İMAM
1ـ إمامٌ عادِلٌ خَيْرٌ مِنْ مَطْرٍ وَابِلٍ/ 1491.
1- Adil imam, sağanak yağmurdan daha hayırlıdır. /1491
2ـ مَنْ أطاعَ إمامَهُ فقَدْ أطاعَ رَبَّهُ/ 8705.
2- İmamına itaat eden, rabbine itaat etmiştir. /8705
3ـ يَحْتاجُ الإمامُ الى قَلْبٍ عَقُولٍ، وَلِسانٍ قَؤُولٍ، وَجَنانٍ عَلى إقامَةِ الْحَقِّ صَؤُولٍ/ 11010.
3- İmam, idrak sahibi gönüllere, konuşmasını bilen dillere ve hakkı ayakta tutacak cesur yüreklere muhtaçtır. /11010
İMAMET
1ـ الإمَامَةُ نِظامُ الأمَّةِ/ 1095.
1- İmamet, ümmetin düzenidir. /1095
2ـ وَالإمامَةَ نِظاماً لِلأمَّةِ/ 6608.
2- Allah, imameti, ümmetin düzeni için vacip kıldı. /6608
İMAN
1ـ الإيمانُ أفْضَلُ الأمانَتَيْنِ (الأمانَيْنِ)/ 1666.
1- İman, iki emanetin[79] en üstünüdür. /1666
2ـ الإيمانُ قَوْلٌ بِاللِّسانِ، وَعَمَلٌ بِالأرْكانِ/ 1755.
2- İman, dille söylemek, uzuvlarla amel etmektir. /1755
3ـ الإيمانُ وَالحَياءُ مَقْرُونانِ في قَرَنٍ، وَلا يَفْتَرِقانِ/ 1784.
3- İman ile hayâ birbirlerine bağlıdır; ayrılmazlar. /1784
4ـ الإيمانُ وَالعِلْمُ (وَالعَمَلُ) أخَوانِ تَوْأمانِ، وَرَفيقانِ لايَفْتَرِقانِ/ 1785.
4- İman ile amel,[80] ikiz kardeş ve ayrılmaz iki dostturlar. /1785
5ـ الإيمانُ شَجَرَةٌ، أصْلُها اليَقينُ، وَفَرْعُها التُّقى، وَنُورُها الحَياءُ، وَثَمَرُها السَّخاءُ/ 1786.
5- İman bir ağaçtır: Kökü yakîn, dalı takva, ışığı hayâ, meyvesi ise cömertliktir. /1786
6ـ الإيمانُ، وَالإخْلاصُ، وَاليَقينُ، الوَرَعُ، اَلصَّبْرُ وَالرِّضا بِما يَأتي بِهِ القَدَرُ/ 1855.
6- İman, ihlas, yakîn ve takva, kaderin getirdiklerine sabretmek ve rıza göstermektir. /1855
7ـ الإيمانُ وَالعَمَلُ أخَوانِ تَوْأمانِ، وَرَفيقانِ لا يَفْتَرِقانِ، لا يَقْبَلُ اللهُ أحَدَهُما الاّ بِصاحِبِهِ/ 2094.
7- İman ile amel, ayrılmaz iki dost ve ikiz kardeştirler; Allah, biri olmadan diğerini kabul etmez. /2094
8ـ أفْضَلُ الإيمانِ، الأمانَةُ/ 2905.
8- En üstün iman, emanettarlıktır. /2905
9ـ أفْضَلُ الإيمانِ، حُسْنُ الإيقانِ/ 2992.
9- En üstün iman, güzel yakîndir. /2992
10ـ أقْوَى النَّاسِ إيمانَاً أكثَرُهُمْ توَكُّلاً علَى اللهِ سُبْحانَهُ/ 3150.
10- İman bakımından halkın en üstünü, Allah'a tevekkülü en çok olandır. /3150
11ـ أقْرَبُ النّاسِ مِنَ اللهِ سُبحانَهُ أحْسَنُهمْ إيماناً/ 3193.
11- Halk arasında Allah'a en yakın kimse, imanı en güzel olan kimsedir. /3193
12ـ أفْضَلُ الإيمان الإخْلاصُ وَالإحْسانُ، وَأقْبَحُ الشِّيَمِ التَّجافي وَالعُدْوانُ/ 3316.
