HİZMETÇİ
1ـ اضْرِبْ خادِمَكَ إذا عَصى اللهَ، واعْفُ عَنْهُ إذا عَصاكَ/ 2350.
1- Hizmetçini Allah'a isyan ettiği zaman döv, sana baş kaldırdığı zaman ise bağışla. /2350
HOŞNUTSUZLUK / KIZGINLIK / ALLAH’IN GAZABI
1ـ مَنْ كَثُرَ سَخَطُهُ لَمْ يُعْرَفْ رِضاهُ/ 8137.
1- Hoşnutsuzluğu ve kızgınlığı çoğalanın hoşnutluğu ve rızalığı tanınmaz (hoşnutluğuna güvenilmez). /8137
2ـ مَنْ كَثُرَ سَخَطُهُ لَمْ يُعْتَبْ/ 8450.
2- Hoşnutsuzluk ve kızgınlığı çok olan insan yerilmez./8450
3ـ مَا أقْبَحَ السُّخْطَ وَأحْسَنَ الرِّضى/ 9506.
3- Hoşnutsuzluk ve öfkeyi kötü kılan; hoşnut olmayı ve razılığı da güzel kılan şey nedir? /9506
4ـ كَفى بِالسَّخَطِ عَناءً/ 7067.
4- (Kâr ve pay için) hoşnutsuz olmaya zahmet ve çile çekmiş olmak yeterlidir. /7067
5ـ مَنْ تَسَخَّطَ بِالمَقْدُورِ حَلَّ بِهِ المَحْذُورُ/ 8450.
5- Kendisi için takdir edilene razı olmayanın başına korktuğu şey gelir. /8456
6ـ لا تَكْرهُوا سُخْطَ مَنْ يُرْضيهِ الباطِلُ/ 10237.
6- Bâtıl ile hoşnut olan kimsenin hoşnutsuzluğundan rahatsız olmayınız. /10237
7ـ تَوَقَّ سَخَطَ مَنْ لا يُنْجيكَ إلا طاعَتُهُ، وَلا يُرْديكَ إلاّ مَعْصِيَتُهُ، وَلا يَسَعُكَ إلاّ رًحْمَتُهُ، وَالْتَجِئْ إلَيْهِ، وَتَوَكَّلْ عَلَيْهِ/ 4554.
7- Öyle birinin öfkesinden ve hoşnutsuzluğundan kork ki, seni onun itaatinden başka bir şey kurtarmaz; ona karşı isyandan başka bir şey (seni) helak etmez ve seni onun rahmetinden başkası kapsamaz; ona sığın ve ona tevekkül et. /4554
HUŞÛ[60]
1ـ إذا أنتَ هُديتَ لقصدِكَ فكُنْ أخشَعَ ما تَكُونُ لربِّكَ/ 4120.
1- Maksadına erdiğin zaman Rabb'in için daha çok huşû içerisinde olmalısın. /4120
2ـ كُلُّ شَيء خاضِعٌ لِلّهِ/ 6892.
2- Her şey Allah karşısında huzu halindedir. /6892
3ـ كلُّ شَيْءٍ خاشِعٌ لِلّهِ/ 6893.
3- Her şey Allah karşısında huşû halindedir. /6893
4ـ مَنْ خَشَعَ قَلْبُهُ خَشَعَتْ جَوارِحُهُ/ 8172.
4- Kalbi (Allah'ın azameti karşısında) tevazu (huşû) edenin uzuvları da huşû eder. /8172
5ـ مَنْ خَضَعَ لِعَظَمَةِ اللهِ ذَلَّتْ لَهُ الرِّقابُ/ 8919.
5- Allah'ın azameti için tevazu eden kimseye insanlar boyun eğerler. /8919
6ـ نِعمَ الطَّاعَةُ الانْقيادُ، والخُضوعُ/ 9943.
6- (Allah'ın emirlerine) teslim olmak ve tevazu etmek ne de güzel itaattir! /9943
7ـ نِعمَ عَونُ الدُّعاءِ الخُشُوعُ/ 9945.
7- (Allah için) Tevazu (huşû) etmek, dua için ne de güzel yardımcıdır! /9945
8ـ لا عِبادَةَ كَالخُضُوعِ/ 10506.
8- Tevazu gibi bir ibadet yoktur. /10506
9ـ الْخُضُوعُ دِناءَةٌ/ 130.
9- Huzû[61] yakınlıktır.[62] /130
HUY / TABİAT
1ـ مِنَ البَليَّةِ سُوءُ الطَّويَّةِ /9401.
