BULMAK
1ـ الوِجْدانُ سُلْوانٌ / 76.
1- (İstediğini) bulmak tesellidir. /76
BURHAN SAHİBİ
1ـ قَدْ يَسْتَظْهِرَ الْمُحْتَجُّ/ 6626.
1- Bazen burhan sahibinin de sırtı kuvvetli olur. /6626
2ـ مَنِ احْتَجَّ بِالْحَقِّ فَلَجَ/ 7727.
2- Hak üzere delil/ hüccet getiren zafere erer. /7727
BÜYÜKLÜK VE AZAMET
1ـ إنَّما الْمَجْدُ أنْ تُعْطِيَ فِي الغُرْمِ، وَ تَعْفُوَ عَنِ الْجُرْمِ / 3886.
1- Büyüklük, insanlara gerekli olan haklarını vermek suçlarını bağışlamaktır. /3886
2ـ لَمْ يُدْرِكِ الْمَجْدَ مَنْ عَداهُ الْحَمْدُ / 7532.
2- Övgünün terk ettiği kimse büyüklüğe ulaşamaz. /7532
3ـ مانالَ الْمَجْدَ مَنْ عَداهُ الْحَمْدُ / 9529.
3- Övgünün terk ettiği kimse büyüklük ve şerefe ulaşamaz. /9529
4ـ ما أدْرَكَ الْمَجْدَ مَنْ فاتَهُ الجِدُّ / 9530.
4- Ciddiyeti olmayan, büyüklük ve şerefe ulaşamaz. /9530
BÜYÜKLÜK
1ـ رُبَّ ذي اُبَّهَةٍ أحْقَرُ مِنْ كُلِّ حَقيرٍ/ 5325.
1- Nice kendini büyük görenler vardır ki bütün alçaklardan daha alçaktır. /5325
C
CAHİL
1ـ الجَاهِلُ لَنْ يُلْقى أبَداً إلاّ مُفَرِّطاً، أوْ مُفْرِطَاً/ 1716.
1- Cahil, ancak iki halde görülür; ya aşırıya kaçmışlardır, ya da geri kalmışlardır. /1716
2ـ الجَاهلُ لا يَرتدِعُ، وبِالمواعِظِ لا يَنْتَفِعُ/ 1729.
2- Cahil, gittiği yoldan geri dönmez; nasihatlerden faydalanmaz. /1729
3ـ الجَاهلُ مَنْ أطاعَ هَواهُ في مَعصيَةِ رَبِّهِ/ 1748.
3- Cahil, rabbine karşı günah işlemekte nefsi isteğine boyun eğendir. /1748
4ـ الجَاهلُ يستَوحشُ ممّا يَأنَسُ بهِ الحَكيْمُ/ 1772.
4- Cahil, hekim insanın ülfet bulduğu şeylerden ürker. /1772
5ـ الجَاهلُ لا يَعرفُ العَالِم لأنَّهُ لَم يَكُن قَبْلُ عالِماً/ 1780.
5- Cahil, alimi tanımaz; zira o, bundan önce alim değildi./1780
6ـ الجَاهلُ لا يَعْرفُ تَقصيرَهُ، ولا يَقْبَلُ مِنَ النَّصيحِ لهُ/ 1809.
6- Cahil hatasını tanımaz ve ona nasihat edenin sözünü kabul etmez. /1809
7ـ الجاهلُ يَعْتَمِدُ عَلى أمَلِهِ، وَيُقَصِّرُ في عَمَلِهِ/ 1967.
7- Cahil, arzusuna güvenir; amelinde ihmalkârlık eder. /1967
8ـ الجَاهلُ صَخْرَةٌ لا يَنفَجِرُ ماؤُها، وشَجَرةٌ لا يَخْضَرُّ عُودُها، وأرضٌ لا يَظهَرُ عُشْبُها/ 2081.
8- Cahil, suyu akmayan bir kaya, dalı yeşermeyen bir ağaç ve üzerinde ot bitmeyen çorak bir topraktır. /2081
9ـ الجَاهلُ مَيِّتٌ بَيْنَ الأحْياءِ/ 2118.
9- Cahil, dirilerin arasındaki ölüdür. /2118
10ـ أشْقَى النّاسِ الجَاهِلُ/ 2894.
10- İnsanlar arasında en sıkıntılı kimse cahildir. /2894
11ـ أجْهَلُ النّاسِ مُسِيئٌ مُستَأنِفٌ/ 2938.
11- İnsanların en cahili, (günaha) kaldığı yerden devam eden günahkârdır. /2938
12ـ أجْهَلُ النَّاسِ الْمُغْتَرُّ بِقَوْلِ مادِحٍ مُتَمَلِّقٍ، يُحَسِّنُ لَهُ القَبيحَ، ويُبَغِّضُ إلَيْهِ النَّصيحُ/ 3262.