12- En üstün iman, ihlas ve ihsan; en kötü huy, kabalık ve düşmanlıktır. /3316
13ـ أفْضَلُ الإيمانِ حُسْنُ الإيقانِ وَأفْضَلُ الشَّرَفِ بَذْلُ الإحْسانِ/ 3317.
13- En üstün iman, yakînin güzelliği; en üstün erdem, bağışta bulunmaktır. 3317
14ـ إنَّ أفْضَلَ الإيمانِ إنْصافُ الرَّجُلِ مِنْ نَفْسِهِ/ 3439.
14- En üstün iman, insanın kendine karşı insaflı olmasıdır. /3439
15ـ إنَّ مَحَلَّ الإيمانِ الْجَنانُ، وَسَبيلَهُ الأذُنانِ/ 3472.
15- İmanın yeri kalpler, yolu ise kulaklardır. /3472
16ـ الإيمانُ أمانٌ/ 69.
16- İman huzurdur. /69
17ـ الإيمانُ واضِحُ الوَلائِجِ/ 457.
17- İman, açıkça içe işler. /457
18ـ الإيمانُ شَفيعٌ مُنْجِحٌ/ 553.
18- İman, kazandıran şefaatçidir. /553
19ـ الإيمانُ بَريءٌ مِنَ الْحَسَدِ/ 608.
19- İman, hasetten uzaktır. /608
20ـ الإيمانُ أعْلى غايَةٍ/ 850.
20- İman, hedeflerin en üstünüdür. /850
21ـ الْكُفْرُ يَمْحاهُ (يَمْحُوهُ) الإيمانُ/ 867.
21- İman, küfrü yok eder. /867
22ـ الإيمانُ إخْلاصُ العَمَلِ/ 873.
22- İman, amelin ihlasıdır. /873
23ـ النَّجاةُ مَعَ الإيمانِ/ 891.
23- Kurtuluş, imandadır. /891
24ـ الإيمانُ شِهابٌ لا يَخْبُو/ 948.
24- İman, sönmeyen ateştir. /948
25ـ الإيمانُ بَريءٌ مِنَ النِّفاقِ/ 1244.
25- İman, nifaktan uzaktır. /1244
26ـ الإيمانُ صَبْرٌ في البَلاءِ، وَشُكْرٌ في الرَّخاءِ/ 1350.
26- İman darlıkta sabır, genişlikte şükürdür. /1350
27ـ إنْ آمَنْتَ بِاللهِ أمِنَ مُنْقَلَبُكَ/ 3734.
27- Allah'a iman ettiysen döneceğin yer güvende olur. /3734
28ـ بِالإيمانِ تَكُونُ النَّجاةُ/ 4206.
28- Kurtuluş, imanla olur. /4206
29ـ بِالإيمانِ يُسْتَدَلُّ عَلى الصّالِحاتِ/ 4325.
29- Salih amellere delil, imanla gösterilir. /4325
30ـ بِالإيمانِ يُرْتَقى إلى ذُرْوَةِ السَّعادَةِ نِهايَةِ الْحُبُورِ/ 4323.
30- Saadet ve mutluluğun doruğuna imanla çıkılır. /4323
31ـ الإيمانُ نَجاةٌ/ 185.
31- İman, kurtuluştur. /185
32ـ ثَمَرَةُ الإيمانِ الفَوْزُ عِنْدَ اللهِ/ 4587.
32- İmanın meyvesi, Allah katındaki kurtuluştur. /4587
33ـ ثَمَرَةُ الإيمانِ الرَّغْبَةُ في دارِ البَقاءِ/ 4652.
33- İmanın meyvesi, kalıcı yurt için rağbet etmektir. /4652
34ـ ثَلاثٌ مَنْ كُنَّ فيهِ كَمُلَ ايمانُهُ: العَقْلُ، وَالحِلْمُ، وَالعِلْمُ/ 4658.
34- Üç şeye sahip olan kimsenin imanı kâmildir: Akıl, hoşgörü, ilim. /4658
35ـ ثَلاثٌ مَنْ كُنَّ فيهِ اسْتَكْمَلَ الإيمانَ: مَنْ أذا رَضىَ لَمْ يُخْرِجْهُ رِضاهُ اِلى باطِلٍ، وَإذا غَضِبَ لَمْ يُخْرِجْهُ غَضَبُهُ عَنْ حَقٍّ، وَإذا قَدَرَ لَمْ يَأخُذْ ما لَيْسَ لَهُ/ 6668.