1- Bâtının pis olması (kötü niyet) belalardan biridir. /9401
HÜCCET
1ـ قُوَّةُ سُلْطانِ الْحُجَّةِ أعْظَمُ مِنْ قَوَّةِ سُلْطانِ القُدْرَةِ/ 6781.
1- Hüccet saltanatının kuvveti, kudret saltanatının kuvvetinden daha büyüktür. /6781
HÜKÜMET
1ـ الطّاعَةُ جُنَّةُ الرَّعِيَّةِ، والعَدْلُ جُنَّةُ الدُّوَلِ/ 1873.
1- İtaat halkın, adalet devletin siperidir. /1873
2ـ الذُّلُّ بَعْدَ العَزْلِ يُوازي عِزَّ الوِلايَةِ/ 2113.
2- Azilden sonraki zillet, hükümetin izzetine denktir. /2113
3ـ اسْتِكانَةُ الرَّجُلِ في العَزْلِ، بِقَدْرِ شَرِّهِ في الوِلايَةِ/ 1898.
3- İşten uzaklaştırılma konusunda insanın zilleti, hükümetteki kötülüğü miktarıncadır. /1898
4ـ اعْدِلْ فيما وُلِّيتَ، اُشْكُرْ للهِ فيمَا أولِيتَ/ 2265.
4- Vali olduğun şeyde adil ol; sana bağışlanan şeyde Allah’a şükret. /2265
5ـ اُحْرُسْ مَنْـزِلَتَكَ عِنْدَ سُلْطانِكَ، واحْذَرْ اَنْ يَحُطَّكَ عَنْها التَّهاوُنُ عَنْ حِفْظِ ما رَقاكَ إلَيْهِ/ 2396.
5- Sultanının katındaki makamını koru ve sakın ola ki tembelliğin, koruyarak yükseldiğin o makamı elinden almasın. /2396
6ـ أقِمِ النّاسَ عَلى سُنَّتِهِمْ ودينِهِم، وَلْيَأْمَنْكَ بَرِئُهُمْ، ولْيَخَفْكَ مُريبُهُمْ، وَتَعاهَدْ ثُغُورَهُمْ وأطْرافَهُمْ/ 2419.
6- Halkı gelenekleri ve dinleri üzere ayakta tut; suçsuzlar senden güvende olsun, suçlular da korksun; bulundukları yerin bakımını üstlen, açıklarını kapa! /2419
7ـ اجْعَلِ الدّينَ كَهْفَكَ، والعَدْلَ سَيْفَكَ، تَنْجُ مِنْ كُلِّ سُوءٍ، وَتَظْفَرْ (تَظْهَرْ) عَلى كُلِّ عَدُوٍّ/ 2433.
7- Dini sığınağın, adaleti kılıcın yap; böylece her kötülükten kurtulur, her düşmana galip gelirsin. /2433
8ـ اِحْذَرِ الْحَيْفَ والْجَوْرَ، فَإنَّ الْحَيْفَ يَدعُو إلى السَّيفِ، والْجَوْرَ يعُودُ بالْجَلاءِ، ويُعَجِّلُ العُقُوبَةَ والانْتِقامَ/ 2446.
8- Adaletsiz davranmaktan ve zulümden kaçın. Zira adaletsizlik kılıca davetiye çıkarır, zulüm ise göçe zorlar; cezayı ve intikamı hızlandırır. /2446
9ـ أقْبَحُ شَيْءٍ جَوْرُ الوُلاةِ/ 3010.
9- En çirkin şey, emir sahiplerinin zulmüdür. /3010
10ـ الْمُلْكُ سِياسَةٌ/ 17.
10- Padişahlık, (halkı) koruyup gözetmektir. /17
11ـ الْمُلْكُ (الْمَلَلُ) يُفْسِدُ الأُخُوَّةَ/ 1108.
11- Padişahlık kardeşliği bozar. /1108
12ـ الرّياسَةُ عَطَبٌ/ 223.
12- Reislik yok olmaktır. /223
13ـ الإنْصافُ زَيْنُ الإمْرَةِ/ 923.
13- İnsaf, hükümetin ziynetidir. /923
14ـ التَّكَبُّرُ في الوِلايَةِ ذُلٌّ في العَزْلِ/ 1000.
14- Hükümetteki tekebbür, azildeki zillettir. /1000
15ـ الوِلاياتُ مَضاميرُ الرِّجالِ/ 1089.
15- Hükümetler erlerin meydanıdır. /1089
16ـ آلةُ الرِّياسَةِ سَعَةُ الصَّدْرِ/ 1256.
16- Başkanlığın aracı, geniş insan olmaktır. /1256
17ـ آفةُ الرِّياسَةِ الفَخْرُ/ 3950.
