Alulbeyt Yayınları: 07



Yüklə 10,66 Mb.
səhifə63/84
tarix03.08.2018
ölçüsü10,66 Mb.
#66726
1   ...   59   60   61   62   63   64   65   66   ...   84

HEYBET VE KORKU


1ـ اَلْهَيْبَةُ خَيْبَةٌ / 167.

1- Heybet (saygı ile karışık korku) ümitsizliktir. /167

2ـ اَلْهَيْبَةُ مَقْرُونَةٌ بِالْخَيْبَةِ / 349.

2- Heybet, hüsranla beraberdir. /349

3ـ آفَةُ الْهَيْبَةُ الْمَزاحُ / 3943.

3- Heybetin âfeti şaka yapmaktır. /3943

4ـ قُرِنَتِ الْهَيْبَةُ‌ بِالْخَيْبَةِ / 6713.

4- Heybet, başarısızlığa yakındır. /6713


HAKLI


1ـ غَرَضُ الْمُحِقِّ الرَّشادُ/ 6423.

1- Haklının hükmü olgunluktur. /6423


HAKİM / VALİ


1ـ جُودُ الوُلاةِ بِفَيْءِ الْمُسْلِمينَ جَوْرٌ وَخَتَرٌ/ 4725.

1- Hakimin Müslümanların ganimetinden bağışta bulunması, zulüm ve hıyanettir. /4725

2ـ سَبْعٌ أكُولٌ حَطُومٌ، خَيرٌ مِنْ والٍ ظَلُومٍ غَشُومٍ/ 5626.

2- Yırtıcı ve obur bir hayvan, adaletten uzak zalim bir hakimden daha iyidir. /5626

3ـ شَرُّ الوُلاةِ مَنْ يَخافُهُ البَريءُ/ 5687.

3- Hakimlerin en kötüsü, suçsuz kimseyi korkutandır. /5687

4ـ مَنْ جارَتْ وِلايَتُهُ زالَتْ دَوْلَتُهُ/ 8365.

4- Zulüm üzere hükümet edenin devleti yok olur. /8365

5ـ مَنْ تَكَبَّرَ في وِلايَتِهِ كَثُرَ عِنْدَ عَزْلِهِ ذِلَّتُهُ/ 8717.

5- Hükümet ettiğinde tekebbür eden kimse, azledildiğinde çok zillet çeker. /8717

6ـ مَنِ اخْتالَ في وِلايَتِهِ أبانَ عَنْ حَماقَتِهِ/ 8718.

6- Hükümeti döneminde tekebbür eden kimse, ahmaklığını zahir etmiştir. /8718

7ـ مِنْ حَقِّ الرّاعي أنْ يَخْتارَ لِرَعِيَّتِهِ ما يَخْتارُهُ لِنَفْسِهِ/ 9335.

7- Hakimin hakkı, kendi için istediği şeyi halkı için istemektir. /9335

8ـ مِنَ النُّبْلِ أنْ تتيقظَ لإيجابِ حَقِّ الرَّعِيَّةِ إلَيْكَ، وتَتَغابى عَنِ الجِنايَةِ عَلَيْكَ/ 9407.

8- Halkın senin üzerindeki haklarını eda edebilmek için uyanık olman ve sana karşı hata yapıldığında onu görmezden gelmen asalettendir. /9407

9ـ والٍ ظَلومٌ غَشومٌ، خَيرٌ مِنْ فِتْنَةٍ تَدُومُ/ 10109.

9- Zalim ve zorba bir vali, dinmeyen fitneden daha hayırlıdır. /10109

10ـ لا جَوْرَ أفْظَعُ مِنْ جَوْرِ حاكِمٍ/ 10675.

10- Hakimin zulmünden daha çirkin zulüm yoktur. /10675


HAKİMLER


1ـ أفْظَعُ (أقْطَعُ) شَيْءٍ ظُلْمُ القُضاةِ / 3011.

1- En rezil şey (veya en keskin şey) hakimlerin zulmüdür. /3011

2ـ آفَةُ القُضاةِ الطَّمَعُ / 3936.

2- Hakimlerin afeti (belası) hırstır. /3936

3ـ شَرُّ القُضاةِ مَنْ جارَتْ أقْضِيَتُهُ / 5716.

