsuzluk günahla olur. /4251
44ـ بِالْمَعْصِيَةِ تُؤْصَدُ النّارُ لِلْغاوينَ/ 4305.
44- Ateş, günahtan dolayı yoldan çıkanları sarar, kuşatır. /4305
45ـ بِئسَ العَمَلُ المَعْصيَةُ/ 4402.
45- Ne de kötü ameldir günah işlemek! /4402
46ـ تَوَقَّ مَعاصِيَ اللهِ تُفْلِحْ/ 4465.
46- Allah’a karşı günah işlemekten çekin ki esenliğe çıkasın. /4465
47ـ تَوَقُّوا المَعاصِيَ، وَاحْبِسُوا أنْفُسِكُمْ عَنْها، فَإنَّ الشَّقِيَّ مَنْ أطْلَقَ فيها عِنانَهُ/ 4499.
47- Günah işlemekten çekinin, nefsinizi ondan koruyun; zira zelil, nefsinin dizginini günahların içinde salıveren kimsedir. /4499
48ـ تعالَى اللهُ مِنْ قَوِيٍّ ما أحْلَمَهُ، وَتَواضَعْتَ مِنْ ضَعيفٍ ما أجْرَأَكَ على مَعاصيهِ/ 4537.
48- Yüce olan Allah, gücüne, kudretine rağmen nasıl da sabretmede! Oysa sen, zayıflığınla huzurunda eğilirken ona karşı günah işleyip durmadasın; o halde nedir seni günah işleme konusunda cüretli kılan? /4537
49ـ حَلاوَةُ المَعصيَةِ يُفْسِدُها أَليمُ العُقُوبَةِ/ 4884.
49- Günahın şirinliğini azabın acısı bozar. /4884
50ـ حاصِلُ المَعاصي التَّلَفُ/ 4913.
50- Günahların mahsulü helâk olmaktır. /4913
51ـ رُبَّ كبيرٍ مِنْ ذَنْبِكَ تَسْتَصْغِرُهُ/ 5345.
51- Nice büyük günahların vardır ki, sen onu küçük sayarsın. /5345
52ـ راكِبُ المَعْصِيَةِ مِثْواهُ النّارُ/ 5385.
52- Günah merkebine binenin yeri ateştir. /5385
53ـ طاعَةُ المَعْصِيَةِ سَجِيَّةُ الهَلْكى/ 6023.
53- Günaha itaat etmek, helâk ehlinin yolu-yordamıdır. /6023
54ـ عَجِبْتُ لِمَنْ عَلِمَ شِدَّةَ انْتِقامِ اللهِ مِنْهُ وَهُوَ مُقيمٌ علَى الإصرارِ/ 6259.
54- Allah’ın çok fena intikam alacağını bildiği halde (günahında) ısrar edip ayak diretene şaşarım! /6259
55ـ قَرينُ الَمعاصي رَهينُ السَّيِّئاتِ/ 6756.
55- Günahlarla düşüp kalkan kötülüklerin rehinidir. /6756
56ـ لِكُلِّ سَيِّئَةٍ عِقابٌ/ 7271.
56- Her kötülüğün bir cezası vardır. /7271
57ـ لِلْمُجْتَرِئِ علَى المَعاصي نِقَمٌ مِنْ عَذابِ اللهِ سُبْحانَهُ/ 7343.
57- Korkusuzca günahlara yaklaşana Allah’ın azaplarından bir azap vardır. /7343
58ـ لَوْ لَمْ يَنْهَ اللهُ سُبْحانَهُ عنْ مَحارِمِهِ لَوَجَبَ أنْ يَجْتَنِبَها العاقِلُ/ 7595.
58- Eğer Allah haramları yasaklamasaydı, yine de akıl sahibine ondan kaçınmak farz olurdu. /7595
59ـ اَلتَّبَجُّجُ بِالمَعاصي أقْبَحُ مِنْ رُكُوبِها/ 2045.
59- Günahlardan dolayı sevinmek, onu yapmaktan daha çirkindir. /2045
60ـ هَلْ مِنْ خَلاصٍ أوْ مَناصٍ أوْ مَلاذٍ أو مَعاذٍ أو فِرارٍ أو مَحارٍ/ 10038.
60- (Allah’tan başka) Kurtaracak veya koruyacak veya gözetecek veya sığınacak veya kaçacak veyahut da dönülecek bir yer mi var? /10038
61ـ لا تُصِرَّ على ما يُعَقِّبُ الإثْمَ/ 10226.
61- Azabın sürükleyip getirdiği günahta ısrar etme. /10226
62ـ لا تَهْتِكُوا أسْتارَكُمْ عِنْدَ مَنْ يَعْلَمُ أسْرارَكُمْ/ 10239.
