1ـ إنْ سَمَتْ هِمَّتُكَ لإصْلاحِ النّاسِ، فَابْدَأْ بِنَفْسِكَ فَإنَّ تَعاطيكَ صَلاحَ غَيْرِكَ وأنْتَ فاسِدٌ أكْبَرُ العَيْبِ/ 3749.
1- Halkı ıslah etmeye karar verdiğinde önce kendinden başla; zira başkasını ıslah etmeye çalıştığında kendinin ıslah olmamış olması en büyük ayıptır. /3749
2ـ عَجِبْتُ لِمَنْ يَتَصَدّى لإصْلاحِ النّاسِ، وَنَفْسُهُ أَشَدُّ شَيْءٍ فَساداً فلا يُصْلِحُها وَيَتَعاطى إصْلاحَ غَيْرِهِ/ 6268.
2- Şaşırıyorum o insana ki halkı ıslah etmeye kalkmıştır; kendi nefsi ise bozuk ve ıslah olmamıştır; kendisini ıslah edip düzeltmeye çalışmadan başkasını ıslah etmeye çalışır. /6268
3ـ كَيْفَ يَصْلَحُ غَيْرَهُ مَنْ لا يُصْلِحُ نَفْسَهُ؟!/ 6995.
3- Kendi nefsini terbiye etmeden başkasını nasıl terbiye edebilir? /6995
4ـ أصْلِحْ إذا أنْتَ أفْسَدْتَ، وَأتْمِمْ إذا أنْتَ أحْسَنْتَ/ 2344.
4- Bozduğun şeyi düzelt ve ıslah et; ihsan ettiğinde onu tamamla, eksiksiz yerine getir. /2344
HALLER VE OLAYLARIN DEĞİŞMESİ
1ـ في تَصارِيفِ الأحْوالِ تُعْرَفُ جَواهِرُ الرِّجالِ/ 6470.
1- Kişilerin cevherleri/hakikatleri olayların değişmesi ve gelişmesinde tanınır. /6470
HARAM
1ـ الحرامُ سُحْتٌ/ 239.
1- Haram, yasak şeydir. /239
HASEP
1ـ لا جَمالَ كَالْحَسَبِ/ 10481.
1- Hasep gibi yücelik yoktur. /10481
HASET
1ـ الحَسَدُ أحَدُ العَذابَيْنِ/ 1635.
1- Haset iki azaptan biridir. /1635
2ـ الحَسَدُ الأمُ الرَّذيلتَينِ/ 1650.
2- Haset, iki rezil sıfatın en aşağılık olanıdır. /1650
3ـ الحَسَدُ داءٌ عَياءٌ، لا يَزولُ إلاّ بهلكِ الحاسدِ، أوْ مَوْتِ الْمَحْسودِ/ 1889.
3- Haset, dermanı olmayan bir hastalıktır; haset eden helak olmadıkça, yahut haset edilen ölmedikçe yok olmaz. /1889
4ـ الحَسَدُ يأكُلُ الْحَسَناتِ كَما تَأكُلُ النّارُ الحَطَبَ/ 1891.
4- Ateşin odunu yediği gibi haset de iyilikleri yer. /1891
5ـ الحَسَدُ عَيْبٌ فاضِحٌ، وَشُحٌّ (شَجىٌّ) فادِحٌ، لا يَشفي صاحبَهُ إلا بُلوغُ آمالِهِ فيمَنْ يَحْسُدُهُ/ 2205.
5- Haset onur kırıcı bir ayıp, cimrilik ciddi bir derttir. Haset eden, haset ettiği kimse hakkında arzularına kavuşmadıkça şifa bulmaz. /2205
6ـ اِحْذَرُوا الْحَسَدَ، فَإنّهُ يُزْري بالنَّفسِ/ 2585.
6- Kaçının hasetten! Zira haset, insanı küçük düşürür. /2285
7ـ إيّاكَ والحَسَدَ، فَإنَّهُ شَرُّ شيمَةٍ، وأقْبَحُ سَجِيَّةٍ، وخَليقَةُ إبْليسَ/ 3653.
7- Hasetten uzak dur! Zira haset huyların en kötüsü, kişiliklerin en çirkini ve şeytanın huyudur. /3653
8ـ الحَسَدُ يُضْني/ 29.
8- Haset yıpratır. /29
9ـ الحَسَدُ شَرُّ الأمْراضِ/ 332.
9- Haset, en kötü hastalıktır. /232
10ـ الحَسَدُ حَبْسُ الرُّوحِ/ 372.
10- Haset ruhun hapsidir. /372
11ـ الحَسَدُ رَأسُ العُيوبَ/ 558.
11- Haset ayıpların başıdır. /558
12ـ الحَسَدُ يُنَكِّدُ العَيْشَ/ 809.
12- Haset, hayatı zorlaştırır. /809
13ـ الحَسَدُ يُضني الجَسَدَ/ 943.