35- Üç şeye sahip olan kimse, imanını kâmil etmiştir: Razı olduğunda rızası onu bâtıla yönlendirmeyen, gazap ettiğinde gazabı onu haktan ayırmayan ve kudreti olduğunda hakkı olmadığı şeyi almayan kimse. /6668
36ـ ثَلاثٌ مَنْ كُنَّ فيهِ فَقَدْ أكْمَلَ الإيمانَ: العَدْلُ في الغَضَبِ وَالرِّضا، وَالقَصْدُ في الفَقْرِ وَالغِناءِ وَاعْتِدالُ الخَوْفِ وَالرَّجاءِ/ 4671.
36- Üç şeye sahip olan kimse, gerçekten de imanını kâmil etmiştir: Gazapta ve hoşgörülükte adil olmak, fakirlikte ve zenginlikte eşit olmak, korku ve ümitte dengeli olmak. /4671
37ـ ثَلاثٌ مِنْ كُنُوزِ الإيمانِ: كِتْمانُ المُصيبَةِ، وَالصَّدَقَةُ، وَالمَرَضُ/ 4672.
37- Üç özellik imanın hazinelerindendir: Musibeti, sadakayı ve hastalığı gizlemek. /4672
38ـ حُسْنُ العَفافِ، وَالرِّضا بِالْكَفافِ مِنْ دَعائِمِ الإيمانِ/ 4838.
38- İffetli olmak ve elde-avuçtakine kanaat etmek, imanın esaslarındandır. /4838
39ـ خَفْضُ الصَّوْتِ وَغَضُّ البَصَرِ، وَمَشْيُ القَصْدِ، مِنْ أمارَةِ الإيمانِ وَحُسْنِ التَّدَيُّنِ/ 5273.
39- Sesi alçaltmak, göz yummak ve orta yolu yürümek imanın alametlerinden ve dindarlığın güzelliğindendir. /5073
40ـ دَوامُ الطّاعاتِ، وَفِعْلُ الخَيْراتِ، وَالمُبادَرَةُ اِلى المَكْرُماتِ مِنْ كَمالِ الإيمانِ، وَأفْضَلِ الإحْسانِ/ 5141.
40- Daima (Allah'a) itaat etmek, hayır işler yapmak ve iyilikte yarışmak, imanın kemalinden ve ihsanın üstünlüğündendir. /5141
41ـ زَيْنُ الإيمانِ الوَرَعُ/ 5468.
41- İmanın süsü takvadır. /5468
42ـ وَقالَ (ع) في ذِكْرِ الإيمانِ: زُلْفى لِمَنِ ارْتَقَبَ، وَثِقَةٌ لِمَنْ تَوَكَّلَ، وَراحَةٌ لِمَنْ فَوَّضَ، وَجُنَّةٌ لِمَنْ صَبَرَ/ 5497.
42- (İman), kendini kontrol eden için bir mevki, tevekkül eden için bir güvence, işlerini (Allah'a) havale eden için bir rahatlık ve sabreden için bir kalkandır. /5497
43ـ زَيْنُ الإيمانِ طَهارَةُ السَّرائرِ، وَحُسْنُ العَمَلِ في الظّاهرِ/ 5504.
43- İmanın süsü gizlide, amelin güzelliği ise aşikârda temiz olmaktır. /5504
44ـ سَلُوا اللهَ الإيمانَ وَاعْمَلُوا بِمُوجَبِ القُرْآنِ/ 5649.
44- Allah'tan iman isteyin ve Kurân'ın vaciplerine amel edin. /5649
45ـ شَرُّ الإيمانِ ما دَخَلهُ الشَّكُّ/ 5724.
45- En kötü iman, içine şüphenin girdiği imandır. /5724
46ـ صَلاحُ الإيمانِ الوَرَعُ، وَفَسادُهُ الطَّمَعُ/ 5724.
46- İmanın salahı takva, fesadı ise tamahtır. /5798
47ـ صِدْقُ الإيمانِ، وَصَنايعُ الإحْسانِ، أفْضَلُ الذَّخائِرِ/ 5814.
47- İmanda samimi olmak ve ihsan etmek, hazinelerin en üstünüdür. /5814
48ـ صُنْ إيمانَكَ مِنَ الشَّكِّ: فَإنَّ الشَّكَّ يُفْسِدُ الإيمانَ كَما يُفْسِدُ المِلْحُ العَسَلَ/ 5822.