3- Hakimlerin en kötüsü, zalimce hüküm verenlerdir. /5716

4ـ وَقالَ (عَليْهِ السّلامُ) في  حَقَّ مَنْ ذَمَّهُ: عاشٍ رَكّابُ عَشَواتٍ، جاهِلٌ رَكّابُ جَهالاتٍ، عادٍ عَلي نَفْسِهِ، مُزَيِّنٌ لَها سُلُوكَ الْمُحالاتِ، وَ باطِلَ التُّرَّهاتِ / 6318.

4- İmam (a.s) azarladığı biri hakkında şöyle buyurdu: Zayıf gözlü veya kör kimse, (cehalet) karanlıklarına ve cahilliklere çokça binen cahil, nefsine zulmeden, nefsini süsleyip halden hale sokan ve boş sözleri (hak sözler olarak gösteren) kimsedir. /6318

5ـ مَنْ جارَتْ أقضِيَتُهُ، زالَتْ قُدْرَتُهُ / 7943.

5- Zalimane hüküm veren hakimin gücü yok olur. /7943


HAKKI VE VAADİ GECİKTİRMEK


1ـ اَلْمَطَلُ وَ الْمَنُّ مُنَكَّدَا الإحْسانِ / 1595.

1- Vaadi geciktirmek ve minnet etmek ihsanı zorlaştıran iki şeydir. /1595

2ـ اَلْمَطَلُ أحَدُ الْمَنْعَيْنِ / 1605.

2- Vaadi geciktirmek, iki engelden biridir.[53] /1605

3ـ اَلْمَطَلُ عَذابُ النَّفْسِ / 635.

3- Vaadi geciktirmek ruha işkence vermektir. /635


HAKKA YARDIM


1ـ إنْ كُنْتُمْ لامُحالَةَ مُتَعَصِّبينَ فَتَعَصَّبُوا لِنُصْرَةِ الْحَقِّ وَ إغاثَةِ الْمَلْهَوفِ / 3738.

1- İlle de mutaassıp olmak zorunda kalırsan hakka ve çaresiz mazluma yardım konusunda mutaassıp ol. /3738

2ـ لَوْلَمْ تَتَخاذَلُوا عَنْ نُصْرَةِ الْحَقِّ لَمْ تَهِنُوا عَنْ تَوْهِينِ البْاطِلِ / 7596.

2- Hakka yardım etmeye sırt çevirmeseydiniz bâtılı aşağılamakta güçsüz olmazdınız.[54] /7596

3ـ مَنْ نَصَرَ الْحَقَّ أفْلَحَ / 7699.

3- Hakka yardımcı olan kurtuluşa erer. /7699

4ـ اُنْصُرِ اللهَ بِقَلْبِكَ وَ لِسانِكَ وَ يَدِكَ فَإنَّ اللهَ سُبْحانَهُ قَدْ تَكَفَّلَ بِنُصْرَةِ مَنْ يَنْصُرُهُ / 2382.

4- Kalbinle, dilinle ve elinle Allah'a yardım et. Şüphesiz Allah, kendisine yardım edene yardım etme konusunda kefildir. /2382

5ـ مَنْ نامَ عَنْ نُصْرَةِ وَلِيِّهِ اِنْتَبَهَ بِوَطْأَةِ عَدُوِّهِ / 8673.

5- Velisine (Allah'a, resulüne ve imamlara) yardım etmekten gafil olan, düşmanının tekmesiyle uyanır. /8673

6ـ مَنْ أحَدَّ سِنانَ الْغَضَبِ لِلّهِ سُبْحانَهُ قَوِيَ عَلي أشِدّاءِ الْباطِلِ / 8750.

6- Kim gazap mızrağını Allah için sivriltirse bâtıl güçlere karşı güçlü olur. /8750

7ـ لَمْ يَعْدَمِ النَّصْرَ مَنِ انْتَصَرَ بِالصَّبْرِ / 7538.

7- Sabırla yardım arayan, yardımı kaybetmemiştir. /7538


HAL HATIR SORMA


1ـ وقيلَ لهُ (ع) كَيْفَ تَجِدُكَ يا أميرَ المؤمِنينَ؟ فَقالَ: كَيْفَ يَكونُ (حالُ) مَنْ يَفْنى بِبَقائِهِ، وَيَسْقَمُ بِصِحَّتِهِ ويُؤْتى مِنْ مَأمَنِهِ؟‍/ 7010.