12- İnsanların en cahili, dalkavuğun dalkavukluğuna kanandır; zira dalkavuk, çirkini ona güzel gösterir, nasihat edeni düşman eder. /3262
13ـ أبْغَضُ الخَلائِقِ إلى اللهِ تَعالى، اَلجاهِلُ لأنَّه حَرَمَهُ ما مَنَّ بِهِ عَلى خَلقِهِ، وَهُوَ العَقْلُ/ 3359.
13- Allah katında insanların en kötüsü cahildir. Zira cahil, Allah'ın, kullarına bağışladığı şeyden mahrum kalmıştır. O da akıldır. /3359
14ـ إنَّ الجَاهِلَ مَنْ جَهلهُ فيِ إغْواءٍ، ومَنْ هَواهُ في إغْراءٍ، فَقَوْلُهُ سَقيمٌ، وَفِعْلُهُ ذَميمٌ/ 3548.
14- Cahil, cahilliği (başkalarını) saptıran, dürtüleriyle (insanları) aldatan kimsedir; sözü hastalık taşır, işi kınanır. /3548
15ـ الجاهِلُ حَيرانٌ/ 198.
15- Cahil şaşkındır. /198
16ـ الجاهِلُ يَميلُ (يألِفُهُ مِثْلُهُ) إلى شِكْلِهِ/ 327.
16- Cahil benzerine çeker. /327
17ـ الْمَرْءُ عَدُوُّ ما جَهِلَ/ 423.
17- İnsan bilmediğinin düşmanıdır. /423
18ـ الجاهِلُ لا يَرْتَدِعُ/ 428.
18- Cahil, (kötülükten) engellemez. /428
19ـ الجاهِلُ عَبْدُ شَهْوَتِهِ/ 449.
19- Cahil şehvetinin kölesidir. /449
20ـ الجاهِلُ لا يَرْعَوي/ 640.
20- Cahil gittiği yoldan geri dönmez. /640
21ـ الجَاهِلُ يَرْفَعُ نَفْسَهُ فَيَتَّضِعُ/ 678.
21- Cahil kendini yüksek gösterir ama alçalır. /678
22ـ الجَاهِلُ مَنْ جَهِلَ قَدْرَهُ/ 1114.
22- Cahil kendi değerini bilmeyen kimsedir. /1114
23ـ الجَاهِلُ مَيِّتٌ وَإنْ كانَ حَيّاً/ 1125.
23- Cahil diri de olsa ölüdür. /1125
24ـ الجَاهِلُ كَزَلَّةِ العالِمِ صَوابُهُ/ 1162.
24- Cahilin doğruluğu, alimin sürçmesi gibidir. /1162
25ـ الجَاهِلُ مَنْ خَدَعَتْهُ الْمَطالِبُ/ 1190.
25- Cahil, olayların aldattığı kimsedir. /1190
26ـ الجَاهِلُ مَنْ جَهِلَ أمْرَهُ/ 1239.
26- Cahil, işini bilmeyen kimsedir. /1239
27ـ الجَاهِلُ من انْخدعَ لهَواه (بهواهُ) وغُرُورهِ/ 1285.
27- Cahil, ihtiras ve gururuna kanan kimsedir. /1285
28ـ الجَاهِلُ مَنِ اسْتَغشَّ النَّصيحَ/ 1394.
28- Cahil, nasihat edeni aldatır. /1394
29ـ الجَاهِلُ إذا جَمَدَ (جحد) وَجَدَ، وَإذا وَجَدَ (وَحَّدَ) ألْحَدَ/ 1534.
29- Cahil, cimrileştiğinde (servet) bulur; (servet) bulduğunda ise dinden çıkar. /1534
30ـ إنَّما الْجاهِلُ مَنِ اسْتَعْبَدَتْهُ الْمَطالِبُ/ 3864.
30- Cahil ancak (dünyevî) olayların köle ettiği kimsedir. /3864
31ـ إذا شابَ الجاهِلُ شَبَّ جَهْلُهُ/ 4170.
31- Cahil yaşlandığında cahilliği gençleşir. /4170
32ـ ثَرْوَةُ الجَاهِلِ في مالِهِ وَأمَلِهِ/ 4709.
32- Cahilin serveti malı ve arzusundadır. /4709
33ـ دَوْلَةُ الجاهِلِ كَالغَريبِ الْمُتَحَرِّكِ الى النُّقلَةِ/ 5108.
33- Cahilin devleti, göçe hazırlanan yabancı gibidir. /5108
34ـ رُبَّ جاهِلٍ نَجاتُهُ جَهْلُهُ/ 5301.
