GALİP/ MAĞLUP
1ـ قَدْ يَغْلِبُ المَغْلُوبُ /6441.
1- Bazen mağlup galip gelir. /6441
2ـ مَنْ غالَبَ مَنْ فَوْقَهُ قُهِرَ /8102.
2- Kendisinden üstün olanla mücadele eden yenilir. /8102
3ـ كُلُّ غالِبٍ غَيْرُ اللهِ مَغْلُوبٌ /6894.
3- Allah'tan başka her galip mağluptur. /6894
GASP
1ـ اَلْحَجَرُ الغَصْبُ فِي الدّارِ رَهْنٌ لِخَرابِها /1794.
1- Evde bulunan gaspedilmiş bir taş, oranın viran olmasına güvencedir. /1794
GAZAP/ ÖFKE
1ـ اَلْغَضَبُ يُرْدي صاحِبَهُ, وَيُبْدي مَعايِبَهُ /1709.
1- Öfke, sahibini (belaya) düşürür, ayıplarını ortaya çıkarır. /1709
2ـ اَلْغَضَبُ نارٌ مُوقَدَةٌ, مَنْ كَظَمَةُ أطْفَأَها, وَ مَنْ أطْلَقَهُ كانَ أوَّلَ مُحْتَرِقٍ بِها /1787.
2- Öfke, tutuşturulmuş bir ateştir; kim onu alt ederse ateşi söndürmüştür ve kim onu salıverirse onda yanan ilk kişi olur. /1787
3ـ اَلْغَضَبُ يُثيرُ كَوامِنَ الحِقْدِ /2164.
3- Öfke gizli kinleri tahrik eder. /2164
4ـ إيّاكَ وَ الغَضَبَ, فَأوَّلُهُ جُنُونٌ, وَ آخِرُهُ نَدَمٌ /235.
4- Öfkeden kaçın; zira başı delilik, sonu ise pişmanlıktır. /235
5ـ أقْدَرُ النّاسِ عَلَى الصَّوابِ مَنْ لَمْ يَغْضَبْ /3047.
5- Doğruluğa (ulaşmada) halkın en güçlüsü, öfkelenmeyenidir. /3047
6ـ أفْضَلُ الْمِلْكِ مِلْكُ الغَضَبِ /2904.
6- En üstün mülk, öfkeye sahip olmaktır. /2904
7ـ اِبْقَ لِرِضاكَ مِنْ غَضَبِكَ, وَإذا طِرْتَ فَقَعْ شَكِيراً /2340.
7- Mutluluğun için öfkenden vazgeç ve uçtuğun zaman çokça şükrederek in. /2340
8ـ اِحْتَرِسُوا مِنْ سَوْرَةِ الغَضَبِ, وَأعِدُّوا لَهُ ما تُجاهِدُونَهُ بِهِ مِنَ الكَظْمِ وَ الحِلْمِ /2507.
8- Kendinizi öfkenin hiddetinden koruyun; onunla kızgınlığınızı yatıştırarak ve sabrederek mücadele edin. /2507
9ـ اِحْذَرُوا الغَضَبَ, فَإنَّهُ نارٌ مُحْرِقَةٌ /2588.
9- Öfkeden uzak durun; zira o yakıcı bir ateştir. /2588
10ـ أفْضَلُ النّاسِ مَنْ كَظَمَ غَيْظَهُ, وَ حَلُمَ عَنْ قُدْرَةٍ /2104؟
10- Halkın en üstünü, gazap ateşini söndüren ve intikam almaya gücü olduğu halde sabredenidir. /3104
11ـ أعْدى عَدُوٍّ لِلْمَرْءِ غَضَبُهُ, وَ شَهْوَتُهُ, فَمَنْ مَلَكَهُما عَلَتْ دَرَجَتُهُ, وَبَلَغَ غايَتَهُ /3269.
11- İnsanın en azılı düşmanı öfkesi ve şehvetidir; öyleyse kim bu ikisine sahip olursa makamı yücelir, hedefine ulaşır. /3269
12ـ اَلْغَضَبُ مَرْكَبُ الطَّيْشِ /808.
12- Öfke, aptal ve kararsız bir binektir. /808
13ـ اَلْغَضَبُ يُثيرُ الطَّيْشَ /934.
13- Öfke aptallığı ve kararsızlığı doğurur. /909
14ـ اَلْغَضَبُ نارُ القُلُوبِ /965.