1- (Birisi İmam (a.s)’a kendini nasıl buluyorsun diye sorduğunda şöyle buyurdu:) Varlığı ile fani olan, sıhhati ile hasta olup emniyetli yerinden gitmeye hazırlananın hali nasıl olacak? /7010


HALK / İNSANLAR


1ـ اَلنّاسُ كَصُوَرٍ فِي الصَّحِيفَةِ (صَحيفَةٍ) كُلَّما طُوِيَ بَعْضُها نُشِرَ بَعْضُها/ 1882.

1- İnsanlar bir kâğıda sarılmış suretler gibidir; bir kısmını sardığında diğer kısmı dışarı taşar. /1882

2ـ اَلنّاسُ أبْناءُ الدُّنيا وَ الوَلَدُ مَطْبُوعٌ عَلي حُبِّ أمِّهِ / 1850.

2- İnsanlar dünyanın çocuklarıdır. Çocuk ise, ana sevgisi üzerine yaratılmıştır. /1850

3ـ اَلنّاسُ طالِبانِ: طالِبٌ وَ مَطْلُوبٌ، فَمَنْ طَلَبَ الدُّنيا طَلَبَةُ الْمَوْتُ حَتّي يُخْرِجَهُ عَنْها، وَ مَنْ طَلَبَ الآخِرَةَ طَلَبَتْهُ الدُّنيا حَتّي يَسْتَوْفِيَ رِزْقَهُ مِنْها / 2082.

3- İnsanlar isteyen ve istenen olmak üzere iki gruba ayrılırlar: Kim dünyayı isterse ölüm onu ister ve dünyadan çıkarır ve kim ahireti isterse dünya onu ister ve rızkını da ondan (dünyadan) alır. /2082

4ـ اَلنّاسُ ثَلاثَةٌ: فَعالِمٌ رَبّانيٌّ، وَ مُتَعَلِّمٌ عَلي سَبِيلِ نَجاةٍ، وَ هِمَجٌ رِعاعٌ أتْباعُ كُلِّ ناعِق‌ٍ، لَمْ يَسْتَضِيْئُوا بِنُورِ العِلْمِ، وَ لَمْ يَلْجَئُوا إلي رُكْنٍ وَثيق‌ٍ/ 2087.

4- İnsanlar üç kısımdır: Rabbanî alim, kurtuluş yolunu öğrenenler ve aklı az olup ilmin nurundan aydınlanmamış ve herkesin peşinden giden aylak, seviyesiz kimseler. Bu son kısımda olanlar sağlam bir temele dayanmamışlardır. /2087

5ـ اَلنّاسُ كَالشَّجَرِ شَرابُهُ واحِدُ، وَ ثَمَرُهُ مُخْتَلِفٌ / 2097.

5- İnsanlar ağaçlar gibidir; suları aynı ama, meyveleri farklıdır. /2097

6ـ اَلنّاسُ مَنْقُوصُونَ مَدْخُولُونَ إلاّ مَنْ عَصَمَ اللهُ سُبْحانَهُ، سائِلُهُمْ مُتَعَنِّتٌ، وَ مُجيبُهُمْ مُتَكَلِّفٌ، يَكادُ أفْضَلُهُمْ رَأْياً أنْ يَرُدَّهُ عَنْ فَضْلِ رَأيِهِ الرِّضي وَالسَّخَطُ، وَ يَكادُ أصْلَبُهُمْ عُوداً تَنْكأُهُ اللَّحظَةُ وَ تَسْتَحِيلُهُ الكَلِمَةُ الْواحِدَةُ / 2139.

