AŞIK
1ـ قَدْ خَرَقَتَ الشًّهَواتُ عَقْلَهُ, وَ أماتَتْ قَلْبَهُ, وَ وَلَّهَتْ عَلَيْها نَفْسَهُ /6702.
1- (İmam (a.s) aşık için şöyle buyurdu:) Şehvetler aklını başından almış, kalbini öldürmüş, nefsini ona kaptırmıştır. /6702
AVAM
1ـ مُبايَنَةُ العَوامِ مِنْ أفْضَلِ المُرُوَّةِ /9775.
1- Avamdan ayrılman en faziletli mürüvvettir. /9775
AYAK DİRETEN
1ـ رُبَّ قاعِدٍ عَمّا يَسُرُّهُ / 05330
1- Kendisini mutlu edecek şeye (ulaşmak için) tembellik eden niceleri vardır. /5330
AYIP / EKSİKLİK / KUSUR
1ـ أكْبَرُ العَيْبِ أنْ تَعيبَ غَيْرَكَ بِما هُوَ فيكَ /3167.
1- Ayıbın büyüğü kendindeki ayıpla başkasını ayıplamandır. /3167
2ـ أعْجَزُ النّاسِ مَنْ قَدَرَ عَلى أنْ يُزيلَ النَّقْصَ عَنْ نَفْسِهِ وَلَمْ يَفْعَلْ /3177.
2- En aciz kimse, kendindeki ayıbı gidermeye gücü yettiği halde onu ortadan kaldırmayandır. /3177
3ـ إنَّ لِلنّاسِ عُيُوباً, فَلا تكْشِفْ ما غابَ عَنْكَ, فَإنَّ اللهَ سُبْحانَهُ يَحْلُمُ عَلَيْها, وَاسْتُرِ العَوْرَةَ ما اسْتَطَعْتَ يَسْتُرِ اللهُ سُبْحانَهُ ما تُحِبُّ سَتْرَهُ /3505.
3- Halk için ayıplar vardır; senden gizli olan ayıpları aşikâr etme. Çünkü Allah ona karşı sabırlı olup onu rezil etmez. Öyleyse var gücünle kusuru ört, Allah da senin örtülmesini istediğin şeyleri örter. /3505
4ـ تَكادُ ضَمائِرُ القُلُوبِ تَطَّلِعُ عَلى سَرائِرِ العُيُوبِ /4486.
4- Vicdanların, ayıpların sırlarını bilmeleri yakındır. /4486
5ـ تَأَمُّلُ العَيْبِ عَيْبٌ /4489.
5- Ayıbı düşünmek dahi ayıptır. /4489
6ـ عَجِبْتُ لِمَنْ يُقالُ: إنَّ فيهِ الشَّرَّ الّذي يَعْلَمُ أنَّهُ فيهِ كَيْفَ يَسْخَطُ /6281.
6- Ayıbı olduğunu bilen kimseye, ayıbın var! denildiğinde öfkelenmesine şaşarım. /6281
7ـ عَجِبْتُ لِمَنْ يُوصَفُ بِالخَيْرِ الَّذي يَعْلَمُ أنَّهُ لَيْسَ فيهِ كَيْفَ يَرضى /6221.
7- İyi bir şekilde övüldüğünde, kendisinde böyle bir özellik olmadığını bildiği halde sevinen kimseye şaşarım. /6221
8ـ ذَوُوا العُيُوبِ يُحِبُّونَ إشاعَةَ مَعائِبِ النّاسِ لِيَتَّسِعَ لَهُمُ العُذْرُ في مَعائِبِهْم /5198.
8- Ayıp sahipleri halkın ayıplarının bilinip yayılmasını severler. Böylelikle okendi ayıplarına daha rahat mazeret getirirler. /5198
9ـ عَجِبْتُ لِمَنْ يُنْكِرُ عُيُوبَ النّاسِ وَ نَفْسُهُ أكْثَرُ شَيْءٍ مَعاباً وَ لا يُبْصِرُها /6267.
9- Kendisinin daha büyük ayıplarını görmeden halkın ayıplarını kınayana şaşarım. /6267
10ـ عَيْنُ الْمُحِبِّ عَمِيَّةٌ عَنْ مَعائِبِ الْمَحْبُوبِ, وأُذُنُهُ صَمّاءٌ عَنْ قُبْحِ مَساويهِ /6314.
10- Sevenin gözü sevdiğinin ayıplarına karşı kör, kulakları kötülüklerinin çirkinliğine karşı sağır olur. /6314
11ـ غِطاءُ العُيُوبِ السَّخاءُ والعَفافُ /6404.
11- Ayıpların perdesi cömert ve iffetli olmaktır. /6404
12ـ كَفى بِالْمَرْءِ شُغْلاً (شُغْلُهُ) بِمَعائِبهِ النّاسِ /7055.