14- Öfke kalplerin ateşidir. /965
15ـ اَلْغَضَبُ شَرٌّ إنْ أطَعْتَهُ دَمَّرَ /1220.
15- Öfke şerdir; ona uyarsan yok eder. /1220
16ـ اَلْغَضَبُ عَدُوٌّ, فَلا تُمَلِكْهُ نَفْسَكَ /1337.
16- Öfke düşmandır; o halde onu kendine malik yapma. /1337
17ـ اَلْغَضَبُ يُفْسِدُ الألْبابَ, وَيُبْعِدُ مِنَ الصَّوابِ (عَنِ الثَّوابِ) /1356.
17- Öfke akılları bozar, doğru yoldan uzaklaştırır. /1356[45]
18ـ إنَّكُمْ إنْ أطَعْتُمْ سَوْرَةَ اَلْغَضَبِ أوْرَدَتْكُمْ نِهايَةَ العَطَبِ /3854.
18- Kuşkusuz, şiddetli gazaba uyacak olsanız, sizi yok oluşun doruğuna çıkarır. /3854
19ـ إذا تَسَلَّطَ عَلَيْكَ الغَضَبُ فَاغْلِبْهُ بِالحِلْمِ وَ الوَقارِ /4160.
19- Öfke sana musallat olduğunda sabır ve vakarla onu alt et. /4160
20ـ بِكَثْرَةِ الغَضَبِ يَكُونُ الطَّيشُ /4264.
20- İstikrarsızlık, öfkenin çokluğuyla olur. /4264
21ـ بِئْسَ القَرينُ اَلْغَضَبُ, يُبْدي الْمَعائِبَ, وَيُدْنِي الشَّرَّ, وَ يُباعِدُ الخَيْرَ /4417.
21- Öfke ne de kötü bir arkadaştır: ayıpları ortaya çıkarır, kötülüğü yaklaştırır, iyiliği ise uzaklaştırır. /4417
22ـ داوُوا الغَضَبَ بِالصَّمْتَ, وَ الشَّهْوَةَ بِالعَقْلِ /5155.
22- Öfkeyi susmakla, şehveti akılla tedavi edin. /5155
23ـ رَدُّ الغَضَبِ بِالحِلْمِ ثَمَرَةُ العِلْمِ /5397.
23- Öfkeyi sabırla geri çevirmek, ilmin meyvesidir. /5397
24ـ رُدُّوا البادِرَةَ بِالحِلْمِ /5404.
24- Öfkeyi sabırla geri çevirin. /5404
25ـ سَبَبُ العَطَبِ طاعَةُ الغَضَبِ /5519.
25- Öfkeye uymak, helâka neden olur. /5519
26ـ ضادُّوا الغَضَبَ بِالحِلْمِ , تَحْمِدُوا عَواقِبَكُمْ في كُلِّ أمْرٍ /5895.
26- Öfkeye karşı sabırla savaşarak bütün işlerinizin akıbetini güzelleştirin. /5895
27ـ ضِرامُ نارِ الغَضَبِ يَبْعَثُ عَلى رُكُوبِ العَطَبِ /5909.
27- Öfke ateşinin alevi, helâket bineğini harekete geçirir./ 5909
28ـ ضادُّوا الغَضَبَ بِالحِلْمِ /5911.
28- Öfkeye karşı sabırla savaşın. /5911
29ـ طاعَةُ الغَضَبِ نَدَمٌ وَعِصْيانٌ /6025.
29- Öfkeye uymak pişmanlık ve isyandır. /6025
30ـ ظَفِرَ بِالشَّيْطانِ مَنْ غَلَبَ غَضَبَهُ /6048.
30- Öfkesini yenen şeytanı da yener. /6048
31ـ ظَفِرَ الشَّيْطانُ بِمَنْ مَلَكَهُ غَضَبُهُ /6049.
31- Öfkenin üstün geldiği kimseye şeytan da üstün gelir. /6049
32ـ فِي الغَضَبِ اَلعَطَبُ /6500.
32- Helâk oluş, öfkededir. /6500
33ـ كَثْرَةُ الغَضَبِ تُزْري بِصاحِبِهِ, وَ تُبْدي مَعائِبَهُ /7165.
33- Öfkenin çokluğu sahibini lekeler, ayıplarını ortaya çıkarır. /7107
34ـ كُنْ بَطيءَ الغَضَبِ, سَريعَ الفَيْءِ, مُحِبّاً لِقَبُولِ العُذْرِ /7165.