6- Allah'ın koruduklarının dışında, insanların aklı azalmış ve hastalık girmiştir akıllarına. Soru soranları kınayıcıdır; cevap verenleri ise zorlayandır. Başkalarına karşı olan rıza ve gazapları, üstün görüşü olanı, bu görüşünden nerdeyse çevirecektir, zor işlerde ve direnişlerde sağlam vücudu olanı neredeyse bir bakışla hedefinden döndürecektir ve bir kelime ile onu yerinden oynatacaktır. /2139

7ـ اَلنّاسُ فِي الدُّنيا عاملانِ: عاملٌ فِي الدُّنيا لِلدُّنيا، قَدْ شَغَلَتْهُ دُنْياهُ عَنْ آخِرَتِهِ، يَخْشي عَلي مَنْ يُخَلِّفُ الْفَقْرَ، وَ يَأمَنُهُ عَلي نَفْسِهِ، فَيُفْنِي عُمْرَهُ في مَنْفَعَةِ غَيْرِهِ وَ عامِلٌ فِي الدُّنيا لِما بَعْدَها، فَجائَهُ الَّذي لَهُ بِغَيْرِ عَمَلٍ، فَأحْرَزَ الْحَظَّيْنِ مَعاً، وَ مَلَكَ الدّارَيْنِ جَميعاً / 2139.

7- İnsanlar çalışma bakımından iki kısma ayrılırlar: 1- Dünyada dünya için çalışan; gerçekte dünya onu ahiretinden alıkoymuştur. Geriye bıraktığı kimsenin fakirliği için korkuyor ama kendisinden emindir. Ömrünü başkalarının menfaati için harcar. 2- Dünyada dünyasından sonrası için çalışan; onun için olan, amelsiz olarak ona gelir. Dünya ve ahiret kârını beraber toplar, dünya ve ahiret evinin ikisine birden sahip olur. /2139

8ـ اَلنّاسُ مِنْ خَوْفِ الذُّلِّ مُتَعَجِّلُوا الذُّلِّ / 2172.

8- İnsanlar zilletin korkusundan dolayı zillete koşarlar. /2172

9ـ أفْضَلُ النّاسِ أنْفَعُهُمْ لِلنّاسِ / 2989.

9- İnsanların en üstünü, halka en çok faydalı olandır. /2989

10ـ أسْعَدُ النّاسِ اَلعاقِلُ الْمُؤمِنُ / 2990.

10- En mesut insan, akıllı mümindir. /2990

11ـ أفْضَلُ النّاسِ اَلسَّخِيُّ الْمُوقِنُ / 2991.

11- En üstün insan, şüphesi olmayanın cömertliğidir. /2991

12ـ أحْسَنُ النّاسِ ذِماماً أحْسَنُهُمْ إسْلاماً / 3033.

12- Hak ve saygı bakımından en iyi insan, İslamî yönden en iyi olandır. /3033

13ـ أجَلُّ النّاسِ مَنْ وَضَعَ نَفْسَهُ / 3036.

13- İnsanların en yücesi, nefsini alçaltandır. /3036

14ـ أقْوَي النّاسِ مَنْ قَوِيَ عَلي نَفْسِهِ / 3037.

14- Nefsine hakim olan, en güçlü insandır. /3037

15ـ أقْوَي النّاسِ مَنْ غَلَبَ هَواهُ / 3074.

15- İsteğine galip gelen, en güçlü insandır. /3074

16ـ أكْيَسُ النّاسِ مِنْ رَفَضَ دُنْياهُ / 3075.

16- En zeki insan, dünyasından yüz çevirendir. /3075

17ـ أرْبَحُ النّاسِ مَنِ اشْتَري بِالدُّنيا اَلآخِرَةَ / 3076.

17- En kazançlı insan, dünyayla ahireti satın alandır. /3076

18ـ أخْسَرُ النّاسِ مَنْ رَضِيَ الدُّنْيا عِوَضاً عَنِ الآخِرَةِ / 3077.

18- En büyük zarara uğrayan, ahiret yerine dünyaya razı olandır. /3077

19ـ أفْضَلُ النّاسِ مَنْ شَغَلَتْهُ مَعايِبُهُ عَنْ عُيُوبِ النّاسِ / 3090.

19- En üstün insan, kendi kusurlarıyla meşgul olup, halkın kusurlarıyla uğraşmayandır. /3090

20ـ أعْظَمُ النّاسِ سَعادَةً أكْثَرُهُمْ زَهادَةً‌ / 3100.