62- Sırlarınızı bilen (Allah’ın) yanında (ismet) perdenizi parçalamayın. /10239
63ـ لا تَعَرَّضْ لِمَعاصِي اللهِ سُبْحانَهُ، وَاعمَلْ بِطاعَتِهِ يَكُنْ لَكَ ذُخْراً/ 10318.
63- Günah işleyerek Allah’a karşı gelme ve ona itaat et ki bu, senin için azık olsun. /10318
64ـ لا تُحَقِّرَنَّ صَغائِرَ الآثامِ، فَإنَّهَا المُوبِقاتُ، وَمَنْ أحاطَتْ بِهِ مُحَقَّراتُهُ أهْلَكَتْهُ/ 10409.
64- Küçük günahları sakın gözünde küçültmeyesin; zira onlar, helak edicidirler. Küçük günahlar kimi sarar, kuşatırsa onu helak eder. /10409
65ـ لا يَرْعَوِي الباقُونَ اجْتِراماً/ 10595.
65- Geride kalanlar, (kendilerinden öncekilerin ölüp gittiklerini gördükleri halde) günah işlemekten vazgeçmezler. /10595
66ـ لا وِزْرَ أعْظَمُ مِنَ الإصْرارِ/ 10659.
66- Günaha ısrardan daha büyük günah yoktur. /10659
67ـ لا وِزْرَ أعْظَمُ مِنَ التَّبَجُّجِ بِالفُجُورِ/ 10762.
67- Fücur işlemekten dolayı mutlu olmaktan daha büyük günah yoktur. /10762
68ـ مَنْ أصَرَّ على ذَنْبِهِ اجْتَرى على سَخَطِ رَبِّهِ/ 8764.
68- Günahında ısrar eden, Rabb’inin gazabına cesaret etmiştir. /8764
69ـ مَنْ تَلَذَّذَّ بِمَعاصِي اللهِ أوْرَثَهُ اللهُ ذُلاًّ/ 8823.
69- Allah’a karşı işlediği günahtan zevk alan kimseyi Allah zillete duçar eder. /8823
70ـ مَنْ كَثُرَتْ مَعْصِيَتُهُ وَجَبَتْ إهانَتُهُ/ 9093.
70- Günahı çoğalana, ihanet olunması (zillete düşmesi) vacip olur. /9093
71ـ ما زالَتْ عَنْكُمْ نِعْمَةٌ وَلا غَضارَةُ عَيْشٍ إلاّ بِذُنُوبٍ اجْتَرَحْتُمُوها، وَمَا اللهُ بِظَلاّم لِلْعَبيدِ/ 9629.
71- Nimetiniz yok olmuş, esenlik dolu hayatınız elinizden alınmışsa bu, sadece işlediğiniz günahlarla kazandıklarınız yüzündendir; Allah kullarına zulmetmez. /9229
72ـ ما مِنْ شَيْءٍ مِنْ مَعْصيَةِ اللهِ سُبْحانَهُ يَأتي إلاّ في شَهْوَةٍ/ 9667.
72- Şehvete meyletmedikçe Allah’a karşı işlenilen günahtan dolayı (kimseye) bir şey gelip çatmaz. /9667
73ـ مُداوَمَةُ المَعاصي تَقْطَعُ الرِّزْقَ/ 9771.
73- Günahları devam ettirmek rızkı keser. /9771
74ـ مُجاهَرَةُ اللهِ سُبْحانَهُ بِالمعاصي تُعَجِّلُ النِّقَمَ/ 9811.
74- Allah’ın huzurunda alenen günah işlemek (ilahi) intikamı hızlandırır. /9811
75ـ نَعُوذُ بِاللهِ مِنْ سَيِّئاتِ العَقْلِ (العَمَلِ) وَقُبْحِ الزَّلَلِ وَبِهِ نَسْتَعينُ/ 9975.
75- Akılların (veya amellerin) kötülüklerinden, sürçmelerin çirkinliğinden Allah’a sığınır, ondan yardım dileriz. /9975
76ـ هَيْهاتَ ما تَناكَرْتُمْ إلاّ لِما قَبْلَكُمْ مِنَ الخَطايا وَالذُّنُوبِ/ 10037.
76- Heyhat! Kendi yaptığınız hatalardan ve günahlardan dolayı kendinizi bilmezlikten, tanımazlıktan geliyorsunuz. /10037
77ـ كُلُّ عاصٍ مَتَأَثِّمٌ/ 6844.
77- Her asi günahkârdır. /6844
78ـ مَنْ عَصَى اللهَ ذَلَّ قَدْرُهُ/ 7821.