34- Nice cahiller vardır ki onları cahillikleri kurtaracaktır. /5108
35ـ زَلَّةُ الجَاهِلِ مَعْذُورَةٌ/ 5481.
35- Cahilin hatası mazur görülür. /5481
36ـ سُلطانُ الجاهِلِ يَبدي مَعائبَهُ/ 5578.
36- Cahilin saltanatı, onun ayıplarını ortaya çıkarır. /5578
37ـ شَرُّ مَنْ صاحَبْتَ الجَاهِلُ/ 5691.
37- En kötü kimse cahil arkadaştır. /5691
38ـ صَوابُ الجاهِلِ كَالزَّلَّةِ مِنَ العاقِلِ/ 5821.
38- Cahilin doğruluğu, akıllı insanın (bir anlık) sürçmesi gibidir. /5821
39ـ ضالَّةُ الجاهِلِ غَيرُ مَوجُودٍ/ 5898.
39- Cahilin yitirdiği bulunmaz.[25] /5898
40ـ طاعَةُ الجَهُولِ تَدُلُّ عَلى الجَهْلِ/ 5988.
40- Kara cahile uymak cehaletin göstergesidir. /5988
41ـ طاعَةُ الجَهولُ، وَكَثْرَةُ الفُضُولِ تَدُلاّنِ علَى الجَهْلِ/ 5998.
41- Kara cahile uymak ve çok gevezelik etmek, insanı cehalete sürükler. /5998
42ـ عادَةُ الأغْمارِ قَطْعُ مَوادِّ الإحْسانِ/ 6239.
42- Tecrübesiz kişilerin alışkanlığı, ihsan unsurlarını keser. /6239
43ـ غِنى الجاهِلِ بِمالِهِ/ 6382.
43- Cahilin zenginliği malıyladır. /6382
44ـ غُرورُ الجاهِلِ بِمُجالاتِ الباطِلِ/ 6391.
44- Cahil, bâtılın hileleriyle aldanır. /6391
45ـ كُلُّ جاهِلٍ مَفتُونٌ/ 6845.
45- Her cahil (dünya sevdasıyla) aldanır.[26] /6845
46ـ لِلْجاهِلِ في كُلَّ حالَةٍ خُسْرانٌ/ 7329.
46- Cahil her halükârda hüsrandadır. /7329
47ـ مَنْ جَهِلَ أُهْمِلَ/ 7687.
47- Cahil olan ihmal edilir. /7687
48ـ مَنْ جَهِلَ قَلَّ اعْتِبارُهُ/ 7837.
48- Cahilin itibarı az olur. /7837
49ـ مَنْ جَهِلَ عِلْماً عاداهُ/ 7885.
49- İlme cahil olan ona düşman kesilir. /7885
50ـ مَنْ جَهِلَ مَوضِعَ قَدَمِهِ زَلَّ/ 7920.
50- Attığı adımın yerini bilmeyen kayar. /7920
51ـ مَنْ جَهِلَ كَثُرَ عِثارُهُ/ 8390.
51- Cahilin sürçmesi çok olur. /8390
52ـ مَنْ جَهِلَ اغْتَرَّ بِنَفْسِهِ وَكانَ يَوْمُهُ شَرّاً مِنْ أمْسِهِ/ 8744.
52- Cahil kendi nefsine kanmıştır; bugünü dününden daha kötüdür. /8744
53ـ مِنْ طَبايِعِ الْجُهّالِ التَّسَرُّعُ الى الغَضَبِ في كُلِّ حالٍ/ 9351.
53- Her durumda gazâba koşmak, kara cahillerin huylarındandır. /9351
54ـ ما ضادَّ العُلَماءَ كَالجُهّالِ/ 9612.
54- Alimlere cahiller gibi düşmanlık eden olmamıştır. /9612
55ـ وَيْلٌ لِمَنْ تَمادى في جَهلِهِ، وطَوبى لِمَنْ عَقَلَ وَاهْتَدى/ 10089.
55- Cahilliğinde son hadde ulaşanın vay haline! Akıl edene ve hidayeti bulana ne mutlu! /10089
56ـ لا غِنى لِجاهِلٍ/ 10450.
56- Cahil için zenginlik yoktur. /10450
57ـ لا يُرى الجاهِلُ إلاّ مُفَرِّطاً (مُفْرِطاً)/ 10697.
57- Cahil, ancak pek aşırıya kaçmış (veya pek geri kalmış) olarak görülür. /10697
58ـ لا يَرْدَعُ الْجَهُولَ إلاّ حَدُّ الْحُسامِ/ 10816.
58- Kara cahili ancak kılıcın keskin yanı vazgeçirir. /10816
59ـ اِعْصِ الجاهِلَ تَسْلَمْ/ 2264.
59- Cahile başkaldır ki esenlik bulasın. /2264
Dostları ilə paylaş: |