48- İmanını şüpheden koru! Zira şüphe, tuzun balı bozduğu gibi imanı bozar. /5822
49ـ عَلَيْكُمْ بإخْلاصِ الإيمانِ فَإنَّهُ السّبيلُ اِلى الجنّةِ وَالنّجاةُ مِنَ النّارِ/ 6167.
49- İmanınızı ihlaslı kılın! Zira iman, ateşten kurtuluşa ve cennete uzanan bir yoldur. /6167
50ـ علَى الصِّدْقِ وَالأمانَةِ مَبْنَى الإيمانِ/ 6198.
50- İman, doğruluk ve emanettarlık üzere inşa edilmiştir. /6198
51ـ غايَةُ الإيمانِ الإيقانُ/ 6346.
51- İmanın en yüce mertebesi, yakîn sahibi olmaktır. /6346
52ـ غايةُ الإيمانِ الموالاةُ في اللهِ، وَالمُعاداةُ في اللهِ، وَالتّباذُلُ في اللهِ، والتّواصُلُ في اللهِ سُبحانَهُ/ 6378.
52- İmanın en yüce mertebesi; Allah için dostluk etmek, Allah için düşmanlık etmek, Allah için bağış yapmak ve Allah için vuslat etmektir. /6378
53ـ فَمِنَ الإيمانِ ما يَكُونُ ثابِتاً مُسْتَقِرّاً في القُلُوبِ وَمِنْهُ مَا يَكُونُ عَوارِىَ بَيْنَ القُلُوبِ وَالصُّدُورِ/ 6592.
53- Bazı imanlar var ki kalplerde yer edinmiştir, yerleşmiştir oraya; bazıları da var ki kalplerle sinelerin arasındadır, ödünç almıştır orayı. /6592
54ـ فَرَضَ اللهُ سُبحانَهُ الإيمانُ تَطْهيراً مِنَ الشّرْكِ/ 6608.
54- Allah, imanı şirkten temizlenmek için farz kıldı. /6608
55ـ قَدْ أوْجَبَ الإيمانُ عَلى مُعْتَقِدِهِ إقامَةَ سُنَنِ الإسْلامِ وَالفَرْضِ/ 6708.
55- Gerçekten de iman, ona inanana, İslam'ın kurallarını ve farzlarını yerine getirmeyi vacip kılmıştır. /6708
56ـ قَوُّوا إيمانَكُمْ (قَوِّ إيمانَكَ) بِاليَقينِ فَإنّهُ أفْضَلُ الدّينِ/ 6797.
56- İmanınızı yakînle güçlendirin. Zira iman, dinin en üstünüdür. /6797
57ـ كَيْفَ يَجِدُ حَلاوَةَ الإيمانِ مَنْ يُسْخِطُ الحقَّ؟!/ 7004.
57- Hakkı gazaba getiren, imanın tadını nasıl alır? /7004
58ـ كَسْبُ الإيمانِ لُزُومُ الْحَقِّ، وَنُصْحُ الخَلْقِ/ 7222.
58- İmanın getirisi, haktan ayrılmamak ve halka yol göstermektir. /7222
59ـ كَذِبَ مَنِ ادَّعى الإيمانَ وَهُوَ مَشْغُوفٌ (مَشْعُوفٌ) مِنَ الدُّنْيا بخُدَعِ الأمانيِّ وَ زُورِ المَلاهي/ 7238.
59- Dünyadan yana kendini boş hayallere kaptıran ve gününü boş eğlencelerle geçiren kimsenin iman iddiası yalandır. /7238
60ـ لقاحُ الإيمانِ تَلاوَةُ القُرْآنِ/ 7633.
60- İmanın aşısı Kurân okumaktır. /7633
61ـ مَنِ ارْتابَ بالإيمانِ أشرَكَ/ 8485.
61- İmandan yana şüphe eden şirke düşer. /8485
62ـ مَنْ لا إيمانَ لهُ لا أمانةَ لهُ/ 8762.
62- İmanı olmayanın emanettarlığı da olmaz. /8762
63ـ مَنْ أحبَّ أنْ يكمُلَ إيمانُهُ فَلْيَكُنْ حُبُّهُ للهِ، وَبُغْضُهُ للهِ، وَرِضاهُ للهِ، وَسَخَطُهُ للهِ/ 8897.