17- Başkanlığın afeti böbürlenmektir. /3950
18ـ إذا وُلّيتَ فاعْدِلْ/ 3996.
18- Başkan olduğunda adil ol. /3996
19ـ إذا مَلَكَ الأراذِلُ هَلَكَ الأفاضِلُ/ 4033.
19- Rezil insanlar hakim olduklarında faziletli insanlar helak olur. /4033
20ـ إذا سادَ السِّفَلُ خابَ الأمَلُ/ 4034.
20- Alçaklar iş başına geldiklerinde ümitler ümitsizliğe dönüşür. /4034
21ـ إذا اسْتَوْلَى اللِّئامُ اضْطُهِدَ الكِرامُ/ 4035.
21- Alçaklar üstün olduklarında kerem sahipleri mağlup olur. /4035
22ـ تَوَلِّي الأراذِلِ والأحْداثِ الدُّوَلَ، دَليلُ انْحِلالِها وإدْبارِها/ 4523.
22- Devlet işine yeni başlayanların ve rezil kimselerin devletin başına geçmeleri, devletin çöküşüne ve yüz çevirmesine neden olur. /4523
23ـ تَكَبُّرُكَ في الوِلايَةِ ذُلٌّ في العَزْلِ/ 4575.
23- Hükümetteki tekebbürün, azildeki zilletindir. /4575
24ـ ثُباتُ الدُّوَلِ بإقامةِ سُنَنِ العَدْلِ/ 4715.
24- Devletlerin sebatla ayakta durması, adalet yöntemlerini uygulamakla mümkündür. /4715
25ـ حُبُّ الرِّياسةِ رَأسُ الِمحَنِ/ 6871.
25- Riyaset sevgisi sıkıntıların kaynağıdır. /6871
26ـ زَيْنُ الرِّياسةِ الإفضالُ/ 5462.
26- Riyasetin ziyneti bağıştır. /5462
27ـ زَوالُ الدُّوَلِ باصْطِناعِ السِّفَلِ/ 5486.
27- Devletlerin yok oluşu, alçakların iş başı yapmasıyla gerçekleşir. /5486
28ـ فَضيلَةُ الرِّياسَةِ حُسْنُ السِّياسَةِ/ 6563.
28- Başkanlığın fazlı, siyasetin güzelliğidir. /6563
29ـ فِقْدانُ الرُّؤَساءِ أهْوَنُ مِنْ رِياسَةِ السِّفَلِ/ 6569.
29- Alçakların reisliğindense hiç reisin olmaması daha huzur vericidir. /6569
30ـ لِكُلِّ دَوْلةٍ بُرْهَةٌ/ 7285.
30- Her devlet için bir ömür vardır. /7285
31ـ لَنْ تُحَصَّنَ الدُّوَلُ بِمِثْلِ اسْتِعْمالِ العَدْلِ فِيها/ 7444.
31- Hükümetler, adaleti uygulamak gibi (bir davranıştan) daha iyisiyle korunmamıştır. /7444
32ـ مَنْ ظَلَمَ رَعِيَّتَهُ نَصَرَ أضْدادَهُ/ 7815.
32- Halka zulmeden düşmanına yardım etmiştir. /7815
33ـ وَالّذي فَلَقَ الْحَبَّةِ وَبَرَءَ النَّسَمَةَ، لَوْلا حُضورُ الحاضِرِ، وقِيامُ الْحُجَّةِ بِوُجُودٍ النّاصِرِ، وَما أخَذَ اللهُ سُبحانَهُ عَلى العُلَماءِ أنْ لا يُقارّوا عَلى كِظَّةِ ظالِمٍ، ولا سَغَبِ مَظْلُومٍ، لَألْقَيْتُ حَبْلَها عَلى غارِبِها، ولَسَقَيْتُ آخِرَها بِكَأسِ أوَّلِها، ولألْفَيْتُمْ دُنْياكُم هذهِ عِنْدي أزْهَدَ مِنْ عَفْطَةِ عَنْـٍز/ 10149
33- Ant olsun tohumu yarana, insanı yaratana; bu topluluk biat için toplanmasaydı, yardım etmek için delilin ikamesi ve Allah’ın, zalimin doyup zulmetmemesi, mazlumun aç kalmaması hakkında bilginlerden aldığı ahd-ü peyman olmasaydı, hilafet devesinin yularını sırtına atardım; ümmetin sonuncusunu, ilkinin kadehiyle suvarır giderdim. Siz de anlamışsınızdır ki benim katımda şu dünyanız, bir keçinin aksırığından daha değersizdir. /10149
Dostları ilə paylaş: |