20- Saadet bakımından en yüce insan, en zahit olandır. /3100

21ـ أفْضَلُ النّاسِ مَنْ تَنَزَّهَتْ نَفْسُهُ وَ زَهَدَ عَنْ غُنْيَةٍ / 3103.

21- İnsanların en üstünü, nefsi (kötülüklerden) temizlenen ve imkanı olduğu halde dünyaya düşkün olmayandır. /3103

22ـ أغْبَطُ النّاسِ الْمُسارِعُ إلَي الْخَيْراتِ / 3122.

22- Halkın arasında en çok gıpta edilen, hayırlı işlerde çabuk davranandır. /3122

23ـ أحَقُّ النّاسِ بِالرَّحْمَةِ عالِمٌ يَجْرِي عَلَيْهِ حُكْمُ جاهِلٍ، وَ كَريمٌ يَسْتَوْلِي عَلَيْهِ لَئِيمٌ، وَ بَرٌّ تَسَلَّطَ عَلَيْهِ فاجِرٌ / 3159.

23- Rahmete en layık olan, cahil hükmü altında olan alim, kötünün kendisine lider olduğu saygın insan ve fesatçının musallat olduğu iyi insandır. /3159

24ـأفْضَلُ النّاسِ فِي الدُّنيا اَلأسْخِياءُ، وَ فِي الآخِرَةِ اَلأتْقِياءُ / 3210.

24- Cömert olan dünyada, takvalı olan ise ahirette insanların en üstünüdür. /3210

25ـ أسْوَءُ النّاسِ حالاً مَنِ انْقَطَعَتْ مادَّتُهُ وَ بَقِيَتْ عادَتُهُ / 3211.

25- Durumu en kötü olan insan, geliri kesilen ve adet ettiği harcamaları aynı kalan insandır. /3211

26ـ أتْعَبُ النّاسِ قَلْباً مَنْ عَلَتْ هِمَّتُهُ وَ كَثُرَتْ مُرُوئَتُهُ وَقَلَّتْ مَقْدُرَتُهُ / 3212.

26- İnsanlardan kalbi en yorgun olan; azmi yüksek, cömertliği çok ve gücü az olandır. /3212

27ـ أضْيَقُ النّاسِ حالاً مَن كَثُرَتْ شَهْوَتُهُ وَ كَبُرَتْ هِمَّتُهُ وَ زادَتْ مَؤُنَتُهُ وَقَلَّتْ مَعُونَتُهُ / 3235.

27- İstekleri çok, azmi yüksek, masrafı fazla ve yardım edeni az olan insan durumu en sıkışık olan insandır. /3235

28ـ أفْضَلُ النّاسِ مَنْ عَصي هَواهُ وَ أفْضَلُ مِنْهُ مَنْ رَفَضَ دُنْياهُ / 3236.

28- İnsanların en üstünü, heva ve heveslerine isyan eden, ondan daha üstün olanı ise dünyasından yüz çevirendir. /3236

29ـ أشْقَي النّاسِ مَنْ غَلَبَهُ هَواهُ فَمَلَكَتْهُ دُنْياهُ وَ أفْسَدَ أُخْراهُ / 3237.

29- İnsanların en bedbahtı, heva ve hevesinin kendisine galip geldiği kimsedir. Böylece dünya ona sahip olur ve ahiretini mahveder. /3237

30ـ إنَّما النّاسُ عالِمٌ وَ مُتَعَلِّمٌ وَ ما سِواهُما فَهَمَجٌ / 3905.

30- İnsanlar ya bilendir ya da öğrenen; bu ikisinin dışında olanlar ise ayaktakımıdır. /3905

31ـ إنَّما سَراةُ النّاسِ أُولُوا الأحْلامِ الرَّغِيبَةِ وَ الهِمَمِ الشَّريفَةِ وَ ذَوُو النُّبْلِ / 3914.

31- Halkın öncüleri; akılları kâmil, himmetleri yüksek ve soylu insanlardır. /3914

32ـ لِيَكُنْ أحْظَي النّاسِ مِنْكَ أحْوَطُهُمْ عَلَي الضُّعَفاءِ، وَ أعْمَلُهُمْ بِالْحَقِّ / 7383.