34- Geç öfkelenen, çabuk dönen (öfkesini çabucak sakinleştiren) ve özrü kabul etmeyi seven biri ol. /7165
35ـ لَيْسَ لإبْلِيسَ وَهَقٌ أعْظَمُ مِنَ الغَضَبِ وَالنِّساءِ /7494.
35- Şeytanın gazaptan ve kadınlardan daha büyük tuzağı yoktur. /7494
36ـ مَنْ كَثُرَ تَغَضُّبُهُ مَلَّ /7823.
36- Gazabı çok olan usanır. /7823
37ـ مَنْ أطْلَقَ غَضَبَهُ تَعَجَّلَ حَتْفُهُ /7948.
37- Öfkesini salıverenin ölümü erken olur. /7948
38ـ مَنْ غَلَبَ عَلَيْهِ الغَضَبُ لَمْ يَأمَنِ العَطَبَ /7976.
38- Gazabın alt ettiği kimse, helâkten güvende olmaz. /7976
39ـ مَنْ غَلَبَ عَلَيْهِ غَضَبُهُ تَعَرَّضَ لِعَطَبِهِ /8139.
39- Gazabın alt ettiği kimse ölümünü istemiştir. /8139
40ـ مَنْ عَصى غَضَبَهُ أطاعَ الحِلْمَ /8180.
40- Gazabına başkaldıran sabrına uymuştur. /8180
41ـ مَنْ أطاعَ غَضَبَهُ تَعَجَّلَ تَلَفُهُ /8414.
41- Öfkesine uyanın helâki çabuklaşır. /8414
42ـ مَنْ كَثُرَ غَضَبُهُ لَمْ يُعْرَفْ رِضاهُ /8551.
42- Öfkesi çok olan mutlu olamaz. /8551
43ـ مَنْ غَضِبَ عَلى مَنْ لا يَقْدِرُ عَلى مَضَرَّتِهِ طالَ حُزْنُهُ, وَ عذَّبَ نَفْسَهُ /8728.
43- Kim zarar vermeye kadir olmayan birine öfkelenirse hüznü çoğalmış, nefsini azaplandırmıştır. /8728
44ـ مَنْ غَلَبَ عَلَيْهِ غَضَبُهُ وَ شَهْوَتُهُ فَهُوَ في حَيِّزِ البَهائِمِ /8756.
44- Gazabı ve şehveti kendine galip gelen kimse, dört ayaklı hayvanlar sınıfındadır. /8765
45ـ مَنِ اغْتاظَ عَلى مَنْ لا يَقْدِرُ عَلَيْهِ ماتَ بِغَيْظِهِ /9067.
45- Gücü yetmediği birine gazap eden kimse, öfkesiyle ölür. /9067
46ـ مَتى أشْفِي غَيْظي إذا غَضِبْتُ, أحِينَ أعْجِزُ (عَنِ الاِنْتِقامِ) فَيُقالَ لي لَوْ صَبَرْتَ, أمْ حينَ أقْدِرُ (عَلَيْهِ) فَيُقالَ لي لَوْ عَفَوْتَ /9842.
46- Öfkelendiğimde hışmımı ne zaman yatıştırayım, intikamdan aciz olduğum zaman mı? O zaman bana "sabretseydin.." derlerdi. Yoksa intikam almaya gücüm yettiğinde mi? O zaman da bana "affetseydin.." derlerdi. /9842
47ـ لا يَغْلِبَنَّ غَضَبُكَ حِلْمَكَ /10222.
47- Asla gazabın, sabrını alt etmesin. /10222
48ـ لا تُسْرِ عَنَّ إلَى الغَضَبِ فَيَتَسَلَّطَ عَلَيْكَ بِالعادَةِ /10288.
48- Gazap için acele etme sakın; yoksa alışkanlık edinirsin. /10288
49ـ لا أدَبَ مَعَ غَضَبٍ /10529.
49- Edeple gazap asla bir araya gelmez. /10529
50ـ لا نَسَبَ أوْضَعُ مِنَ الغَضَبِ /10617.
50- Öfkeden daha aşağılık bir nesep yoktur. /10617
51ـ لا يَقُومُ عِزُّ الغَضَبِ بِذُلِّ الاِعْتِذارِ /10793.
51- Gazabın izzeti, özür dileme zilletiyle bağdaşmaz. /10793
Dostları ilə paylaş: |