12- İnsana halkın ayıplarıyla uğraşmaması için kendi ayıplarıyla meşgul olması yeterlidir. /7055
13ـ لِيَكُفَّ مَنْ عَلِمَ مِنْكُمْ عَنْ عََيْبِ غَيْرِهِ ما يَعْرِفُ مِنْ عَيْبِ نَفْسِهِ /7362.
13- Sizden alim olanın kendine ayıp olarak bildiği şeyden halkı alıkoyması gerekir. /7362
14ـ لِيَنْهَكَ عَنْ ذِكْرِ مَعائِبِ النّاسِ ما تَعْرِفُ مِنْ مَعائِبِكَ /7359.
14- Kendinde var olduğunu bildiğin ayıplar, seni, halkın ayıbını söylemekten alıkoymalıdır. /7359
15ـ لِيَكُنْ آثَرُ النّاسِ عِنْدَكَ مَنْ أهْدى إلَيْكَ عَيْبَكَ وَ أعانَكَ عَلى نَفْسِكَ /7373.
15- Senin yanında en seçkin insan, ayıbını sana hediye edip nefsine karşı sana yardımcı olan kimse olmalıdır. /7373
16ـ لِيَكُنْ أحَبُّ النّاسِ اِلَيْكَ مَنْ هَداكَ إلى مَراشِدِكَ وَكَشَفَ لَكَ عَنْ مَعائِبِكَ /7374.
16- Senin katında en sevilen insan, seni doru yola hidayet edip ayıplarından perdeyi kaldıran kimse olmalıdır. /7374
17ـ لَيْسَ كُلُّ عَوْرَهٍ تَظْهَرُ /7462.
17- Her ayıp aşikâr olmaz. /7462
18ـ لَوْ عَرَفَ المَنْقُوصُ نَقْصَهُ لَساءَهُ ما يَرى مِنْ عَيْبِهِ /7580.
18- Kim ayıbını ayıp bilseydi şüphesiz kendi ayıbını gördüğünde ondan hoşlanmazdı. /7580
19ـ مَنْ طَلَبَ عَيْباً وَجَدَهُ /7753
19- Ayıp arayan onu bulur. /7753
20ـ مَنْ بَصَّرَكَ عَيْبَكَ فَقَدْ نَصَحَكَ /7765.
20- Seni ayıbına karşı basiretli kılan şüphesiz sana nasihat etmiştir. /7765
21ـ مَنْ عَلِمَ ما فيهِ سَتَرَ عَلى أخيهِ /8171.
21- Kendisinde olanı bilen, kardeşine karşı örter. /8171
22ـ مَنْ أبانَ لَكَ عَيْبَكَ فَهُوَ وَدُودُكَ /8210.
22- Senin ayıbını senin için aşikâr eden dostundur. /8210
23ـ مَنْ ساتَرَ عَيْبَكَ فَهْوَ عَدُوُّكَ /8211.
23- Ayıbını örten senin düşmanındır. /8211
24ـ مَنْ كاشَفَكَ في عَيْبِكَ حَفِظَكَ في غيْبِكَ /8260.
24- Sana ayıbını gösteren, yokluğunda seni korur. /8260
25ـ مَنْ داهَنَكَ في عَيْبِكَ عابَكَ في غيْبِكَ /8261.
25- Ayıbın konusunda sana yalakalık eden yokluğunda seni ayıplar. /8261
26ـ مَنْ أبْصَرَ عَيْبَ نَفْسهِ لَمْ يَعِبْ أحَداً /8389.
26- Kendi ayıbını bilen kimseyi ayıplamaz. /8379
27ـ مَنْ بَحَثَ عَنْ عُيُوبِ النّاسِ فَلْيَبْدَأْ بِنَفْسِهِ /8489.
27- Halkın ayıbını teftiş edenin önce kendi ayıplarından başlaması gerekir. /8489
28ـ مَنْ أنْكَرَ عُيُوبَ النّاسِ, وَرَضِيَها لِنَفْسِهِ, فَذلِكَ الأحْمَقُ /8865.
28- Halkın ayıbını inkâr edip kendisi için onlara razı olan ahmaktır. /8865
29ـ مَنْ أزْرى عَلى غَيْرِهِ بِما يَأتِيِه فَذلِكَ الأخْرَقُ /8866.
29- Kendi yaptığı hatayı diğerleri için ayıplayan kimse ahmaktır. /8866
30ـ مِنْ أشَدِّ عُيُوبِ الْمَرْءِ أنْ تَخْفى عَلَيْهِ عُيُوبُهُ /9290.