78- Allah’a isyan edenin değeri düşer. /7821
79ـ وَيْحَ العاصي، ما أجْهَلَهُ وَعَنْ حَظِّهِ ما أعْدَلَهُ/ 10094.
79- Yazıklar olsun asiye/ günahkâra! Onu bilgisiz kılan, ve (ahiret) kazancından alıkoyan şey nedir? /10094
80ـ وَيْلٌ لِمَنْ بُلِيَ بِعِصْيانٍ وَحِرْمانٍ وَخِذْلانٍ/ 10101.
80- İsyana, mahrumiyete ve zillete duçar olanın vay haline! /10101
81ـ اَلتَّهَجُّمُ عَلَى المَعاصي يُوجِبُ عِقابَ النَّارِ/ 2123.
81- Günahlara dalmak cehennem azabını farz kılar. /2123
82ـ اُذْكُرُوا عِنْدَ المَعاصي ذَهابَ اللَّذّاتِ، وَبَقاءَ التَّبَعاتِ/ 2504.
82- Günah işlerken lezzetlerin geçip gideceğini ve geriye neticesinin kalacağını anımsayın. /2504
83ـ اِتَّقُوا مَعاصِيَ الخَلَواتِ فَإنَّ الشّاهِدَ هُوَ الحاكِمُ/ 2524.
83- Gizli günahlardan kaçının; zira onların tanığı, Allah’ın ta kendisidir. /2524
84ـ اَلحَذَرَ الْحَذَرَ أيُّها الْمُسْتَمِعُ، وَالجِدَّ الجِدَّ أيُّها العاقِلُ، وَلا يُنَبِّئُكَ مِثْلُ خَبيرٍ/ 2610.
84- Kaç, uzaklaş (günahtan) ey (sesimi) işiten ve çalış, çabala ey akıl sahibi! (Zira halinden) haberdar olan kimse (Allah) gibi hiç kimse haber vermez sana. /2610
85ـ عَجِبْتُ لِمَنْ يَحْتَمِي الطَّعامَ لأذِيَّتهِ كَيْفَ لا يَحْتَمِي الذَّنْبَ لأَليمِ عُقُوبَتِهِ/ 6254.
85- Rahatsız eder diye yemek yemekten çekinip de elemli azaba yol açan günahtan çekinmeyene şaşarım doğrusu! /6254
86ـ اَلْمَعْصِيَةُ هِمَّةُ الأرْجاسِ/ 617.
86- Günah, çirkef insanların uğraşıdır. /617
87ـ بِئْسَ القِلادَةُ قِلادَةُ الآثامِ/ 4391.
87- Ne de kötü tasmadır günah tasması! /4391
88ـ في كُلِّ سَيِّئَةٍ عُقُوبَةٌ/ 6464.
88- Her kötülülükte bir azap vardır. /6464
89ـ اَلمُذْنِبَ على بَصيرَةٍ غَيْرُ مُسْتَحِقٍّ لِلْعَفْوِ/ 1516.
89- Bilerek günah işleyen bağışlanmayı hak etmez. /1516
90ـ اَلإنكارُ إصرارٌ/ 180.
90- (Günahı) inkâr etmek, ısrarın özüdür. /180
91ـ اَلمُذْنِبَ عَنْ غَيرِ عِلْم بَريءٌ مِنَ الذَّنبِ/ 1723.
91- Bilmeyerek günah işleyen günahtan berîdir. /1723
92ـ سِلاحُ المُذْنِبِ الاسْتِغْفارُ/ 5562.
92- Günahkârın silahı istiğfardır. /5562
93ـ عاصٍ يُقِرُّ بِذَنْبِهِ خَيْرٌ مِنْ مُطيعٍ يَفْتَخِرُ بِعَمَلِهِ/ 6334.
93- Günahını itiraf eden asi, ameliyle övünen itaatkârdan daha hayırlıdır. /6334
94ـ لا تُؤْيِسَنَّ مُذْنِباً فَكَمْ عاكِفٍ على ذَنْبِهِ خُتِمَ لَهُ بِالمَغْفِرَةِ، وَكَمْ مُقْبِلٍ على عَمَلٍ هُوَ مُفْسِدٌ لَهُ خُتِمَ لَهُ في آخِرِ عُمْرِهِ بِالنّار/ 10389.
94- Sakın günahkârı ümitsiz etme; zira nice günah işleyenler vardır ki sonu bağışlanmayla tamamlanmıştır ve nice (güzel) amele yönelenler vardır ki bu amellerini kendileri bozmuş, ömürlerinin sonu, cehennem ateşiyle noktalanmıştır. /10389
Dostları ilə paylaş: |