63- İmanının kâmil olmasını dileyen Allah için sevsin, Allah için buğzetsin, Allah için hoşgörülü olsun ve Allah için gazap etsin. /8897
64ـ مَنْ أعْطى في اللهِ، وَمَنَعَ في اللهِ، وَأحَبَّ في اللهِ، وأبْغَضَ في اللهِ، فَقَدِ اسْتَكْمَلَ الإيمانَ/ 9031.
64- Allah yolunda bağışta bulunan, Allah için engelleyen, Allah için seven ve Allah için buğzeden, imanını tekmil etmiştir. /9031
65ـ مِلاكُ الإيمانِ حُسْنُ الإيقانِ/ 9726.
65- İmanın ölçüsü yakînin güzelliğidir. /9726
66ـ نجا مَنْ صَدَ قَ إيمانُهُ وَهُدِىَ مَنْ حَسُنَ إسْلامُهُ/ 9996.
66- İmanı doğru olan kurtulmuş, İslam'ı güzel olan hidayet olmuştur. /9996
67ـ لا شَرَفَ أعْلى مِنَ الإيمانِ/ 10624.
67- İmandan daha üstün şeref yoktur. /10624
68ـ لا وَسيلَةَ أنجَحُ مِنَ الإيمانِ/ 10662.
68- İmandan daha kurtarıcı bir vesile yoktur. /10662
69ـ لا إيمانَ كَالحيَاءِ وَالسَّخاءِ/ 10753.
69- Hayâ ve cömertlik gibi iman yoktur. /10753
70ـ لا يَنْفَعُ الإيمانُ بِغَيرِ تَقْوى/ 10828.
70- Takvasız imanın faydası olmaz. /10828
71ـ لا يَكْمُلُ إيمانُ عَبْدٍ حَتّى يُحِبَّ مَنْ أحَبَّهُ اللهُ سُبْحانهُ، وَيُبْغِضَ مَنْ أبْغَضَهُ اللهُ سُبْحانهُ/ 10849.
71- Allah'ın sevdiğini sevmedikçe ve buğzettiğine buğzetmedikçe kulun imanı kâmil olmaz. /10849
72ـ لا يَصْدُقُ إيمانَ عَبْدٍ حَتّى يَكونَ بما في يَدِ اللهِ سُبْحانَهُ أوْثَقَ مِنْهُ بِما في يَدِهِ/ 10850.
72- Allah'ın elinde olana kendi elinde olandan daha fazla güvenmeyen kulun imanı sadık değildir. /10850
73ـ لا شَيْءَ يَدَّخِرُهُ الإنْسانُ كَالإيمانِ باللهِ وصَنايعِ الإحْسانِ/ 10862.
73- İnsan için Allah'a iman etmek ve ihsanda bulunmak gibi hazine yoktur. /10862
74ـ يُسْتَدَلُّ عَلى إيمانِ الرّجُلِ بِالتّسْليمِ وَلُزُومِ الطّاعَةِ/ 10955.
74- Kişi için imanın kanıtı, teslimiyet ve itaattir. /10955
75ـ يُسْتَدَلُّ عَلى الإيمانِ بِكِثْرَةِ التُّقى، وَمِلْكِ الشَّهْوَةِ، وَغَلَبَةِ الْهَوى/ 10968.
75- İman; takvanın çokluğu, şehvete hakim olma ve heva-hevesi alt etmeyle kanıtlanır. /10968
76ـ يَحْتاجُ الإيمانُ إلى الإيقانِ/ 11019.
76- İman, yakîne muhtaçtır. /11019
77ـ يَحتاجُ الإيمانُ الى الإخلاصِ/ 11022.
77- İman, ihlasa muhtaçtır. /11022
78ـ مَنْ صَدَّقَ اللهَ سُبْحانَهُ نَجى/ 9073.
78- Allah'ı doğrulayan kurtulmuştur. /9073
79ـ أصْلُ الإيمانِ حُسْنُ التَّسْليمِ لأمْرِ اللهِ/ 3087.
79- Asıl iman, en güzel şekilde Allah'ın emrine teslim olmaktır. /3087
80ـ آمِنْ تأمَنْ/ 2261.
80- İman et, güvende ol. /2261
Dostları ilə paylaş: |