13- Haset, bedeni yıpratır. /943
14ـ الحَسَدُ يُذيبُ الْجَسَدَ/ 981.
14- Haset, bedeni eritir. /981
15ـ الحَسَدُ يُنْشِئُ الْكَمَدَ/ 1038.
15- Haset, beraberinde dert getirir. /10381
16ـ الحَسَدُ مِقْنَصَةُ (مَنْقَصَةُ) إبليسَ الْكُبْرى/ 1133.
16- Haset, büyük şeytanın tuzağıdır. /1133
17ـ الحَسَدُ مَرَضٌ لا يُؤْسى/ 1378.
17- Haset, iyileşmeyen hastalıktır. /1378
18ـ الحَسَدُ دأبُ السّفِلِ، وأعْداءِ الدُّوَلِ/ 1472.
18- Haset, aşağılık insanların huyu ve devletlerin düşmanıdır. /1472
19ـ إذا أمْطَرَ التّحاسُدُ نَبَتَ التّفاسُدُ/ 4131.
19- Hasetler yağdığında fesatlar türer. /4131
20ـ ثَمَرَةُ الْحَسَدِ شَقاءُ الدُّنيا والآخِرةِ/ 4632.
20- Hasedin meyvesi, dünya ve ahiret bedbahtlığıdır. /4632
21ـ دَعِ الحَسَدَ، والكذبَ، والحقدَ، فإنَّهنَ ثلاثةٌ تَشينُ الدّينَ، وتُهلكُ الرَّجُلَ/ 5137.
21- Hasedi, yalanı ve kini bırak; çünkü bu üç sıfat dini lekeler, insanı helak eder. /5137
22ـ رَأسُ الرّذائلِ الحَسَدُ/ 5242.
22- Rezilliklerin başı hasettir. /5242
23ـ سَبَبُ الكَمْدِ الحَسَدُ/ 5521.
23- Dertlerin kaynağı hasettir. /5521
24ـ سِلاحُ اللُّؤمِ الحَسَدُ/ 5554.
24- Alçaklığın silahı hasettir. /5554
25ـ شَرُّ ما صَحِبَ الْمَرْءَ الحَسَدُ/ 5678.
25- İnsana arkadaşlık eden en kötü şey hasettir. /5678
26ـ طَهِّرُوا قُلوبَكُمْ مِنَ الحَسَدِ، فإنَّهُ مُكمِدٌ مُضْني/ 6016.
26- Kalplerinizi hasetten temizleyin; zira haset dert verir, yıpratır. /6016
27ـ كَما أنَّ الصَّدَأ يأكُلُ الحَديدَ حَتىّ يُفْنِيَهُ، كَذلِكَ الْحَسَدُ يُكْمِدُ الجَسَدُ حَتّى يُفْنِيَهُ/ 7216.
27- Pasın demiri yiyip bitirdiği gibi, haset de bedeni üzer, bitirir. /7216
28ـ لَيْسَ الحَسَدُ مِنْ خُلُقُ الأتْقياءِ/ 7454.
28- Haset, takva sahiplerinin erdemlerinden değildir. /7454
29ـ مِنْ صغَرِ الهمَّةِ حسَدُ الصَّديقِ علَى النِّعْمَةِ/ 9256.
29- Nimet içinde olan arkadaşa haset etmek, himmetin küçüklüğündendir. /9256
30ـ وَيْحَ الحَسَدِ ما أعْدَلَهُ، بَدَأ بِصاحبِهِ فَقَتَلَهُ/ 10095.
30- Yazıklar olsun hasede! Nedir onu adil kılan? Başlarken sahibiyle başladı, sonra da onu öldürdü. /10095
31ـ لا تَحاسَدُوا فَإنَّ الحَسَدَ يَأكُلُ الإيمانَ، كَما تَأْكُلُ النّارُ الحَطَبَ، وَلا تَباغَضُوا فَإنَّها الحالقَةُ/ 10376.
31- Birbirinize karşı haset etmeyin; zira, ateşin odunu yediği gibi haset de imanı yer.Birbirinizden nefret de etmeyin; zira nefret, pek keskindir (yakınlığı keser). /10376
32ـ لاداءَ كَالحَسَدِ/ 10478.
32- Haset gibi dert yoktur. /10478
HASETÇİ, ÇEKEMEZ
1ـ الحَسُودُ، والحَقُودُ لا تَدُومُ لَهُما مَسَرَّةٌ/ 1586.
1- Hasetçi ve kincinin sevinci çok sürmez. /1586
2ـ الحَسُودُ أبَداً عَليلٌ، وَالبَخيلُ أبَداً ذَليلٌ/ 1764.
2- Hasetçi daima hasta, cimri daima zelildir. /1764
3ـ الحَسُودُ دائِمُ السُّقْمِ وإنْ كانَ صَحِيحَ الْجِسْمِ/ 1963.
3- Bedeni sağlam olsa da hasetçi daima hastadır. /1963
4ـ الحَسُودُ أبَداً عَليلٌ/ 782.