30- İnsanın en büyük ayıbı, ayıplarının kendisine gizli kalmasıdır. /9290
31ـ ما يَمْنَعُ أحَدَكُمْ أنْ يَلْقى أخاهُ بِما يَكْرَهُ مِنْ عَيْبِهِ إلاّ مَخافَةُ أنْ يَلْقاهُ بِمِثْلِهِ قَدْ تَصافَيْتُمْ عَلى حُبِّ العاجِلِ وَ رَفْضِ الآجِلِ /9675.
31- Sizleri kardeşinizi istenmeyen ayıptan dolayı yüzleşmenizden men eden korku ve onun da sizinle aynı şekilde (bir ayıp ile) yüzleşmesinden başka bir şey değildir. /9675
32ـ ما حَفِظَ غَيْبَكَ مَنْ ذَكَرَ عَيْبَكَ /9703.
32- Ayıbını söyleyen yokluğunda hakkını korumamıştır. /9703
33ـ ما أَلاكَ جُهْداً فِي النَّصيحَةِ مَنْ دَلَّكَ عَلى عَيْبِكَ وَ حَفِظَ غَيْبَكَ /9704.
33- Ayıbını sana söyleyip yönlendiren, yokluğunda onu koruyan, sana nasihat etmeyi ihmal etmemiştir. /9704
34ـ مَعْرِفَةُ الْمَرْءِ بِعُيُوبِهِ أنْفَعُ المَعارِفِ /9848.
34- İnsanın ayıplarını bilmesi en faydalı marifettir. /9848
35ـ لا تَتَّبِعَنَّ عُيُوبَ النّاسِ فَإنَّ لَكَ مِنْ عُيُوبِكَ إنْ عَقَلْتَ ما يَشْغَلُكَ أنْ تَعيبَ أحَداً /10295.
35- Halkın ayıplarını arayıp bulmaya çalışma! Zira başkalarının ayıpları uğraşamayacak kadar kendini meşgul edecek ayıbının olduğunu anlarsın. /10295
36ـ لا تَعِبْ غَيْرَكَ بِما تَأْتِيهِ, وَلا تُعاقِبْ (وَلا تُعاِتْب) غَيْرَكَ بِذَنْبٍ تُرَخِّصُ لِنَفْسِكَ فيهِ /10384.
36- Kendinin de yaptığın işte halkı ayıplama. Kendin için yapmana izin verdiğin günahla başkasını cezalandırıp kınama. /10384
37ـ تَتَبُّعُ العَوْراتِ مِنْ أعْظَمِ السَّوْآتِ /4580.
37- Halkın günahlarını ve ayıplarını aramak en çirkin huylardandır. /4580
38ـ تَتَبُّعُ العُيُوبِ مِنْ أقْبَحِ العُيُوبِ وَشَرِّ السَّيِّئاتِ /4581.
38- Halkın ayıplarını aramak en çirkin ayıp ve en kötü günahlardandır. /4581
39ـ مَنْ كَشَفَ حِجابَ أخيهِ اِنْكَشَفَ عَوْراةُ بَيْتِهِ (بَنِيهِ) /8802.
39- Kardeşinin perdesini kaldıranın evinin ayıpları açılır. /8802
40ـ مَنْ تَتَبَّعَ عَوْراتِ النّاسِ كَشَفَ اللهُ عَوْرَتَهُ /8798.
40- Halkın ayıp ve günahlarını araştıranın Allah ayıplarını açar. /8796
41ـ مَنْ تَطَلَّعَ عَلى أسْرارِ جارِهِ اِنْهَتَكَتْ أسْتارُهُ /8798.
41- Komşusunun sırlarını öğrenmeye çalışanın (sır) perdesi yırtılır. /8798
42ـ مَنْ بَحَثَ عَنْ أسْرارِ غَيْرِهِ أظْهَرَ اللهُ أسْرارَهُ /8799.
42- Başkasının ayıbını araştıranın Allah gizlediklerini açığa vurur. /8799
43ـ مَنْ تَتَّبعَ خَفِيّاتِ العُيُوبِ حَرَمَهُ اللهُ مَوَدّاتِ القُلُوبِ /8800.
43- Halkın gizli ayıplarını arayanın dostluğunu Allah kalplere haram eder. /8800
44ـ اُسْتُرْ عَوْرَةَ أخِيكَ لِما تَعْلَمُهُ فيكَ /2290.
44- Kendi ayıplarının bilinmesini nasıl istemiyorsan, kardeşinin ayıplarını da gizle. /2290
45ـ اُسْتُرِ العَوْرَةَ ما اسْتَطَعْتَ يَسْتُرِ اللهُ سُبْحانَهُ مِنْكَ ما تُحِبُّ سَتْرَهُ /2354
45- Elinden geldiği kadar ayıpları ve hataları ört. Böylelikle Allah örtülmesini istediğin şeylerin üstünü örter. /2354
46ـ أمْقَتُ النّاسِ اَلعَيّابُ /2909.
46- Halkın en iğrenci ayıp arayandır. /2909
Dostları ilə paylaş: |