32- Zayıflara karşı en ihtiyatlı olan  ve hakka en çok amel eden kimse, senden en çok faydalanan kimse olmalıdır. /7383

33ـ خَيْرُ النّاسِ مَنْ إنْ أُغْضِبَ حَلُمَ وَ إنْ ظُلِمَ غَفَرَ وَ إنْ أُسِيءَ إلَيْهِ أحْسَنَ / 5000.

33- İnsanların en iyisi; kendisine gazaplanıldığında sabırlı, zulmedildiğinde affedici ve kötülük yapıldığında iyilik edendir. /5000

34ـ خَيْرُ النّاسِ مَنْ نَفَعَ النَّاسِ / 5001.

34- İnsanların en iyisi, onlara en faydalı olandır. /5001

35ـ خَيْرُ النّاسِ مَنْ تَحَمَّلَ مَؤُنَةَ النّاسِ / 5002.

35- İnsanların en iyisi, halkın geçimini üstlenendir. /5002

36ـ خَيْرُ النّاسِ أوْرَعُهُمْ وَشّرُّهُمْ أفْجَرُهُمْ / 5015.

36- İnsanların en iyisi, nefsini en çok koruyan; en kötüsü ise, en çok günah işleyendir. /5015

37ـ خَيْرُ النّاسِ مَنْ إذا أُعْطِيَ شَكَرَ وَ إذَا ابْتُلِيَ صَبَرَ وَ إذا ظُلِمَ غَفَرَ / 5020.

37- İnsanların en iyisi; nimet verildiğinde şükreden, bela geldiğinde sabreden ve haksızlık edildiğinde affedendir. /5020

38ـ خَيْرُ النّاسِ مَنْ أخْرَجَ الحِرْصَ مِنْ قَلْبِهِ، وَ عَصي هَواهُ في طاعَةِ رَبِّهِ / 5025.

38- İnsanların en iyisi; tamahı kalbinden çıkaran, Rabb'ine itaat etmekte heva ve hevesine isyan edendir. /5025

39ـ خَيْرُ النّاسِ مَنْ طَهَّرَ مِنَ الشَّهَواتِ نَفْسَهُ وَ قَمَعَ غَضَبَهُ وَ أرْضي رَبَّهُ / 5026.

39- İnsanların en iyisi; kendini nefsanî isteklerden temizleyen gazâbını bastıran ve Rabb'ini razı edendir. /5026

40ـ خَيْرُ النّاسِ مَنْ كانَ في يُسْرِهِ سَخِيّاً شَكُوراً / 5027.

40- İnsanların en iyisi, bolluk içerisindeyken şükredip (yoksullara) bağışlayandır. /5027

41ـ خَيْرُ النّاسِ مَنْ كانَ في عُسْرِهِ مُؤْثِراً صَبُوراً / 5028.

41- İnsanların en iyisi, sıkıntı içerisindeyken fedakar ve sabırlı olandır. /5028

42ـ خَيْرُ النّاسِ مَنْ زَهَدَتْ نَفْسُهُ، وَ قَلَّتْ رَغْبَتُهُ، وماتَتْ شَهْوَتُهُ وَ خَلَصَ إيمانُهُ وَصَدَقَ إيقانُهُ / 5031.

42- İnsanların en iyisi; nefsini dünya bağlarından kurtaran, arzusu az olan, nefsanî isteklerini öldüren, imanını ihlaslı eden ve yakini doğru olandır. /5031

43ـ خَوْضُ النّاسِ فِي الشَّيْءِ مُقَدَّمَةُ الْكائِنِ / 5067.

43- İnsanlar bir şeye daldıklarında bu, o şeyin başlangıcıdır. /5067

44ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ يَغُشُّ النّاسَ / 5677.

44- İnsanların en kötüsü, onları aldatandır. /5677

45ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ يَظْلِمُ النّاسَ / 5676.

45- İnsanların en kötüsü onlara zulmedendir. /5676

46ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ لا يَقْبَلُ العُذْرَ وَ لا يُقْيلُ الذَّنْبَ / 5685.

46- İnsanların en kötüsü, özürleri kabul etmeyen ve hataları affetmeyendir. /5685

47ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ يَري أنَّهُ خَيْرُهُمْ / 5701.

47- İnsanların en kötüsü, kendisini halkın en iyisi görendir. /5701

48ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ لا يُبالي أنْ يَراهُ النّاسُ مَسِيئاً / 5702.