4- Hasetçi daima hastadır. /782
5ـ الحَسُودُ لا يَبْرَءُ/ 884.
5- Hasetçi sıhhat bulmaz. /884
6ـ الحَسُودُ لا يَسُودُ/ 1017.
6- Hasetçiden efendi olmaz. /1017
7ـ الحَسُودُ غَضْبانٌ عَلى القَدَرِ/ 1270.
7- Hasetçi, kaderine de gazap eder. /1270
8ـ الحَسُودُ كَثيرُ الْحَسَراتِ، مُتَضاعِفُ السَّيِّئاتِ/ 1520.
8- Hasetçinin hasreti çok, günahları kat kattır. /1520
9ـ عِنْدَ تَظاهُرِ النِّعَمِ يَكْثُرُ الْحُسّادُ/ 6213.
9- Nimetler aşikâr olduğunda hasetçiler çoğalır. /6213
10ـ عَجِبْتُ لِغَفْلَةِ الحُسّادُ عَنْ سَلامَةِ الأجْسادِ/ 6262.
10- Hasetçilerin beden sağlığından gâfil olmalarına şaşarım! /6262
11ـ لَيْسَ لِحَسُودٍ خُلَّةٌ/ 7484.
11- Hasetçinin dostu yoktur. /7484
12ـ مَنْ كَثُرَ حَسَدُهُ، طالَ كَمَدُهُ/ 8427.
12- Hasedi artanın sıkıntısı uzar. /8427
13ـ ما أقَلَّ راحَةُ الْحَسُودِ/ 9479.
13- Ne de azdır hasetçinin huzuru! /9479
14ـ لا تَكُونُوا لِفَضْلِ اللهِ عَلَيْكُمْ حُسّاداً/ 10233.
14- Allah’ın fazlından dolayı birbirinize haset etmeyin. /10233
15ـ لا راحَةَ لِحَسُودٍ/ 10435.
15- Hasetçinin huzuru olmaz. /10435
16ـ لا يوجَدُ الْحَسُودُ مَسْرُوراً/ 10562.
16- Mutlu hasetçi bulunmaz. /10562
17ـ لا يَكُونُ المؤمنُ حَسُوداً/ 10565.
17- Mümin, hasetçi olmaz. /10565
18ـ لاعَيْشَ أنْكَدُ مِنْ عَيْشِ الحَسُودِ والحَقُودِ/ 10747.
18- Hasetçi ve kinci insanın hayatı kadar sıkıntılı bir hayat yoktur. /10747
19ـ لا يَرْضَى الحَسُودُ عَمَّنْ يحْسدُهُ إلاّ بِالموتِ، أو بِِزَوالِ النِّعمَةِ/ 10812.
19- Hasetçi, haset ettiği kimse ölmeden yahut, nimeti elinden gitmeden ondan razı olmaz. /10812
20ـ يَشْفيكَ مِنْ حاسِدِكَ أنّهُ يَغْتاظُ عِنْدَ سُروركَ/ 11030.
20- Sana haset eden sana şifa verir; sen mutlu olduğunda o öfkelenir. /11030
21ـ الحَسُودُ لا خُلَّةَ لَهُ/ 886.
21- Hasetçinin dostu olmaz. /886
22ـ الحَسُودُ لا شِفاءَ لَهُ/ 1005.
22- Hasetçinin şifası olmaz. /1005
23ـ الحاسِدُ يَرى أنّ زَوالَ النّعمةِ عَمَّنْ يَحْسُدُهُ نِعْمَةٌ عَلَيْهِ/ 1832.
23- Hasetçi, haset ettiği kimsenin nimetinin yitmesini kendine dönen nimet olarak görür. /1832
24ـ العَجَبُ لِغَفْلَةِ الحُسّادِ عَنْ سَلامةِ الأجْسادِ/ 1803.
24- Hasetçilerin, beden sağlığından gaflet etmeleri şaşılacak şeydir. /1803
25ـ الحاسِدُ يُظْهِرُ وُدَّهُ في أقْوالِهِ، ويُخْفي بُغْضَهُ في أفْعالِهِ، فَلَهُ اسْمُ الصَّديقِ، وصِفَةُ العَدُوِّ/ 2105.
25- Hasetçi, dostluğunu sözlerinde aşikâr eder, düşmanlığını davranışlarında gizler; adı dosttur ama sıfatı düşman. /2105
26ـ الحاسِدُ يَفْرَحُ بالشُّرورِ، ويغتَمُّ بالسّرُورِ/ 1474.
26- Hasetçi, kötü hallere sevinir, mutlu hallere üzülür. /1474
27ـ الحاسِدُ لا يَشْفيهِ إلاّ زَوالُ النّعْمَةِ/ 1478.
27- Hasetçi, (başkasının) nimeti yitmedikçe şifa bulmaz. /1478
Dostları ilə paylaş: |