48- İnsanların en kötüsü, halkın kendisini kötü görmesini önemsemeyendir. /5702

49ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ لا يَشْكُرُ النِّعْمَةَ وَلا يَرْعَي الحُرْمَةَ / 5705.

49- İnsanların en kötüsü, nimete şükretmeyen ve harama dikkat etmeyendir. /5705

50ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ سَعي بِالإْخوانِ وَ نَسِيَ الإحْسانَ / 5713.

50- İnsanların en kötüsü, (din) kardeşleri arasında söz dolaştıran ve yapılan iyiliği unutandır. /5713

51ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ لا يُرْجي خَيْرُهُ وَلا يُؤْمَنُ شَرُّهُ / 5732.

51- İnsanların en kötüsü; kendisinden hayır gelmeyen, kötülüğünden ise, güvende olunmayan kimsedir. /5732

52ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ لا يَعْتَقِدُ الأمانَةَ وَلا يَجْتَنِبُ الخِيانَةَ / 5734.

52- İnsanların en kötüsü, emanete riayet etmeyen ve ihanetten uzak durmayan kimsedir. /5734

53ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ لا يَعْفُو عَنِ الزَّلَّةِ وَلا يَسْتُرُ العَوْرَةَ‌ / 5735.

53- İnsanların en kötüsü, hatayı affetmeyip ayıbı da örtmeyendir. /5735

54ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ يُعِينُ عَلَي الْمَظْلُومِ / 5736.

54- İnsanların en kötüsü, mazlumun aleyhine yardım edendir. /5736

55ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ ادَّرَعَ اللُّؤْمَ وَ نَصَرَ الظَّلُومَ / 5737.

55- İnsanların en kötüsü, alçaklık zırhını giyip zalime yardımcı olandır. /5737

56ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ كانَ مُتَتَبِّعاً لِعُيُوبِ النّاسِ عَمِيّاً لِمَعائِبِهِ (عَنْ مَعائِبِهِ)/ 5739.

56- İnsanların en kötüsü, halkın kusurlarını araştırıp kendi kusurlarını görmezlikten gelendir. /5739

57ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ يَخْشَي النّاسَ في رَبِّهِ وَ لا يَخْشي رَبَّهُ فِي النّاسِ / 5740.

57- İnsanların en kötüsü; Rabb'i konusunda halktan korkup, halk konusunda Rabb'inden korkmayandır. /5740

58ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ يَبْتَغِي الْغَوائِلَ لِلنّاسِ / 5741.

58- İnsanların en kötüsü, halkın kötülüğünü isteyendir. /5741

59ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ لا يَثِقُ بِأحَدٍ لِسُوءِ ظَنِّهِ وَ لا يَثِقُ بِهِ أحَدٌ لِسُوءِ فِعْلِهِ / 5748.

59- İnsanların en kötüsü, kendi suizannından dolayı kimseye güvenmeyen ve yaptığı kötülüklerden dolayı kimsenin ona güvenmediği kimsedir. /5748

60ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ يَتَّقيهِ النّاسُ مَخافَةَ شَرِّهِ / 5749.

60- İnsanların en kötüsü, kötülük yapabileceği korkusuyla halkın kendisinden çekindiği kimsedir. /5749

61ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ كافي عَلَي الْجَمِيلِ بالقَبِيحِ وَ خَيْرُ النّاسِ مَنْ كافي عَلَي القَبِيحِ بِالْجَمِيلِ / 5750.

61- İnsanların en kötüsü, iyiliğe kötülükle karşılık veren, onların en iyisi ise, kötülüğe iyilikle karşılık verendir. /5750

62ـ شَرُّ النّاسِ اَلطَّويلُ الأمَلِ، اَلسَّيِّيءُ العَمَلِ / 5751.

62- İnsanların en kötüsü; arzusu uzun, ameli kötü olandır. /5751

63ـ مَنْ عَرَفَ النّاسَ تَفَرَّدَ / 7832.

63- İnsanları tanıyan, yalnızlığı seçer. /7832

64ـ مَنْ طَلَبَ لِلنّاسِ الغَوائِلَ لَمْ يَأْمَنِ البَلاءَ / 8053.

64- Halkın musibetini isteyen, beladan korunamaz. /8053

65ـ مَنْ عَرَفَ النّاسَ لَمْ يَعْتَمِدْ عَلَيْهِمْ / 8232.

65- İnsanları tanıyan, onlara güvenmez. /8232

66ـ مَنْ جَهِلَ النّاسَ اِسْتَنامَ (اِسْتأْمَنَ) إلَيْهِمْ / 8233.

66- İnsanları tanımayan, onlara güvenir. /8233

67ـ مَنْ عامَلَ النّاسَ بِالْجَمِيل كافَؤُوهُ بِهِ / 8716.

67- Kim halka iyi davranırsa halk da ona iyilikle karşılık verir. /8716

68ـ أفْضَلُ النّاسِ أعْمَلُهُمْ بِالرِّفْقِ وَ أكْيَسُهُمْ أصْبَرُهُمْ عَلَي الْحَقِّ / 3326.

68- İnsanların en üstünü, halka en yumuşak şekilde ve sevgiyle davranan; en akıllısı ise, hak için en çok sabredendir. /3326

69ـ أرْجَي النّاسِ صَلاحاً مَنْ إذا وَقَفَ عَلي مَساوِيهِ سارَعَ إلَي التَّحَوُّلِ عَنْها/ 3344.

69- İyi olma yönünden en ümitli insan, kötülüklerini gördüğünde hızla onlardan dönendir. /3344

70ـ أشْفَقُ النّاسِ عَلَيْكَ أعْوَنُهُمْ لَكَ عَلي صَلاحِ نَفْسِكَ وَأنْصَحُهُمْ لَكَ في دِينِكَ / 3373.

70- Sana karşı insanların en şefkatlisi, nefsini ıslahta sana en çok yardımcı olan ve dinin konusunda sana en çok nasihat edendir. /3373

71ـ إنَّ أفْضَلَ النّاسِ عِنْدَاللهِ مَنْ أحْيا عَقْلَهُ، وَ أماتَ شَهْوَتَهُ وَ أتْعَبَ نَفْسَهُ لِصَلاحِ آخِرَتِهِ / 3579.

71- Allah katında insanların en üstünü; aklını canlandıran, nefsanî isteklerini öldüren ve nefsini ahireti için zahmete düşürendir. /3579

72ـ اَلنّاسُ رجُلانِ طالبٌ لايَجِدُ وَ واجِدٌ لا يَكْتَفِي / 1531.

72- İnsanlar iki gruptur: İsteyip de bulamayan, bulup da yetinmeyen. /1531

73ـ اَلنّاسُ رَجُلانِ جَوادٌ لايَجِدُ، وَ واجِدٌ لايُسْعِفُ / 1532.

73- İnsanlar iki türlüdür: Cömert olup da bulamayan, bulup da halkın ihtiyacını gidermeyen. /1532

74ـ إنَّما النّاسِ رَجُلانِ مُتَّبِعُ شِرْعَةٍ وَ مُبْتَدِعُ بِدْعَةٍ / 3861.

74- İnsanlar iki gruptur. Bir grup doğru yolu izler, diğeri ise bidat çıkarır. /3860

75ـ يَنْبَغِي لِمَنْ عَرَفَ النّاسَ أنْ يَزْهَدَ فِيما في أيْدِيهمْ / 10939.

75- İnsanları tanıyana yakışan, onların elinde olanı istememesidir. /10939

76ـ اَلنّاسُ بِخَيْرٍ ما تَفاوَتُوا / 289.

76- İnsanların arasında farklılık onların hayrınadır. /289

77ـ أغْنَي النّاسِ فِي الآخِرَةِ أفْقَرُهُمْ فِي الدنُّيا / 3221.

77- Dünyada en fakir olan, ahirette en zengingir. /3221

78ـ وَجِيهُ النّاسِ مَنْ تَواضَعَ مَعَ رِفْعَةٍ‌، وَ ذَلَّ مَعَ مَنَعَةٍ / 10086.

78- İnsanların en yücesi, makamının üstünlüğüne rağmen alçakgönüllü olan ve gücüne rağmen yumuşak davranandır. /10086



Yüklə 10,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   59   60   61   62   63   64   65   66   ...   84




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin